"Ey Maliye Bakanı, hazırlan! Yakında Yüce Divan'a gidiyorsun. Yol parasından kurtulmak istiyorsan şimdiden Anayasa Mahkemesi'nin yakınında bir ev tut."Özel hayatında son derece nazik bir kişi olan Koç, iktidara karşı hayli haşin... O yüzden kimi zaman davalarla karşılaşıyor. Koç'un avukatı Hakkı Süha Okay davaları anlatıyor:"Tayyip Erdoğan, şu ana kadar 3 dava açtı. 25 milyar lira tazminat istediği ilk davanın nedeni Haluk Bey'in kendisi için, 'Din bezirgânı... Seni ipinde oynatanlar var... Sahte laik' sözlerini kullanmasıydı. Davayı biz kazandık. 20 milyarlık ikinci davayı, 'Mazoşist... Psikiyatra görün' lafları üzerine açtı. Mahkemeyi kaybettik, ancak temyiz başvurusu yaptığımız için dava şu anda Yargıtay aşamasında. Üçüncü davayı, 'Kıvırma' sözü üzerine açtı, dava halen devam ediyor. Bunlara karşılık bizim de Başbakan aleyhinde hakaretten dolayı açtığımız 51 milyarlık bir dava var. O da henüz sonuçlanmış değil." CHP Grup Başkan Vekili Haluk Koç dün yine çarpıcı bir çağrı yaptı: Üniversitede "sevgiliye sarılmaya" soruşturma açılıyormuş. Gençlerin "birbirinin boğazına sarılması" suç değil, "sevgiliye sarılması" suç. Geçen hafta yapılan AKP Isparta İl Kongresi, bitmesine yakın
- Böylece, kamu görevlerine KPSS puanı düşük adayların alınması kolaylaşırken, yüksek puanlı adayların saf dışı bırakılmasına zemin hazırlanıyor. Hükümet işini iyi biliyor aslında, aldıkları uzman kadrolar, 10-12 yıl sonra devletin en kritik noktasına gelebilecek. Bugün sınavlarda yaptıkları ayrıcalıklı uygulamaların meyvesini ileride alacaklar... Mülkiyeliler Birliği bu duruma karşı önlem alıyor. Ali Çolak anlatıyor:- Kurduğumuz Sınav Takip Komisyonu'nun sınavlara gözlemci olarak katılması ve mülakat sınavlarının kayda alınması talebinde bulunacağız... 16 Haziran'da İçişleri Bakanlığı'nda gerçekleştirilecek sözlü sınavı da takip edeceğiz...Diğer üniversitelerin mezun dernekleri de konuya eğilmeli. Adaletsizliğe meydan bırakılmamalı. Kamunun açtığı sınavlardaki bir gariplik dikkatinizi çekmiştir... Yazılı sınav yapılıyor... Diyelim ki mesleğe 100 kişi alınacak.. Yazılı sınavda en iyi notu alan 200 kişiyi sözlü sınava alıp en iyi 100'ü seçmek olası iken. Ve böylesi en akla yakın çözüm iken... Sözlü sınava 400'e yakın eleman çağrılıyor. Mülkiyeliler Birliği Başkanı Ali Çolak, Mülkiye mezunlarının yazılı sınavlarda çok iyi olduğu halde mülakatta elendiğini, mülakata bazen alınacak
Önce Muzaffer Tekin liderliğinde ulusalcı çete imal edildi. Ancak çetenin Danıştay baskınıyla ilgisi kurulamayınca bu defa Eryaman çetesi gündeme geldi. Gazetelere sarı zarf içinde kroki servisleri yapıldı. Yakalananların Başbakan'a suikast yapacağı söylendi...Nedense bir türlü savcılık soruşturması falan beklenmiyor. Bu tür olaylarda daha yakalama aşamasında medyaya envai çeşit malzeme servisi yapılıyor. Darbe havası yayılıyor. Savunma kalkanları darbeye doğru dönüyor.Ali Sirmen anımsatıyor:"Amaç Türkiye'de darbeleri önlemek, karanlık güçleri temizlemek olsaydı, bütün bunlar gizlice soruşturulur, her şey yadsınamayacak bir açıklıkla ortaya çıktıktan sonra olay yargıya intikal ettirilir, kamuoyu da böylece olan bitenden haberdar olurdu. Bunların hiçbiri yapılmamakta, hazırlık soruşturmasının gizliliği çiğnenmekte, müthiş bir dezenformasyon kampanyasıyla hava bulandırılmaktadır." Ucu orduya uzatılan balon haberler, çete öyküleri veya birkaç fanatik maceraperestin marifeti darbe teşebbüsü gibi gösterilirken gözden kaçırılan esas tehlike nedir?Türkiye'yi İslam cumhuriyetine dönüştürmeyi amaçlayan sivil darbe. O plan tıkır tıkır yürüyor... Danıştay baskınının üzerinden 3 hafta geçti.
