Antalya’da Nâzım Heykeli’nin açılışından söz etmiştik. Heykel Haşim İşcan Parkı’nda açıldı. Haşim İşcan İstanbul’dan önce Bursa ve Antalya’da vali ve belediye başkanlığı yaptı, büyük üne ulaştı. Az konuşur çok iş yapardı. Emektar gazeteci Metin Ergin, “Basında Hapse Girmeden 60 Yıl” adlı kitabında Haşim İşcan’a başarılarının sırrını soruyor. Yanıt:
“Parayla herkes yapar, mesele imkânsızlıklar içinde eser yaratmaktır. Bunun için de Türk milletini iyi tanımak lazım. Baştakine inanırsa İstiklal Harbi’nde olduğu gibi her şeyini verir...”
Diyor ve devam ediyor:
“Yalnız çalmamak yeterli değil, çaldırmayacaksın da...”
* * *
Renkli ve başarılı belediye başkanı deyince “mini mini vali” Fahrettin Kerim Gökay’ı unutmak olmaz... Gökay bir gün fırınları teftiş ediyor. O yıllarda en kral yağ Sana yağı malum. Fırınlardan birinde ürünleri lezzetli buluyor. Bunu nasıl başardığını sorunca fırıncı:
- Ben Sana koyuyorum, diyor...
Türkiye’de yüzlerce insanın hayatını karartan ve tüm ülkeye korku salan davada sanık Fuat Turgut:
- Savcılık ifadem bir saat sonra basının elindeydi...
deyince mahmekeme başkanı Köksal Şengün kinayeli soruyor:
- O kadar sürmüş mü?
Bu sözü söyleyen yargıcın bizzat kendisi adil bir yargılama yaptığına inanmıyor demektir. Şengün iki gün önce kimi savcılarla ilgili “Kurt içimizde” diye bir ifade kullandı. Halkın yargıya güveni bir yana, yargının birbirine güveni kalmadı. Mesela Erzurum Ağır Ceza Mahkemesi, Yargıtay’a itaat etmiyor, Cihaner dosyasını bir Ankara’ya göndermiyor. HSYK Başkanvekili dahil herkes dinleniyor. Telefon dinlemeleri mahkeme dosyası yerine medyaya servis ediliyor. Yargıçlara bile komplo kuruluyor... Ve onlar çaresizleri oynuyor.
Bu ülkede kim hâlâ demokrasiden söz ediyor?
AYM raportörlerinden Osman Can, “Mahkeme anayasa paketinin bazı maddelerini iptal ederse hükümet bunu dikkate almasın” demiş.Bunu hukuk adamı bir raportör değil de garajdaki kaportacı söylese neyse...Haldun Ertem
Arapsız Türk!
Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nde, ABD, İngiltere, Rusya, Çin, Fransa dahil 12 üyeye karşı İran’ın yanında yer alarak dünyayı karşımıza aldık. Kendimizi yalnızlığa mahkûm ettik. Brezilya bizimle aynı tavrı aldı ama onlar dünyanın öbür ucunda. Biz olayın göbeğindeyiz. Başbakan diyor ki:
“Biz Tahran Anlaşması’na giderken, BM Güvenlik Konseyi’nin daimi üyelerinin hepsiyle de bu işin müzakerelerini yaparak bu adımları attık. Kendilerini bilgilendirdik. Hepsinin dediği şu oldu. Bu yaptığınız iş diplomatik bir zaferdir, sizi takdir ederiz. Bunu daimi üyeler de böyle söyledi. ABD de, Fransa da, İngiltere de öyle söyledi...”
Peki bu ülkeler neden tam aksi yönde hareket ederek yaptırım kararı aldılar?
Ya onların dediğini size yanlış tercüme ettiler!
Ya da yeni bir diplomasi gelişti siz ayak uyduramayıp ofsaytta kaldınız.
Türkiye’nin yaptırım kararına uymaması yaptırımların etkisini azaltır. O yüzden Batı bastıracak. Önümüzdeki dönemde iki arada bir derede, çok zor durumlarda kalacağız.
