Mahallenin dayısı

4 Haziran 2010

Analar ağlamasın parolasıyla geçen yıl başlatılan “açılım” daha bir yılı dolmadan iflas etti; ülke savaş alanına döndü, bugün daha çok ana ağlıyor...
Meşhur Kürt açılımı konusunda ilk yazımızı geçen yıl 30 Temmuz’da yazmış, CHP’den gelen şu uyarı ve eleştirileri sıralamışız:
“PKK silah bırakmadıkça ve terörün yeniden başlamayacağı kesinleşmedikçe atılacak adımların faydası yoktur.
Terörün merkez üssü Kuzey Irak’tadır. Oraya ilişkin önleminiz yoksa, PKK’yı tasfiye edemiyorsanız sonuç alamazsınız...
AKP terörle mücadele değil müzakere ederek ortamı yatıştırma peşindedir.
Terörü tasfiye değil teskin ederek bir sonuca varamazsınız.
Terörü önlemek için teröristlerden medet uman bir anlayış er geç iflas eder... ”

Yazının Devamı

Stratejik açı...

3 Haziran 2010

İran ile imzalanan nükleer takas anlaşması Türkiye’yi ABD ile İran arasına şıkıştırdı. Yetmemiş gibi Gazze seferindeki Mavi Marmara’ya İsrail’in saldırısıyla ikinci bir krizin içine düştük. TASAM adlı stratejik araştırma kuruluşu diyor ki:
“Türkiye’nin Kızılay gibi kurumları var iken İHH’nın bu konuya öncülük etmesi de anlaşılır bir durum değildir. İsrail’de yönetimde tam bir haydut hükümet vardır. Ancak bunu bilmek ve buna göre de davranmak gerekir. Türkiye bu kadar kolay riske sokulmamalıdır. İslam dünyasının önemli ve zengin ülkeleri bir kenara çekilmiş iken Türkiye’nin ortada yalnız kalması da doğru değildir.”
10 kişinin hayatına mal olan Gazze seferinden kim kârlı çıktı? TASAM’a göre:
“Bu yaşanan gelişmeler İran’a yönelik bir İsrail saldırısını oldukça zayıflatmış, hatta kısa vadede imkânsız hale getirmiştir. Yine ABD’nin yürütmeye çalıştığı İran’a yaptırım kararını uygulamaya sokması zorlaşmıştır. Bu yaşanan saldırılarda Türkiye’ye ciddi bir yük binerken, İran oldukça kârlı çıkmıştır.”
Arap dünyası neden tepkisiz? Olayların dibinde hangi etkenler var?
“Bu sorunların yaşanmasının bir tarafında da Filistin’de Hamas ve El Fetih arasındaki iktidar kavgası vardır. İsrail ve

Yazının Devamı

Gazze gazası...

2 Haziran 2010

İsrail’in Gazze’de uyguladığı ambargoyu pek çok ülke delmek istiyor ama sivil eylemcileri gemiye doldurup göndermiyor.
Biz neden bu olayda en öndeyiz?
Arap ülkeleri neden sessiz? Arap milliyetçiliğinin bayrağını neden biz elimize aldık?
Ambargo askeri güçle delinir, sivil güçle delinir mi?
Bunlar dün okurlarımızdan yağan soruların sadece birkaçıydı...
SOL internet sitesi şu haber - yorumu yapmıştı:
“AKP, Gazze’ye giden konvoyun başına gelebilecekleri tahmin ediyordu. Kendilerini o yüzden korumaya aldılar ama gemilerdeki insanlar için önlem almadılar...”

Yazının Devamı

Katil devlet

1 Haziran 2010

İsrail terörü bu defa yurttaşlarımızı vurdu. Katil devlet; ateş açmadan durdurabileceği yardım gemilerine baskın düzenleyerek masum insanları öldürdü...
İnsanlığa karşı suç işlendi...
Peki ya Ankara’nın bu kanlı olaydaki sorumluluğu?
İsrail’in Ankara Büyükelçisi Gaby Levy, geçen hafta yardım gemilerinin Gazze’ye ulaşmasına izin vermeyeceklerini açıklamıştı. İsrail yardımın Ashdod limanına indirilmesini istiyor, karayolundan götürmeyi öneriyordu.
Peki bizim hükümet buna karşılık ne yaptı?
CHP’li Onur Öymen dün soruyordu:
“Hükümet İsraillerle görüştü mü?

Yazının Devamı

Nâzım haftası

30 Mayıs 2010

Bu hafta 3 Haziran’da.. Nâzım Hikmet’in ölümünün 47. yılı anısına, Fazıl Say’ın bestelediği Nâzım Oratoryosu, Antalya Konyaaltı Açıkhava Tiyatrosu’nda sahnelenecek... 200 kişilik koro ve orkestra ile birlikte Genco Erkal, Sertab Erener, Güvenç Dağüstün de sahneye çıkacak.
Antalya’da aynı gün Nâzım’ın, Mehmet Aksoy tarafından yapılan heykelinin açılışı var... Etkinlikleri Nâzım Hikmet Vakfı ile Antalya Belediyesi ortaklaşa düzenliyor...
* * *
Tarık Akan dostumuz Türkiye’nin yüz akı sanatçılarından Mehmet Aksoy’la ilgili bir belgesel hazırladı. Yıldız Kenter, Işık Yenersu ve Rutkay Aziz’in seslendirdiği belgesel, Aksoy’u ölümsüzleştiren güzel bir çalışma oldu... Kutluyoruz Tarık’ı...
Hatay Yayladağ’da 1939’da doğan Mehmet Aksoy, heykelle ilk kez, 1961 yılında girdiği İstanbul Devlet Güzel Sanatlar Akademisi’nde tanışır. 1970’te devlet bursuyla yurtdışına gönderilir. Berlin’de 1975 yılında “Nâzım 75 yaşında” projesi içinde yonttuğu Nâzım büstünü yurda dönerken kamyonetinin kasasında getirir. Ne var ki, büste Edirne Kapıkule’de el konulur. Nâzım bir kez de orada tutuklanır. Büstü kurtarmak için iki hafta uğraşılır...
* * *
Türkiye’nin en farklı, en anlamlı Atatürk anıtı da

