Yavaşça ölür onlar

6 Mart 2005

Seyahat etmeyenler, Yavaş yavaş ölürler okumayanlar, müzik dinlemeyenler, vicdanlarında hoşgörmeyi barındırmayanlar.Yavaş yavaş ölürler,İzzetinefislerini yıkanlarHiçbir zaman yardım istemeyenler.Yavaş yavaş ölürlerAlışkanlıklara esir olanlar,her gün aynı yolları yürüyenler,Ufuklarını genişletmeyen ve değiştirmeyenler,Elbiselerinin rengini değiştirme riskine bile girmeyen,veya bir yabancı ile konuşmayanlar.Yavaş yavaş ölürlerİhtiraslardan ve verdikleri heyecanlardan kaçınanlar,tamir edilen kırık kalplerin gözlerindeki pırıltıyı görmek istemekten kaçınanlaryavaş yavaş ölürler.Yavaş yavaş ölürlerAşkta veya işte bedbaht olup istikamet değiştirmeyenler,Rüyalarını gerçekleştirmek için risk almayanlar,Hayatlarında bir kez dahi mantıklı tavsiyelerin dışına çıkmamış olanlar.Yavaş yavaş ölürler. Yavaş yavaş ölürler Başbakan Erdoğan, Güney Afrikada da basınımızdan yakınmış. Biraz daha sabretsin... Basına ağır cezalar getiren yasanın yürürlüğe girmesine şunun şurasında ne kaldı... 66 yaşındaki gazeteci Ertuğrul Akbayın Hürriyette "66sında 25 gibi olmanın sırları" başlıklı dizisi ilgiyle izlendi. Ertuğrul yazısında kendini:- Beyin, adale ve cinsel güç olarak 25 yaşındayım, diye

Yazının Devamı

Bu kanun döner!

5 Mart 2005

- Ömer Arhanın Türk Ceza Kanununun 1918. maddesine muhalefetten 10 yıl hapsine...Ömer Bey, kararı duyunca kriz geçirir, hâlâ yoğun bakımda... Okurumuz ise müjdeyi veriyor:- Bu karar, bırakın Yargıtayı, mübaşirden döner..- Neden?- Türk Ceza Yasasının tümü 590 madde... 1918. madde yok. Senaristin kastettiği kanunun numarası... 1918 sayılı Kaçakçılığın Men ve Takibine Dair Kanun... Ancak bu kanun da Temmuz 2003te yürürlükten kaldırıldı... Yerine 4926 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu konuldu... Ben yine de senariste teşekkür ederim. Yanlış kanunla da olsa kaçakçıyı 10 yıl hapse çarptırdı. Televizyonda hoş bir dizi var: Bir İstanbul Masalı... Dizinin başkahramanlarından Ömer Arhan, solvent kaçakçılığı nedeniyle tutuklanır. Yargılanır. Hâkim kararı açıklar: Yabancı şirketler, tüm medyada artık yüzde 100 pay sahibi olabilecekmiş. Demek artık sadece gazeteci değil, gazete de satın alabilecekler. Başbakan Tayyip Erdoğan, türban yüzünden üniversitelerden atılan öğrencilere yol gösterdi, af sonrasında okullarına peruk takarak girebileceklerini bildirdi. Okurumuz İrfan Koçak soruyor:- Sayın Başbakan ve diğer AKP milletvekilleri, neden resmi protokolde ve kamusal alanda eşlerine peruk

Yazının Devamı

Cemiyet uyumadı...

4 Mart 2005

- Basın meslek örgütleri kalkıp da şurasını beğenmiyoruz, burasına karşı çıkıyoruz demediler, toplantılara katılmadılar. Müzakereler sırasında kadın dernekleri, ilgi duyan kuruluşlar, dernekler geldi ama basın meslek örgütlerinden ne gelen oldu ne de "şurasını beğenmiyoruz" diyen oldu...***Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Orhan Erinç, Adalet Bakanının bu değerlendirmesine karşı dün bir açıklama yaptı. Ve özetle dedi ki:- 25 - 26 - 27 Mayıs 2004 tarihlerinde Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Yönetim Kurulu topluca Ankarada Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Devlet Bakanı Beşir Atalay, Adalet Bakanı Cemil Çiçek başta olmak üzere bakanlara TCKnin hem basın özgürlüğüne hem de Avrupa ölçütlerine aykırı olan maddelerini anlatmıştır. Erdoğan ve Çiçek, gerekli değişikliklerin yapılabileceği sözünü vermişlerdir. 2 Temmuz 2004 tarihinde TGCnin görüşleri TBMM Adalet Komisyonuna gönderilmiştir.13 Eylül 2004 TGCnin görüşleri (37 sayfa) Devlet Bakanı Beşir Atalay, Adalet Bakanı Cemil Çicek, Adalet Komisyonu Başkanı Köksal Toptan, AKP Grup Başkan Vekili Salih Kapusuz ve CHP Genel Sekreteri Önder Sava iletildi... Adalet Bakanı Cemil Çiçek, basına ağır cezalar getiren yeni TCK ile ilgili Gözcü

