Irak kimine 'ölüm' kimine 'para' getiriyor

5 Kasım 2003

<#comment>
<#comment>
Hasan Cemal önemli bir iş yaptı. Kimsenin gitmediği ve de olan biteni bilemediği Irak'a gitti. Her şeyden önce bu bir cesaret işi. Kimin kimi, neden vurduğu belli olmayan Irak'ta on beş gün dolaşacak. Hasan Cemal mayıs ayında da Irak'ta idi... O günden bugüne çok şey değişti. Değişim iyiye değil, kötüye dönük bir değişim oldu. Bu değişimi yerinde görerek okuyucularına aktaracağı için Hasan Cemal'e kocaman bir aferin...
İstanbul'da oturarak ajanslardan ve yabancı yayınlardan yararlanarak yazabilirdi. Hasan Cemal'in ilk yazısının başlığı, "Bağdat'ta her gün, bom bom" idi. Bom bom demek "ölüm" demek... Irak bazıları için "ölüm" demek... Ama bazıları için de "para" demek. İşte size bir ajans haberi: "Ticari uçak siparişlerinin azlığı nedeniyle zor duruma düşen ABD'nin iki ünlü uçak üreticisi, Northrop Grummen ile Boeing firmaları, Irak Savaşı nedeniyle artan askeri siparişler sayesinde kara geçmişler. Northrop'un 9 aylık cirosu 6.6 milyar dolar, Boeing'inki 12.2 milyar dolara ulaşmış."
İşte size bir haber daha: "ABD ekonomisi uzun süren durgunluktan çıkmış. Temmuz - ağustos - eylülü kapsayan üç aylık dönemde ekonomi yüzde 7.2 gibi inanılamaz ölçüde büyümüş.

Yazının Devamı

Düşük enflasyon beklentiyi iyileştirir

4 Kasım 2003

<#comment>
<#comment>
Ekim ayının sonlarına doğru döviz fiyatlarındaki kıpırdamaya rağmen, toptan eşya fiyatlarındaki artışın yüzde 0.6 oranında, tüketici fiyatlarındaki artışın yüzde 1.6 oranında kalması, geçen ekimden bu ekime, 12 ayda toptan eşya fiyatlarındaki artışın yüzde 16.1, tüketici fiyatlarındaki artışın yüzde 20.8 olarak gerçekleşmesi bu ülkede yaşayan tüm insanlar için iyi bir gelişmedir. Çok kişi "Enflasyonun düştüğünü ben hiç mi fark edemiyorum? Neyin fiyatı ucuzladı? Kira, aynı kira. Tüpgaz ve dolmuş fiyatı, aynı fiyat..." diyecek... Doğrudur...
Ancak, dikkatten kaçan bir nokta var. Enflasyonun yavaşlaması, "dün"den çok, "yarın"ı ilgilendiren bir gelişmedir.
Enflasyonun yavaşlaması, "yarın hesabı" yapanların karar ve eylemlerini etkiler. Ekonominin esası "yarın hesabı"na dayanır. İnsanlar "yarın"ki talebe göre mal ve hizmet üretir. Fiyat belirler. İnsanlar "yarın"ki durumlarını düşünerek, harcama kararı verir. Para harcar. Ekonomi denilen şey "yarına dönük" kontratlar zinciridir. Çok kişi "kontrat" denilince sadece "kira kontratı"nı düşünür. Gerçekte her bir işe soyunmak, bir kontrattır. Bir kişiyi işe almak bir kontrattır. Bir yatırıma girişmek bir

Yazının Devamı

Yabancı dediğimiz "bizimkiler"