Yazının Devamı

Perde arkasında...

29 Mayıs 2010

ABD’de kalp krizi sonucu ölen değerli iktisatçı Erhan Göksel, ölümünden hemen önce Soner Yalçın’a gönderdiği mektupta 4 günlük gözaltı sonrasını şöyle anlatıyor:
“Hâlâ teknik altyapımı, hatta sekiz telefonumu iade etmediler. Üç ülkedeki ofislerimi kapayıp, Türkiye Verso’yu da askıya aldım. 29 kişiyi (üç ülkede toplam) işten çıkarmak zorunda kaldım. Adalet duygumdan dolayı kimseyi ortada bırakmadım, holdinglerin ödemediği kıdem tazminatı ödüyorum. Ayrıca SGK’dan maaş alsınlar diye ihbar tazminatı da ödedim. Burada kazandığım para onlara gidiyor.”
Erhan Göksel’in babası da oğlunun gözaltı olayından üç ay sonra ölmüştü.
Bir yılı aşkın süredir tutuklu olan Mehmet Haberal’ın babası vefat etti geçenlerde. Oğlu babasının cenazesine gidemedi.
İlhan Selçuk’un ağabeyi Turhan Selçuk geçen ay hayattan ayrıldı..
İlhan Ağabey’le ilgili de iyi haberler gelmiyor.
Türkan Saylan hocamız evi aranıp suçlu sandalyesine oturtulmasaydı herhalde daha uzun süre yaşayacaktı.

Yazının Devamı

MİT atamaları!

28 Mayıs 2010

Brezilya yolunda gazeteciler Başbakan Tayyip Erdoğan’a MİT Müsteşarlığı’na Hakan Fidan’ın atanmasını soruyorlar. Gelen yanıt şu oluyor:
“Göreve atadığımız arkadaşımız... Şu anda Cumhurbaşkanımız da onamasını yaptıysa yarından sonra Resmi Gazete’de yayımlanır.”
Şimdi gelin MİT Yasası’nın “Atama İşlemleri” başlıklı 13. maddesine bakalım:
Müsteşar ve ona bağlı bürokratların ataması konusunda yasa diyor ki:
“Bu atamalar Resmi Gazete’de yayımlanmaz ve gizli tutulur.”
Demek ki neymiş? MİT Müsteşarı’nın atanması Başbakan’ın söylediğinin aksine Resmi Gazete’de yayımlanmaz, gizli tutulurmuş.
Ve de... Kurultayda, “Recep Bey sadece ekonomi değil hukuk da bilmiyor” diyen Kemal Kılıçdaroğlu pek de haksız sayılmazmış.

Parola olarak “Adi”, işaret olarak “Başbakan” kelimelerini seçen deniz astsubayı TSK’dan ihraç edilmiş.Ne yani! Astsubay bir başka ülkenin başbakanını kastetmiş olamaz mı?Fahrettin Fidan

Yazının Devamı

Bir ihtimal daha

27 Mayıs 2010

Kaset komplosunu kim düzenledi? Tahminler oradan oraya savruluyor... Askerler düzenledi diyenler, Ergenekon’u adres gösterenler, AKP derin devleti diyenler, Mossad adını telaffuz edenler...
En iyisi muhtemel hedeflere bakmak... İki ana hedeften söz ediliyor...
1. Tertibin hedefi Deniz Baykal’dır... Baykal yanlılarına göre kaset komplosunu düzenleyenler, Baykal’ın Kıbrıs, AB, Ermenistan açılımı, Kürt açılımı gibi konularda yükselen ve taraftar bulan kararlı muhalefetinden rahatsız olanlardır. Bu yüzden kaset darbesi ABD kaynaklı olabilir. Nitekim Deniz Baykal’la birlikte Şükrü Elekdağ, Onur Öymen gibi dış politika ustaları da sahneden indirilmiş, Türkiye dışa karşı zayıflatılmıştır.
2. İhtimal... Komplonun hedefi Tayyip Erdoğan’dır.
Erdoğan’ı ancak iktidara tırmanan bir CHP’nin düşüreceğini hesap eden dış odaklar, iktidar iddiası olmayan Deniz Baykal’ı bu sebeple devirmiştir. Nitekim işbaşına gelen yeni lider derhal iktidar işareti vermiş AKP’yi ciddi olarak telaşa düşürmüştür. Peki Erdoğan’ı kim düşürmek istiyor olabilir... İlk akla gelen İsrail ve bu ülkenin ünlü teşkilatı Mossad... Erdoğan’ın Ortadoğu politikası ve İran yakınlaşması malum, en çok İsrail’i tedirgin ediyor.
T

Yazının Devamı