CHP Milletvekili Onur Öymen hükümetin tavrını şöyle eleştiriyor:
PTT ile Aktif Bank arasında kurulan ilişkileri gündeme getiren CHP Amasya Milletvekili Hüseyin Ünsal, yeni bir skandalın izini sürdüğünü bildiriyor.. Merakımız üzerine ayrıntılarını anlatıyor:
- PTT’nin açtığı, İngilizcesi Hybridmail, Türkçesi (Karma Posta) diyebileceğimiz... Konusu bilgisayar yazılım programı olan 66.4 milyon euro’luk (138 milyar lira) bir ihale yapıldı. Beş teklif gelmiş, teklif sahiplerinden biri ilk başta elenmiş. Kalan dört teklif aslında ikişerden iki firmaya ait; Data Teknik ve Dinamik Bilişim. Bu teklifler içinde ihaleyi en uygun fiyatı veren Data Teknik kazanmış. Data kazanmış ama diğer firma kaybetmemiş...
- Nasıl yani!
- Çünkü iki firma da aynı holdingin, Yıldız Holding’in alt kuruluşları. Yıldız Holding malum; halkın Ülker Holding diye bildiği holdingin resmi adı.
- Yani Ülker’in alt firmaları kendi arasında rekabete girmiş!
- Aynen öyle. Ama garabetin devamı da var. İhaleyi kazanan Data Teknik, sözleşmeye göre bilgisayar programı sistemini beş yerde kuracak. Bunlardan biri PTT’nin Ankara Yenimahalle’deki büyük binası. Buranın alt katında PTT’nin kargo bölümü vardı. Data bu katı aylığı 3 bin liraya PTT’den kiraladı. PTT bunun üzerine kargo
Geçen hafta sonu Antalya’daydık.. Antalya Anakent Belediyesi iki önemli organizasyonu birden gerçekleştirdi... “Anadolu’da bir köy mezarlığına gömün beni/ Başucumda bir çınar ağacı olursa taş maş da istemez hani” diyen büyük şairin heykelini Akdeniz kıyısına yerleştirdi... Anma gecesini “Nâzım Oratoryosu” ile sonsuzlaştırdı.
Buna rağmen belediye hizmetleri ile ilgili sohbetlerde kulağımıza sık sık “Para yok”, “Büyük borç devraldık”,”Kasa tamtakır” sözleri çalındı...
Aynı sözleri birçok CHP’li belediye seslendiriyor...
Parasızlık CHP’li belediyelerin kuşkusuz belini büküyor.
Peki parasız belediyecilik yapılmaz mı?
Örnek... Bakırköy Belediye Başkanı Ateş Ünal Erzen ile konuşuyorduk geçende. Bakırköy’de yapılanları anlatırken yaklaşık 80 okulun su deposuna filtre taktıklarını anlattı. Böylece bütün çocukların musluktan sağlıklı su içmesi sağlanmıştı. İşte size alkış alacak ama çok para gerektirmeyen bir icraat. Balçova Belediye Başkanı Mehmet Ali Çalkaya “Semt evleri” kurdu. Her mahallede bir apartman dairesinde hanımlar kurs görüyor, el işleri yapıyor, üretimlerini satarak gelir sağlıyorlar. Mutlular.
Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül icraatın büyük bölümünü ilçedeki
“We further hope and pray that the brave young men and women return home with the lowest possible casualties...”
Tayyip Erdoğan’ın 04.04. 2003 tarihinde ABD’nin ünlü Wall Street Journal gazetesinde yayımlanan yazısı yukarıdaki satırlarla bitiyordu. Tercümesi:
“Kahraman çocuklarınızın anavatana en az kayıpla dönmesini umuyor ve dua ediyoruz...”
O günlerde Katoliklerin ruhani lideri Papa 2. Paul bile savaşların olmaması ve masum kanı dökülmemesi için dua ediyordu...
