Müzik tatili mümkün

3 Kasım 2012

Sevdiğiniz grubu takibe alın, kolay ulaşacağınız bir şehirdeki konserine bilet bulun, hem şahane bir hafta sonu geçirin hem konser izlemiş olun

Hot chip konserinin bilet fiyatı 20 avro yani buradaki herhangi bir konser kadar.

Emin olun gözünüzde büyüttüğünüz gibi değil. Öyle illa festivale git, çadırda kal, yerlerde yuvarlan falan da değil. Onu da yapıyoruz, o da zevkli ama bu başka bir muhabbet... Aylar önce Amsterdam Melkweg’deki Hot Chip konserine bilet almıştım. Tanesi 20 avro yani yaklaşık
45 TL. Buradaki herhangi bir konser kadar. Son albümlerini çok sevmiştim ve sahnede canlı izlemek istiyordum.
Tarihler belli olduğundan uçak biletini de önceden ayarladım.
Bu şekilde satın alırsanız çok hesaplı olabiliyor biletler...

Yazının Devamı

“80’lerin geri dönüşü 80’lerden uzun sürdü”

28 Ekim 2012

Avrupa turnesine hazırlanan Depeche Mode’un üyelerinden Martin Gore ve Andy Fletcher’la karşılıklı oturduk, merak ettiklerimizi sorduk

Depeche Mode tamamlanan ancak ismi henüz belli olmayan yeni albümlerinin Avrupa turnesi kapsamında 17 Mayıs’ta İstanbul’da bir konser verecek.

Hemen söyleyeyim. Artık hafif yaşlarını göstermeye başlamış Depeche Mode
üyeleri. Daha olgun, dingin ama hâlâ cool
ve esprililer. Kendini kanıtlamış, milyonlarca albüm satmış, hâlâ dünya turnesine çıkabilen
ve 80’lerden bu yana bir arada olan az sayıdaki dev gruba özgü bir alçak gönüllülük içindeler. Görmüş geçirmiş olmanın getirdiği bir tür bilgelik diyelim.

Yazının Devamı

Yasemin Mori’nin “Deli Bando”sundan izlenimler

27 Ekim 2012

“Deli Bando” öyle pek bildiğiniz alıştığınız türden bir albüm değil, hemen “Pardon bu çalan neydi?” dedirtiyor

Yasemin Mori’nin beklenen albümü piyasaya çıktı” desem ne kadar sıradan bir cümle değil mi? Ama değil. “Beklenen” lafı ilk kez bir magazin klişesi olarak kullanılmıyor bu cümlede. Hakikaten bu kadar fazla “bir yıldır beklenen
ve tam çıkacakken bir türlü çıkamayan albüm” yoktur herhalde. Geçen sene bu zamanlarda yeni albüm geliyor haberleri gündemdeydi. Hatta muhtelif lansman konserleri yapıldı, gazeteciler, müzik basını, konuyla ilgilenen blog ve siteler, e-dergiler, Facebook, Twitter ve muhtelif sosyal medya kuvvetleri albümün çıktığını müjdeledi.
Ama albüm çıkmadı. Çıkar gibi yaptı ama çıkamadı. Kayıtlar yapıldı çöpe atıldı, tekrar yapıldı, uzadıkça uzadı yani anlayacağınız. Ben de uzatmayayım izlenimlere geçeyim.
* Beklediğimize değmiş. Albüm belli çok uğraştırmış ama amacına ulaşmış. Yasemin Mori kafasına koyduğu albümü yapmış.
* Yıllarca her kuşaktan, her türden, erkek ya da kadın minik Sezen Aksu’lar dinledik,

Yazının Devamı

Festivalcilikte yeni trend “şehre yayıl” olabilir mi?

21 Ekim 2012

Maksimum kalabalığı tek bir mekana toplayan bir ya da iki günlük festivaller mi daha cazip yoksa şehir genelinde mekanlara dağılan ve hafta boyu devam eden düşük yoğunluklu etkinlikler mi?

