Sevenlerin koruyucusu olarak bilinen Aziz Valentin’in günü 14 Şubat yaklaşıyor. Aşk dolu bir Sevgililer Günü geçirmek istiyorsanız dünyanın farklı noktalarından ve ülkemizden romantik rota önerilerimize bir göz atın...
19. yüzyıldan beri Sevgililer Günü olarak kutlanan 14 Şubat’ın kökeni Roma İmparatorluğu’na uzanan bir hikâyesi vardır ve Hristiyanlığı seçmiş olan, ölümünden çok yıllar sonra kilise tarafından aziz ilân edilen, halk arasında sevenlerin koruyucusu olarak bilinen Aziz Valentin’in günüdür. Son yıllarda dünyanın her yerinde kutlanan bu özel günde nereye giderseniz gidin mutlaka herkesin zevkine uygun bir eğlence, yemek, kutlama bulmak mümkün. Size kalan 14 Şubat’ta ne yapmak istediğinize karar vermek...
Avrupa ve aşk dendiğinde ilk akla gelen şehir
Bu çok özel günün tarihteki hikâyesi ve Aziz Valentin’in Romalı olması nedeniyle elbette Roma ilk akla gelen yerdir benim için daima. Adı bile buram buram aşk kokan bir şehir… Şehrin adını tersten okur musunuz? Akdeniz aşktır zaten bir bütün olarak. O kıyılarda nereye giderse gitsin bunu iliklerine kadar hisseder insan. Klişe gibi gelse de, Avrupa ve aşk dendiğinde ilk akla gelen şehirler her zaman Roma, Venedik ve Paris’tir.
NÜKHET EVERİ - nukheteveri@yahoo.com - @nukheteveri
UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde yer alan Troya antik kenti için bu sene ayrı bir anlam ifade ediyor: Kültür ve Turizm Bakanlığı 2018’i Troya yılı ilân etti.
Troya’yı gezmeden, onu gerçek anlamda anlamadan diğer hiçbir ören yerini anlamak, hatta tarihi tam olarak anlamak mümkün değildir dersem abartmış olmam. Avrupa ile Asya’nın, Ege ile Karadeniz’in kesiştiği stratejik açıdan önemli konumu, Troya’nın 3 bin yıl boyunca sürekli yerleşim görmesini sağlamıştır. Eskiden beri adı hiç unutulmayan ve coğrafi konumu da tahmin edilen Troya’nın bulunduğu düşünülen Hisarlıktepe’de F. Calvert’in bilinçli olarak satın aldığı arazide H. Schliemann’ın, ardından W. Dörpfeld, C. W. Blegen’in yaptığı kazılarla 19. yüzyılın ortalarından 20. yüzyılın başlarına kadar dünyanın ilgisini üzerine çeken Troya antik kenti ortaya çıkartılmıştır.
“Troya barışın sembolü yapılmalıdır”
Arkeolojinin bilime döndüğü yer olarak adlandırabileceğimiz Troya’da 1988 yılından 2005 yılında ölümüne dek Prof. Dr. Manfred O. Korfmann’ın sürdürdüğü kazılar pek çok konuda Troya ile ilgili yeni bir perspektif açmış, Troya’nın Son Tunç Çağı’nda Anadolu karakterli bir kent olduğunu
Nükhet Everi-nukheteveri@yahoo.com / Instagram: nukheteveri
Bir yerlere gitmek istiyor ama soğuk, kar, kış olmasın diyorsanız size oldukça uzak bir yer tavsiye edeceğim: Güney Afrika’nın üç başkentinden olan ve Avrupa’dan en uzak noktada bulunan Cape Town
Okyanus, şehir ve dağların birleşerek ortaya çıkardığı olağanüstü güzellikteki görüntüsüyle Cape Town herhalde dünyanın en ilginç coğrafyasına sahip şehirdir. Burası okyanus kıyısında bitmek bilmeyen sahil şeridi, güzel plajları, bölgeye has endemik bitkiler, hayvan çeşitleri, botanik bahçeleri, milli parkları ve çeşitli outdoor aktiviteleri imkânlarıyla daha çok macera ve doğa sevenlere hitap ediyor olsa da kültür ve tarihe meraklı gezginleri de mutlu etmeye yetecek müzeleri ve tarihi yapılarıyla
3-4 gününüzü ayırmanız gereken bir yerdir.
