Bu iş sadece BAE ile olur mu?

16 Ocak 2020

İsyancı sözde Mareşal Halife Hafter, Türkiye ve Rusya’nın gözünün içine baka baka, masada evet dediği anlaşmaya imza atmadan ve ev sahiplerine veda bile etmeden, Moskova’dan adeta “kaçtı.” İsyancı ise de, Hafter geçen 10 ay içinde 16 milyar dolar zengin olmuş bir isyancıdır. Libya’da mevcut her aşirete 1 milyon dolar verse, hem dünyanın en çok taraftarı olan isyancısı olur, hem de cebinde çok para kalır.

Ama ne bu paralar ne Birleşik Arap Emirliği (BAE) ile İsrail’den gelen silah desteği ve hatta arkası kesilmiş bile olsa Rus paralı asker şirketi Wagner’in sağladığı emekli Rus harekâtçılar, bu zata böyle bir hamlede hem Türkiye’yi hem Rusya’yı karşısına alma cesareti veremez. Dolayısıyla, amiyane tabiriyle “bunu bir azdıran olmalı.”

AB ülkelerinden sadece Fransa’nın Libya’nın Türkiye ile yaptığı deniz iş birliği anlaşmasından çekilmesinde çıkarı olabilir ve nitekim sadece Fransa’nın, Hafter’i Ulusal Mutabakat Hükümeti (UMH) ile anlaşmamaya teşvik ettiği biliniyor.

Yazının Devamı

BAE neden düşman oldu?

13 Ocak 2020

Bir süreden beri, uluslararası ilişkilerle ilgili çevrelerde Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) daha doğrusu bu ülkenin fiili lideri Muhammed bin Zayed el Nahyan’ın (MbZ), Türkiye’ye karşı ciddi bir husumet içinde olduğu, bunun sonucu olarak da zaman ve kaynak harcayarak, Türkiye’ye karşı adeta bir Haçlı Seferi başlattığı biliniyor.

1961 doğumlu, mensup olduğu Abu Dhabi emirliğinin veliahdı ve BAE’nin başkanı üvey ağabeyi Halife’nin kalp krizi geçirerek işleri devrettiğinden beri yedi emirliği filan yöneten MbZ’nin her biri milyonlarca dolar harcanarak kurulmuş, 21 Web sitesi ile uluslararası bir yalan haber ve algı yönetimi imparatorluğu bulunuyor. BAE yatırım konseyi adlı kurumun serveti 790 milyar olarak tahmin ediliyor ve bu parayı kalp krizinden sonra ağabeyin değil, MbZ’nin idare ettiği biliniyor.

MbZ ağabeyinden işleri devralıncaya kadar BAE, Suudi Arabistan’ın gölgesinde, çok zengin ama uluslararası alanda adı-sanı duyulmayan bir devletçikti. Yüzölçümü olarak belki hala öyle, ama MbZ, Trump’ın başkan

Yazının Devamı

Lejyon ve emperyalizm

9 Ocak 2020

Akdeniz’de iki trajedi birden sürüyor: Libya’da bir insanlık trajedisi oynanıyor; Kıbrıs adasının çevresinde ise korsanlık sahneye konuyor.

Medeniyetler Çatışması teorisiyle bilinen Prof. Samuel Huntington’ın “sıkıcı olmayan ama ciddi” bir dış politika dergisi olarak 40 yıl önce kurduğu, şimdi bir açık istihbarat yayını haline dönen Foreign Policy’nin (FP) web sitesinde 23 Aralık’ta yayınlanan bir yazıda, “Yeni Saldırgan Türkiye” başlıklı yazıda, “Erdoğan, bölge için vahim sonuçlar doğuracak bir çabayla, Libya’da devam eden iç savaş ile Doğu Akdeniz’de süren enerji gelişmelerinin geleceğini birleştirmeye çalışıyor” dedi. Ünü İslam coğrafyası ile Hıristiyan-Musevi ülkeleri arasında nihai bir savaş çıkacağı tezine dayanan bir kişinin dergisinde, bu satırlar belki normaldir. Ama bu yazıda Türkiye’nin bir ekonomik işgale kalkıştığı, Libya’ya işgal ordu göndereceği, bu ordu sayesinde Libya’nın kaynaklarını ve imkânlarını kullanarak sağlayacağı serveti anavatana,

Yazının Devamı

İran için ödeme vakti

6 Ocak 2020

İran rejimi Kasım Süleymani denen, kendini molla rejiminin koruyucusu sanan generalden kurtulmuş oldu. Süleymani’nin elinde on binlerce Müslümanın kanı vardı. Hamaney ve Ruhani ne kadar herkesin önünde söyleyemeseler de İslam devrimi muhafızları örgütü, Yemen’den Lübnan’a bölgede “Şii Hilali” denen hegemonyayı inşa ile görevli saymaya başlamış, Tahran’ın sözünü önemsemeyen bir kuruluş haline gelmişti.