Aslına bakarsanız ikisinin de zevki ayrı. Seyirci olarak kalabalıkla birlikte hareket etmenin ve birlikte coşmanın duyguları ona, yüze katladığını söyleyebilirim. Futbolla hiç alakam yok ama maça gitmek gibi bir his herhalde.
Bazı festivaller insanları tek bir yerde toplayıp onları oluşan ortamla eğlendirmeye niyetlenirken bazıları şehre yayılıyor. Brighton’da takip etme fırsatı bulduğum The Great Escape böyle bir festivaldi. Tek bir mekanda olabilecek en büyük kalabalığı toplayıp coşulan ve sonra herkesin dağıldığı bir etkinlik değil, şehrin farklı mekan, bar, konser salonu hatta kafe ve bodrumlarına yayılan ve neredeyse 24 saat devam eden bir dizi etkinlik ile irili ufaklı konserden oluşuyordu.
Groove Armada’yı kocaman bir salonda izlerken, çaylak grupları bodrum ya da garaj gibi yerlerde seyrediyordunuz. İçerisinin dar, tıkış tıkış ya da seyircinin bazen toplam
10 kişiden ibaret olmasını kimse sorun etmiyordu. Konser aralarında belli barlar, kafeler ve meydanlar, hatta bazı

Yazının Devamı

Serj Tankian’dan Fazıl Say’a

20 Ekim 2012

Ermeni asıllı Amerikalı grup System of a Down’ın solisti Serj Tankian’ın Ermeni soykırımı hakkındaki fikirleri bizde hoşa gitmez. O yüzden Türkiye’de sevilmez, aleyhinde kampanyalar düzenlenir. Bakın kendisi zamanında ne demişti

Geçenlerde Taraf gazetesinde çıkan ve “Serj Tankian ilk kez konuşuyor” başlığıyla verilen röportaj bana bir şey hatırlattı. Önce bir bilgiyi düzelteyim. Serj Tankian’la 2006’nın ekim ayında Rolling Stone Türkiye dergisi için telefonda konuştum ve bu röportaj o yıl “Hepimiz Anadolu’nun çocuklarıyız” başlığıyla dergide yayımlandı.
İlk kez konuşmadı yani Tankian, telefonda konuşmak da konuşmaktan sayılıyorsa tabii...
Bakın o röportajda “Siz Türk düşmanı mısınız?” diye sorduğumda şöyle diyor Tankian:
“Biz geçmişte basına yaptığımız açıklamalarda defalarca Türk insanından ve Türk ulusundan nefret etmediğimizi, en ufak olumsuz bir düşünceye sahip olmadığımızı açıkça belirttik. Ermeni ailelerini öldürülmekten kurtarmak için hayatlarını riske atan Türk vatandaşlarının hikayelerini biliyoruz. Türklerin kurtardığı sayısız Ermeni ailesini biliyoruz.”
“Diyelim ki Türkiye her şeyi kabul etti. Ermenilerin hayatı daha mı güzelleşecek, daha mı iyi olacak? ”

Yazının Devamı

Kim, ne kadar eder?

14 Ekim 2012

Bilet fiyatları nasıl belirleniyor, bir grubun ya da sanatçının ‘kaşe’ denen konser başına aldığı ücret neye göre değişiyor merak ettiniz mi hiç? Bakın Led Zeppelin’in birleşme ihtimaliyle ilgili haberler ne düşündürdü

Müzik endüstrisi artık eskisi gibi değil. Prensipler aynı ama finansal ve yapısal anlamda farklılıklar var. İnternetten korsan yükleme meselesi falan bir yana, artık eskisi kadar büyük gruplar ve isimler pek yok. Örnek vermek gerekirse 10 tane stat dolduran dev isim yerine artık bin tane “açık hava” dolduran, 10 bin tane de “Babylon”, “Salon” ya da “Ghetto” dolduran grup
ve sanatçı var diyelim.
İşlem hacmi aynı belki ama para bölünüyor. Geçenlerde Noel Gallagher “Artık rock yıldızı yok çünkü kimse rock yıldızı olacak kadar para kazanmıyor” dedi ya, haklıydı çok.
Durum bu ve böyle olunca da eskiye nur yağıyor. Çünkü bugün stat dolduran gruplar ancak onlar arasından çıkabiliyor. En yeni “stat dolduran grup” Coldplay herhalde. Onlar da 13 yıllık oldular. Daha fazla stat doldurmak istiyorsanız geçmişe bakmanız lazım. Son 10 yılda eski grupların yeniden birleşmesinin mantığı ve ekonomik anlamı da işte bu. Albüm satılmıyorsa bilet satılmak zorunda. Bilet

