Yüksek faiz döviz bozduruyor!

2 Mayıs 2003

Şimdi ise kur maşallah tam dalgalı! Sık sık ortalık bozulunca kur yükseliyor ve daha da yükselecek beklentisiyle döviz alanlar oluyor. Ortalık yatışınca ise kur düşüyor. Bu kez "daha da düşecek" diye bazıları apar topar döviz satıyor ve zarar ediyorlar. İşin kötüsü satmamakta direnip "tekrar yükselince satarım" diye bekleyenler bekleye kalıyor. Bir daha bir türlü satacakları uygun kuru bulamıyorlar. Yani dövizde duranlar bir hayli zarar ediyor. Eh ne diyelim; TL'nin karlı olduğunu ekonomistler uyarmamış olsa gerek!Eskiden işler kolaydı. Nasıl olsa Merkez Bankası kur düşünce tekrar müdahaleyle enflasyonla uyumlu bir düzeye getirirdi. Şimdi ise ellemiyor. Ve kur daha da düşebiliyor. Bu nedenle kaybeden bir daha durumunu telafi edemiyor.Buna rağmen önceki gün Meclis'te Merkez Bankası Başkanı Serdengeçti'ye kurla ilgili sorular sorulunca kurun döviz alım ihalelerine başlayacaklarını belirtmiş. Bu Merkez Bankası'nın da kurun bulunduğu noktadan rahatsız olduğunu gösteriyor.Kuru belirleyen etmenler döviz arz ve talebi. Ancak Merkez Bankası haklı olarak bu arz ve talebin bazı unsurlarının etkili olmasını istemiyor. Örneğin bankalar döviz pozisyonlarında açık vererek, yani döviz borçlu

Yazının Devamı

Yüksek faiz döviz bozduruyor!

2 Mayıs 2003


<#comment>     Döviz kuru rahmetlik olalı herkesi karalar bağladı. Malum ülkemizde tasarrufçunun parasının yarısı dövizde. Kur düşünce dövizciler sıkıntıya giriyor. Oysa eskiden kur yavaşlasa bile yeniden toparlardı. Sürekli kaybetme olmazdı.
     Şimdi ise kur maşallah tam dalgalı! Sık sık ortalık bozulunca kur yükseliyor ve daha da yükselecek beklentisiyle döviz alanlar oluyor. Ortalık yatışınca ise kur düşüyor. Bu kez "daha da düşecek" diye bazıları apar topar döviz satıyor ve zarar ediyorlar. İşin kötüsü satmamakta direnip "tekrar yükselince satarım" diye bekleyenler bekleye kalıyor. Bir daha bir türlü satacakları uygun kuru bulamıyorlar. Yani dövizde duranlar bir hayli zarar ediyor. Eh ne diyelim; TL'nin karlı olduğunu ekonomistler uyarmamış olsa gerek!
     Eskiden işler kolaydı. Nasıl olsa Merkez Bankası kur düşünce tekrar müdahaleyle enflasyonla uyumlu bir düzeye getirirdi. Şimdi ise ellemiyor. Ve kur daha da düşebiliyor. Bu nedenle kaybeden bir daha durumunu telafi edemiyor.
     Buna rağmen önceki gün Meclis'te Merkez Bankası Başkanı Serdengeçti'ye kurla ilgili sorular

Yazının Devamı

Nihayet enflasyon hedeflemesine bu yıl geçiyoruz

1 Mayıs 2003

Nitekim, 5 Nisan 2003 tarihli IMF'ye verilen niyet mektubunda kamu maliyesinde atılacak adımlar tam 7 sayfa! Oysa para politikasına ayrılan kısım 1.5 - 2 sayfadan ibaret. Ancak ilginçtir, bu kısımda bu yıl (36'ncı maddede) resmi enflasyon hedeflemesine geçileceği belirtiliyor. Nitekim, dün Merkez Bankası Başkanı Serdengeçti de Plan Bütçe komisyonunda yaptığı konuşmada mayıs ve haziran ayları izlendikten sonra, enflasyon hedeflemesine geçmek istediklerini belirtmiş. Son iki yıldır Merkez Bankası'nın herhalde en çok sözünü ettiği, fakat bir türlü başlatamadığı bu politikanın başlatılmak istenmesi çok önemli.2003 bütçesi onaylanır onaylanmaz, bu politikanın biçim ve takvimi belirlenecekmiş. Elbette maliye politikası tam olarak ortaya çıkmadan para politikasının belirlenmesi doğru olmazdı. Bu nedenle yaklaşımı doğru buluyoruz.Ancak hala tam olarak anlaşılmayan birkaç nokta var. Birincisi, madem Merkez Bankası bu politikanın yeterince güçlü bir çözüm olduğu kanısında, neden bir an önce bu politikayı yürürlüğe koymuyor. Ve her yıl erteliyor. İkincisi; Merkez Bankası'nın bu politikayı yürürlüğe koyabilmek için ne türlü hazırlık yaptığını merak ediyoruz. Ve nihayet parasal hedeflerin bu

