Avcılık fırsatı...

1 Ağustos 2008

Emniyet Genel Müdürlüğü ve TSK, savcıların sorusu üzerine 2008 yılında, kendi içlerinde Ergenekon diye bir örgütlenme olmadığını bildirmiş. MİT ise şu bilgiyi vermiş:
“...03.07.2002 tarihinde Müsteşarlığımıza İstanbul’dan posta kanalıyla intikal eden, ancak kaynağı tespit edilemeyen 2 sayfalık isimsiz bir mektup ve CD’lerin incelenmesi sonucunda; ‘Ergenekon’ isimli bir yapılanma hakkında bazı bilgiler tespit edilmiştir.”
O sırada henüz seçimler yapılmamıştır...
MİT imzasız mektup ve CD’leri bir kitapçık haline getirerek 2003 yılında hem Genelkurmay Başkanlığı’na hem Başbakan Erdoğan’a iletiyor.
MİT özet niteliğindeki bir başka bilgi notunu da aynı merkezlere 2006 yılında sunuyor.
Ne var ki, Başbakanlık bu bilgiler üzerinde hiç durmuyor. İlgili makamlara ulaştırmıyor.
Ergenekon soruşturması, çok sonra, Haziran 2007’de Ümraniye’de bir evde el bombalarının ve diğer silahların bulunmasıyla başlıyor.

Yazının Devamı

Direkten döndü

31 Temmuz 2008

AKP kapatılmaktan kurtuldu ama suçu onaylandı...
Anayasa Mahkemesi 10’a karşı 1 oyla, AKP’nin laiklik karşıtı eylemlerin odağı olduğuna karar verdi...
Mahkeme aynı zamanda Yargıtay Başsavcısı’nın iddianamesini de onaylamış oldu... İddianamenin hukuku katleden, gazete kupürlerinden ibaret, güdümlü bir metin olduğunu iddia edenlere de bir yanıt niteliği taşıyor bu karar.
Tüm ağır iç ve dış baskılara rağmen, 10 üyenin, AKP’nin cezalandırılmasına karar vermesi, suçun netliğini gösteriyor. Bu sonuç AKP’nin kendini gözden geçirmesini, Cumhuriyet ve laiklik karşıtı eylemlerden sakınmasını sağlar mı?
AKP, kapatma sürecinde böyle bir eğilim göstermedi... Bundan sonra da gösterecek gibi görünmüyor. Umarız yanılırız...
Her şeye rağmen, Anayasa Mahkemesi’nin bu kararı herhalde irticai gelişmeleri demokrasi veya özgürlük diye yutturmaya çalışanların sesini biraz olsun kısacak, saf vatandaşların gözünü biraz olsun açacaktır. Karar hayırlı olsun.

Fransız Le Monde yazmış: “Anayasa Mahkemesi, AB

Yazının Devamı

Faizsiz yatırım!

30 Temmuz 2008

Adalet Bakanlığı, adli emanet paralarını yıllardır bankaya yatırır ve bundan hatırı sayılır faiz geliri elde eder. Cemil Çiçek 2002 sonunda Adalet Bakanı olduğunda adli emanet paraları Vakıflar Bankası’na yatırılıyordu. Bu tarihten üç yıl kadar sonra... 2005 yılının ortasında yayımlanan bakanlık genelgesiyle banka değiştirildi, paralar Akbank’a yatırılmaya başlandı. Aradan bir üç yıl daha geçti, 2008’e gelindi. Bu kez Bakanlık koltuğunda Mehmet Ali Şahin oturuyordu. Yılın ortasında yayımlanan genelgesiyle banka yine değiştirildi, eski göz ağrısı Vakıfbank’a dönüldü.
Peki, bütün bu olan bitenin anlamı, önemi ne miydi? CHP Konya Milletvekili Atilla Kart’ı dinliyoruz:
“Yasalara göre adli emanet paralarından faiz geliri alınması zorunludur. Nitekim bakanlık, 1 Temmuz 2005 tarihine kadar bu paraları tuttuğu Vakıfbank’tan faiz alıyordu. Ancak 2005 ortasında çıkarılan genelgeyle sadece banka değiştirilmedi, faizden de vazgeçildi. Akbank bu genelge sayesinde üç yıl boyunca trilyonlarca lirayı faizsiz olarak kullandı. 2008 yılında

Yazının Devamı

Türkiye nereye?

29 Temmuz 2008

Ergenekon süreci Ergenekon davasından ibaret değil... Dışarıdan ABD ve AB isim vererek ve henüz iddianamenin açıklanmasını bile beklemeden “Üzerine gidin” işareti verdiler. Yurtdışı ve yurtiçi güdümlü yandaş medya kendi yargılamasını en insafsız biçimde yapıyor. Adları davaya karıştırılan kişiler üzerinden TSK, cumhuriyetçi medya, ulusalcı çevreler, laik kesim yıpratılıyor. Lekeleniyor...
Kapatma davası üzerinden Anayasa - AKP hesaplaşması yürüyor...
Yurt genelinde laik - şeriatçı, ulusalcı - işbirlikçi gerilimi sürüyor.
Durum buyken Güngören’de ülkeyi  mateme boğan alçak saldırı gerçekleşiyor...
Bahçeşehir Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Deniz Ülke Arıboğan geçen mart ayında yaptığı bir konuşmada bu duruma şu teşhisi koyuyordu: 
“Türkiye’de şu an devleti ve toplumu bir arada tutan bütün ayaklara yönelik direkt bir saldırı var”...
AKP’nin kapatılma davası karşılığında Ergenekon operasyonu gibi görünen devlet içi

Yazının Devamı

Tuhaf noktalar!

