Çıkmaz Sokak

19 Mayıs 2009

29 Mart öncesi Başbakanı’yla, bakanlarıyla vatandaşı tehdit ettiler. Bize oy vermezseniz hizmet alamazsınız, hesabınızı ona göre yapın, dediler. Vatandaş düşündü, taşındı, cevabını verdi.
“Sizin tehditlerinize pabuç bırakmıyorum. Haydi başka kapıya.”
Hüsamettin Cindoruk, DP Genel Başkanlığı’na aday olacağını açıklar açıklamaz AKP’lisi, 2. Cumhuriyetçi’si, dincisi, liberali, düğmelerine aynı anda basılmışçasına saldırıya geçti. Çünkü merkez sağı bir araya getirebilecek en kuvvetli isim Cindoruk idi. Salvolar “yaşlı” diye başladı. Doz giderek artırıldı; darbeci, Ergenekoncu iftiraları havada uçuşmaya başladı. Ama hesap burada da tutmadı, Cindoruk, seçildi.
Ve Tandoğan’daki cumhuriyet mitingi... Miting Ergenekoncuların mitingiydi! Katılanlar Ceza Yasası’na göre suç işlemiş olacaklardı! Yasadan kaçabilseler de kameralardan kaçamayacaklar, soluğu Silivri’de alacaklardı. Onun için yapılacak şey pazar günü Tandoğan Meydanı’ndan uzak durmaktı.
Sonuç mu?

Yazının Devamı

Kiralık fener

17 Mayıs 2009

Satış ve kiralama sırası deniz fenerlerine geldi... 16 deniz feneri sırayla ve açık artırma usulüyle kiralanıyor. Önceki gün İstanbul’da Antalya Deniz Feneri’nin kiralanmasıyla ilgili açık artırma yapıldı. Artırmayı 8 milyar lira aylık kira teklif eden Kemal Yıldız kazandı. Galata Köprüsü altındaki “New Galata Restaurant”ı işleten Kemal Yıldız, satış onaylanırsa, Antalya Feneri’nde de bir balık lokantası açacak. Bu arada lokantacılara kiralanan fenerlerin iptal edilmeyeceğini, yanıp sönmeye devam edeceğini duyuralım. Ek bilgi: Fenerleri artık fener bekçileri yakıp söndürmüyormuş. Bu işlem de otomatiğe bağlanmış.

Türkan Saylan’ın oğlu doktorların annesinden umudu kestiğini söylemiş.Artık faili meçhul cinayetler işlenmiyor,  fail belli...Haldun Ertem

Erdoğan’ın sicili...
Meclis Başkanlığı bir soru üzerine milletvekillerinin suçlarını açıklıyor. Başbakan dokunulmazlık nedeniyle yargılanamadığı suçları şunlar:
“Görevi ihmal, zimmet, biletlerde kalpazanlık, resmi evrakta sahtecilik, cürüm işlemek

Yazının Devamı

Kongre kuşları

16 Mayıs 2009

Yakın geçmişe kadar seçim kaybeden parti liderlerinin istifa etmemesinden, hiçbir şey olmamış gibi yola devam etmelerinden yakınırdık. İngiltere’de seçim kaybeden lider istifayı basar, kendini tarihe gömerdi. Neyse ki bizde de son yıllarda istifa terbiyesi gelişti. Ancak ufak bir farkla... İstifa eden küçük bir tur atıp tekrar koltuğa dönüyor. DSP Genel Başkanı Zeki Sezer ile DP Genel Başkanı Süleyman Soylu’nun istifalarının henüz 40’ı çıkmadı. Yani istifalarının üzerinden 40 gün bile geçmedi. Hazretler bu hafta sonu yeniden liderlik yarışına katılıyorlar.
Kongreler her iki liderin seçtiği delegelerle yapıldığı için ikisi de tekrar kazanabilir.
O zaman ağa ile arabacısının “Biz bu naneyi neden yedik” fıkrası gündeme gelir.
Kongre dediğiniz öyle kolay şey değil çünkü... Yaklaşık bin delegeyi Ankara’da ağırlıyor, bütün masraflarını karşılıyorsunuz; vakit kaybı, kavga gürültü cabası...
Zeki Sezer, “Yolda yürüyemez oldum, herkes göreve dönmemi istiyor”

Yazının Devamı

Basın fotoğrafı

15 Mayıs 2009

Ergenekon adı verilen soruşturma, Ümraniye’de bulunan bir sandık bombayla başlar... Dallanır budaklanır bugünlere gelir.
O bombaların sahibi olduğu iddia edilen Ergenekon davasının tutuklu sanığı Oktay Yıldırım, önceki günkü duruşmada çok çarpıcı bir CD izlettirdi mahkeme heyetine... Polisin 2007 Haziran’ında çektiği ve kendi aralarında yaptıkları konuşmaların yer aldığı CD’de inanılmaz sözler vardı. Örneğin soruşturma henüz Ergenekon adını almamışken bir polis Ergenekon’dan söz ediyordu. Bir başkası tutanağı bilgisayarda yazan arkadaşını, “Adam diyecek ki çatıya bilgisayar mı çıkardın?” diye uyarıyordu. Böylece tutanağın bombaların bulunduğu bildirilen evdeki çatı katında değil daha önce karakolda tutulduğu izlenimi doğuyordu. Nitekim karakoldaki tutanakta saat 19.40, evdeki tutanakta 20.30 olarak kaydedilmişti. Mahkeme incelenmesi için kaseti Adli Tıp’a gönderdi.
Bu haber önceki gün Milliyet, Cumhuriyet, Hürriyet gibi gazetelerde yer aldı.
Çok ilginçtir... Her gün Ergenekon soruşturmasıyla

