Yeni kuralların ve önlemlerin geçerli olacağı turizmde, temmuz ayını hedefleyen acenteler güvenli tatil seçenekleri sunmaya hazırlanıyor
Seyahat etmek moral ve motivasyon sebebidir. İnsanlar elbette seyahat etmek istiyorlar, isteyecekler. Henüz kesin konuşmak için erken gibi görünse de sanırım temmuz ayında turizm sektörü artık yavaş yavaş önünü görebilecek.
Bazı genelgeler yayınlandı. Kurallar ve uygulama detayları henüz acentelere ulaşmadı ama bunlar belli olduğunda herkes kendi yolunu bu kurallar doğrultusunda belirleyip çizmek zorunda. Bundan sonra hayatımızın bir parçası olacak bu kriterleri elbette tüketici de arayacak seyahat edeceği acentede, konakladığı yerde, ulaşımda, yemek yediği lokantada ve diğer tüm noktalarda.
Acenteler şimdiden önlemlerini almaya ve programlarını yapmaya başladı bile. Bazı kaçınılmaz değişiklikler de olacak turizm sektöründe. Örneğin kitle turizminin yerini butik turlar ve kültür turları alacak. Dijital platformları daha verimli kullanmak zorunda kalacaklar. Örneğin bu süreçte bazı acenteler
Bu hafta sizi kütüphanemden seçtiğim romanlarla farklı şehirlere sıra dışı bir yolculuğa davet ediyorum
Lise yıllarında Ferit Edgü’nün “Kimse” adlı romanı, ardından da bir yıl sonra “O / Hakkâri’de Bir Mevsim” yayımlanmıştı. Kendimi bildim bileli sistemli bir şekilde okuyan ben, o sıralar sürekli bir şeyler yazmaya çalışıyor ve hayalimde normalde çıktıklarımdan farklı bir sürü yolculuğa çıkıyordum. Bu iki kitabı piyasaya çıkar çıkmaz satın alıp bir solukta okumuştum. Sonrasında ise aklımda tek bir şey vardı artık: Hayatı sadeleştirmek, bir sırt çantasına iki üç parça bir şey atıp yola çıkmak ve gizemli Hakkâri’nin o muhteşem doğasını yaşamak; küçük bir köy evinde yazı yazmak, karda mahsur kalmak ve bir köy kahvesinde çay içip karın dinmesini beklemek!
İzin verirler miydi acaba kahvede oturmama? Ne güzel dertlerimiz oluyor gençken. Hayallerimden çok daha fazlasının gerçekleşeceğini bilemezdim elbette o zamanlar.
Bugün görüyorum ki Melih Cevdet
Her şehrin bir ruhu vardır ve bazı filmler bunu size öylesine duyumsatır ki, o şehir adeta sizi içine çeker; sokaklarında gezdirir. İşte size böyle filmlerden bir seçki
Turist bir yere vardığında evine geri dönmeyi düşünür, oysa bir gezgin hiç geri dönmeyebilir.” Turist ve gezgin arasındaki farkı belki de en iyi açıklayan bu cümle “Çölde Çay” filminin ilk sahnesinden. Hani insanı izlerken büyüleyen, içine çeken ve mutlaka gidip buraları görmeliyim dedirten filmler vardır ya, içinizi Kuzey Afrika’yı keşfetme merakıyla dolduracak 1990 yapımı Bertolucci filmi “Çölde Çay” da bunlardan biri.
Belirsizliklerle dolu günler geçiren turizm sektöründe, özellikle kültür turizmi düzenleyen bazı acenteler alanında uzman rehberlerin sunumlarıyla online geziler başlattı
Turizm acenteleri hiçbir şekilde önlerini göremiyor, yeni planlar yapamıyor, yeni tarihler açıklayamıyor. Her boş geçen gün bu sektör için büyük zarar ve görülüyor ki her şey düzelse bile eski hayata ancak kademe kademe dönülebilecek.
Turizmin en verimli sezonu sayılan ilkbahar ayları, bu yıl yoğun geçecek gibi görünüyordu. Tüm seyahat acenteleri bu aylar için plan ve yatırımlarını yapmıştı. Mayıs ayı belki ramazan nedeniyle çok yoğun geçmeyebilirdi; oysa mart ve nisan aylarında herkesin takvimi doluydu. Şimdi tam da gezme döneminde birdenbire her şey bir anda durunca acentelerin yaptıkları tüm yatırımlar havada kaldı, iptaller ve ertelemeler yaşandı. Bu aylarda yapılması planlanan tüm geziler en yakın tarih olan sonbahara ertelendi.
