Ahmet Nesin’den

24 Ağustos 2008

Ahmet Nesin Paris’te yaşıyor. Oturduğu yerden Türkiye’ye cevap yetiştiriyor (Ne de olsa Aziz Nesin’in oğlu). Başbakan’ın konuşmasını almış ele bu sefer. Bakınız ne cevaplar yetiştirmiş:
“Dünyanın değişik yerlerinde böyle çevreciler var. ‘Ne yaparsınız’ dersin, ele avuca gelecek hiçbir işleri yoktur. Sadece boş vakitlerini değerlendirmek için yaptıkları iş budur. Ben çevrecinin daniskasıyım. Asıl çevreci benim.”
“Haklısınız Sayın Başbakan, biz boş vakitlerimizi değerlendiriyoruz, siz de beş vakitlerinizi. Biz bu konuda biraz daha şanslıyız size göre, bizim boş vakitlerimizin kazası yok. Hatta elimizde fazla olduğundan, ne yapacağımızı bilemedik, isterseniz takas yapabiliriz. Siz çevrecinin daniskasısınız Başbakanım, çevrenizde de dişli dişli adamlar var, çevredeki arsaların daniskasını bilen.”
“Hortumlar büyük ölçüde kesildi, kesilmeye devam ediliyor.”
“Evet, efendim hortumları kestiniz de, sanırım yanlış kestiniz. Ankara ve Istanbul’da su sorunu çok ciddi durumda. Diğer anlamda

Yazının Devamı

Sudanlı Beşir

23 Ağustos 2008

Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin(UCM) soykırım suçlusu olarak hakkında tutuklama kararı çıkardığı Sudan Devlet Başkanı’nı bizim hükümet bir güzel ağırladı. Beşir de susup oturmadı, Türkiye’den UCM’ye meydan okudu...  Şeriata göre yargılama yapmayan bu mahkemeyi tanımadığını söyledi ve ekledi:
- Türkiye arkamızda...
Dışişlerimiz Beşir’i yalanlayan bir açıklama yapmadığına göre.. Demek adam doğru söylüyor.
Türkiye’yi yönetenlerin şu aymazlığına bakınız...
Dünya ülkeleri Türkiye’ye 1915 olayları nedeniyle birbiri peşinden “soykırım suçlusu” damgası vururken... Ülkemiz soykırımla hiçbir ilgisi olmadığını dünyaya anlatmaya çalışırken... Durduk yerde kendimizi soykırımcı savunmacısı durumuna düşürdük.
Nedir Afrikalılara ve Beşir’e bu sıcak ilginin sebebi?
BM Güvenlik Konseyi üyeliği için yapılacak seçimde Afrika ülkelerinin oyunu almak amacıyla kulis yapıyormuşuz...

Yazının Devamı

ABD kaşıyor...

22 Ağustos 2008

Amerika Ortadoğu’da savaşa doymadı şimdi de Kafkasya üzerinde karanlık oyunlar tezgâhlıyor...
Gürcistan’ın, ABD’nin izni ve onayı olmadan Güney Osetya’ya saldırmış olması mümkün değil... İkinci gerçek... ABD, Gürcistan Osetya’ya saldırdığı takdirde Rusya’nın müdahale edeceğini hesaplamamış olamaz.
Gürcistan’ın saldırısı belli ki provokasyondu.
Olay patladığında bizim hükümet önce sessiz kaldı... Peşinden garip hamleler yapmaya başladı...
Kafkas Platformu ilk garip hamleydi. ABD bile haklı olarak şaşırdı.
Çünkü Batı’nın ve NATO’nun yıllardır değişmeyen bir politikası var; Sovyetler’den kopan ülkeleri bir daha büyük bir devletin (Rusya’nın) egemenliği altına düşmeyecek şekilde desteklemek... Oysa bizim Kafkas platformu planı Rusya’yı da içine alıyor. Rusya’nın nüfuzunu geri getirme riski taşıyor. O yüzden ABD’nin aklı karışıyor ...
Ayrıca, Ermenistan, Azerbaycan’daki işgali sürdürürken, Rusya Gürcistan’ın toprak

Yazının Devamı

İran hatırası...

21 Ağustos 2008

CHP Genel Başkan Yardımcısı Onur Öymen, Türkiye’nin zorluklardan kurtulma yollarını incelediği “Çıkış Yolu” adlı kitabında (Remzi Kitabevi) kişisel gözlem ve anılarına da yer
veriyor...
Ahmedinecad’a İstanbul gezisinde gösterilen rağbet tazeliğini korurken kitaptan birkaç satır aktaralım:
“..Dışişleri Bakanı Gündüz Ökçün, Humeyni’nin iktidarı ele geçirmesinden sonra İran’a ilk resmi ziyarette bulunan heyetin başındaydı. O heyette bakan danışmanı sıfatıyla bu kitabın yazarı da bulunuyordu. Humeyni kendisini Kum şehrindeki evinde ziyaret eden Türk heyetine etrafındakileri takdim ederken, yanındakilerden birinin görevinin ‘İran İslam Devrimi’ni Türkiye’de yaymak’ olduğunu söyledi...”
İran yıllar içinde iyi çalışmış, diyebilir miyiz?

