<#comment>#comment>Şu günlerde IMF'nin zoru ile yeni bir kanun teklifi oluşturuluyor. Teklif tasarı haline gelecek sonra kanunlaşacak. Amaç, kamu kesiminde rüşvetin, yolsuzluğun önlenmesi. Bakanların, milletvekillerinin hediye almaları, seçimlerde para yardımı almaları sınırlandırılacak. Bakanların, milletvekillerinin, kamu görevlilerinin ana sorumlulukları dışındaki işlerle ilişkileri yasaklanacak.
TBMM'nin 2002 yılında gündeme alacağı bu konu, bundan 153 yıl önce 11 Aralık 1849 tarihinde Osmanlı Meclis - i Umumi'sinde "Men - i İrtisa" (rüşvet yasağı) olarak gündeme gelmişti. İstanbul'daki, "mülkiye, askeriye ve ilmiye" sınıfları ileri gelenleri Padişah Abdülmecid'in önünde Kuran'a el basarak "hediye almayacakları, devlet malını yemiyecekleri ve yedirmeyecekleri, devlet parasını koruyacakları, hatır için devlet dairelerine adam almayacakları" konularında yemin etmişti. Bu yemin metni sonradan valiliklere, kaymakamlıklara, kadılıklara dağıtılarak, cuma günleri camilerde okutularak, yaygın bir şekilde uygulamaya konulmuş, kamuoyunun desteğinin alınmasına çaba gösterilmişti.
Biz Türkler, tarihe meraklı değiliz. Osmanlı dönemini benimsemiyor, yok sayıyoruz. Halbuki biz Osmanlı'nın
Ekonomik kriz ile birlikte gazetelerin "İnsan Kaynakları" eklerinin sayfaları azaldı, azaldı... Bazı ekler gazetenin içinde yer alan sayfalara dönüştü.Ekonominin canlı dönemlerinde 36 sayfaya kadar tırmanan Hürriyetin İnsan Kaynakları eki 8 sayfaya kadar indi.Ama geçen hafta sonu Hürriyetin İnsan Kaynakları eki 18 sayfa yayımlandı. Ekin 12 sayfasında ise sadece iş ilanları yer alıyordu.Sayın okuyucularım, bu çok önemli bir gelişmedir... Demek ki, Türkiyede bazı firmalar işçi çıkarmayı sürdürürken, bazıları da büyüme arayışına girmiş durumda. Üretim yapamayan, gelecek hakkında iyimser bekleyişleri olmayan hiçbir işveren para ile ilan vererek eleman aramaz. Demek ki, bazı firmalarda "uyanış" var. Pazar günleri gazete satın alanların bir bölümünün, iş ilanlarını izlemek için gazete aldıklarını öğrendiğimden bu yana hafta sonları gazete bayilerinin önünden geçerken gazete satın alanların öncelikle gazetelerin hangi bölümüne baktıklarına dikkat ederim. Gazetelerin "İnsan Kaynakları" eklerine gösterilen ilgi dikkatimi çeker. Bizim gazetelerimizin "İnsan Kaynakları" eklerinde iş arayanların değil, işçi arayan büyük kuruluşların ilanları yayımlanır. "İnsan Kaynakları" ekinde aranan işçi
<#comment>#comment>Pazar günleri gazete satın alanların bir bölümünün, iş ilanlarını izlemek için gazete aldıklarını öğrendiğimden bu yana hafta sonları gazete bayilerinin önünden geçerken gazete satın alanların öncelikle gazetelerin hangi bölümüne baktıklarına dikkat ederim. Gazetelerin "İnsan Kaynakları" eklerine gösterilen ilgi dikkatimi çeker. Bizim gazetelerimizin "İnsan Kaynakları" eklerinde iş arayanların değil, işçi arayan büyük kuruluşların ilanları yayımlanır. "İnsan Kaynakları" ekinde aranan işçi "beyaz yakalı" ve "iyi eğitim görmüş veya deneyimli" işçidir.
Ekonomik kriz ile birlikte gazetelerin "İnsan Kaynakları" eklerinin sayfaları azaldı, azaldı... Bazı ekler gazetenin içinde yer alan sayfalara dönüştü.
Ekonominin canlı dönemlerinde 36 sayfaya kadar tırmanan Hürriyet’in İnsan Kaynakları eki 8 sayfaya kadar indi.