Yazının Devamı

Amerikancı bakış

3 Mart 2005

Son aylarda bizim "Amerikancı"lar da "Laiklik adına demokrasi kısıtlanıyor" demeye başlamışlardı.Bu terane ile "Amerikancı İslam modeli"nin taşları döşeniyor.Laiklik olmazsa demokrasi olur mu? "Olur" diyene demokrat denemez...Laiklik, demokrasinin ve din özgürlüğünün güvencesidir. Laiklik demokrasiyi engellemez. Ama demokrasi yutturmacasıyla laikliğin altı pekâlâ oyulur ki, Türkiyede adım adım yapılan da o... ABD Dışişleri Bakanlığının İnsan Hakları Raporunda "Türkiyede laiklik adına din özgürlüğünün kısıtlandığı" iddia ediliyor... ABDnin İnsan Hakları Raporunda, "Türkiyede bazı liderlerin tarikat bağları var" denilmiş. İlginçtir, aynı liderlerin ABD ile de sıkı bağları var... FMV Işık Lisesi öğrencileri, öğretmenlerine sigarayı bıraktırmak için toplu kampanya başlattılar. Okul şu yazılarla donatıldı:"Okulumuzda sigara dumanı istemiyoruz", "Öğretmenim, sigara sağlığa zararlı değil mi?", "Sigara içme odası kapatılsın", "Sigara dumanı yerine çiçek koklayın" vs... Okul Müdür Yardımcısı Ali Rıza Erdoğanın bildirdiğine göre... Sonunda öğretmenler sigarayı bıraktı, sigara içme odası kapatıldı... Aferin çocuklar. "İçme öğretmenim" Reuters, Erdoğanın siyasi "cilasını" kaybetmeye

Yazının Devamı

Martın yıldönümü

2 Mart 2005

Basında "mandacı" tabir edilen kişiler tezkerenin kabulü için olağanüstü bir çaba göstermişti. Irakta kitle imha silahlarının bulunduğu, Amerikanın bütün dünyada teröre karşı dövüştüğü yalanını yaymaya çalışıyorlardı. Felaketin eşiğinden kıl payı döndük. Ne var ki mandacı takım, bu defa biraz mahcup bir şekilde, yine Amerikanın fedailiğine soyunmuş durumda. ABDnin Irakla ilgili yalanlarını hiç duymamış ve yaşamamışlar gibi bugün de ciddi ciddi İranın nükleer gücü üzerine haber üretiyor, fikir beyan ediyorlar. Oysa İranla ilgili nükleer irdelemelere girmeden önce, ABDnin saldırmak istediği ülkeler hakkında "yalan kampanyası" açtığını anımsatmaları gerekir. ABDnin yalanlarına alet olmak anlaşılan hayli kazançlı bir iş. Hiç utanıp sıkılmadan icra edildiğine göre... Iraka asker göndermeyi öngören "tezkere"nin reddedilişinin ikinci yıldönümüydü dün. Kıl payı reddedilen tezkere eğer kabul edilse, çocuklarımız bugün işgalcilerle yan yana yurdunu savunan Iraklılara karşı dövüşüyor olacak, gençlerimiz Irak bataklığında hiç uğruna can verecekti. Başbakana öneri: Tazminat davası açtığınız gazetecilerden toplanan paraları, sizi destekleyen gazetecilere dağıtın da, para sektör içinde kalsın

