<#comment>#comment>
<#comment>#comment>
Başbakanımız, Afyon'da derdini anlatmaya çalışan pancar üreticisi köylümü azarladı. "Pancar ile ilgili bir sıkıntı yok. Kota mota yok" dedi. Anlaşıldığı kadarı ile Başbakanımız pancar konusunda yanlış bilgilendirilmiş.
Anadolu'da dertlerini dinlediğim pancar üreticisi köylümün durumunu Başbakanıma arz edeyim de, sıkıntının ve kotanın ne olduğundan haberleri olsun.
Benim 400 bin üreticim pancar ekiyor. Bunlar aileleriyle 2 milyon insan ediyor. Bunlar pancar parasıyla geçiniyor.
Pancar, üreticinin şeker fabrikasıyla yaptığı sözleşmeye göre ekiliyor. Açık anlatımıyla her isteyenin istediği yerde pancar ekmesi, götürüp şeker fabrikasına satması mümkün değil.
Pancar mart ayından itibaren toprağa atılıyor. Şeker fabrikaları yıl içinde üreticiye "ayni olarak tohum, gübre, şeker" yardımı yapıyor. Sözleşme bedelinin yüzde 45'i dolayında "nakdi" avans veriyor.
Zavallı bir köylü kadının "mazotun pahalılığından yakınması" üzerine sinirlendi. Köyü kadının ağzının payını verdi. "Şimdi bacım... Geçen yıl çiftçiye yüzde 35 mazotta indirim yaptık mı? E mübarek... Mazotta yüzde 35 indirim yapıyoruz. Oldu olacak bedava verelim. Şimdi ne istiyorsunuz ki? Enerjiyi bağlayalım. Suyu bağlayalım. Mazotu bedava verelim. Oldu olacak yemeği de ağzınıza biz koyalım" dedi.Başbakanımız yurtdışı ilişkilerde, yurtiçinde büyük sermaye çevreleriyle ilişkilerinde "mülayim, saygılı, anlayışlı, diyaloğa açık" bir politikacı görünümünde... Ama halkının karşısına çıkınca nedense "hırçınlaşıyor". Halkını ve de köylüsünü "azarlıyor". Ben de buna çok mu, çok üzülüyorum. Dertleniyorum.Afyonda haksız yere azarladığı o köylü kadın benim "bacım". Bacımın anlatamadığı derdini Başbakanımıza duyurmak istiyorum. İşte bu nedenle "Başbakanımızın affına sığınarak, durumu arz ediyorum".Köylüm, tarlasını mazot ile sürüyor. Tarlasını sulamak için çalıştırdığı su pompasında mazot yakıyor. Köylümün kendi traktörü, kendi pompası var ise mazotu doğrudan alıyor. Tarlayı traktörcüye sürdürüyor, suyu başkasından alıyor ise, mazot parası traktör kirasını ve su parasını yükseltiyor.Ürün
<#comment>#comment>
<#comment>#comment>
Başbakanımız AKP'nin Afyon mitinginde köylüsü ile tartıştı. Köylüsünü azarladı. Pancar konusunda köylüsünün derdini dile getirmesine kızdı. "Pancar ile ilgili bir sıkıntı yok. Kota yok" dedi. "En ufak sıkıntıda feryat ediyorsunuz. Olumlu işleri görmüyorsunuz" dedi. 2003 yılında Afyon çiftçisine ürün bedeli olarak 62 triyon lira ödendiğini hatırlatarak, "Devletin bu iyiliğini unutmayın" dedi.
Zavallı bir köylü kadının "mazotun pahalılığından yakınması" üzerine sinirlendi. Köyü kadının ağzının payını verdi. "Şimdi bacım... Geçen yıl çiftçiye yüzde 35 mazotta indirim yaptık mı? E mübarek... Mazotta yüzde 35 indirim yapıyoruz. Oldu olacak bedava verelim. Şimdi ne istiyorsunuz ki? Enerjiyi bağlayalım. Suyu bağlayalım. Mazotu bedava verelim. Oldu olacak yemeği de ağzınıza biz koyalım" dedi.