Ne kadar süreceği kestirilemeyen bu zaman zarfında herkes işsiz kalacaktı belli ki. Bir
Turizm sektöründe on iki ay turizme uygun koşullarıyla Türkiye şanslı bir ülke. Ancak hiç de basit olmayan bu durumda, ülkemiz için, Bakanlığın uygulamaya koymayı planladığı uygunluk sertifikası iyi bir haberİçinden geçmekte olduğumuz süreçte herkesin merakla cevap aradığı önemli bir konu da bundan sonra turizmin nasıl olacağı? Acentecisi, otelcisi, taşımacısı, rehberleri ve kırk civarındaki yan endüstrisiyle turizm sektörü, en ufak bir olayda her zaman ilk etkilenen hassas bir konumda. Türk turizm sektörü yıllar yılı ne badireler atlattı ve bir şekilde hep ayakta kaldı ama bu sefer durum daha kötü ve endişe de o denli büyük. Çünkü tüm dünya aynı anda aynı sıkıntıyı yaşıyor. Bu süreçte sektördeki her paydaş çok ciddi yara aldı ve kimse gerçek anlamda önünü göremiyor. İyimser bir bakışla şayet mayıs ayı sonlarında tablo düzelirse hafif hafif iç turizm başlar deniyor.
Türkiye’nin şansı
Çocuklar 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nı coşkuyla kutlamayı beklerken, geleceklerini sağlıklı geçirmek için evde kalmak zorundalar. İşte, bayramı çocuklarımızla evde en anlamlı biçimde kutlayabilmeniz için geleceğin gezginlerine öneriler...Şayet çocuğunuz varsa eminim hepinizin aklından bir sürü fikir geçmiştir, hatta belki de bazı planlar bile yapmışsınızdır çocuklarınızla birlikte evde kutlamak için. Benim de size bir önerim olacak. Her çocuk gelecekte gezgin olmaya adaydır. Haydi, gelin onları o gün ileride gerçek bir gezgin olmaya hazırlamak adına bir adım atalım.
Gelecek hafta en büyük bayramlardan biri olan ve her zaman coşkuyla kutlanan 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nı yaşadığımız süreç nedeniyle önceki yıllarda olduğu gibi kutlayamayacağız. Zaten bu bayramın emanet edildiği gerçek sahipleri çocuklar da yaşları nedeniyle sokağa çıkamayan kitleye dahil oldukları için evde kalmak zorundalar.
Müze gezmeyi bilmek
Evde çocuklarımızla vakit geçirirken, hep birlikte Disneyland’e gidebilir, Karlar Ülkesi’nde tekneyle gezebilir; Harry Potter ile maceralara atılabilir, Legoland’de yarışmalara katılabiliriz
Okula giden çocuklar ve gençler uzaktan eğitim yoluyla ders çalışıyor ve günün geri kalanında evde büyük ihtimalle eski alışkanlıklarını devam ettiriyorlar. Belki kitap okuyor, belki bilgisayar oyunlarından başlarını kaldıramıyorlar. Çocuklar ve gençler de tamamen eve kapanmışken keyifli bir seyahat seçeneğine ne dersiniz? Bu süreçte çocuklarınızla birlikte sanal olarak tema parklarını gezebilirsiniz.
Hani şu belli bir temaya dayanan, oldukça büyük bir alanda açık ve kapalı pek çok eğlence tesislerinden oluşan eğlence merkezleri, Disneyland gibi. Eğer çocuğunuz varsa yurt dışına seyahat ettiğinizde mutlaka Disneyland’e gitmek istemiştir, belki de zaten götürmüşsünüzdür. Şu sıralar tedbir amaçlı tüm parkları kapalı Disneyland’in. Bir süredir Orlando ve Florida’daki Disney
İçinden geçmekte olduğumuz bu süreçte seyahat tutkunları daha önce keşfetmeye fırsat bulamadıkları yerleri evlerinden çıkmadan geziyor. Bu gibi yaygın hastalık durumlarında ilk etkilenen ve en büyük hasarı alan turizm sektörüdür. Sizler de mutlaka kimbilir neleri ertelediniz ya da mecburen iptal ettiniz.
Bu mağduriyeti biraz da olsa giderebilmek adına dünyanın önemli pek çok müzesi web sitelerinden sanal gezilere açtılar sergilerini. Elbette gidip yerinde görmek kadar olmasa da en azından şu dönemde evimizde, oturduğumuz yerde seyahat etme şansını yakalıyoruz.
Sizin gezmek istediğiniz yerler nereleri? Gezilmesi gerekenler listesi yapmış mıydınız hiç? Bu listede “Dünyanın Yeni 7 Harikası” da yer alıyor mu? Bunlardan kaçını gidip görebildiniz?
Okulda adlarını ezberlediğimiz ve ikisi Anadolu topraklarında bulunan “Dünyanın 7 Harikası” olarak geçen Antik Çağ mimari şaheserlerinden ne yazık ki Keops Piramidi dışında hiçbiri günümüze ulaşamamış, hepsi deprem, yangın, savaş gibi nedenlerle yok olup