Ama geçen hafta sonu Hürriyet’in İnsan Kaynakları eki 18 sayfa yayımlandı. Ekin 12 sayfasında ise sadece iş ilanları yer alıyordu.
Sayın okuyucularım, bu çok önemli bir gelişmedir... Demek ki, Türkiye’de bazı firmalar işçi çıkarmayı sürdürürken, bazıları da büyüme arayışına girmiş durumda. Üretim yapamayan, gelecek hakkında iyimser bekleyişleri
Türk kamuoyu böyle bir yasaktan haberdar değildi. Turizm konularındaki gelişmeleri izleyen Fehmi Köfteoğlunu aradım. Uyarısı ile internette (www.travel.state.gov) sitesine girdim. Bu sitede ABD yönetimi, Amerikan vatandaşlarına yurtdışı geziler ile ilgili açıklamalarını yayımlıyor, seyahat yasağı ve sınırlaması olan ülkelerin isimleri veriliyor. Bu ülkeler arasında Türkiye yok. Ayrıca Türkiye ile ilgili özel bölüm var. Burada Türkiyede ne sorunlar olduğu anlatılıyor. Güneydoğu Anadoluda gece seyahat edilmemesi tavsiye ediliyor. Trafik canavarının önemi belirtiliyor. İşte o kadar...Fehmi Köfteoğlundan öğrendiğime göre ABD yönetimi her ülkenin sayfasına zaman zaman değişik uyarılar ekliyor. Türkiye için de bugüne kadar bu tip uyarılar söz konusu olmuştur. Ama Türkiye yasak (ban) listesine girmemiştir. (Sayın okuyucularım neden Fehmi Köfteoğlundan bilgi alıyorsun da Turizm Bakanlığından almıyorsun diye sual eyleyecek... Bir sade vatandaşın, bir öğretim üyesinin, bir gazetecinin Turizm Bakanlığından bilgi alabilmesinin güçlüğü anlatılamaz!)Bu girişten sonra gelelim ABDli turistlerin faziletine. 2001 yılında Türkiyeye gelen yabancılar arasında ABDliler 423 bin turist ile 7nci sırada
<#comment>#comment>Başkan Bush, Ecevit ile görüşmeye başlamadan medya kuruluşları önündeki sohbetinde, Amerikalıların Türkiye’ye turist olarak gitmelerine ilişkin yasağı kaldırdığını açıkladı. Bu açıklamada kullandığı İngilizce deyim (ban) yasak anlamına gelen bir deyimdi.
Türk kamuoyu böyle bir yasaktan haberdar değildi. Turizm konularındaki gelişmeleri izleyen Fehmi Köfteoğlu’nu aradım. Uyarısı ile internette (www.travel.state.gov) sitesine girdim. Bu sitede ABD yönetimi, Amerikan vatandaşlarına yurtdışı geziler ile ilgili açıklamalarını yayımlıyor, seyahat yasağı ve sınırlaması olan ülkelerin isimleri veriliyor. Bu ülkeler arasında Türkiye yok. Ayrıca Türkiye ile ilgili özel bölüm var. Burada Türkiye’de ne sorunlar olduğu anlatılıyor. Güneydoğu Anadolu’da gece seyahat edilmemesi tavsiye ediliyor. Trafik canavarının önemi belirtiliyor. İşte o kadar...
