Kürtlerin planı...

19 Kasım 2005

"Bağımsız Kürdistan Konferansı"Gerisini Ortadoğu Uzmanı Suriye asıllı yazar Hüsnü Mahalli'nin Akşam'daki yazısından izleyelim:"...Konferansın sponsoru Bush ve yandaşlarının arka çıktığı Amerikan Kürt Kongresi'ydi... Toplantıya bölge ülkelerinden yani Türkiye, Irak, Suriye ve İran'ın yanı sıra diaspora Kürtlerini de temsilen kişiler katıldı. Toplantıda bakın neler konuşuldu...1- Suriye, İran ve Türkiye'de bağımsız Kürt federal bölgelerinin kurulma olanakları...2- Böyle bir olasılık durumunda karşılaşılması muhtemel zorluk ve engeller...3- Bağımsızlık yolunda Kürt halkının motivasyonu...4- Irak'taki olası Kürt devletinin komşu ülkelere etkileri...5- Bağımsızlık durumunda bölge ülkelerinin muhtemel engellemelerine karşı Kürtlerin karşı koyma yöntemleri...Toplantıda tüm konular detaylı bir şekilde tartışıldı ve Amerikalılar tarafından not edildi... Ortak görüş şimdilik Kürtlerin bulundukları ülke sınırları içinde mücadele ederek Irak Kürtlerinin elde ettiği haklara benzer haklar elde etmesini sağlamaları..."Türkiye'nin yanı başında ABD'nin denetiminde açık açık Türkiye'yi bölme planları yapılıyor. Sınırın bu tarafında ayaklanma provaları var...Biz ise türban ile futbola sardırmış

Yazının Devamı

Cezayı hak ettik

18 Kasım 2005

Bunu hak etmedik, diyebiliyor muyuz?Ya "İşlerin bu noktaya geleceğini tahmin etmemiştik" diyebilen. O var mı?Çapulculuktan medet umarak dünyaya rezil olduk.Sebebi de küçük ve ucuz: Fatih Terim'in ilk maçtaki hatalarını örtbas etmek...Bern'deki maçı 0 - 0 veya 0 - 1 bitirebilirdik. Terim'in maçı okuyamaması yüzünden 2 fark yedik. Turu zora soktuk. Rövanşı çamura yatarak, yaygara yaparak, tekme atarak alma hevesine kapıldık. Fatih Terim'in "Rövanş maçı havaalanından başlar" gibi işaretleriyle, magandalığı, çapulculuğu, tacizi, çirkinliği havalimanında başlattık. Maçın sonunda adamlar ellerini sıkarak tebrik etmek varken sille tokat çıkış tüneline kovaladık, soyunma tünelinde saldırdık...Avrupa, dün Türkiye'de İsviçrelilere uygulanan vandalizmi konuşuyordu.FIFA hiç sanmayız ki az ceza vererek bundan sonraki maçlarda daha da vahim olaylara yeşil ışık yaksın... Okkalı bir ceza gelecek.Ya sporu adam gibi yapmayı ve seyretmeyi öğreneceğiz ya da dünyadan dışlanacağız...İlk önlem olarak itidalini tamamen kaybetmişe benzeyen Terim'in istifası gündeme gelmeli. FIFA'dan gelen mesajlar ağır cezaların yolda olduğunu, bir ihtimal 2008 Avrupa ve 2010 Dünya futbol şampiyonlarından dışlanacağımızı

Yazının Devamı

Şemdinli - Hakkâri

17 Kasım 2005

Şemdinli olayı, kimi askeri görevlilerin kendi aralarında kurduğu bir intikam hücresinin marifetine benziyor, demiştik... Aydınlar, muhalefet ve basın bu kuşkulu olaya büyük tepki gösterdi. Toplum iyi bir demokratik sınav verdi. Soruşturma sürüyor. Bu durumda soruşturmanın sonucunu beklemek en makul davranış tarzı değil mi? Ne var ki, bu sabrı göstermek yerine Güneydoğu'da ayaklanma provaları başladı. Yüksekova'dan sonra dün de Hakkâri ayaklandı. Bomba olayında da yeni boyutlar ortaya çıkıyor. Bu defa bir başka kuşku gelişiyor: Acaba Şemdinli olayı Güneydoğu'da ayaklanma başlatmak için komplo muydu? Barzani'nin Kürt devleti çalışmaları ilerlerken, Türkiye'yi bu şekilde meşgul etmek bir büyük planın parçası olabilir mi? Başbakan Erdoğan diyor ki: "Türban konusunda söz söyleme hakkı din ulemasınındır." Hele şükür, takiyesiz konuşma vakti geldi... Ankara Su ve Kanalizasyon İdaresi'nin (ASKİ), ön ödemeli sayaç sistemine geçileceği gerekçesiyle abonelerden 300 milyon lira istediğini... Durup dururken yapılan bu dayatmaya Ankaralıların büyük tepki gösterdiğini yazmıştık. Ne mi oldu? Ankaralılar direndi. Tüketici Haklarını Koruma Derneği mahkemeye gitti. Dava sonuçlanmadan ASKİ karardan

