Oscar Wilde'ın Salome'si

7 Haziran 2003

<#comment>
<#comment>     

     New York'un Broadway caddesinin sağında solunda çok sayıda tiyatro var. Bu tiyatrolarda genelde müzikaller sahneleniyor. Bir müzikalin sahneye konulması çok büyük yatırım istiyor. Başarıda ödül, başarısızlıkta ise zarar çok çok büyük oluyor... Weber isimli İngiliz müzik adamının ürün vermeyi kesmesinden bu yana Broadway'de doğru dürüst müzikal sahnelenmedi. On altı yıldır Weber'in "The Phantom of the Opera" (Operadaki Hayalet) müzikali rakipsiz olarak sahnelenip duruyor. Türkiye'ye filmleri gelen "Chicago" ve de "Cabaret" de hâlâ sahnede kalan müzikaller.
     Broadway'de şimdilerde ilgi gören bir oyun şekli, ünlü operaların farklı şekilde sahnelenmesi. Verdi'nin ünlü operası "Aida"yı ünlü İngiliz müzisyen Elton John, "evirip, çevirip bir Broadway müzikaline dönüştürmüş", yepyeni bir müzikal ortaya çıkarmıştı. Puccini'nin ünlü "La Boheme" operası ise, Broadway'de hafif müzikallere alışmış, tiyatroya neşeli, canlı, hareketli oyun seyretmek için giden seyircilere farklı bir şekilde sunuluyor.
     Broadway'in olay oyunu ise Salome... Bu Salome'nin ünlü besteci

Yazının Devamı

ABDde TV, radyo ve gazete sahipliğinde sınırlama gevşetildi

6 Haziran 2003

Bölgesel (mahalli) pazarda 5 TV kanalı varsa bir medya grubu o bölgede en fazla 2 bölgesel kanala, 18den fazla bölgesel TV kanalı vasa bir medya grubu en fazla 3 bölgesel kanala sahip olabilecek. Bu bölgesel kanalların biri bölgede en fazla izlenen ilk 4 kanal arasında yer alabilecek.Bir bölgede 9 veya daha fazla TV kanalı yayın yapıyor ise, bu TV kanallarının sahibi medya kuruluşları aynı bölgede radyo yayını da yapabilecek. Gazete de yayımlayabilecek.Bir bölgede 3 TV kanalı var ise, bu TV kanallarının sahiplerinin gazete yayımlamalarına, radyo istasyonu kurup işletmelerine izin verilmeyecek. Bir bölgede 4 ile 8 TV kanalı var ise bu kanalların sahiplerinin gazete ve radyo yayını yapmaları belli kısıtlamalar altında mümkün olabilecek.Bir bölgede 45 radyo istasyonu varsa bir medya grubu en fazla 8 radyo istasyonuna sahip olabilecek. Eğer bölgede 30 ile 44 radyo istasyonu var ise, bir medya grubu en fazla 7, bölgede 15 ile 29 istasyon var ise en fazla 3 istasyondan yayın yapabilecek.ABDde TV ve radyo yayınlarıyla ilgili kuralları "FCC" Federal İletişim Komitesi" belirliyor. Bu komitenin 5 üyesi var. Başkanı, ABD Dışişleri Bakanı Colin Powellın oğlu Michael Powell... Komitenin

Yazının Devamı

ABD’de TV, radyo ve gazete sahipliğinde sınırlama gevşetildi

6 Haziran 2003

<#comment>
<#comment>     TV istasyonlarına sahip bir medya grubunun ABD’-deki izleyicilerin yüzde 35’inden fazlasını kapsayacak şekilde yayınlarını genişletmesine izin verilmiyordu. Bu sınır şimdi yüzde 45’e yükseltildi. Bir medya grubu ABD’deki TV izleyicilerinin yüzde 45’ine ulaşacak biçimde yayın alanını genişletebilecek.
     Bölgesel (mahalli) pazarda 5 TV kanalı varsa bir medya grubu o bölgede en fazla 2 bölgesel kanala, 18’den fazla bölgesel TV kanalı vasa bir medya grubu en fazla 3 bölgesel kanala sahip olabilecek. Bu bölgesel kanalların biri bölgede en fazla izlenen ilk 4 kanal arasında yer alabilecek.
     Bir bölgede 9 veya daha fazla TV kanalı yayın yapıyor ise, bu TV kanallarının sahibi medya kuruluşları aynı bölgede radyo yayını da yapabilecek. Gazete de yayımlayabilecek.
     Bir bölgede 3 TV kanalı var ise, bu TV kanallarının sahiplerinin gazete yayımlamalarına, radyo istasyonu kurup işletmelerine izin verilmeyecek. Bir bölgede 4 ile 8 TV kanalı var ise bu kanalların sahiplerinin gazete ve radyo yayını yapmaları belli kısıtlamalar altında mümkün olabilecek.
   &nbs

Yazının Devamı

Reel faiz "+27.9" TEFE "-0.6" "...gel de şaşma!.."

