Kriminal fıkra

31 Ocak 2010

Köyün birinde camiye bir hırsız dadanır. Köylüler namaza durup, imam “Allahüekber...” dediğinde, hırsız faaliyete geçer ve cami kapısındaki en yeni ayakkabıları çalar kaçarmış.
Bir gün, iki gün, derken köylünün birisi hırsızı yakalar ve köy ihtiyar heyetinin karşısına çıkarır.
Adama ne ceza verelim, diye düşünürlerken birisi;
- İmam yapalım, der, hem nadim olur hem de namaz kılarken gözümüzün önünde olur.
Ve hırsızı imam yaparlar. Köyden uzak kalan biri döndüğünde merak edip sorar:
- Hırsız ne yapıyor? İmam olunca hırsızlık bitti mi?
- Yok canım, demiş köylü, iki adam tuttu ayakkabıları onlara çaldırıyor. Kendisi de iki günün biri “Hırsızlık günahtır...”

Yazının Devamı

Askeri düzen!

30 Ocak 2010

DSP’de siyaset yapan Uluç Gürkan, Hikmet Sami Türk, Erol Tuncer gibi isimler, üzerinde çalıştıkları demokratikleşme paketini dün kamuoyuna açıkladılar...
DSP ilk adımda yüzde 10’luk seçim barajının indirilmesini savunuyor.
Siyasi Partiler ve Seçim Yasaları’nın bir an önce demokratikleşmesinde ısrar ediyor.
Uluç Gürkan:
- Siyasi partilerde 12 Eylül’ün getirdiği askeri düzen uygulanıyor, diyordu dün, genel başkan adeta genelkurmay başkanı gibi.. Hem de görevi hiç bırakmayan bir genelkurmay başkanı.
12 Eylül yasaları elbet pek de demokratik değildi...
Ancak askerlerden sonra yönetime gelen siyasi iktidarlar demokrasiyi geliştirmek bir yana daha geriye götürdüler.

Yazının Devamı

CHP’de yenilikler

29 Ocak 2010

CHP Genel Başkanı Deniz Baykal bu hafta duymaya pek alışık olmadığımız bir söylem kullandı...
Birkaç kez sözlerine “Biz iktidara geldiğimizde” ya da “CHP iktidarında” diye başladı...
Bir siyasi lider için bundan normal ne olabilir, diyeceksiniz...
Öyle ama CHP lideri uzun süredir “iktidara geldiğimizde” deyimini hemen hiç ağzına almamıştı.
Bu yüzden de taraftarlarını üzüyor, eleştiriliyordu...
Bakınız ne tür cümleler kullandı son grup toplantısında:
“Cumhuriyet Halk Partisi iktidarında sürekli çalışan işçilerimizin hiçbirisi 4/C uygulamasına mahkûm edilmeyecektir. 4/C uygulaması sona erecektir, 4/C uygulaması kaldırılacaktır.”

Yazının Devamı

Balyoz sohbeti

28 Ocak 2010

Başbakan Erdoğan, Balyoz hakkında: - Bugünlerde gündeme getirilenleri siz zannediyor musunuz biz hiç duymadık. Hayır bunlar duyuluyor. Duyduk. Ama biz gerilimden yana olmadık. İşimize baktık, diyor.
Başbakan darbeyi biliyor idiyse neden darbecilerin yargılanması için düğmeye basmadı. Bunun bir darbe planı değil, tatbikat planı olduğunu biliyorsa neden bugün “Bu kirli planlar lanetlidir” yollu ucu TSK’ya uzanan suçlayıcı demeçler veriyor?
* * *
Emekli Orgeneral Çetin Doğan önceki gece Habertürk’te 4 gazetecinin karşısına çıktı... Gazetecilerden ikisinin öfkeli diğerlerinin olağan sorularına zarafetini bozmadan yanıt verdi... Çetin Doğan, yaptıklarının darbe planı değil, EMASYA protokolü çerçevesinde bir seminer çalışması olduğunu tekrar anlattı... Darbe iddialarını öne süren Taraf gazetesinin de kendisini ilk kez o gün (önceki gün) aradığını ekledi. Taraf, haberi 20 Ocak’ta yayımlamış ama 6 gün boyunca bir zahmet arayıp:
- Sayın Doğan siz bunun tatbikat planı olduğunu söylüyorsunuz ama bizim kaynağımız darbe olduğunu söylüyor. Ne dersiniz? diye sormamışlardı... Oysa bir gazete verdiği haberde suçladığı generalin savunmasını merak etmez mi? 5 bin sayfalık planı

Yazının Devamı

Bu kimin darbesi?