Yazının Devamı

Saha dışı oyunlar

16 Kasım 2005

İsviçre Milli Takımı çok iyi oynadı, bileğinin hakkıyla kazandı.Evet, birkaç saha dışı çirkinlik de oldu... Ama maçı tamamen İsviçrelilerin saha dışı oyunlarıyla kaybetmişiz gibi Türk seyircisini kışkırtmak niye... Nedir İsviçreli futbolcuların Türkiye'ye inişlerinde uygulanan taciz ve taşkınlıklar?Eğer taşkınlıklar bu akşam da sürerse olay Türkiye'nin uluslararası futbol turnuvalarından dışlanmasına kadar uzanabilir...Yakın geçmişte, rakip sahadaki olaylara misilleme amacıyla, Chelsea - Galatasaray ve Trabzon - Famagusta maçları öncesi rakip takımlara bu tür aramalar, tacizler yapıldı. Aleyhimize oldu. Rakip takım kamçılandı, biz dağıldık.Rakibin çirkinliklerine sahada yanıt verebiliyor muyuz, ona bakalım...Rakibe yönelik saha dışı çirkinlikler ülkemizi ilkel bir görüntüye sokmaktan başka işe yaramaz, onu bilelim... Futbol Federasyonu, Milli Takım Teknik Direktörü Ersun Yanal'ı, Hakan Şükür'ü Milli Takım'a çağırmadığı için görevden aldı... Yerine Fatih Terim'i getirdi... Birkaç maç şansımız yaver gitti. İsviçre ile Bern'de oynadığımız eleme maçını ise Fatih Terim'in yanlış kadro kurması, yanlış taktiği sonucu kaybettik. Bahreynli milletvekilleri, bizim vekillere sormuş:

Yazının Devamı

Viran Dağlar

15 Kasım 2005

Fransa'da hayli beğenilen kitabı Fransız, Alman ortak kültür televizyonu ARTE filme çekmek istemiş... Gerekli izinleri almış. Filmi iki yılda bitirmiş...Geçen hafta filmin kokteyli yapılıyor Paris'te... Orhan Altan da davetliler arasında... Orhan Bey heyecanla yerleştiği koltuğunda filmi izlerken hayretler içinde kalıyor. Çünkü romanla ilgisiz bir film çıkmıştır ortaya. Film Yunanistan, Bulgaristan ve Makedonya'da çekilmiş. Roman da oralarda geçiyor. Ama senaryo, filmden çok farklı olarak, Yunanlıları, Bulgarları, Makedonları memnun edecek şekle dönüştürülmüş. Verilen arada Orhan Bey filmin yapımcıları Michel Leviant ve Michel Farvart'a romanı tanınmaz hale getirdikleri için sitem ediyor. Aldığı yanıt:- AB ile müzakereler öncesinde Avrupa'da Türkiye'ye karşı olumsuz bir hava eserken ülkenizin avukatlığını yapan bir film yapmamız iyi olmazdı... O yüzden romanı biraz makasladık..Avrupa'da lobimiz ve ağırlığımız yok. O yüzden gelen geçen vuruyor. Vuracak da...Not: Filmin ilk bölümü 18 Kasım 2005 Cuma günü Türkiye saatiyle 20.30 da ARTE kanalında izlenebilir. Fransa'da yaşayan emekli iktisatçı Orhan Altan, geçmiş yıllarda Necati Cumalı'nın Viran Dağlar adlı kitabını okumuş. Çok

Yazının Devamı

Kostas'ın ihbarı...