Kendini “Müslüman demokrat” diye satan AKP iktidarı ise kitle imha silahı yalanı ortaya çıktığı halde ABD’nin Irak katliamını desteklemekteydi. Tayyip Erdoğan masum Iraklı çocuklar için değil, katil ABD’nin askerleri için dua etmekteydi.
Türkiye’nin vicdanlı insanları savaşa karşı eylemler geliştirirken AKP Türkiye’yi ABD üslerine açmanın hazırlığını yapıyordu...
Tezkere soylu TBMM üyelerinin gayretiyle geçmedi ama Türk hava sahası ABD uçak ve füzelerine açıldı... Türkiye’deki üslerden beş bin sorti yapan ABD uçakları Irak halkı üzerine ölüm yağdırdı... AKP iktidarı bu insanlık suçuna ortak oldu. Bizler var gücümüzle savaş karşıtı yayın yaparken hem AKP hem yandaş basın ABD’nin Müslüman katliamına alkış
Nâzım Hikmet bu yıl, “ölümsüzlüğünün 47. yılında”, belki her zamankinden de büyük coşkuyla anıldı. İzmir’de, Aydın’da ve özellikle Antalya’da 3 Haziran’da duygulu saatler yaşandı...
Antalya’daki etkinliği Büyükşehir Belediyesi ile Nâzım Hikmet Vakfı ortaklaşa düzenlemişti.
Gündüz Karaalioğlu Parkı’nda usta sanatçı Mehmet Aksoy’a yaptırılan “Nâzım Hikmet Hapiste” heykeli açıldı.
Akşam Konyaaltı Açıkhava Tiyatrosu’nda binlerle kişi Fazıl Say’ın “Nâzım Oratoryosu”nu izledi. İbrahim Yazıcı yönetimindeki 200 kişilik koro ve orkestra eşliğinde Fazıl Say, Genco Erkal, Sertab Erener ve Güvenç Dağüstün’ün yarattığı gece muhteşemdi...
Belediye Başkanı Mustafa Akaydın, Nâzım Hikmet Vakfı Başkanı Rutkay Aziz, Nâzım Hikmet’in arkadaşı Hıfzı Topuz güzel konuşmalar yaptı... Nâzım’la son olarak 48 yıl önce görüştüğünü anlatan Hıfzı Topuz’un:
- Barışçı ve devrimci Antalyalılar, size Nâzım’ın selamını getirdim, sözü en çok alkışı aldı.
Fazıl Say’ın müziği eşliğinde Genco Erkal Nâzım’ın şiirine hayat verdi:
“Şimdiye kadar çok iktidar gördüm. Ama bunlar gibisini... Bütün gözler üzerlerindeyken bile devletin imkânlarını kendilerini ve yakınlarını zenginleştirmek için kullananını ilk kez görüyorum.”
Bu sözlerin sahibi CHP Amasya Milletvekili Hüseyin Ünsal. İsyanın nedenine gelince. Dinliyoruz:
- KİT Komisyonu’nda görev yaptığım için tanık olmadığım yolsuzluk, hırsızlık ve peşkeş olayı neredeyse kalmadı. İnanın sinir sistemim bozuldu. Bu yüzden başka bir komisyona geçmeyi düşünüyorum.
- Sizi bu kadar sinirlendiren nedir?
- Bilindiği üzere bankaların para havalesinden aldıkları komisyon son yıllarda inanılmaz ölçüde arttı. Vatandaş bir yere para gönderecekse önce ödeyeceği fahiş komisyonu düşünür hale geldi.
- Hangi Türk vatandaşı bunu bilmez ki?
- Bu yönde şikâyetler çoğalınca, ucuz para transferi formülleri arayışı başladı. PTT Genel Müdürlüğü bu çerçevede bir Ucuz Para Transferi (UPT) sistemi uygulamaya koydu. Yasalara göre kendisi bankacılık faaliyetinde bulunamaz. O nedenle Aktif Bank’la anlaşmış. İşi bu bankayla ve parayı yarı yarıya kırışarak yapıyor. En ucuz para havalesinden 7.5 lira alındığı düşünülürse ortada dönen paranın büyüklüğü az çok tahmin edilebilir.