Bugünlerde Adana’nın her köşesi mis gibi portakal çiçeği kokuyor. Adana sizde ne çağrıştırır bilemem ama bende çağrıştırdığı kebap, şalgam ve nar ekşisinden çok ötede şeylerdir.
Adana her şeyden önce binlerce yıllık çok köklü bir tarihe sahip ama ne yazık ki turizm pastasından bir türlü payını alamayan ve bu konuda haksızlığa uğramış bir şehirdir. Genelde Adana havalimanı kullanılır ama şehir organize turlarda pek programlara katılmaz, münferit gezenler de tam hakkını vererek gezmez. Oysa ki Adana ve çevresini tam anlamıyla gezebilmek için nereden baksanız en az üç gün gerekir.
Bir festivaller şehridir Adana. Herkesin aklına ilk olarak “Adana Film Festivali” gelecektir elbette ama daha pek çok festivale ev sahipliği yapar bu şehir.
Rekor denemesi olacak
Özellikle de son yıllarda çok önemli bir etkinlikle, “Uluslararası Portakal Çiçeği Karnavalı” ile gündeme geliyor Adana. Daha havalimanına adım attığınız anda portakal çiçeği kokuları sarıyor her yanınızı ve tüm şehirde, her yerde her an bu kokuyu soluyarak dolaşıyorsunuz. Şehirde artık her yerde turunç ağaçları var, her geçen gün yeni fidelerin ekilmesi teşvik ediliyor. Beş gün boyunca çeşitli etkinlikler, dans gösterileri, folklor,
En az üç gününüzü ayırarak gezmeniz gereken Viyana, tarihinin getirdiği bir ağır başlılığa sahip ama aynı zamanda renkli, hareketli ve söylenilenin aksine hatta çok da eğlenceli bir şehir.
Avrupa’nın en güzel şehri hangisi diye sorarsanız hiç düşünmeden Viyana derim. Özellikle Orta Avrupa şehirleri müthiş güzel bir yapıya ve tarihi dokuya sahiptir ve hepsi de çok iyi korunmuş şehirlerdir. Viyana zamana direnen, çehresini değiştirmeyen ve her türlü yeniliği de uyum içinde gördüğümüz resme katabilen ender şehirlerden.
Viyana, tarihinin getirdiği bir ağır başlılığa sahip. Bazılarına göre eğlenceli bir şehir değil. Üniversite yıllarımda ikinci adresim, hatta evim olan Viyana’yı eğer doğru şekilde gezer ve şehri yaşarsanız oldukça renkli, hareketli ve hatta çok da eğlenceli bir şehirdir. Yıllardır sürekli yaşam kalitesi açısından en yaşanılası şehir seçilen Viyana’yı birkaç şehri birleştirerek gezmeyin, en az üç gün ayırın buraya, göreceksiniz yetmeyecek. Gezmesi çok kolay bir şehirdir Viyana, çünkü planı güneş ölçekli şehirlerdendir. Şehrin etrafında döne döne her yere ulaşabilirsiniz. Her yere sırf yürüyerek gidilemeyecek kadar da büyüktür ama bu gözünüzü korkutmasın, şehrin harika bir
Bahar aylarında, Kuzey Ege’nin en güzel zamanları başlarken size tavsiye edeceğim yerlerden biri hayran olduğum ve rehber olarak gezdirmekten müthiş zevk aldığım Assos. Bu bölgeyi bahar aylarında keşfetmenin keyfini yaşamanızı öneririm...
Bahar aylarıyla birlikte kim istemez ki alıp başını bir yerlere gitmeyi? Yaz sıcakları bastırmadan ve yazlıkçılar gelmeden Kuzey Ege’nin en güzel zamanları başlıyor şimdi. Benim bahar ayları için size önereceğim pek çok yer var. Bunlardan biri en sevdiğim, hayran olduğum ve rehber olarak gezdirmekten müthiş zevk aldığım Assos. Genelde yaz aylarında özellikle civardaki koy ve tesisler nedeniyle ilgi çeken ve sahil şeridinde denize girmek amaçlı gelinen bir bölge Assos ve civarı. Yaz aylarında bile suyu oldukça serin olan bu bölgeyi bahar aylarında keşfetmenin keyfini yaşamanızı öneririm.
