Boynu bükükler

8 Mayıs 2009

Mardin’deki vahşi katliam konusunda Mardin Valisi Sayın Hasan Duruer, NTV’de Can Dündar’ın sorularına verdiği yanıtlarda;  “Maalesef bölgede bir cehalet hâkim. Özellikle kadınların ve kızların eğitimi konusunda... Bütün sebep cehaletten ve eğitimsizlikten kaynaklanıyor. Bu konuyla ilgili herkesin, üzerine düşeni yapması gerekiyor. Eğitimle ilgili desteklere ihtiyacımız var. Okul öncesi eğitim ve kızların, kadınların eğitimi konusunda çok ciddi çalışmalar yapmamız gerekiyor ” demiş.
Tablo buyken hayatlarını bu yörelerdeki kızların eğitimine ve cehaletin  önüne geçilmesine adayanların hayatı  karartılıyor. Prof Türkan Saylan’dan Gülseven Yaşer’e, adında “çağdaş” kelimesi bulunan ÇYDD, ÇEV gibi eğitim örgütlerine terör örgütü muamelesi yapılıyor. Yöneticiler Hıristiyanlık misyonerliği yapmakla, terör örgütü üyesi olmakla ve darbecilikle suçlanıyor, hapislere tıkılıyor. Baba Beni Okula Gönder kampanyasındaki kız çocuğu artık

Yazının Devamı

Manisa katliamı

7 Mayıs 2009

Mardin’de 44 yurttaşımızı kaybettiğimiz katliamın dehşetini henüz üzerimizden atamamışken bir başka katliam haberi de Manisa’dan alıyoruz. Eski CHP Manisa Milletvekili Hasan Ören, “Biz de burada yakında başlayacak olan doğa ve ağaç katliamını dehşet içinde bekliyoruz” diyor. Ardından ayrıntı veriyor.
“Ortakları arasında Kraliyet ailesinden bazı kişilerin de olduğu söylenen bir İngiliz maden şirketi birkaç yıldır Gediz ovasının hemen yanıbaşındaki Çaldağı’nda maden arama ruhsatı almak için uğraşıyordu. Bu şirketin Yeni Gine’de aynı madeni ararken nasıl bir doğa tahribatı yaptığını öğrenmiştim. Üç yıl kadar önce milletvekiliyken dönemin Meclis Başkanı Bülent Arınç’a gittim. ‘Bir Manisalı olarak bu şirkete engel olun’ dedim. Bana verdiği yanıt, ‘Çok zor, çünkü hiç tahmin edemeyeceğin kimi isimler o şirket adına iş takipçiliği yapıyor’ oldu. Şimdi geldiğiniz nokta şu; şirket istediği ruhsatı aldı. Ocak yerleri için tam 280 bin ağaç kesilecek. Üretim son derece

Yazının Devamı

Özel tayyare

6 Mayıs 2009

İngiltere’de geçen yıl hem kraliyet ailesi, hem hükümet üyelerinin kullanımına sunulmak üzere 100 milyon sterline iki özel jet uçağı alınması düşünüldü. Ancak tepkiler üzerine vazgeçildi...
Bugünlerde Başbakan Gordon Brown ile Dışişleri Bakanı David Milliband’ın kullanımı için 2 yıllığına özel bir jet uçağı kiralanması düşünülüyor.
Tabii başta tüketici örgütleri olmak üzere sivil toplum kuruluşları yine tepkili...
Yurtdışı gezilerini tarifeli uçakla yapan Brown ve Milliband, kiralık uçağın daha çabuk hazırlanacağını ve kendilerine vakit kazandıracağını söylemekteler.
Muhalifler ise özel uçağı vatandaşın vergileriyle sağlanan gereksiz bir lüks olarak nitelemekte ısrarlı...  Daily Mail gazetesinde yayımlanan rakamlara göre tarifeli uçakla Londra’dan New York’a gidiş - dönüş 2 bin sterline mal olurken kiralık uçakla bu gezi  77 bin sterline mal oluyor.
Türkiye’ye gelince...  Halen VIP filosunda  2 tane Gulfstream IV (TC -

Yazının Devamı

İkram haritası

5 Mayıs 2009

İstanbul Barosu’nun geçen hafta sonu Ermenistan sınırının açılmasıyla ilgili panelinde MHP Milletvekili emekli diplomat Deniz Bölükbaşı çok ilginç bilgiler verdi...
22 Nisan 2009 tarihinde paraf edilen yol haritası hâlâ hem Türk kamuoyundan hem TBMM’den gizleniyor. Yol haritasında neler var? Bölükbaşı anlatıyor:
- Bu mutabakat metninde Ermenistan’ın soykırım iddiaları konusunda hiçbir geri adım yok, Karabağ işgali konusunda hiçbir adım atılacağı taahhüdü yok, Kars antlaşması tanınmıyor. Şu anki statü aynı kalmak şartıyla süreç içinde Ermeni sınırının açılması taahhüt edilmiş.
Bölükbaşı yol haritasındaki yakın geleceği şöyle özetliyor:
- Türkiye Ermenilerden hiç bir kazanım almadan kademeli olarak sınırı açacaktır.Önce TIR’lara transit geçiş açılacak, sonra demir yolu, ardından iki ülke temas ofisleri, akredite büyükelçilik vs...
* * *
Türkiye’nin sınırı kapatma gerekçelerinden hiçbirinde ilerleme yoksa sınırı neden