Yazının Devamı

Etiyopya fıkrası

1 Mart 2005

- Neden Etiyopyalı askerler dünyanın en iyileridir?- Çünkü tüfeğin arkasına saklanabilen tek asker onlardır.- Bir Avrupa asansörü ile Etiyopya asansörü arasında ne fark vardır?- Avrupada asansörde "4 kişi 320 kilo" diye yazar Etiyopyada "320 kişi 4 kilo" diye.- İlk futbol maçında seyirciler neden sahaya hücum etmiş?- Hakemin çıkardığı sarı kartı bisküvi sanmışlar...- Bir Etiyopyalı kapıyı çaldığında içerdeki ne der?- Seni buraya hangi rüzgâr attı.- Zengin Etiyopyalı ile fakir Etiyopyalı arasında ne fark vardır?- Zengin Etiyopyalı beline Rolex marka saat takar.- Bir kutu fasulye konservesi bulan Etiyopyalı ne yapar?- Hemen lokanta açar... Başbakan Erdoğan bugün 5 günlük bir gezi için Etiyopya ve Güney Afrikaya doğru yola çıkıyor... Fakir ve sıska insanlar ülkesi Etiyopya hakkında hayli fıkra anlatılır... Mesela... İsveç Başbakanı Persson, Ankarayı AB konusunda "Rahatlamaya girdiniz" diye uyarmış. Evet, müzakere tarihinden sonra AKP asker karşısında bayağı rahatladı... ABDde yayımlanan "Bulletin of the Atomic Scientist" dergisinin Aralık 2004 sayısında, ABDnin Avrupada toplam 480 adet atom bombası bulundurduğu, bunlardan 90 tanesinin Türkiyede, İncirlik Üssünde konuşlandığı

Yazının Devamı

Anakent çalışıyor!

27 Şubat 2005

Kadir Topbaş, geçenlerde TÜGİADda yaptığı konuşmada çocuklarının devletle iş yapmaması konusunda özellikle duyarlı olduğunu anlatmıştı. O yüzden önceki gün gazetemizdeki haberi görünce şaşırdık.* * *Modada "Cafe Teras" adlı bir çay bahçesiyle yanında bir otopark vardır. Sakız Adasından gelen Rumlar bu arsaya köşk yapmış, bahçesine sakızağaçları ekmişler. Köşk yıkılmış, ağaçlar ayakta kalmış. Modada 70 yıldır halkın nefes aldığı açık alandır burası. Geçmişte bira bahçesiydi, şimdi çiçek serası, kahve ve lokanta... Büyükşehir Belediye Meclisi geçen hafta bu alana, Anıtlar Kurulunun yasak kararına rağmen, imar izni verdi. Büyükşehir Meclisindeki CHP grubu, imar iznine karşı çıktı. Ne var ki, sayıları yetmedi. Kadıköy Belediye Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin, telefonda Kadıköylüleri bu alanı ve hukuku savunmaya çağırırken:- Yeşil alanı ortadan kaldıran tüm plan değişiklikleri, AKPlilerin oylarıyla hemen Meclisten geçiyor, dedi. Şaşırmadık... İstanbul Belediye Başkanı Kadir Topbaş, geçen perşembe Moskovaya gitti. Yanında dış ticaret şirketi sahibi oğlu Ersan Topbaş, tekstilci damadı Faruk Kavurmacı ve 2 müteahhit vardı. Damat Kavurmacı, 27 Nisan 2004 tarihli Yeni Şafakta dışa açılmaktan

Yazının Devamı

Avrupa sonrası

26 Şubat 2005

"Burası Kadıköy, burdan çıkış yok"Sanılır ki, bu ibare rakipler kadar Fenerli futbolcuları da etkiliyor. Takım bir türlü Kadıköyden Avrupaya çıkamıyor...Fenerli dostumuz yazıyor: "Anelka: Sorunlu futbolcu diye Avrupada gözden düşmüş... Alex: Avrupada oynayamamış... Pierre von Hooijdonk: 36 yaşında Avrupadaki kariyerinin son günlerini Türkiyede geçiriyor. Rüştü: Avrupada yedek kaldı... Daum: Uyuşturucu yüzünden Avrupadaki kariyeri zedelendi... Ve biz Avrupada top oynayamayan futbolcularla Avrupada kupa hedefliyoruz..."Elbet alınan olumsuz sonuçların başka özel ve genel sebepleri de var.Futbola mafya ve cinayet girdi. Taraftar futboldan soğudu. Küçük takımlar artık iyiden iyiye futbolcu ticareti ve küme düşmeme hedefine yöneldi. Rakiplerin zayıflaması, üç büyüklerin futbolunu düşürdü. Türkiyede futbol zaten ağır çekim oynanıyor. Fenerbahçenin yıldıza dönük oyun sistemi bireysel futbolu körüklüyor. Takım oyununu ve ruhunu zayıflatıyor. Taraftar kolay başarıları alkışlarken futbolcuları rehavete sevk ediyor vs..vs... Sebep çok...Bir Türk teknik direktörün yönetiminde takım ruhu edinmiş, medyanın şişirmelerine kulak asmadan kendini Avrupaya endekslemiş bir Fener, herhalde çok daha iyi

Yazının Devamı