Başbakanımız yurtdışı ilişkilerde, yurtiçinde büyük sermaye çevreleriyle ilişkilerinde "mülayim, saygılı, anlayışlı, diyaloğa açık" bir politikacı görünümünde... Ama halkının karşısına çıkınca nedense "hırçınlaşıyor". Halkını ve de köylüsünü "azarlıyor". Ben de buna çok mu, çok üzülüyorum. Dertleniyorum.
Afyon'da haksız yere azarladığı o köylü kadın benim "bacım".
Öte yanda "seçildiklerinde ne yapacaklarını" sorduğumda, adayların hepsi de, "Önce hemşerilerimizin işsizlik sorununa çare bulacağım" dedi. Ve de "orada takılıp kaldı". Bir belediye başkanının işsizliğe nasıl çare bulabileceğini bilen yok. Bilmesine de imkan yok.Halkın bekleyişini AKPli adaylar çok iyi "istismar" ediyor. "Biz Tayyip Erdoğanın, iktidarın adamıyız. İktidarın tüm olanaklarını kullanacağız. Biz seçilince hükümet buraya para akıtacak. İş imkanları artacak" diyor. Diğer partilerin adayları AKPli adaya değil, Erdoğana karşı seçim savaşı veriyor. Geçen hafta Rize, Trabzon, Giresun, Gümüşhane, Bayburt ve Erzurumda seçmenlere "Belediye başkanından ne beklediklerini" sordum. Hemen herkes "işsizliğe çare bulsun" dedi. Üzerlerine gittim. "Belediye başkanının görevi hemşerilerine iş bulmak değil. Belediye hizmetlerini en iyi şekilde vermek" dedim. Onlar yine de tekrarladı, "İş bulmak hizmet değil mi? Burada en önemli sorun işsizlik. Önce halka iş bulsunlar. Sonra ne yapacaklar ise yapsınlar." Gümüşhanede Atatürk Caddesinde Muammer Taşın Kızılayın altındaki dükkanında, "AKPnin ilde ne yapacağını" konuşuyorduk. Taş, görevden alınan AKP il yönetiminde başkan yardımcısı idi.
<#comment>#comment>
<#comment>#comment>
Geçen hafta Rize, Trabzon, Giresun, Gümüşhane, Bayburt ve Erzurum'da seçmenlere "Belediye başkanından ne beklediklerini" sordum. Hemen herkes "işsizliğe çare bulsun" dedi. Üzerlerine gittim. "Belediye başkanının görevi hemşerilerine iş bulmak değil. Belediye hizmetlerini en iyi şekilde vermek" dedim. Onlar yine de tekrarladı, "İş bulmak hizmet değil mi? Burada en önemli sorun işsizlik. Önce halka iş bulsunlar. Sonra ne yapacaklar ise yapsınlar."
Öte yanda "seçildiklerinde ne yapacaklarını" sorduğumda, adayların hepsi de, "Önce hemşerilerimizin işsizlik sorununa çare bulacağım" dedi. Ve de "orada takılıp kaldı". Bir belediye başkanının işsizliğe nasıl çare bulabileceğini bilen yok. Bilmesine de imkan yok.
Halkın bekleyişini AKP'li adaylar çok iyi "istismar" ediyor. "Biz Tayyip Erdoğan'ın, iktidarın adamıyız. İktidarın tüm olanaklarını kullanacağız. Biz seçilince hükümet buraya para akıtacak. İş imkanları artacak" diyor. Diğer partilerin adayları AKP'li adaya değil, Erdoğan'a karşı seçim savaşı veriyor.