Rektör Prof. Dr. Yücel Aşkın bu karalama yönteminin bu dönemdeki ilk kurbanıydı...Bize öyle geliyor ki, Emin Çölaşan da son kurbanı...Emin'in yazdığına göre... İki gazeteci onun banka hesaplarına giriyor... Abartılı rakamlar ortaya çıkarıyor. Emin bunu duyuyor, haber yapıyor. Üç gün geçmiyor, bir dergi Emin'in 9 milyon dolar servet sahibi olduğunu yazıyor... ABD'den hesabına gönderilen paralardan söz ediyor.Emin, dün Maliye Bakanlığı'na başvurarak kendi hakkında inceleme istedi.Komik olan günümüzde onca vurguncu, talancı, yalancı dururken Emin'in banka hesabının gündeme getirilmiş olmasıdır.Emin sağlıklı bir soruşturma sonucunda elbet tertemiz çıkacaktır ama... Hakkında çıkarılan söylentiler fazla düşünme alışkanlığı olmayan çevrelerde dilden dile dolaştırılacaktır... Günümüzde sağduyu kayboldu. Kimileri, haberleri kendi eğilimlerine göre algılamakta; kimileri, kirli insanların temize çıkması için temiz insanların karalanmasından keyif duymaktadır. Egemenler, dürüst insanları dürüst olmayan yollardan harcama taktikleri uyguluyor. Bu tuzaklara karşı uyanık olalım... Komplo kurup bir kişiyi halkın önüne atın. Atar atmaz hakkında gazetelere yalan yanlış haberler uçurun. Toplumun
1) Kendimi neşelendirmek istediğim zaman en iyi yolun başka birini neşelendirmek olduğunu öğrendim.2) Bir bebeğin evlilik sorunlarını çözemeyeceğini öğrendim.3) Bir tartışmayı tatlıya bağlamadan yatağa gidilmemesini öğrendim.4) İşyerinde romantik ilişkiler aranmaması gerektiğini öğrendim.5) İnsanın kendisinden daha sorunlu birisiyle evlenmemesi gerektiğini öğrendim.6) Çalıştırdığınız insanlara iyi davrandığınız zaman onların da müşteriye iyi davrandıklarını öğrendim.7) Bir toplantıda zekâmı ya da sohbetimi göstermek konusunda tercih yapmak gerektiğinde sohbeti seçmenin daha iyi olacağını öğrendim.8) İnsanlara iyi davranmanın hiçbir maliyetinin olmadığını öğrendim.9) Gerçekten yaşamaya başlamak için emeklilik beklenirse çok uzun bir süre beklenilmiş olacağını öğrendim.10) İyi kalpli olmanın mükemmel olmaktan daha önemli olduğunu öğrendim.11) Bir domuza ve bir çocuğa istedikleri her şeyi verirseniz sonuçta iyi bir domuzunuzun ve kötü bir çocuğunuzun olacağını öğrendim.12) Kiminle evlenileceği kararının hayatta verilen en önemli karar olduğunu öğrendim. Jackson Brown'ın "Şu Hayatta Neler Öğrendik, Neler" adlı kitabından... Bankalarımız, sanayi tesislerimiz birer birer yabancılara
"... Satıştan sonra, devirden önce 100 trilyon liralık alım yapılarak Tekel'i alan konsorsiyuma hediye edilmiştir. Devir işleminden bir gün önce şirketin 10 trilyonluk KDV giderini de Tekel üstlenmiştir. Tekel'de bu işlerden sorumlu olan kişi genel müdür olarak özel şirkete geçmiştir."Konsorsiyum, Amerikan Texas Pasific Group'a Mey İçki'nin yüzde 90'ını 810 milyon dolara sattı! Böylece 2.5 yıldan da daha kısa sürede bu işten net 518 milyon dolar kazandı. Elinde tuttuğu yüzde 10'luk hisseyi de düşünürseniz kârı 600 milyon doları buldu. Satış haberine en güzel başlığı atan Sabah'ın ifadesiyle