Zırha kılıf!
“Söz konusu araç bir gümrük ödenmeksizin alınmıştır.”

Yazının Devamı

Suni-versite!

20 Ağustos 2008

Üniversite sorunlarının tartışıldığı programı izliyoruz TRT’de... Anadolu’nun yolu, suyu, sineması, tiyatrosu olmayan küçük illerinde üniversite kurulması eleştirilince söz alan Amasya Üniversitesi Rektörü Prof. Zafer Eren, bir iki yıl önce kurulan üniversitesinin kısa zamanda ne kadar büyüdüğünü anlatmaya başlıyor. Konuşmasının bir yerinde, tam 9 bin öğrencileri olduğunu söyleyince programın yapımcısı ve sunucusu Tayfun Talipoğlu araya giriyor, bu kadar öğrenciye karşılık toplam kaç profesör olduğunu soruyor.
Gelen yanıt... Sadece 3...
* * *
Yozgat Bozok Üniversitesi de tıpkı Amasya Üniversitesi gibi bir iki yıl önce kurulmuş... Rektörü bir bayan; Prof. İnci Varinli, Türkiye’de üniversite kurmanın ne kadar kolay olduğunu kendi üniversitesinin kuruluş öyküsüyle anlatıyor.
“Yozgat’taki meslek okulları Kayseri Üniversitesi’ne bağlıydı. Binalarımızın girişindeki tabelalarda Kayseri Üniversitesi filanca meslek yüksek okulu yazardı. Bozok Üniversitesi kurulunca

Yazının Devamı

İftira kurbanları

19 Ağustos 2008

Ergenekon iddianamesinden çıkan belgelerin hangileri sahici, hangileri sahte? Kimse bilmiyor...
Başbakan Erdoğan’la Genelkurmay Başkanı Büyükanıt arasında geçen ve iddianamede yer alan bir konuşmayı Milliyet iki hafta önce “hayali” diye verdiği halde Başbakan tepki gösterdi, gazetemize açıklama yolladı.
İddianamede MİT raporu diye geçen kimi belgelerin sahte olduğunu bizzat MİT açıkladı. Doğan Grubu ile BDDK arasında geçtiği öne sürülen, Ali Vural ile Veli Dural arasındaki konuşmanın da tamamen hayali olduğu  ortaya çıktı... Kadir İnanır’ın CIA ajanı, Fatih Ürek’in işkenceci olduğu yolundaki kayıtlara da kuşkusuz kimse inanmadı...
İyi de... Ellerinde gazetesi veya sütunu olmayan, kendini savunamayacak durumdaki kişiler kendilerini nasıl savunacaklar?  Hapisteki tutuklularla ilgili her gün çarşaf çarşaf haber yayımlanıyor. Kimse bunların doğruluğunu sorgulamıyor. Gönderdikleri açıklamalar da gazetelerde yayımlanmıyor.
Bir de hayatta olmayan iftira kurbanları var... Örneğin iddianamede eski Jandarma Komutanı

Yazının Devamı

Bilerek lades...

2 Ağustos 2008

Büyük olasılıkla demirinden, betonundan, kumundan çalınarak dikilmiş... Dikilirken hiçbir denetime tabi tutulmamış çerden çöpten bir bina... Deprem raporu yok, itfaiye raporu yok.
Kısacası bina dikilirken devlet ortada yok. Peki sonra...
Burada verilen eğitimden devletin haberi var mı? Diyanet’ten Sorumlu Devlet Bakanı Sait Yazıcoğlu: “Bizim resmi kayıtlarımızda böyle bir kurs yok.”
Konya Müftüsü Mehmet Ak: “Çöken binadaki yurtta ne eğitimi verildiği hakkında bir bilgim yok.”
Milli Eğitim Bakanı hiç ortada yok...
Sonuç; 17 ölü, 30’a yakın yaralı.
Kuran kursları AKP iktidarı döneminde her türlü denetimden çıkarıldı... İlköğretim müfettişlerinin yurt ve kursları denetleme yetkisi kaldırıldı. Daha önce hem kaçak kurslardaki eğiticilere ceza verilirdi hem de kaçak kursu açanlara... AKP hapis cezasını kaldırdı. Kaçağı teşvik etti. Başbakan Erdoğan 26.05.2005 tarihinde Yeni Şafak gazetesinde yayımlanan bir demecinde şöyle diyor:

Yazının Devamı