Fehmi Köfteoğlu’ndan öğrendiğime göre ABD yönetimi her ülkenin sayfasına zaman zaman değişik uyarılar ekliyor. Türkiye için de bugüne kadar bu tip uyarılar söz konusu olmuştur. Ama Türkiye yasak (ban) listesine girmemiştir. (Sayın okuyucularım neden Fehmi Köfteoğlu’ndan bilgi alıyorsun da Turizm Bakanlığı’ndan almıyorsun diye
Fiyatın "U" yaparak tırmanması panik yaratmaz. Normal karşılanabilir. Ama "V" şeklinde bir tırmanış moralleri bozar.Dolar fiyatı sadece Ayşe Hanım Teyzemi ilgilendirmiyor... Sokakları süpüren Recep Efendiyi de ilgilendiriyor. Rahmi Koç Beyefendiyi, bankacı Ferit Şahenk Beyefendiyi de ilgilendiriyor. Rahmi Koç Beyefendi ithalat için, ihracat için, üretim maliyetleri için dolar fiyatıyla ilgili. Ferit Şahenk Beyefendi bankasının döviz trafiği için dolar fiyatı ile ilgili. Ayşe Hanım Teyzem, elindeki üç kuruşu ile dolar alıp sakladığı için ilgili. Sokakları süpüren Recep Efendi, cebindeki 60 milyon lira ile döviz büfesinden dolar aldığı için, para harcamaya kalktığında her seferinde 2-3 dolar bozdurduğu için ilgili... Böyle geliyor diye, bu böyle gidemez. Dolar fiyatı yakında ya "U" yaparak, ya da "V" yaparak yukarıya çıkacaktır. Fiyatın "U" yapması demek, belli bir rakamda bir süre kalarak yavaş yavaş tırmanması demektir. Fiyatın "V" yapması demek, belli bir rakamdan sonra beklenmedik biçimde tırmanışa geçmesi demektir. Hep endişe içindeler Fiyat çıkarken de, inerken de insanlar endişe duyar mı? Paniğe kapılır mı? Kapılırı... Çünkü bizde dolar fiyatı "istikrarın" göstergesi haline
<#comment>#comment>Böyle geliyor diye, bu böyle gidemez. Dolar fiyatı yakında ya "U" yaparak, ya da "V" yaparak yukarıya çıkacaktır. Fiyatın "U" yapması demek, belli bir rakamda bir süre kalarak yavaş yavaş tırmanması demektir. Fiyatın "V" yapması demek, belli bir rakamdan sonra beklenmedik biçimde tırmanışa geçmesi demektir.
Fiyatın "U" yaparak tırmanması panik yaratmaz. Normal karşılanabilir. Ama "V" şeklinde bir tırmanış moralleri bozar.
Dolar fiyatı sadece Ayşe Hanım Teyzemi ilgilendirmiyor... Sokakları süpüren Recep Efendi’yi de ilgilendiriyor. Rahmi Koç Beyefendi’yi, bankacı Ferit Şahenk Beyefendi’yi de ilgilendiriyor. Rahmi Koç Beyefendi ithalat için, ihracat için, üretim maliyetleri için dolar fiyatıyla ilgili. Ferit Şahenk Beyefendi bankasının döviz trafiği için dolar fiyatı ile ilgili. Ayşe Hanım Teyzem, elindeki üç kuruşu ile dolar alıp sakladığı için ilgili. Sokakları süpüren Recep Efendi, cebindeki 60 milyon lira ile döviz büfesinden dolar aldığı için, para harcamaya kalktığında her seferinde 2-3 dolar bozdurduğu için ilgili...
Dolar fiyatı tırmanırken bunların hepsi endişeli... Şimdi tırmanış tersine döndü... Dolar fiyatı iniyor... Gene endişe
TBMMce 8 Ocakta görüşülen tasarıya eklenen bir madde ile belediyelerin genel bütçeden aldıkları yüzde 5lik payın, yüzde 60ının İller Bankasına aktarılarak, bu paranın illerin nüfusuna göre dağıtılmasını öngören uygulamanın İstanbul Büyükşehir Belediyesinin ve benim belediyem olan Sarıyer Belediyesinin gelirlerini azaltması beni rahatsız eder... Ama önemli olan doğrunun ne olduğudur. Yeni uygulama, haksızlığı önler. Anlatayım:Belediye hizmetlerinde giderin yararlananlarca karşılanması esastır. Başka ülkelerde belediyeler vergi koyarak veya benzeri uygulamalarla giderlerini hizmetlerden yararlananlardan tahsil ederler. Bizde bu imkânlara sahip olmadıklarından Maliyenin vergi gelirlerinden aldıkları pay ile yaşarlar. Uygulamada Maliye Bakanlığı büyük şehir belediyelerinin bulunduğu illirde topladığı verginin yüzde 5ini belediyeye vermektedir. Vergiden aktarılan paranın nüfus veya toprak büyüklüğü ile hiç mi hiç bağlantısı yoktur. Bu uygulama, kamu ve özel sektör kuruluşlarının yönetim merkezlerinin bulunduğu ve bu nedenle vergi beyannamelerinin tanzim edilip Maliyeye verildiği illere ballı - kaymaklı imkân sağlamaktadır.Bu uygulamada üç il öne çıkmaktadır. (1) Türkiyenin değişik