3 Kasım 2003

<#comment>
<#comment>
Her gün bir heyecan, bir heyecan... "Yabancılar borsaya girdi... Yabancılar Hazine bonosu satın alıyor..." "Yabancılar borsadan çıktı. Yabancılar bonoları sattı... Yabancılar dolar alımına başladı... Yabancılar Türkiye'den kaçıyor..."
Kim bu "yabancılar"? Bu yabancıların "işi gücü yok" da, ellerinde döviz, gözleri ve kulakları Türkiye'de, sabahtan akşama, "Türkiye'ye girelim mi? - Türkiye'den çıkalım?" hesabı mı yapıyorlar? Bunlar nasıl oluyor da Türkiye'de gün içinde olan biteni, "bizden iyi biliyor", bizden önce "Türkiye'ye girip - çıkıyorlar"?
Efendim, bu yabancılar "kara bıyıklı yabancılar"... Hepsi "bizden"! Üst gelir grubundan çok sayıda Türk'ün yurtdışında dövizi var. Yurtdışında bu dövizlere çok düşük faiz ödeniyor. Halbuki bizim üst gelir grubundaki halkımız "yüksek faize alışmış..."

Giren çıkan bizim dövizler

Yazının Devamı

Çanakkale "Emekliler Cenneti"

2 Kasım 2003

<#comment>
<#comment>
O gün lodos nedeniyle tekneler denize açılamamış. Güneş batarken Çanakkale iskelesinde, teknelerin önünde üç tava balık vardı. Canlı küçük boy lüferler 5 milyon liradan satılıyordu... Rıhtıma bağlı küçük boy balıkçı teknelerinin bolluğu dikkatimi çekti.
"Selam - ün Aleyküm" diyerek ayak üstü sohbet eden gruba yaklaştım. "Sohbetinizi bozmak istemem... Ama merak ettim... Bu kadar tekne kimin... Bu teknelerle kim balığa çıkıyor?" diye sordum.
Gruptakiler güldüler. "Biz emeklilerin..." dediler... Ve anlattılar. "Çanakkale'nin nüfusu 70 bin. Bu nüfusun 5 bini esnaf, 10 bini işçi ve memur, 17 bini öğrenci, kalanı emekli. Burası emekli cenneti... Emekli Çanakkale'de ne yapar? 2 milyara veya 1.5 milyara bir küçük tekne alır. Ya Sarı Çay'a, ya Sandal Başı'na bağlar. Hava düzgün olduğunda balığa çıkar. Biz dördümüz de emekliyiz. Ben Koç'un Aygaz'ından emekli Alpaslan Özmeriç, arkadaşım Deniz Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyeliğinden emekli Ferit Candeğer, Müze müdürlüğünden emekli Nazmi Güvenç ile Deniz Kuvvetleri'nden emekli Hüseyin Süzgen."
Anlatılana göre, Çanakkale'de 365 günün 200 günü lodos olur, poyraz olur, tekneler denize açılamazmış. Çoğu emeklilere

Yazının Devamı

Bankalar "her şeye rağmen" kültürü - sanatı destekliyor

1 Kasım 2003

<#comment>
<#comment>
Büyük bir bankacılık krizi yaşandı. Bankalarımız şimdilerde "harcamalarında daha dikkatli". Dua edelim de bankaların kültür ve sanatı destekledikleri harcamalar kısılmasın. Çünkü kültür ve sanata en büyük desteği bankalar veriyor. Akbank'ın, Garanti'nin, İş Bankası'nın ve Yapı Kredi'nin sanat galerileri, Beyoğlu'nun çizgisini yükseltiyor.
Yapı Kredi'nin Galatasaray'daki Kültür ve Sanat Merkezi, kitabevi, sergi ve konferans salonlu ve kütüphanesi ile benzerlerinin en "faal"i. Ekonomideki sorunlara, bankaların harcamalarda kısıntıya gitmesine rağmen yayın ve etkinliklerini sınırlamayan, aksatmayan Yapı Kredi yöneticilerine, kitapları okuyan, sergileri izleyenlerden biri olarak teşekkür ediyorum.
İstanbul'da iseniz veya yolunuz düşerse mutlaka Galatasaray'da Yapı Kredi Kültür ve Sanat Merkezi'ne uğrayınız. Bakınız neler var?