Dağ kekiği ve limon kekiği almadan dönmeyin
Behramkale adıyla da bilinen Assos’a değişik yollardan ulaşabilirsiniz. Çanakkale, Edremit veya Ayvalık yönünden geliyorsanız anayoldan ayrılmadan Ayvacık’tan Behramkale’ye sapabilirsiniz. Ama farklı bir rotadan ilerlemek isterseniz, Çanakkale üzerinden geliyorsanız herhangi bir yerden sahil yoluna sapıp örneğin Kumburnu,
Troya ve Çanakkale Savaşları arasında çok ilginç paralellikler vardır: İkisinde de taraflar ölülerini gömmek için savaşa birkaç günlük ara verirler; inanılmaz kahramanlık öyküleri yaşanır; iki savaş da büyük ozanlar, şairler tarafından destanlaştırılır.
Asya’yı Avrupa’ya bağlayan coğrafi konumu, Ege Adaları’na ve Kazdağları’na uzanan kıyı şeridi ve dağlık bölgesiyle doğa, tarih, mitoloji, savaş ve barışın iç içe geçtiği bir kenttir Çanakkale.
Yüzyıllar boyunca Anadolu’nun giriş kapısı, Avrupa prehistoryası için de çıkış kapısı olan bu bölge hep savaşlara maruz kaldı.
Troya Savaşları’ndan Çanakkale Savaşları’na kadar geçen süreçteki tüm savaşlar birbirleriyle benzerlik gösterir.
Gerçek olan şudur ki Çanakkale Savaşları’nı bilmeden Troya’yı anlayamazsınız, Troya’yı anlayamadan Çanakkale Savaşları’nı tam olarak kavrayamazsınız.
Temel amaç belli
Bölgedeki tüm savaşlarda olduğu gibi bu iki savaşta da temel amaç bellidir: Çanakkale ve İstanbul Boğazları’nın kontrolünü elde etmek, bu şekilde Karadeniz’i kontrol altına almak.
Şu sıralar Vakıflar Genel Müdürlüğü çok ilginç bir projeye imza atıyor. Nitelikli bir kültür turunun ihtiyacını karşılayacak rotayla gerçek anlamda bir ‘vakıf şehir’ olan Lefkoşa’yı hakkını vererek gezip görmek hedefleniyor
Dünyadaki tüm adalar gibi gizemli ve büyülü olan Kıbrıs, coğrafî konumu nedeniyle de çok köklü bir geçmişe sahiptir. Paleolitik çağdan günümüze kesintisiz yerleşim gösteren ada, stratejik konumu ve doğal zenginlikleri nedeniyle zaman zaman istila edilmiş ve yağmalanmıştır. En eski çağlarda Anadolu ve Mezopotamya’dan gelenlerin yerleştiği adada yapılan arkeolojik kazılarda özellikle Neolitik Çağ buluntularıyla tüm dikkatleri üzerine çeken Kıbrıs’ın Neolitik Çağ öncesi ve sonrası çok katmanlı ve renkli bir tarihi vardır. M.Ö. 1050- M.Ö. 750 arasında pek çok krallık kurulmuş, sonrasında Asur, Mısır, Pers egemenliğini görmüş, ardından Büyük İskender ve ardılı Ptolemaios ile Helenistik Çağı yaşamış, Roma egemenliğine geçmesiyle birlikte müthiş imar işleri başlamıştır. Barnabas’ın Hristiyanlığı yaymaya başlamasının ardından gelen Bizans döneminde ada halkı İslâm akınları nedeniyle kıyı şeridinden adanın içlerine yerleşmiş ve güvenlik için de çeşitli kaleler inşa
Antalya Valiliği 2018’i Perge yılı ilân etti. Bu vesileyle, şu anda da kazı ve restorasyon çalışmalarının devam ettiği Perge antik kentine yakından bakalım...
Antalya Valiliği 2018’i Perge yılı ilân etti. Her yıl bölgedeki başka bir antik kentin yılı ilân edilecekmiş. Çok sayıda antik yerleşime ev sahipliği yapan Antalya bölgesi bu sayede uzun yıllardır öne çıkarılan “deniz-güneş-tatil” kavramının yanı sıra kültür turizminden de hak ettiği payı alabilecek.
