- Büyükelçiler hükümetlerle basın aracılığıyla konuşmazlar, mesajlarını diplomatik kanallardan verirler...Onur Öymenin ikinci hatırlatması şu:- PKK terörünün en azgın döneminde ABD - Suriye ilişkileri en parlak dönemini yaşıyordu. ABD Dışişleri Bakanı Warren Christopher, tam 22 kez Şama gitti. Clinton, İsviçrede Hafız Esadla 5 saatlik bir görüşme yaptı. O yakınlaşmanın sakıncaları konusundaki uyarılarımızı Amerikalılar hiç kale almadılar... Basınımız dün Edelmanla ilgili haberi tamamen yorumsuz başlıklarla vermişti. Bir karşı görüş yoktu. Onur Öymen dedi ki:- Dışişleri Bakanlığı böyle önemli konularda bir saat içinde kendi görüşünü yayımlar ki, ertesi günün gazetelerine o görüş de girsin ve müdahale cevapsız kalmasın. Dışişleri Bakanlığı bu defa neden suskun kaldı, anlamadım... ABD Büyükelçisi Eric Edelmanın, Cumhurbaşkanı Sezerin Suriye gezisini üstü kapalı eleştiren sözleri üzerine, CHP Genel Başkan Yardımcısı Onur Öymen bir hatırlatmada bulunuyor: Büyümede AB lideri olmuşuz. Hangi büyümede? Kapkaççı oranındaki büyümede mi? İnsan hakları beyannameleri ve anayasalarda klasik madde haline geldi:- Angarya yasaktır...Ne var ki, Türkiyede angarya serbesttir. Özel sektörde olsun,
Geçenlerde Asmalımescit esnafı, semtteki lokanta ve kulüplere gelen müşterilerin korunması için bir güvenlik örgütü kurulmasını gündeme getirmiş. Süheyla Hanımın karşı teklifi şu olmuş:- Güvenlik görevlisi tutacağımız parayla tinerci çocukların karnını doyuralım. Gerekirse onlar için semtte bir aşevi açalım. Çok daha iyi sonuç alırız.Ütopik görünüyor ama aynı zamanda en pratik ve insancıl çözüm de bu. Bravo Süheyla Hanım... İstanbul Asmalımescitte sanatçıların uğrak yeri olan NAR BARı Süheyla Bingül adlı bir avukat hanım işletiyor. Süheyla Hanım, bir yandan duruşmalara girip çıkıyor, bir yandan tek başına müşterilere hizmet veriyor. Başbakan Erdoğan, giden milletvekilleri için, "Çuvaldaki çürükler gitti" demiş. Aday belirlerken çuvala çürükleri de doldurmuş meğer... Kadın, özürlü çocuğunu doktora götürmüş. Doktor, çocuğu tepeden tırnağa süzdükten sonra, "Soyun hanım" demiş.- Aman doktor bey, ne soyunması tedavi olacak ben değilim, bizim çocuk...- Biliyorum, demiş doktor, ama bu çocuk ne yapsan düzelmez; tek çare var, yenisini yapmak...Yeni Ceza Yasası o hesap. Dört bir yandan dökülüyor. Eski Yargıtay Başsavcısı Vural Savaş diyor ki:- Bu yasa düzelmez. En iyisi İtalyan Ceza
- Soru soranlar önce hangi gazeteden olduklarını söylesin. Ondan sonra sorsun. Neden? Hoşuna gitmeyen soru soran muhabiri mimleyecek, onu kara listeye mi alacak? Yoksa gazetesine şikâyet edip işten mi attıracak?Başbakan, basınla mücadele yöntemini hayli aşağılara çekmiş görünüyor.Geçmişte bir seçim öncesi (Sanırız 1995), Derya Sazak, Fikret Bila, Yavuz Donatla birlikte Ankarada Refah Partisi lideri Necmettin Erbakana röportaj yapmaya gitmiştik. Röportaj başlamadan elimize birer dosya tutuşturdular. Dosyada köşe yazarlarının RP ve Erbakanla ilgili yazıları sıralanmış, yazıların "olumlu, nötr ve olumsuz" oluşuna göre boyalı kalemlerle işaretler konulmuş, notlar verilmişti. Peki bu dosyalar bize neden okutuluyordu? Belli ki aba altından, "Ayağınızı denk alın, yazdıklarınızı satır satır izliyoruz, iktidara gelince hesabını sorarız" sopası göstermek için... Bu "kültür"ün böyle cinlikleri var... Gazetecileri tehdit etmeyi seviyorlar! Başbakan Erdoğan, Madrid dönüşü kendisine soru soran gazete muhabirlerini uyarıyor: Başbakan Erdoğan, medyadan sonra TÜSİADa da fırça atmış. Tayyip Beyin de siyaseti bıraktıktan sonra ressamlığa soyunması muhtemeldir... Yargıtayın Atatürk Bulvarına bakan