5 Haziran 2003

Merkez Bankası önümüzdeki 12 aylık dönemde enflasyonun yüzde 20'lerin altına inmesini bekliyor ise, yüzde 38 faiz de yüksektir. Çünkü Hazine bu faizin üzerinde bir faiz ile bono satışını sürdürecektir. Halbuki dün yapılan açıklamaya göre, Hazine piyasadan Türk lirası ile para toplarken yüzde 27.9 gibi çok yüksek bir reel faiz (enflasyondan arındırılmış faiz) ödemektedir.Merkez Bankası'nın faizi indirmekten korkmasının nedeni faiz inince paranın tüketime ve dövize yönelmesi, enflasyonun artması tehlikesidir, Hazine'nin faizi indirememesinin nedeni düşük faiz ile borçlanmayı sürdürememek tehlikesidir.ABD'de Federal Reserve (Merkez Bankası) faiz oranlarını son üç yılda 12 defa düşürdü. Yüzde 1.25 faiz son kırk yılın en düşük faizi. Ama düşük faiz ekonomiyi harekete geçirmedi. Talep canlanmadı. Açık anlatımıyla faizin geriye çekilmesi tek başına ekonomiye hareket getirmiyor. Ama faizin aşağıya çekilmesi Hazine'nin daha ucuz faiz ile borçlanmasına imkan veriyor. ABD Hazinesi 10 yıl vadeli bonoların faizini yüzde 3.33'lere kadar çektiği halde Hazine bono satabiliyor. Çünkü para sahiplerinin alternatifi yok. ABD'de faizin aşağıya çekilmesinin ve durgunluğun sonucu enflasyon yüzde

Yazının Devamı

Reel faiz "+27.9" TEFE "-0.6" "...gel de şaşma!.."

5 Haziran 2003

<#comment>
<#comment>     

     Merkez Bankası faizi yüzde 41'den yüzde 38'e neden indirdi? Mayıs ayı TEFE endeksi, toptan eşya fiyatlarında binde 6 gerileme işareti verdiği için mi? Yoksa geçen günlerde belli çevrelerde yükselen eleştiriler karşısında paniğe kapıldığı için mi?
     Merkez Bankası önümüzdeki 12 aylık dönemde enflasyonun yüzde 20'lerin altına inmesini bekliyor ise, yüzde 38 faiz de yüksektir. Çünkü Hazine bu faizin üzerinde bir faiz ile bono satışını sürdürecektir. Halbuki dün yapılan açıklamaya göre, Hazine piyasadan Türk lirası ile para toplarken yüzde 27.9 gibi çok yüksek bir reel faiz (enflasyondan arındırılmış faiz) ödemektedir.
     Merkez Bankası'nın faizi indirmekten korkmasının nedeni faiz inince paranın tüketime ve dövize yönelmesi, enflasyonun artması tehlikesidir, Hazine'nin faizi indirememesinin nedeni düşük faiz ile borçlanmayı sürdürememek tehlikesidir.
     ABD'de Federal Reserve (Merkez Bankası) faiz oranlarını son üç yılda 12 defa düşürdü. Yüzde 1.25 faiz son kırk yılın en düşük faizi. Ama düşük faiz ekonomiyi harekete geçirmedi. Talep