27 Temmuz 2008

Ergenekon iddianamesi içindeki garipliklerden birkaçını da dünkü sohbetimizde CHP Milletvekil Atilla Kart anımsatıyor:
- İddianamedeki en temel iddialardan biri malum; Danıştay’a yapılan saldırının organizatörü ve azmettiricisi Ergenekon örgütüdür... Başta Alparslan Arslan olmak üzere bu saldırıyı gerçekleştirenler de bu örgütün yapısı içinde görevli kişilerdir. Peki, eğer gerçekten böyleyse o zaman Alparslan Arslan’ın da Ergenekon davasına katılması, sanıklarından biri olması gerekmez mi? Ama her ne hikmetse sanıklar arasında Alparslan yok.
- Bunun nedeni Alparslan Arslan’ın bu suçtan dolayı zaten mahkum olması olamaz mı?
- Hayır, olamaz. Çünkü o dava şu anda Yargıtay aşamasında olduğu için henüz hukuken sonuçlanmamıştır. Ergenekon örgütü hiyararşisi içinde yer almaktan dolayı hakkında dava açılmalıydı.
- İddianamede başka tuhaflıklar da var mı?
- İddianame büyük ölçüde Tuncay Güney’in 2001 yılında gözaltında tutulduğu süre

Yazının Devamı

Ciddiyet sınavı...

26 Temmuz 2008

CHP’nin hukukçu milletvekili Şahin Mengü’ye, dün açıklanan Ergenekon iddianamesine ne dediğini soruyoruz. Yanıt;
- Bazı bölümleri fıkra gibi.
- Neden?
- İddianamenede sanıklara yöneltilen temel suçlama; hükümeti, yani AKP hükümetini cebir ve şiddet yoluyla devirmek amacıyla örgüt kurmaları... Peki, aynı iddianamede sanıkların TBMM’ye yönelik bir planlarından söz ediliyor mu? Hayır. Bu ne demektir? Adamlar AKP hükümetinden nefret ediyorlar ama üçte ikisi AKP’li olan parlamentoya itirazları yok. Hükümeti hedef alıp onun içinden çıktığı parlamentoyu hedef almamanın mantığını anlayabilen varsa beri gelsin...
- Ya iddianamede sanıkların ve kurdukları örgütün MİT, TSK ve Emniyet’e sızamadıkları ancak sızmayı amaçladıkları yönündeki bölüme ne diyorsunuz?
- Demek ki bu sanıklar ‘MİT, TSK ve Emniyet o kadar palavra örgütlerdir ki, darbe yapmak için bunlara sızmaya bile gerek yok’ diye düşünüyorlar. Bu  resmen devletin güvenlik

Yazının Devamı

Görev ifa edildi!

25 Temmuz 2008

Meclis İnsan Hakları İnceleme Komisyonu’nun Hrant Dink cinayetindeki ihmalleri araştırmak üzere oluşturduğu alt komisyon, hazırladığı raporu iki gün önce açıkladı. CHP’li üye Çetin Soysal, çalışmalar ciddiyetten ayrıldığı gerekçesiyle alt komisyondan daha önce istifa etmişti. Ana Komisyon’un CHP’li üyesi Ahmet Ersin ise 9 ayda hazırlanan 180 sayfalık raporu okumuş, tek taraflı ve maksatlı bulmuş... Dün dedi ki:
- Bu rapor AKP ve onun hınk deyicilerinin raporudur. Amaç baştan bellidir ve o da şudur. Bir; jandarma suçlanacak, AKP’nin arka bahçesi olan emniyet korunacaktır. İki; bu rapor bahanesiyle Ergenekon soruşturmasına malzeme hazırlanacak ve Dink cinayeti askerle ilişkilendirilecektir.
Aynı çaba soruşturmada da gözleniyor... Trabzon ve İstanbul’da jandarma yetkililerinin yargı önüne çıkarılması için gerekli izinler verilirken, aynı makamlar emniyet mensuplarının yargılanmasına izin vermiyor.
Bu yüzden Hrant Dink’in avukatları, İstanbul’daki Emniyet görevlilerinin yargılanabilmesi için Avrupa

Yazının Devamı

Kırmızı telefon

24 Temmuz 2008

Kıbrıs’’ta Talat ile Hristofyas arasında kırmızı telefon hattı kurulacakmış.
KKTC Eski Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş anlatıyor:
- Amerikalılar 45 yıl önce benimle Klerides arasına da böyle bir hat koymuşlardı. Tek bir kez bunu kullanmayı denedim fakat karşı taraf cevap vermemişti. Klerides ile yeniden bir araya geldiğimizde kendisine bundan bahsettim. Yarı şaka yarı ciddi bir şekilde “Başka yer olmadığı için bu telefonu aşağı kattaki tuvalete koyduk, bu nedenle olacak aradığını işitemedik” dedi. Mesaj alınmıştı. Özel telefonlaşacak bir şey yoktu!
* * *
Rauf Denktaş, Talat - Hristofyas görüşmelerini nasıl yorumluyor? Dinleyelim:
- Rum “Kıbrıs benimdir, benim olan Kıbrıs işgal altındadır, başka mesele yoktur” diyor. Siz “KKTC benimdir, dokundurmam ona” demediğiniz takdirde karşı tarafın dediğine geleceksiniz.
* * *

Yazının Devamı