- Ya bizden vazgeçeceksiniz denmiş ya da emekli maaşınızı almaktan.- Neden ki?- Yeni Bütçe Yasasında, herhangi bir sosyal güvenlik kuruluşundan emekli olanlar kamuda çalışamaz hükmü var. O nedenle aynı anda 2 yerden para alamazsınız. Meslektaşımız bu şoku atlatmaya çalışırken, ikinci acı haber SSKden gelmiş;- Yılbaşından bu yana aldığınız emekli maaşlarınızı iade ediniz!Konuyu CHP Mersin Milletvekili Mustafa Özyüreke aktardık. Söylediği;"Yasa maalesef böyle... Emeklileri dar gelire sıkıştırıyor. Onlardan yararlanmayı imkânsız kılıyor. Ama herkese uygulanmıyor. İstisnaları var. Başta biz milletvekilleri, belediye başkanları, belediye meclis üyeleri ve üniversite öğretim üyeleri bu yasanın kapsamı dışında... Onlar, ikinci maaş alabilirler, nitekim alıyorlar da... Biz gerek Komisyonda gerekse Genel Kurulda bunun yanlış olduğunu çok söyledik, ama AKPli arkadaşlarımıza anlatamadık.Öyle görünüyor ki, garibanların AKPnin "adaleti"nden kurtuluşu yok! Meslektaşımız SSK emeklisi... Bir süredir TRTye dışarıdan program yapıyor. Emekli maaşı 500 milyon, TRTden aldığı para 900 milyon civarında. İki maaşla bile geçinmekte güçlük çekiyor. Geçenlerde muhasebeye çağrılmış: Süper Toto, Milli
- Gündemimiz çok yoğun. Bu konuyu günü, zamanı geldiğinde hep birlikte araştıracağız, dediğini dün aktardık. Hannoverden arayan gazeteci dostumuz dün dedi ki:- Korkarım o gün hiç gelmeyecek. Biliyor musunuz 19 Aralık 2000 tarihinde Hannoverde YİMPAŞ açılırken Salih Kapusuz Bey de açılışta hazır bulunan ve konuşmalar yaparak vatandaşları para yatırmaya davet eden milletvekilleri arasındaydı... Destekledikleri holdingleri şimdi nasıl kovuştursunlar?* * *Erkan Mumcu ANAPın başına geçmeye hazırlanırken okurumuz soruyor:- Erkan Mumcu ANAPtan, partinin adının hırsızlıkla birlikte anıldığı gerekçesiyle ayrılmıştı. Lider kadrosu gitti ama teşkilat duruyor. Mumcu, yeni ANAPın eskisinden farklı olduğuna kamuoyunu nasıl inandıracak? CHPnin "Halktan para topladıktan sonra batan İslami holdingler"le ilgili araştırma önergesi, AKP oylarıyla reddedilirken AKP Grup Başkan Vekili Salih Kapusuzun: AKP hükümeti önceki hükümetlerden çok farklı... Öncekiler zamanında hırsızlık tavandaydı, AKP döneminde tabana yayıldı... Avrupa Parlamentosu, Türk polisini kınayan tasarıyı kabul etti. Umarız, bu uyarı işe yarar. Polis isterse, yakın geçmişte cuma gösterilerinde olduğu gibi, binlerce insanı en küçük