13 Kasım 2005

"Kıbrıs'taki uzlaşmazlık ve sorumluluğun Denktaş ve Ankara'nın üzerinde kalması için Glafkos Klerides'le işbirliği yaptık."Aynı dönemde bizim malum yazarların "Çözümsüzlük çözüm değildir", "Denktaş çözümün önündeki en büyük engeldir" şeklinde yazılar yazması ne tesadüf değil mi?Yoksa aynı kalemden çıkmış gibi aynı sloganlarla yazılan bu yazılar tesadüf değil mi diyorsunuz? Olabilir... Belki de bu kampanyalar gizlice ve yüklü bedellerle güçlü halkla ilişkiler firmalarına veriliyor. Onlar da güç odakları aracılığıyla bu malum yazar takımını etkiliyor, şartlandırıyor, dışarının istediklerini yazdırıyor. Aynen Irak Savaşı başlangıcında olduğu gibi...Dikkat buyurun... Denktaş gitti, Papadopulos sahnede yalnız kaldı. Ankara'dan taviz üstüne taviz alan ama çözüm için en küçük adım atmayan Papadopulos'u o malum yazar takımı hiç eleştirmiyor, onu hiç çözümün önündeki engel olarak göstermiyor... O takım, şimdi ne mi yapıyor? Kıbrıs'ın elden çıkışını gizlemeye çalışıyor, "Kıbrıs yüzünden AB üyeliğinden mi olacağız, verelim gitsin" kampanyasında rol almaya hazırlanıyor... Ali Kemal'ler bu ülkede hiç eksik olmuyor... Eski Yunanistan Başbakanı Kostas Simitis, anılarını anlattığı "Yaratıcı Bir

Yazının Devamı

Torpil mi var?

12 Kasım 2005

Sınav geçmiş yıllarda önce yazılı, sonra sözlü, iki aşamada yapılıyordu. Bu defa sadece sözlü yapıldı. Kulağımıza gelen torpil iddiaları üzerine Basın Yayın Genel Müdürü Salih Melek'i aradık, bu değişikliğin nedenini sorduk. Yanıt:- Yönetmeliğimiz buna cevaz veriyor. Yani hukuken hiçbir yanlışlık söz konusu değil.- Yazılıyı neden kaldırdınız acaba?- Personel kalitemiz maalesef çok düşük. Önce yazılı, sonra sözlü yapsaydık yazılıyı kolay kolay kimse kazanamayacağı için dışarıya eleman gönderememe durumuyla karşı karşıya kalacaktık.- Tek sebep bu mu?- Dışarıda görevlendirilecek kişilerin temsil kabiliyeti olması lazım. Konuşmasıyla, görüntüsüyle, hal ve hareketleriyle... Yazılıda çok yüksek not alıp da temsil kabiliyetini haiz olmayan kişiler çıkabilir. Nitekim geçmişte bunun örnekleri yaşandı. - Torpil iddialarına ne diyeceksiniz?- Sınavı en deneyimli bürokratlarımız yaptı. Ayrıca soruları adaylar torbadan kendileri çekti.- Geçmiş yıllarda yapılan yazılı sınavları kazanamayanlar bu defa kazanmış...- Sadece bir kişi bu durumda.Sayın Genel Müdür'ün yazılı sınavın kaldırılması konusundaki açıklamaları doğrusu bizi pek ikna etmedi... Sizi?.. Basın Yayın Genel Müdürlüğü sınav yaptı.

Yazının Devamı

Bröve meselesi

11 Kasım 2005

TSK, Atatürk'ü tarihten silme kampanyasına mı katıldı, kuşkusu doğdu...TSK zirvesinin son üç yıldır izlediği yol, kuşkuların katmerlenmesinde başlıca etkendir...Bakın neler oldu... Birinci tezkere sırasında TSK umulmadık şekilde ABD'nin Türkiye'de 65 bin asker konuşlandırmasına ve havaalanları ile limanların ABD üssüne dönüştürülmesine onay verdi...İkinci tezkere reddedilmesine rağmen Türkiye, Amerika'nın işgal operasyonu için liman ve havaalanlarını açtı... İncirlik izni genişletildi... Askerimizin başına çuval geçirilmesine anlamlı tepki vermedi...Kuzey Irak'ta kırmızı çizgiler ilan etti ama sonradan bu çizgilerin birer birer ortadan kaldırılmasına seyirci kaldı...Annan Planı oylanırken önce karşı tavır aldı, oylamaya doğru yüz seksen derece dönüşle planı destekler çizgiye girdi...Başbakan'ın bir defasında Genelkurmay Başkanı'na "Hocam" diye hitap etmesi gözden kaçmadı.Sayın Genelkurmay Başkanı, 29 Ekim resepsiyonunda Van'da hukuk arayan rektörlerle ilgili olarak AKP yöneticileri gibi konuştu...Ordu'nun ne darbe yapması, ne günlük siyasete karışması yanlısıyız.Ama ulusal duruşunu bozması ve Cumhuriyet karşıtı iç ve dış güçleri memnun eder görüntü vermesi, bu ülkenin yurtsever

Yazının Devamı