Münire Hanım güç durumda
Taliban daha önce de Kabil - Kandahar karayolunu yapan bir başka şantiyeye baskın düzenlemiş, Gülsan - Çukurova şantiyesi mühendislerinden Hasan Önalı kaçırmıştı.Kabil - Kandahar karayolunu dört Türk inşaat firması, dört bölüm halinde inşa ediyor. Baskına uğrayan şantiye Kabile 250 km. uzaklıkta. Yüzün üstünde Türk müteahhidi Afganistanda 413 milyon dolarlık iş yapıyor. Türk taahhüt firmaları, Gülsan, Kolin, Çukurova, Tepe, Yüksel, Mensel, Makimsan, Seyaş, Zafer, Delta, ZMD, Enteş, Limak, Sürcon, Karizma, Çapı inşaat ve mühendislik şirketleri Afganistanda iş almış, kontrat yapmış, şantiye kurmuş, işe başlamış durumda.Bu şantiyelerde yüzlerle Türk mühendis, binlerle Türk işçi çalışıyor.Afganistanda değişik yol yapımı projelerini üstlenen Gülsan - Çukurova Ortak Girişimi yöneticisi yüksek mühendis Mehmet Gül, 6 bin metrekare büyüklüğündeki şantiyelerinde Türkiyeden götürdükleri 600 işçi ve mühendis ile değişik bölgelerde yollar yaptıklarını anlatıyor.Mehmet Gülden öğrendiğime göre, Türk müteahhitlerinin Afganistanda tek sorunları "güvenlik". Başkent ve ana yollar dışındaki bölgelerde büyük sorunlar yaşanıyor.Türk müteahhitler, mühendisler ve işçiler Amerikan ve Afgan askerlerin
<#comment>#comment>
<#comment>#comment>
Afganistan'da Kabil - Kandahar karayolu inşaatının şantiyesine ait araca pusu kuran Taliban üyeleri aracı koruyan Afgan askerler ile silahlı çatışmaya girdi. İki Afgan askeri ile şantiyede çalışan 29 yaşındaki Türk mühendis Tolga Erdem vuruldu, öldü. Taliban, şantiye şefi Karayolları'nın eski mensuplarından 50 yaşındaki mühendis Salih Aksoy ile tercümanını kaçırdı.
Taliban daha önce de Kabil - Kandahar karayolunu yapan bir başka şantiyeye baskın düzenlemiş, Gülsan - Çukurova şantiyesi mühendislerinden Hasan Önal'ı kaçırmıştı.
Kabil - Kandahar karayolunu dört Türk inşaat firması, dört bölüm halinde inşa ediyor. Baskına uğrayan şantiye Kabil'e 250 km. uzaklıkta. Yüzün üstünde Türk müteahhidi Afganistan'da 413 milyon dolarlık iş yapıyor. Türk taahhüt firmaları, Gülsan, Kolin, Çukurova, Tepe, Yüksel, Mensel, Makimsan, Seyaş, Zafer, Delta, ZMD, Enteş, Limak, Sürcon, Karizma, Çapı inşaat ve mühendislik şirketleri Afganistan'da iş almış, kontrat yapmış, şantiye kurmuş, işe başlamış durumda.
Bu şantiyelerde yüzlerle Türk mühendis, binlerle Türk işçi çalışıyor.
Afganistan'da değişik yol yapımı projelerini üstlenen Gülsan - Çukurova Ortak Girişimi
Mahmut Uykusuz, Erzurumun şimdiki belediye başkanı. Son günlerde karları küreyen, daha önce yolları, alt ve üstgeçitleri yapan başkan. Önceki dönem Mahmut Uykusuz MHP adayı olarak seçilmiş. Bu seçime ise MHP, Mahmut Uykusuzun partisi olarak giriyor. Çünkü Mahmut Uykusuzun ismi MHPnin önüne geçmiş durumda.DYPnin adayı avukat Sadullah Kaya. CHPnin adayı Volkan Gencer. SHPnin adayı Cemalettin Hınıslıoğlu.Erdoğan, Erzurumlu dostu "Mahmut Hoca"nın (Kişioğlu) tavsiyesi ile avukat Ahmet Küçükeri belediyesi başkan adayı olarak "atamış". Atanmış adayı Erzurumlu tanımıyor. Bu nedenle başkanlık seçiminde sandığa giden AKPye oy verecek ise, Ahmet Küçüker için değil Tayyip Erdoğan için oy verecek.Erzurumun nasıl kar altında kaldığını TV ekranlarından izlemiş, fotoğraflarını gazetelerde görmüştüm. Dün Erzurumun içine girince hayrete düştüm. Belediye Başkanı Uykusuz yolları, kaldırımları temizletmiş. Şehir içinde kar kalmamış. Ağır kış şartları nedeniyle yakıt parası bu yıl Erzurumlunun belini bükmüş. Yakıt faturası 1 milyar lirayı buluyor.Erzurumda işler "kesat". Bir zamanlar "Şarkın Parisi" diye anılan Erzurum, giderek fakirleşiyor. Çünkü yörenin ana gelir kaynağı olan hayvancılık ölüyor.