Antik çağlarda Pamfilya bölgesinin en önemli kentlerinden biri olan Kestros (Aksu Çayı) kıyısındaki Perge’nin kuruluş tarihini tarihçiler Troya Savaşı sonrası kentin en eski giriş kapısındaki heykel kaidelerinde adları yazdığı için Akha kahramanları Kalkas ve Mopsos’a dayandırsalar da, 1986 yılında Peter Neve’nin Boğazköy’de bulduğu tunç tablette Perge’nin Parha adıyla Hitit döneminde var olduğu öğrenilmiştir. Bugün ise bazı buluntular sayesinde kentin Erken Tunç Çağı’ndan yani MÖ 3. binden beri iskân edildiğini biliyoruz. Bu aslında tüm Anadolu için geçerlidir. Roma ya da Helen dönemi kalıntılarının olduğu bir yerde daha alt katmanlarda ya da buranın çok yakınlarında mutlaka çok daha eskilere giden yerleşimler vardır.
En
Dünyanın en ilginç ve gezmesi zor ülkelerinden biridir Tayland. Her köşesinde yüzlerce tapınak var. Gezerken hiçbir detayı kaçırmamaya çalışın.
Dünyanın en ilginç ve belki de en güzel tapınakları Bangkok’ta. Kraliyet sarayı kompleksi Grand Palace, onun içindeki Wat Phra Kaew tapınağı, Wat Pho, Wat Arun ve Wal Traimit tapınakları mutlaka görülmesi gerekenler. Tapınakları ziyaret edeceğiniz zaman kıyafetinizin düzgün ve ibadet yerlerine uygun olmasına dikkat edin. Tayland’ın her köşesinde yüzlerce tapınak var. Saydıklarım dışında kalanları da keyfinize ve vaktinize göre görmenizi öneririm.
Bangkok’un temiz bir şehir olduğunu söyleyemem. Sokaklarda o kadar farklı kokular duyacaksınız ki... Bunların hepsi hoşunuza gitmeyecektir muhtemelen.
Thai mutfağı çok renkli
Thai mutfağı çok renklidir ama alışılmış bir mutfak değildir. O nedenle yemek konusunda önceden biraz bilgi edinip gitmekte fayda var. Sokaklarda baharat ve yemek kokularını metrelerce uzaktan duyarsınız.
Bangkok’ta aç kalmak mümkün değil, binlerce restoran ve her köşede yemek satılan stantlar var. Önemli olan sizin seçiminiz. Yemekler arasında en beğenilenler genelde tom yum goong, pad thai ve tabii deniz ürünleri.
Tatlıların çeşit
Brezilya deyince herkesin aklına Rio Karnavalı gelir. Dünyanın en renkli ve en büyük karnavalı olan Rio Karnavalı’nın neden yapıldığını hiç düşündünüz mü?
Hristiyan inancında Paskalya Bayramı öncesinde büyük perhiz kimilerine göre de büyük oruç denen ve her mezhebe göre farklı uygulamaları olan bir âdet vardır. Büyük perhizin ya da büyük orucun habercisi olan bu karnavalın kökenlerini pagan geleneklerde, tek tanrılı dinler öncesi inançlarda, o dönemlerde tanrılara yapılan törenlerde aramak gerekir.
Bir nevi arınma
Uzunca yıllara yayılan bir gelişim hikayesi de vardır karnavalın. Birkaç yüzyıldır sürekli eklenen etkinlikler, danslar, kıyafetler, geçit törenleriyle günümüzdeki haline bürünmüştür.
Bir nevi arınmadır büyük perhiz veya oruç Hristiyanlar için. Kökleri pagan dönemlerde olan bu karnavalın içindeki etkinlikler de bir nevi arınmadır aslında. İnsanın günlük hayatındaki ve ruhundaki her şeyi serbest bırakıp arınmasıdır. Eğlence, dostluk ve barışın öne çıktığı karnaval insanları da büyük perhiz veya oruca hazırlayan bir adımdır.
Karnavalın tarihi kilise takvimine göre değişiklik gösterir. Her yıl Paskalya hangi tarihe denk geliyorsa, ona göre ayarlanır her şey.
Dünyaca ünlü Brez