Yazının Devamı

Ankara’da miting

13 Mayıs 2009

İnsanların meydanlarda toplanıp dertlerini dile getirmeleri demokrasinin ortaya çıktığı ilk günlerden beri en doğal haklarıdır.
Ne var ki, ülkemizde demokrasinin bu en eski ve basit  uygulaması  bile rahatsızlık yaratıyor.
ADD önümüzdeki pazar günü Ankara’da Tandoğan meydanında saat 12.00’de bir miting düzenliyor malum... İki yıl önce yapılan cumhuriyet mitinglerini iktidar ve yandaşları
hazmedememişti. En küçük bir olay meydana gelmediği halde bu mitingleri darbe ayaklanması diye nitelediler. Bu defa da aynı oyunu, aynı hazımsızlığı sergiliyorlar.
İşte aşağıda Samanyolu Televizyonu’nun ana haber bülteninde yayınlanan sözde haberden birkaç satır... Mustafa Mutlu’nun Vatan’daki sütunundan aktarıyoruz:
“Darbe mimarı emekli Orgeneral Şener Eruygur’un ADD’si aracı oluyor, Ergenekon yeniden meydanlara inmeye hazırlanıyor.
Daha önce Cumhuriyet Mitingleri adı altında yapılan darbeye zemin hazırlama toplantılarının şimdiki amacı, millete namlu doğrultan Ergenekon sanıklarını adaletin elinden kurtarmak.

Yazının Devamı

Çalmayın dağı...

12 Mayıs 2009

Arkadaşımız Fahrettin Fidan hafta sonu Manisa Turgutlu’daydı. İngiliz sermayeli Sardes Madencilik’in Gediz Ovası’nın ortasındaki Çaldağı’nda nikel madeni üretmeye hazırlandığı bölgeyi dolaştı.
İzlenimleri mi?
“Gediz, üzerinde hemen her çeşit sebze ve meyvenin yetiştiği... Kimi uzmanlara göre dünyanın en verimli 8. ovası. Çaldağı da ormanları, pınarları, içinde barındırdığı çeşit çeşit hayvanlarıyla bu ovanın ortasında, Turgutlu’nun dibinde bir yayla ve oksijen deposu... Maden tam kapasite faaliyete geçmemiş, halen yüzde bir düzeyinde deneme üretimi yapıyor. Buna rağmen Çaldağı oyum oyum oyulmuş... Daha şimdiden yüzlerce ağaç kesilmiş, doğa örtüsü yok edilmiş. Kimya mühendisi olan MHP Manisa Milletvekili Ahmet Orhan’ın verdiği bilgiye göre tesis tam kapasiteli üretime geçtiğindeTürkiye’nin toplamı kadar sülfirik asit tüketecekmiş. Bir haftada kullanacağı patlayıcı maddenin de  25 ton civarında olacağı belirtiliyor... Doğa için en büyük tehlike,

Yazının Devamı

Bananistan...

10 Mayıs 2009

Afganistan’da Bala Baluk bölgesinde Amerikan hava saldırısında sivil halktan 147 kişi öldürüldü bu hafta başında... Afganistan ve Pakistan’da her gün onlarca sivil öldürülüyor... Kaza, deniyor ama bu kadar üstüste kaza olmaz. Amaç belli ki sivil halkı cezalandırmak, Taliban’la işbirliği yapmaktan caydırmak.
Afganistan ve Pakistan cehenneme dönmüş durumda... Artık adları bile anılmıyor... İki ülkeye kısaca “Afpak” diyor Amerikan basını... Bir adları da Bananistan... Yani sonuna “istan” sözcüğü eklenmiş muz cumhuriyeti...
Başkan Obama bölgeye yeni asker hazırlıyor. 2010 bütçesinde Irak için 61, Afganistan için 65 milyar dolar istiyor. Bu paraları o iki bölgenin ülkelerine dağıtsa ömür boyu huzura kavuşur dünya. Ama Obama silah tüccarlarına çalışıyor... İnsanlığa değil...
Onca para ve silaha rağmen savaş yine de ABD’nin aleyhine gelişiyor.
Taliban artık Afganistan’ın yaklaşık yüzde 70’ini kontrol ediyor. Afganistan kaybedilme yolunda olduğu gibi,

Yazının Devamı

Laf-ı güzaf...

9 Mayıs 2009

Eski Genelkurmay Başkanı Yaşar Büyükanıt 32. Gün programında dedi ki:
“Telefonumun dinlendiğinden hiç şüphem yok. Bu bilgi bana iletildi. Kim dinliyordu? Emniyet mi, bilemem.”
Yaşar Büyükanıt’ın bu sözleri üzerine Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım açıklama yaptı:
“Eski Genelkurmay Başkanı böyle bir endişe yaşıyorduysa gereğini yapmalıydı. Telefonunun dinlenildiğini söyleyenler şikâyetçi olmuyor. Gidip savcıya şikâyet edecekler, ‘Benim telefonum dinleniyor’ diyecekler...”
Ya Bakan Bey çok saf ya da milleti çok saf zannediyor...
Dinlemeler ya yargıç kararıyla yapılır, yasaldır, gizlidir.
Savcı böyle bir dinlemeyi araştırıp sonucu dilekçe sahibine bildiremez.

Yazının Devamı