Mehmet Tezkan

Anlatılması zor bir maçtı.. Dışarıdan bakanlar tenisin elle oynandığını zannederler.. Bilenler tenis elle oynanmaz, ayakla oynanır der..
Dün şunu gördük; tenis beyinle oynanırmış!..
Williams kötü başladı.. Yarı finaldeki oyununun tekrarıydı.. Li Na, Serena’yı iyi izlemiş, iyi çözmüş.. Yarı finaldeki halini iyi tahlil etmiş..
Çapraz vuruşlarla zorladı, sonuç aldı. İlk set 6-2
***
Serena çöktü mü diye konuşurken ikinci sete hayır ben buradayım edasıyla başladı.. Gerçi çok zorlandı, çok terledi ama seti rahat denilecek skorla aldı: 6-3
İş geldi final setine..

Cumhurbaşkanı ‘Adalet, insanlığın ezelden beri, yemek gibi, barınma gibi ihtiyaç duyduğu kavramdır’ dedi..
Doğru.. Doğru da Cumhurbaşkanı’nın başında olduğu devlet o ihtiyacı karşılıyor mu?
Temel soru bu..
Veya 2013 yılındaki en büyük sorunlarımızdan biri..
*
Mahkemeler öyle kararlar veriyor ki; yargıya olan güven her geçen gün azalıyor.. Adalete olan ihtiyaç giderek artıyor..
Çoğu karar vicdanları rahatsız ediyor..

Söz doğru.. Söz altına imza atılacak nitelikte.. O söz ne? Önce ona bakalım..
Başbakan; ‘Ben yaptım oldu tavrı ne kadar yanlışsa ben istemiyorum olmayacak tavrı da o kadar yanlıştır, faşizandır’ dedi..
Gelelim soruya..
İktidar bu ilkeyi harfiyen uyguluyor mu? Bu sözü düstur almış mı?
Evet demek zor..
Meselenin kaynağı da bu zaten.. Toplumun karşı duruşu, eylemlerin, protestoların sebebi..
Yine mi Gezi diyeceksiniz ama ‘ben iktidarım, istediğimi yaparım’ tavrının ayyuka çıktığı yer orası..

Baştan şunu söyleyeyim.. Yarı finallerde kalite yoktu.. Li Na - Kvitova maçı bir yere kadar ama Williams - Jankovic maçı zevksiz, heyecansız, kalitesiz kelimenin doğru anlamıyla tenis adına rezaletti..
Sonuca bakıp müthiş çekişme vardı diye düşünmeyin..
Yoktu.. Sıradan üçüncü sınıf maçtı..
Serena Williams bu yılın en kötü oyununu çıkardı diyebiliriz..
Aslında bu yılın değil, son üç yılın en kötü maçını oynadı dersek abartılı olmaz..
Şöyle anlatayım.. Cuma günü Serena’nın maçı yoktu.. Sanki gece yarılarına kadar İstanbul’u gezmiş gibiydi.. Ne bileyim, boğaz turu atmış da boğaz havası çarpmış gibiydi..
Kolunu kıpırdatacak, adım atacak hali yoktu..

İki gün önceki yazımda özetle.. ‘Barış süreci eylül ayında tıkanmıştı.. Sıkıntı büyüktü..
Karşılıklı güvensizlik ortamı var..
Düğümü Öcalan çözer, sıkıntıyı aşsa aşsa o aşar beklentisi boşa çıktı.. Öcalan anlamlı ve derinlemesine müzakere süreci istedi..
Sıkıntı aşılmadı.. Dün yapılan açıklamalar karamsarlığı daha da artırdı..
Barış süreci bitti mi sorusunu gündeme getirdi’ demiştim..
Salı günü yapılan açıklamalar neydi?
Başbakan’ın ‘Herkes haddini bilecek. İmralı’ya kimin gidip kimin gitmeyeceğine hükümet karar verir. İster gönderir ister göndermez’ sözleriyle..

Gezi’den önce de vardı ama Gezi eylemlerinden sonra ayyuka çıktı..
Sanki gençler olay çıkarmak için, eylem yapmak için fırsat kolluyormuş gibi bir hava yaratılıyor..
Niyet tahlilleri yapılıyor..
(Çata patayı seven radikal gruplar fırsat kolluyordur belki.. Onları saymıyorum, büyük kitleden söz ediyorum)
*
Gezi Parkı bitti, şimdi ODTÜ yolu gündemde..
Oradaki mesele ne?

Barış süreci denen süreç eylül ayında tıkanmıştı.. Sıkıntı büyüktü..
Düğüm bir türlü açılmadı.. Dün yapılan açıklamalar karamsarlığı daha da artırdı..
Bitti mi sorusunu gündeme getirdi..
*
Kısa bir özet geçeyim..
Barış sürecinin yol haritası şuydu.. PKK militanları silahlarını gömüp sınır dışına çıkacaklar, çıktıkları an iktidar, bazı yasal düzenlemeler yapacaktı.. Sürecin ilk iki aşaması buydu.. Üçüncü aşamadan da söz edildi ama ne olduğu sır olarak kaldı..
PKK militanları silahlarını gömmedi.. Silahlarımızla gideriz dediler.. Hepimiz gittiklerini sandık.. Başbakan ağustos ayında ‘Türkiye’yi terk etme konusunda verilmiş sözler yerine getirilmiş değil.

Bu sözü önümüzdeki günlerde çok duyacaksınız.. Altyapısı hazırlanıyor..
Toplantı, gösteri ve yürüyüş düzenlemesinin önündeki engel olacak..
Ama diyecekler; huzuru bozacaklardı..
Ankara’da gece yarısı ağaç kesme vakasını savunanlar bu sözün arkasına sığınıyorlar.. Ağaçların kesilmesi iyi oldu demiyorlar, diyemiyorlar..
Huzuru bozacaklardı diyorlar..
Bu sözün arkasına sığınarak her türlü protestoyu, yürüyüşü yasaklarsın.. Memlekette çıt çıkmaz..
Çıkmaz da huzur olur mu?