Yazının Devamı

Nihayet enflasyon hedeflemesine bu yıl geçiyoruz

1 Mayıs 2003


<#comment>     Şu anda uygulanan ekonomik istikrar politikası temel olarak sıkı maliye politikasına dayanıyor. Para politikası ise ikincil görünüyor. Enflasyonu indiren de, faiz - dışı fazla yaratarak borcun ödenmesini sağlayan da, kamu maliyesindeki disiplin.
     Nitekim, 5 Nisan 2003 tarihli IMF'ye verilen niyet mektubunda kamu maliyesinde atılacak adımlar tam 7 sayfa! Oysa para politikasına ayrılan kısım 1.5 - 2 sayfadan ibaret. Ancak ilginçtir, bu kısımda bu yıl (36'ncı maddede) resmi enflasyon hedeflemesine geçileceği belirtiliyor. Nitekim, dün Merkez Bankası Başkanı Serdengeçti de Plan Bütçe komisyonunda yaptığı konuşmada mayıs ve haziran ayları izlendikten sonra, enflasyon hedeflemesine geçmek istediklerini belirtmiş. Son iki yıldır Merkez Bankası'nın herhalde en çok sözünü ettiği, fakat bir türlü başlatamadığı bu politikanın başlatılmak istenmesi çok önemli.
     2003 bütçesi onaylanır onaylanmaz, bu politikanın biçim ve takvimi belirlenecekmiş. Elbette maliye politikası tam olarak ortaya çıkmadan para politikasının belirlenmesi doğru olmazdı. Bu nedenle yaklaşımı doğru buluyoruz.
    

Yazının Devamı

Olumlu sinyaller de var

30 Nisan 2003

Gerçi, Serdengeçti iyimserliklerinin kaynağını açıkladı. Bankaların açtıkları kredilerdeki artış. Nitekim aşağıdaki grafikten de bu açıkça gözleniyor. Mart ortalarına kadar aynı düzeyde seyreden kredi talebi birdenbire artış gösteriyor. Aslında bakılırsa kredilerde ilk artış aralık ayında başlamış. Bu da şu gerçeği gösteriyor ki, seçimler önemli bir belirsizlik unsurunu ortadan kaldırmış. Hatta tek parti iktidarının oluşmasıyla belli bir güven ortamı sağlamış. Böylece, iç talebin canlanacağı hesabıyla işadamları da kredi kullanmaya başlamış.Kredi talebi bir ekonomide büyüme beklentisini, hatta beklentiden öte gerçekleşmesini gösterir. Önce boşalan stoklar yenilenir. Bu süreçte mutlaka kredi kullanılmaz. Sadece iç veya dış talepte canlanma beklentisi vardır. O kadar. Ancak mevcut stoklar ile üretim, talebi karşılayamazsa kapasite kullanım oranını yükseltmekten başka çare kalmaz. Üretim hızlandırılır. İşte bu iki süreçte işadamı işletme kredisi kullanabilir. Sanıyoruz gözlenen kredi talebi de buna benziyor.Ancak canlanmanın sürekli olacağı görülüyorsa ve bir süre sonra mevcut kapasitenin yetmeyeceği anlaşılırsa işadamı riski göze alarak yeni yatırıma girişebilir. Bu nedenle de