Teokrasilerin sorunu budur: rejimin muteber insanları arasında bile serbest tartışma olmadığı için hesap hatası daima mümkündür. Kasım Süleymani ve etrafına topladığı subaylar, “Amerika kendi içişleriyle meşgul” ve “Bu Trump salağın teki!” yanılgılarına kapılmışlardı. Ülkenin zayıf düştüğü, rejimin içerde zerrece desteği kalmadığı, Irak’ın babalarının çiftliği ve Iraklı Şiilerin de kendilerinin kölesi olmadığını hiç hesaba katmadılar. O kadar ki, bu eli kanlı çetenin bütün reisleri aynı araçla gezecek kadar kendilerinden

Yazının Devamı

Her şeyden önce barış

2 Ocak 2020

2020’yi iki kanlı olayla karşıladık: İdlib ve Somali. Suriye’de mevcut rejimin barışçı ve siyasal amaçlı protestoları mezhep ve aşiret egemenliği penceresinden görmesinin sonucu, 2011 yılında kendi halkına ilan ettiği savaş, İran, Rusya, ABD ve Türkiye’nin işgalindeki bölgeler dışında İdlib’de yoğunlaşmış bulunuyor. Rusya ve Baas rejimi ile onun diktatörü Beşar Esad, İdlib’de katliama dönüşen bir harekâtı sürdürüyor. Ülkede silahlanmış olan bir milyonu aşkın muhalefet mensubunu, aileleriyle, Türkiye’nin önerisi ve gözetimi altında İdlib ilinde toplamayı kabul eden Rusya, şimdi karar değiştirmiş görünüyor. Rusların ve Esad’ın iddiası, buradaki muhalefetin rahat durmadığı ve silahları teslim etmediği şeklindedir. Oysa bu iddia Rusya’nın yalanından ibarettir. Doğru bile olsa, mühendisi, mimarı, doktoru, esnafı, siyasetçisi, köylüsü ile Suriye halkının Esad’ın mezhepçi katliamına karşı tek umudu olan bu direnişçilerle savaşmak ayrıdır; onları anaları-babaları, eşleri-çocuklarıyla

Yazının Devamı

Vehhabizm’in Afrika Macerası

30 Aralık 2019

Arap kökenli Amerikan vatandaşı Halife Belkasım Hafter’in Libya macerası yeni yılın ilk günlerinde bitiyor. Onunla birlikte Vehhabizm’in Afrika’daki en büyük alan mücadelesi sona eriyor. Çünkü Türkiye, yeni yılın ilk haftası içinde Libya’ya kara, deniz ve hava kuvvetleri unsurlarını içeren bir birlik gönderiyor.

Bu Türkiye’nin Afrika kıtasında silahlı üçüncü varlığı olacak. Gitmekte olan yılı büyük bir terör saldırısı ile kapatan Somali’de ve Sudan’daki askeri varlıklarını hatırlamamız gerekir.

Bu iki ülke, Suudi Arabistan’ın Afrika’ya Vehhabilik ihracatına kanlı şekilde devam ettiği ülkelerdi. Türkiye’nin bu ülkelerdeki askeri varlığı silahlı saldırıları durdurmuştu. Ancak Somali’deki korkunç saldırı, Suudi ve Birleşik Aram Emirlikleri’nin iç savaşı terör saldırılarıyla sürdürmeye karar verdiklerini gösteriyor.

Vehhabîlik aslı Selefilik’e dayanan 18. yüzyılda Muhammed bin Abdülvehhâb tarafından kurulmuş olan dinî-siyasi

Yazının Devamı

Ne ABD ne Rusya babamızın oğlu

26 Aralık 2019

Rusya’da iki hafta sonra yapılacak Erdoğan-Putin zirvesi öncesi gerçekleşen acil heyetler arası görüşmelerde Ruslar müttefikleri oldukları Beşar Esad’ın İdlib’deki katliamına son vermesini sağlamaya söz verdiler. Ancak Ruslar, bu sözü çok daha önce de vermişlerdi. En son, PKK-PYD adına ricacı olarak Türkiye’nin Barış Pınarı Harekâtı’nı durdurmasını sağlarken de Resulayn ötesinde terörist kalmayacağına söz vermişlerdi. Bırakın bu sözü tutmayı, mutabakatın ertesi günü, PYD-YPG lideri aranan terörist Ferhat Abdi Şahin ile kameralı görüşmeler yapmışlardı. Rusya, geçtiğimiz ekim sonu verdiği bu sözü hâlâ tutmuş değil.

Benzeri bir sözü ABD de vermiş, silahlandırdığı ve ortak saydığı PKK-PYD teröristlerini Suriye’den tamamen çıkartacağını taahhüt etmişti. Ama Trump, “Petrolü unutmuşuz; oysa ben petrolü çok severim” diyerek YPG’yi Suriye petrollerinin başında görevlendirmişti. Ne var ki Trump bu dönekliği son derece dürüst bir

Yazının Devamı

İmran Han’dan ‘omurga’ beklemek hakkımız

23 Aralık 2019

İmran Han, Pakistan’ın başbakanı olduğunda, çevremdeki Pakistanlı, Bangladeşli, Sri Lankalı öğrenciler günlerce sevinç gösterileri yaptılar; derslerde konuştular ve ders aralarında sohbetler düzenlediler. Haklarıydı. Hakkımızdı. Ziya ül Hak’kın her türlü haktan ve hukuktan uzak darbesi, Zülfikar Ali Bhutto’nun idamı, yıllar sonra aynı makama gelen kızı Benazir’in suikasta kurban gitmesi, aradaki sayısız başbakanların beceriksiz ve yolsuzluklarla malul yönetimleri bu kardeş halkı huzura muhtaç hale getirmişti. Ama sadece huzura değil, çok acil ve çok miktarda dış yardıma da muhtaçtı Pakistan. Bir biri ardına gelen beceriksiz yönetimler ve özellikle önceki ABD başkanı Barack Obama’nın uzun yıllar yaşadığı Pakistan’a ihanete varan ikiyüzlülüğü, ülkeyi büyük bir İMF yükü altına soktu. Ülkenin yabancı döviz rezervleri sıfıra indi; enflasyon çok yüksek oranlara fırladı ve bütçe açığı tırmandı da tırmandı.

2002 öncesi Türkiye’yi hatırlatan bir uygulama

Yazının Devamı