Yazının Devamı

Faiz, ekonomi politikasının bir parçası

4 Haziran 2003

Hazine kağıtlarının faizinin bu kadar gerilemesine rağmen, kişiler ve kurumlar tasarruflarını Hazine kağıdına bağlıyor. Çünkü alternatif yok... Hisse senetlerinin net getirisi cazip değil. En iyi hisse senetlerinden General Electric bu yıl yüzde 2.75 kâr payı dağıtmış. Bu hisseye 10 bin dolar yatıranın eline net yüzde 2.34 kâr payı geçiyor. Bilanço skandallarından ve borsadaki düşüşten sonra yatırımcılar borsa dışına yönelmiş. Bu şartlarda Hazine kağıtlarına ilgi devam ediyor.Gelelim bizim ülkemize... Şimdilerde ekonomideki faizi, Hazine bonosu faizi belirler hale geldi... Hazine bonosu faizini de dolaylı olarak Merkez Bankası belirliyor. Hazine, iç borcu çevirmek, bütçe açığını kapatmak telaşında, faiz ne olur ise olsun borçlanmak zorunda... Ülkenin en büyük borçlusu faizin yükünü en çok taşıyan kuruluş Hazine... Hazine'nin bonoya ödediği faiz, bankaların mevduat ve kredi faizlerini, repo faizini belirliyor.Talep olmadığı için ve de kredi faizleri ödenemeyecek kadar yüksek olduğundan bankalar şahıslara ve firmalara kredi satamıyor. Mevduat olarak biriken parayı doğrudan ve de halkın parasını dolaylı olarak yüksek faizli Hazine bonosuna yatırıyor.Bu arada bankaların "ne olur ne

Yazının Devamı

Faiz, ekonomi politikasının bir parçası

4 Haziran 2003

<#comment>
<#comment>     

     ABD'de 10 yıl vadeli Hazine kağıtları yüzde 3.33 dolayında faiz veriyor. Bu kağıda 10 bin dolar yatıran, yüzde 2.17 net faiz alıyor. Enflasyon bu yıl yüzde 1.70 dolayında gerçekleşirse aradaki fark reel faizi oluşturacak.
     Hazine kağıtlarının faizinin bu kadar gerilemesine rağmen, kişiler ve kurumlar tasarruflarını Hazine kağıdına bağlıyor. Çünkü alternatif yok... Hisse senetlerinin net getirisi cazip değil. En iyi hisse senetlerinden General Electric bu yıl yüzde 2.75 kâr payı dağıtmış. Bu hisseye 10 bin dolar yatıranın eline net yüzde 2.34 kâr payı geçiyor. Bilanço skandallarından ve borsadaki düşüşten sonra yatırımcılar borsa dışına yönelmiş. Bu şartlarda Hazine kağıtlarına ilgi devam ediyor.
     Gelelim bizim ülkemize... Şimdilerde ekonomideki faizi, Hazine bonosu faizi belirler hale geldi... Hazine bonosu faizini de dolaylı olarak Merkez Bankası belirliyor. Hazine, iç borcu çevirmek, bütçe açığını kapatmak telaşında, faiz ne olur ise olsun borçlanmak zorunda... Ülkenin en büyük borçlusu faizin yükünü en çok taşıyan kuruluş Hazine... Hazine'nin bonoya

Yazının Devamı

Faizi indirelim dövize bindirelim(!)

3 Haziran 2003

Gelelim Türkiye'ye... Bizim ülkemizde "faiz yüksek"... Faizin yükseklik ölçüsü enflasyon. Yıllık enflasyon hedefi yüzde 20'ler iken, Hazine yüzde 45'lerde dolanan bir faiz ödüyor. Hazine faizi piyasa faizini belirliyor. Bu ise yüzde 20'lerin üzerinde "reel" (enflasyondan arındırılmış) faiz anlamına geliyor.Bizde "faiz" dövizin "sigortası" olarak kabul edilir. Faiz ucuzladığında paranın dövize gideceğine, dövize talep artınca döviz fiyatının yükseleceğine ve dövizin tükeneceğine inanılır.Şu günlerde kimse dövizin tükeneceğinden korkmuyor da döviz fiyatının ucuzluğundan yakınıyor. Bu nedenle "reçete" hazır: "Faizi indirelim, dövize bindirelim." Faiz inince döviz fiyatı artar. Şikayetler sona erer!.. Türkiye'de faiz oluşumunda Merkez Bankası'nın rolü büyük olduğu için, "reçetenin sahipleri" Merkez Bankası'na yüklenmeye başladı.Merkez'in faiz oluşturmadaki rolü şu: Merkez bankaları genelde bankalara borç verir. Bu borcun faizi ile ekonomideki faiz oranını etkiler. Bizde ise şu günlerde ters bir durum var. Kredi veremeyen bankaların kasasında yaklaşık 10 katrilyon lira para birikti. Bankalar bu parayı Merkez Bankası'na "gecelik" olarak emanet ediyor. Merkez Bankası da bu paraya yüzde

Yazının Devamı