Yazının Devamı

Olumlu sinyaller de var

30 Nisan 2003


<#comment>     Geçenlerde Merkez Bankası Başkanı Süreyya Serdengeçti bir açıklamada bulunarak piyasalarda olumlu işaretlerin gözlendiğini belirtti. Merkez Bankası'nın sürekli biçimde büyüme, döviz kuru ve enflasyon üzerine anketler düzenlediği biliniyor. Bu nedenle akla önce bu anketlerde bir düzelme başladığı gelse de gerçek aksine. Bu anketlerde bir ölçüde bozulma gözleniyor. Özellikle de büyüme daha düşük bekleniyor, enflasyonun da artmaya başlayacağı sanılıyor.
     Gerçi, Serdengeçti iyimserliklerinin kaynağını açıkladı. Bankaların açtıkları kredilerdeki artış. Nitekim aşağıdaki grafikten de bu açıkça gözleniyor. Mart ortalarına kadar aynı düzeyde seyreden kredi talebi birdenbire artış gösteriyor. Aslında bakılırsa kredilerde ilk artış aralık ayında başlamış. Bu da şu gerçeği gösteriyor ki, seçimler önemli bir belirsizlik unsurunu ortadan kaldırmış. Hatta tek parti iktidarının oluşmasıyla belli bir güven ortamı sağlamış. Böylece, iç talebin canlanacağı hesabıyla işadamları da kredi kullanmaya başlamış.
     Kredi talebi bir ekonomide büyüme beklentisini, hatta beklentiden öte gerçekleşmesini gösterir. Önce

Yazının Devamı

İç borç riskini giderek vatandaş taşıyor!

29 Nisan 2003

Kamu borcu iç ve dış kısımdan oluşuyor. Dışarıya olan kısmı çok önemli değil. Çünkü bu borcun hem vadesi uzun, hem de faizi düşük. Oysa iç kısmı farklı. İç kısmın hem faizi yüksek, hem de vadesi kısa. Çevrilmesi güç olduğundan, bütçe için sorun yaratıyor. Yine kamu borcunun kamuya, yani borcun "aile içindeki olan kısmı" da çok önemli değil. Nihayet bu borcun koşulları kolaylıkla değiştirilebilir.Ancak iç borcun piyasa kısmı çok önemli. Çünkü borcun bu kısmı hızla büyüyor. Ayrıca Hazine'nin doğrudan alabileceği önlemler de gayet sınırlı. Geçen yazımızda konsolidasyon olasılığını tartışmıştık. Yani borçların yeniden yapılandırılmasını. Borç dinamiklerinde görünürde bir düzelme gözlense de, işin içine girildiğinde bu borcun inanılmaz (veya dayanılmaz) bir faiz - dışı fazla ile sürdürülebildiği görülüyor. Bunu da gerçekleştirmekte zorlanıyoruz. Kn. TL Milyar USDDöviz 44.7 26.2Sabit faizli 67.9 39.8Değişken 49.9 29.2TOPLAM 162.5 95.2 KAMU İÇ BORCU Önceki yazılarımızda da belirttiğimiz gibi 95 milyar doları bulan borcun sabit faizli kısmı 40 milyar doları bile bulmuyor. Yani, toplamın içinde yüzde 28'lik bir paya sahip.Yanda pasta halinde gösterilen tabloda değişken faizli bonoların

Yazının Devamı

İç borç riskini giderek vatandaş taşıyor!

29 Nisan 2003


<#comment>     Geçen yazımızda konsolidasyon olasılığını tartışmıştık. Yani borçların yeniden yapılandırılmasını. Borç dinamiklerinde görünürde bir düzelme gözlense de, işin içine girildiğinde bu borcun inanılmaz (veya dayanılmaz) bir faiz - dışı fazla ile sürdürülebildiği görülüyor. Bunu da gerçekleştirmekte zorlanıyoruz.
     Kamu borcu iç ve dış kısımdan oluşuyor. Dışarıya olan kısmı çok önemli değil. Çünkü bu borcun hem vadesi uzun, hem de faizi düşük. Oysa iç kısmı farklı. İç kısmın hem faizi yüksek, hem de vadesi kısa. Çevrilmesi güç olduğundan, bütçe için sorun yaratıyor. Yine kamu borcunun kamuya, yani borcun "aile içindeki olan kısmı" da çok önemli değil. Nihayet bu borcun koşulları kolaylıkla değiştirilebilir.
     Ancak iç borcun piyasa kısmı çok önemli. Çünkü borcun bu kısmı hızla büyüyor. Ayrıca Hazine'nin doğrudan alabileceği önlemler de gayet sınırlı.
     

Yazının Devamı