Yazının Devamı

Meclis’e girebilir, konsere giremez!

13 Ekim 2012

Siyasetçilerimizin aldığı yeni kararlara göre 18 yaşında bir genç milletvekili seçilip Meclis’e girebilecek, ülkeyi savaşa sokup sokmama kararı alabilecek ama konsere giremeyecek. Çünkü bira içip içmeme kararını alamayacak

Ak Parti ve CHP, 18 yaşındakilerin seçilme hakkıyla ilgili düzenleme konusunda anlaşmış görünüyor.
18 yaşında biri eğer yasayla öngörülen özelliklere sahipse ve elbette seçim bölgesinden yeteri oy alırsa milletvekili seçilebilecek. Yani Meclis’e girebilecek, yasalar hazırlayabilecek, savaşa ve barışa dair kararlar alabilecek, ordumuzu başka ülkelere gönderebilecek, terörle ilgili, kadın cinayetleriyle ilgili, çevreyle ilgili önemli yasal düzenlemeler yapabilecek. Sıkıyönetim ilan edebilecek, olağanüstü hale karar verebilecek. Devletimiz başkanlık sistemiyle mi yönetilsin yoksa şimdiki gibi yetkiler başbakanda mı toplansın oylayabilecek.
Nükleer santral yapılsın mı, yapılmasın mı kararını alabilecek. Ekonomiyle ilgili önemli düzenlemelere imza atabilecek. Yayıncılık, basın, ifade özgürlüğü, sansür gibi konularda
karar alabilecek. Denetlemeler yapacak, kısıtlamalar getirebilecek.
Mali düzenlemeler yapacak, vergi koyup kaldıracak, özelleştirmelerle

Yazının Devamı

Alternatif gündem

7 Ekim 2012

Geçen hafta Suriye ve tezkereydi gündem. Biz savaşalım mı savaşmayalım mı diye tartışırken farklı bir gündem de alttan alttan akıp gidiyor, festival ve konserleri etkileyecek yeni yasaklar geliyor

Üniversitede alkol kullanımı ve satışı YÖK’ün hazırladığı genelgeyle yasaklandı. Yazın One Love Festival’ın yapıldığı Bilgi Üniversitesi kampüsündeki Santralistanbul’da son anda alkol satışı yasaklanmış, yetişkin insanlar para ödedikleri yasal bir etkinlikte mağdur olmuşlardı hatırlarsanız. Nedeni de Başbakan’ın bizzat okul yönetimini arayıp “Orada içki içirmeyin” demesiydi. Bu rica üzerine ruhsatı olan mekanlar vazgeçmişti satıştan.
Şimdi bu “Telefonla ileri demokrasi” durumu genelge oldu. YÖK bütün üniversitelere bu genelgeyi yollayarak Anayasa’nın gençliğin korunmasıyla ilgili 58’inci maddesini gerekçe göstererek üniversite sınırları içinde alkollü içki satışı ve kullanımını yasakladı.
YÖK’ten yapılan açıklamada bu kararın şikayetler üzerine alındığı belirtilmiş. Kim, kaç kişi, nerede, ne zaman gibi detaylar tabii ki yok.
En azından bir kişinin şikayet ettiğini biliyoruz.
O kişi “Öğrenci alkolü alıp kafayı mı bulacak, yoksa ilmi alıp kendini mi bulacak?” demişti. Yetti.

Yazının Devamı