Capa'nın sergisi

Yazının Devamı

Ford Otosan 100 milyon dolar kâra geçti

31 Ekim 2003

<#comment>
<#comment>
Ford Otosan eylül sonu itibariyle 100 milyon dolar kar açıkladı. Halbuki yılın eylül sonu bilançosu 108 milyon dolar zarar ile kapanmıştı.
İzmit'te büyük bir otomotiv üretim tesisi bulunan 1 milyar dolara (984 milyon dolar) yakın aktife sahip Ford Otosan'a ne oldu da bir yılda büyük zarardan büyük kara geçilebildi?
Garanti Yatırım araştırma uzmanlarından Aylin Corman'ın derlediği ve de ABD dolarına dönüştürdüğü rakamları kullanarak sayın okuyucularıma olan biteni özetleyeceğim.
Ford Otosan geçen yılın 9 ayında 378 milyon dolarlık satış yapmıştı. Bu yıl satış rakamı 1.208 milyon dolara yükseldi.
Geçen yılın ilk 9 ayında iç satışlar 237 milyon dolar idi. Bu yıl 641 milyon dolar oldu.

Yazının Devamı

Tekel'de son pişmanlık fayda etmez

30 Ekim 2003

<#comment>
<#comment>
Tekel çok büyük bir kuruluş. (1) Başta tütün üreticisi olmak üzere tarım kesimindeki çok sayıda üreticinin ürününü değerlendiren bir kuruluş. (2) Çok sayıda çalışana iş imkanı sağlayan bir kuruluş. (3) Devlete büyük rakamlarla vergi geliri sağlayan bir kuruluş. (3) Adı üzerinde "Tütün ve sigarada tekel" gücüne sahip.
Bu kuruluş özelleştirilince, başta tütün ve sigara üretiminde olmak üzere çok şey değişecek... Özel yerli veya yabancı grup, Türkiye'de tütün tarımının yapısını değiştirecek. Türk tipi tütünün kaderi değişecek. Tütün üreticisinin kaderi değişecek. Özel yerli veya yabancı grup, Türk sigara içicisinin alışkanlıklarını değiştirecek. Türk tipi tütünden yabancı tür tütüne geçilecek.
Bunlar kaçınılmaz gelişmeler...
Hükümetin, ülkenin, ekonominin, Hazine'nin, tarımın, üreticinin, tüketicinin yararlarını düşünerek, ne tedbir alacak ise ne şartlar belirleyecek ise bunları "özelleştirme ihalesinden önce" yapması gerekir. İhaleden sonra hükümetin oyunun kaidesini değiştirmeye, yeni şartla belirlemeye hakkı olamaz. Bugünkü hükümetin bakanları, eski hükümetler tarafından yerli veya yabancı müteşebbislere "özelleştirme" ile veya "yap - işlet - devret"

Yazının Devamı

80'inci yılda kişi başı gelir 3 bin dolar

29 Ekim 2003

<#comment>
<#comment>
Cumhuriyet'in 80'inci yılını kutluyoruz. Böyle bir günde genelde hep başarılardan söz edilir. Ama doğru olan, böyle günlerde bir "durum değerlendirmesi" yapmaktır.
Mustafa Kemal, "İstiklal Savaşı" ile bu ülkenin sınırlarını çizmekle, bu halka bağımsız yaşama imkanı sağlamakla büyük iş yaptı.
Mustafa Kemal, Cumhuriyet yönetimini getirerek, bu ülke halkına kendi kendini yönetme imkanı sağladı.
Mustafa Kemal, ülkesini yönetecek, ülkesini çağdaş medeniyetler çizgisine taşıyacak insanların yetiştirilmesi için eğitime önem verdi. Okulların açılmasını sağladı. Latin alfabesi ile öğretime geçilmesini sağladı.
Mustafa Kemal, yol yaptı, fabrika yaptı.

Yazının Devamı