27 Ocak 2010

Darbe iddiaları “meçhul merkez” tarafından savcılıklara değil, Taraf gazetesine servis ediliyor, buradan yayına sokuluyor.
“Camiye bomba koyacaklardı..
Binlerce kişiyi hava uçuracaklardı
Ege’de uçağımızı düşüreceklerdi
200 bin kişiyi stadyumlara hapsedeceklerdi...”
Daha savcılığa bile intikal etmemiş bu iddialar, Taraf’ta “iddia” olarak değil...
Eli kulağında katliamlar ya da darbeler gibi kaleme alınıyor.

Yazının Devamı

TEKEL’in adı yok...

26 Ocak 2010

TEKEL’in emektar müdürü telefonda gülümseyerek:
- Ankara’da hak arayan emekçilere “TEKEL İşçisi” demeniz BAT firmasını kızdırabilir, diyor...
- Neden?
- Çünkü TEKEL’in adı da satıldı malum.. Şirketin yeni adı “TTA A.Ş.” yani “Tütün, Tütün Mamulleri, Tuz ve Alkol İşletmeleri A.Ş.” dir...
Biz yeni adına alışana kadar yine TEKEL diyelim...
TEKEL aslında bir ulusal cinayetin de adı...
Resmi rakamlara göre:

Yazının Devamı

Anayasa yolunda

24 Ocak 2010

Anayasa Mahkemesi askere sivil yargı yolunu açan AKP yasasını CHP’nin başvurusu üzerine inceledi ve iptal etti. Karar oybirliğiyle alındı. AKP lehine unsurları mutlaka değerlendiren Haşim Kılıç da kararda ret oyu kullandı. Demek ki yasanın Anayasa’ya uygunluğunu savunmak mümkün değildi.
Bu yasa Cumhurbaşkanı Gül’ün de onayından geçmişti.
Gül’ün emrinde sayısız hukukçu vardır. Acaba hiçbiri bu yasanın Anayasa’ya aykırı olduğunu görmedi mi? Sonuçta Cumhurbaşkanı Gül Anayasa’ya açıkça aykırı bir yasayı Resmi Gazete’de yayımlatarak aylarca sivil - askeri yargı kaosuna neden oldu. Kaos bundan sonra da sürecek üstelik. Nereden baksanız skandal...
AKP’nin bu konuda bir anayasa değişikliğine hazırlandığı bildiriliyor. CHP Grup Başkan Vekili Kemal Kılıçdaroğlu ile konuştuk. Dedi ki:
- AKP, Anayasa’da hem askere sivil yargı yolunu açacak hem de HSYK’yı değiştirecek düzenlemeler yapacak. HSYK’nın üye sayısını 21’e yükseltip kendilerine bağlamaya çalışacaklar. Bunu TBMM’ye bir paket haline getirecek, paketin içine kimi özgürlükçü maddeler koyarak sempatik hale getirecekler... Tespitlerimiz bu yönde...
* * *
YÖK, Kırıkkale ve İzzet Baysal üniversitelerinde birinci sırada yer alan

Yazının Devamı

Çamur damlıyor!

23 Ocak 2010

Taraf gazetesi Balyoz Harekâtı iddiaları arasında iki de gazeteciler listesi yayımladı. 36 kişilik bir listede tutuklanacak gazeteciler yer alıyor. 137 kişilik diğer listede (biz dahil) faydalanılacak gazeteciler! AKP yandaşı medya hiç gecikmedi, listeyi gördüğü andan itibaren listedekiler hakkında “darbeci gazeteciler” diye yayına başladı.
Taraf gazetesi bu listenin gerçekliğine nasıl inandı? Metnin aslını gördü mü? Doğruluğunu nasıl denetledi? Taraf için böyle soruların pek önemi olmasa gerek. Onun misyonu psikolojik savaşa sis bombası atmaktan ibaret.
Odatv anımsatıyor... Yılmaz Özdil, 2002 yılında ünlü bir yazar değildi. Soner Yalçın, Hürriyet yazarı değildi. İclal Aydın yazarlığa başlamamıştı. Kadri Gürsel henüz köşe yazmıyordu. Emre Aköz: Benim o listede olmamam lazımdı, o zamanlar life - style yazılar yazardım, diyor. Fatih Altaylı: Ben o yıl Genelkurmay’ın güvendiği yazarlar arasında değildim, demekte... Ayrıca biz dahil o listede yer alan isimlerin önemli kısmı darbelerde yara almış, darbelere karşı durmuş isimler.
Aynı gazete dün de darbenin bakanlar kurulu listesi yayımladı. İsimlere bakınca gülmemek elde değildi.
Bu listelerde adı geçen Prof. Süheyl Batum, kişilik

Yazının Devamı