Cape Town denince ilk akla gelen Masa Dağı’dır (Table Mountain). Tepesinin dümdüz olması nedeniyle bu adı almış olan ve teleferikle ulaşılan 1.085 m yüksekliğindeki bu dağ, sunduğu 360 derecelik Cape Town manzarasıyla nefesinizi kesecek.
Avrupa’nın en güzel ve ilginç şehirlerinden biri olan Venedik geleneksel Carnevale di Venezia yani Venedik Karnavalı ile yine her yıl olduğu gibi bu yıl da en renkli günlerini yaşamaya hazırlanıyor.
Sokaklar rengârenk kostümleri ve maskeleriyle dolaşan insanlarla dolar, şehir gizemli ve büyülü bir havaya bürünür, Ortaçağ atmosferini iliklerinize kadar hissedersiniz. Maskelerdeki o son derece başarılı hüzünlü, donuk ifadeler ve işin özünü bilen kıyafetli katılımcıların hareket ve tavırları başka bir boyuta taşır insanı sanki. Ortaçağ’dan kalma bu geleneğin sebebi söylenene göre, büyük bir veba salgını sonrasında hastalığa yakalanıp da ölmeyen ama yaralarıyla yaşamak zorunda kalan insanların uzun kostümler giyip, maske takarak dolaşmalarıymış.
Son yıllarda oldukça uzun bir zaman dilimine yayılan karnavalın tarihi her yıl Hristiyanlar için Paskalya’nın habercisi olan Büyük Oruç dönemi öncesinde yapılıyor.
San Marco Meydanı başta olmak üzere şehrin değişik noktalarında gece gündüz çeşitli etkinlikler, konserler, gösteriler düzenlenir. En önemli etkinliklerden biri geçit törenidir. Siz de mutlaka Venedik maskelerinden (belki bir de kostüm) edinin ve kalabalığa karışın.
Karnaval sırasında
1890 metre yükseklikteki Erzurum, Ardahan’dan sonra en yüksek rakıma sahip ilimiz. Palandöken’e sırtını yaslamış Erzurum’da en önemli tarihi yapılarının çoğunun Cumhuriyet Caddesi üzerinde sağlı sollu sıralandığını göreceksiniz...
Kar tatillerinin ve kayakçıların gözde kayak merkezlerinden Palandöken Dağı’na sırtını yaslamış, Doğu Anadolu’nun soğuk iklimi nedeniyle sanayinin gelişmediği, tarım ve hayvancılıkla öne çıkan en büyük şehri, Dadaşlar şehri Erzurum.
Şehrin Selçukluların Anadolu’ya girmesinden sonra zaman içinde Erzurum’a dönüşmeden önceki son ismi, Bizans döneminde anıldığı şekliyle Theodosiopolis idi.
Seferlerde askeri üs
Binlerce yıllık inanılmaz renkli ve hareketli bir tarihe sahiptir. Stratejik konumu ve önemi nedeniyle tüm Anadolu tarihinde olduğu gibi bu şehir de elden ele geçer yüzyıllar boyunca. Şehri bugüne taşıyan en önemli dönemler arasında Bizans dönemi, Anadolu Selçuklularına tabi olup vilayet olmadan önce Saltukoğulları Beyliği dönemi (1071-1202), Rus istilâları ve tabii Kurtuluş Savaşı’ndaki önemli rolüyle Erzurum Kongresi sayılabilir.
Kanuni Sultan Süleyman döneminde Osmanlı’nın Erzurum üzerindeki hakimiyeti de önemlidir. Artık büyüyen ve gelişen bir eyalet
Her ülkenin, her şehrin gidilecek en doğru zamanı ya da zamanları vardır. Bu hafta size yılın 12 ayı için tercihlerinizi belirleyebileceğiniz bir takvim hazırladım
Herkesin gönlünde gezmek, değişik yerler keşfetmek yatar. Gidilecek yolları hayaller ve bütçe belirler genelde ama bundan da önemlisi zamanı doğru kullanmak, gidilecek yere doğru zamanda gitmektir.