- Bu konuda biz de çalışma yapıyoruz. Size söz, bir hafta sonra bu önerge görüşülecek, dedi.Tamaylıgil, aradan aylar geçmesine karşın verilen sözün tutulmadığını görünce geçenlerde, önergesinin öne alınması istemiyle bir önerge verdi. Önerge, önceki gün Genel Kurulda ele alındı ve AKPlilerin oylarıyla reddedildi. Peki neden mi? AKP Grup Başkan Vekili Salih Kapusuz açıkladı:"Gündemimiz çok yoğun. Bu konuyu, günü, zamanı geldiğinde hep birlikte araştıracağız."AKPnin bu konunun araştırılmasından neden kaçtığını, bir CHP milletvekili şöyle açıklıyor:- Halkı hortumlayan, bu holdinglerle iç içeler de ondan. Örneğin halen kabinede bulunan üç bakan, Yimpaşın Almanyadaki şubelerinin açılışına katılarak halkın aldatılmasında rol oynamıştı...Hortumcular da malum ikiye ayrılıyor: "bizden olanlar", "bizden olmayanlar!.." CHP İstanbul Milletvekili Bihlun Tamaylıgil, bundan 2 yıl önce Meclis Başkanlığına, "Halktan para topladıktan sonra batan İslami holdingler"le ilgili bir araştırma önergesi verdi. 2004 yılı Mayısında AKP Grup Başkan Vekili Faruk Çelik, Tamaylıgili arayarak, The Washington Times gazetesi, "Türk kamuoyundaki ABD taraftarı hava, Başbakan Erdoğan iktidara gelince bozulmaya
1915te acı olaylar olmuştur. Ama olayların öncesi de vardır.AB troykasının Ankarada yaptığı öneri iyi:"Konu Birleşmiş Milletler tarafından incelensin."Rahmetli Hasan Esat Işık da bu yolu önerirdi. Ancak biraz farklı:"Tarafsız tarihçilerden kurulu bir heyet bütün soykırım iddialarını incelesin."Evet, "bütün" soykırım iddiaları birlikte incelensin. Tezimiz bu olmalı. Soykırım iddiaları, "Biz onlara bir şey yapmadık, onlar bizi kesti" formülüyle bir yere varmaz. Yasalarımızı AB yasalarına uydurmak zor olmadı... Ama kafalarımızı o yasalara uydurmak biraz zor olacak gibi görünüyor... Fransız yazar Jean - Paul Rouxnun "Orta Asya - Tarih ve Uygarlık" isimli kitabından bir bölümü, Ayşe Nil Hanım dikkatlere sunuyor:"Türklerde kadınların konumu İslamiyetin kabul ettiğinden çok farklıdır. Şamanizm cinsler arasında ayrım yapmaz. Her iki cinsin eğitimi aşağı yukarı aynıdır. Kadın, insan hak ve özgürlükleri içinde özgürlüklerinden yararlanır. Yurtiçinde bir yeri vardır ve yerini bilir. Güzel konuşur, güzel düşünür, kocasına iyi öğütlerde bulunur. Kocası da onu dinler..."Ve yurtdışından Nurhan Hanımın mektubu:"Merhabalar...Ben 3 yıldır Özbekistanda bir inşaat firmasında mimar olarak
Emekli General İrfan Öztürk, şu noktalara dikkati çekiyordu dün notunda:- Polise saldırmayan, yaralanıp yerde yatan, yakalanmış kişilere uygulanan şiddetin hiçbir mazereti yoktur.Evet, evi soyulan, arabası çalınan vatandaşların aradığı devlet, kadınların bir masum yürüyüşünde bütün şiddetiyle kendini gösterdi...O kadar ki AB Troykası da hayretle izlemiş görüntüleri. Dün Brükselde basın mensuplarına dağıtılan yazılı açıklamada, "İstanbuldaki gösteriler sırasında kadınlara ve gençlere vuran polis görüntülerinden şoke olduk" deniliyordu.Meclisten birkaç yasa çıkarmakla veya "Değiştim" demekle değişim mümkün olmuyor. Mevcut iktidar demokrasi konusunda iyi niyetli ve istekli değil. Bunu artık daha açıkça ifade ediyorlar.Başbakanın bütün Avrupaya komik olduğumuz halde bir karikatür için açtığı davayı geri almaması da esas enerjinin anti demokrasi yolunda kullanıldığını gösteriyor.Ülkede demokrasiden sadece iktidarın yandaşları yararlanıyor. Onun dışında geçen iktidarlardan bu yana değişen bir şey yok.Almanyadan Seda Türköz şöyle diyor:- AKP iktidarında farklılık görenler, demokratik uygulayış hayal edenler, bence AKPye hak etmediği misyonları yükleyerek keselerini doldurma derdindeler