Yazının Devamı

Yürüyen Köşk

3 Mayıs 2009

Her yıl 30 Nisan “Dünya Ağaç Günü” imiş. Dikkat ettik, ülkemizde o gün hemen hiç kimse oralı olmadı. Üstelik de kurucusu “ağaç sevdalısı” olan bir ülkenin halkıyız...
Atatürk’ün ağaca sevgi ve saygısına ilişkin çok öykü vardır...
Bir söylentiye göre zaman zaman bir ağacın önünde durur selam verirmiş... Nedenini soranlara:
- Eee, dermiş, o yediğim meyvenin, sığındığım gölgenin, soluduğum havanın bir neferi. En az diğer neferler kadar onun da selama hakkı var...
Ankara’da Orman Çiftliği’ne giden yolda bir iğde ağacının kesildiğini fark etmiş... Ağacı uzun süre aradığı, bulamayınca çok üzüldüğü hatta ağladığı söylenir...
Ankara’yı, Yalova’yı, Florya’yı o yeşillendirmiştir...
İstanbul’daki büyük ağaçları gördükçe:

Yazının Devamı

Silahların izi...

1 Mayıs 2009

Bazıları Orgeneral İlker Başbuğ’un basın toplantısından rahatsız oldu...
Malum gazete dün Başbuğ’a yönelik: “Ergenekon’un yeni avukatı” başlığını atmıştı...
Psikolojik savaşın da merkezi olan bu gazete herhalde Başbuğ’un özellikle TSK üzerinde yoğunlaştırılan bilgi kirliliğini dağıtmasından rahatsız...
Tabii bütün karanlık konuların açıklamasını yapmak da Orgeneral Başbuğ’a düşmemeli. Genelkurmay Basın Müşavirliği, kamuoyuna yanlış akseden konularda zaman zaman açıklama yaparak kendi tespitlerini ortaya koymalı...
Örneğin yer altında bulunan silahların TSK’ya ait olmadığı daha önce kısa bir bildiriyle açıklanmalıydı...
Yalan haber gündemde kaldıkça psikolojik savaşa malzeme oluyor.
* * *

Yazının Devamı

Şahin Adalet!

29 Nisan 2009

YARSAV Başkanı Ömer Faruk Eminağaoğlu, geçenlerde düzenlediği basın toplantısında dehşetengiz açıklamalar yapmıştı...
Kalabalık gündem içinde kayboldu gitti...
Eminağaoğlu’na göre, Adalet Bakanlığı müfettişleri yargıçlardan kimlik hanesi boş dinleme kararları alıyorlardı.
Yani, bazı yargıçlar dinlenecek kişinin kim olduğunu bilmeden dinleme kararı veriyordu
Adalet Bakanlığı müfettişleri o boşlukları istedikleri gibi doldurarak dinleme başlatıyorlardı.
Bu şekilde dinlenenler kimler mi oluyordu?
Savcılar ve yargıçlar...

Yazının Devamı

Hukukun çığlığı...

26 Nisan 2009

Türkiye çapında 53 baro ile bazı hukuk adamları son dönemde başta Ergenekon olmak üzere kimi soruşturmalarda gözlenen hukuksuzluklara karşı, hukuku savunan bir duyuru yayımladılar.
Duyuruyu okurken hukukun günü birlik ne kadar hoyratça çiğnendiğini bir kez daha görüyoruz...
Örneğin yasalar diyor ki:
“-  Poliste veya jandarmada susma hakkını kullanan kişiler, derhal Cumhuriyet Savcısı’nın huzuruna çıkarılmak zorundadır. Susma hakkını kullanan bir kişinin gözaltı süresinin uzatılması eşyanın tabiatına aykırıdır. Aksine bir davranış, keyfi muamele ve kişi hürriyetini ihlal suçunu oluşturur.
-  Kısa sürede bitirilebilecek işlemlerin üç veya dört güne yayılarak, kişinin ifadesinin son gün, son saatte, uykusuz, yorgun ve aç bir şekilde alınması kötü muameledir.”
Oysa ülkemizdeki uygulama bunun tam tersi yöndedir...
İşte size çok ilginç ama aramalarda uyulmayan iki hukuk kural daha:

Yazının Devamı