işin özeti:"Mey İçki 1 koyup 3 aldı, kur farkı da 'bonus' oldu."Bu müthiş kârlı ticarette emeği geçen herkesi... En başta Mey İçki'nin Yönetim Kurulu Başkanı... Turgut Özal'ın yeğeni... Milliyetçi, muhafazakâr, dini bütün insan Hüsnü Doğan'ı yürekten kutluyor... Kendisine daha böyle nice başarılar niyaz ediyoruz.Bu arada özelleştirme adı altında yapılan peşkeşleri yazdığımızda bizi statükoculuk, devletçilik gibi sıfatlarla suçlayan liberal yazarları da bu tür yağmalara verdikleri destekten dolayı kutluyoruz. Tekel'in alkollü içkiler bölümü 2004 Şubat'ında Limak, Özaltın, TÜTSAB konsorsiyumuna
- Eyvah, dedik, hem biz, hem hesabı yayımlayanlar hep birlikte rezil olacağız...Çünkü bizim komik hesap, bu yağma düzeninde yüz kızartıcı bir rakam...Tabii bu işin şakası... Olay neresinden baksanız ciddi. Çünkü banka hesapları gizlidir. Ancak Maliye Bakanlığı, BDDK, TMSF gibi kurumlar girebilir. Elde edilen bilgiler özel ve siyasi amaçlarla kullanılamaz... Böyle bir olaydan Başbakan ve Maliye Bakanı üst yetkili olarak sorumludur... Kimdir bu komployu kuranlar? Şimdilik bilmiyoruz. Ama ilginç olan... Gazetecilerle birlikte muhalefet lider ve milletvekillerini de kapsayan bu ciddi komplo konusunda Başbakan ve Maliye Bakanı'nın dün bu satırların yazıldığı dakikalara kadar "Olay soruşturulmaktadır" kabilinden bir açıklama dahi yapmamış olmaları... Ucu kendilerine uzanan böyle bir haberi olağan saymalarıdır. Acaba böyle komplolardan medet mi umuyorlar? Böyle bir olayın ülkede demokrasi ve anayasal güvencelerin sıfırlandığını gösterdiğini idrak edemiyorlar mı? Emin Çölaşan dün yazdı. Ajanslar da haber yaptı... 11 gazetecinin ve 14 siyasetçinin banka hesaplarına girilmiş... Elde edilen bilgilerin bir yerlerde yayımlanması için çaba gösteriliyormuş.. Gazeteciler arasında bu sütunun
- Saldırının arkasından ihanet çetesi çıktı...Çetenin kimliği? Tabii ki ulusalcıydı! Çünkü gözaltına alınan zanlılardan Muzaffer Tekin de... Onunla pek çok fotoğraf karesinde görünen Veli Küçük de eski askerdi.Muzaffer Tekin adlı kişi 4 gün sorgulanıp serbest bırakıldı. Ortada çete falan kalmadı. Başbakan'ın bu durum üzerine yanıltıldığını falan söyleyeceği sanılırken dün kalktı eski iddiasını tekrarladı:- Muzaffer Tekin'i mahkemenin serbest bırakması sanık olmayacağı anlamına gelmez. Telefon kayıtları, ilişkiler ve kendini bıçaklaması ilginç...Henüz iddianame hazır değil. Ama Başbakan işin o yanıyla ilgili değil. Olsa olsa metoduyla kendi kovuşturmasını kendi yapıyor. CHP'li Kemal Anadol dünkü basın toplantısında Tayyip Erdoğan'ın bu son sözlerini şöyle değerlendiriyor:"Başbakan hazırlık soruşturması aşamasında soruşturmanın tam göbeğindeydi. Onca çabasına karşın orada başarılı olamadı. Şimdi aynı şeyi iddianamenin hazırlık aşamasında yapıyor. Anayasa'nın 138. maddesine göre, hiçbir organ, makam, merci veya kişi, yargı yetkisinin kullanılmasında mahkemelere ve hâkimlere emir ve talimat veremez, tavsiye ve telkinde bulunamaz. Başbakan açıkça bu maddeyi ihlal ediyor. Savcılar