Her ülkenin, her şehrin gidilecek en doğru zamanı ya da zamanları vardır. Gezginin sıcak, soğuk, deniz kenarı, kültür gezisi, şehir keşfi, müze, macera, safari ve bunun gibi pek çok tercihi de doğru zamanı belirlemek için önemlidir.
Bu hafta size yılın 12 ayı için tercihlerinizi belirleyebileceğiniz bir takvim hazırladım.
- OCAK ayında yeni yılın başlangıcıyla siz de tazelenmek ve yeni başlangıçlar yapmak istiyor olabilirsiniz. Seçiminiz sıcaklar ise uzaklara, başka kıtalara ve hatta Güney Yarımküre’ye uzanmanız gerekecek. Bu ay özellikle Güney Hindistan’ı keşfetmek için ideal. Avrupa’da da tavsiyem Brugge. Yurtiçinde kalmak isteyenler için karlar altındaki Kars büyüleyici bir destinasyon.
Şehirden çıkamayan ama bir şeyler yapmak isteyenler için önerim bu soğuk günlerde yaşadığınız şehrin müzelerini keşfetmeniz.
- ŞUBAT mutlak
Tercihlerinin ilk sıralarını kültür, eğlence, damak zevki ve yerine göre macera gezileri oluşturan gezginleri 2018’de yine birbirinden ilginç rotalar bekliyor
Gerçek gezginler artık birkaç güne birkaç ülke ya da şehir sığdırmayı değil, mümkün olduğunca tek bir yere odaklanmak, gittikleri yer hakkında derinine bilgi alıp orayı mümkün olduğunca her şeyiyle tanımak istiyorlar.
Değişik ülkelere ve şehirlere gidilebilecek en güzel zamanlarda, belli içeriklerle oluşturulan organize turlar gezginler için öncelikli ve buralara uzmanıyla gitmeyi tercih edenler tabii haliyle çok daha şanslı.
Kültür, gastronomi ve outdoor turları genelde ilk tercihler. Bazı ülke ve şehirlere yılın her zamanı gidilebilse de, bazılarının gezilecek dönemleri mevsime, yapılan etkinliklere, örneğin festivallere göre değişebiliyor, yepyeni rotalar ortaya çıkıyor.
Bu yıl gezginler gene yeni rotaların peşine düşerlerken, anlaşılan o ki, bütçelerine ve vakitlerine göre karşılaşacakları sayısız seçenekten hangisinde karar kılmaları konusunda zorlanacaklar yalnızca.
Cazibesini artırıyor
Yeni yılı evde veya yurtdışında karşılamak istemiyorsanız ve hâlâ ne yapacağınıza karar veremediyseniz size bazı önerilerim olacak
Kar, kış, kayak sevenlere Uludağ, Kartepe, Kartalkaya, Erciyes, Palandöken gibi kayak merkezlerinde oteller, sanatçıların katılımıyla gerçekleşen yemekli, müzikli eğlenceler sunuyorlar yıllardır. Ayrıca havanın durumuna göre gece kayak gösterisi, dışarıda ateş etrafında çok keyifli eğlencelerle yeni yılı karşılayabilir, kayak yapabilir, yürüyüşlere çıkabilir, kafelerin teraslarında kahvenizi, çayınızı yudumlayarak dağ atmosferinin keyfini çıkartabilirsiniz.
Kapadokya zamanı
Yılbaşında kar beklenen bir başka yer de Kapadokya. Bazı oteller yine çok hoş ve kaliteli eğlenceler sunuyor olacaklar. Bu genelde yemek, canlı müzik ve bir Kapadokya klasiği olan dışarıda ateş etrafında kutlamadır. Uçhisar’da Museum Hotel, Argos in Cappadocia ve Kapadokya’nın en güzel ve sakin kasabalarından, eski bir Rum köyü olan Sinasos’ta, bugünkü adıyla Mustafapaşa’da bulunan Elevres Stone House Hotel benim bu yılki tavsiyelerim. Kapadokya’ya kadar gelmişken hava muhalefeti yoksa sabah erken saatte havalanan balonlarla bu masal diyarını havadan görün, vadilerde yürüyüş yapın,