Çin Devlet Başkanı
Jiang Zemin, Çankaya'da onuruna verilen resepsyonda
"O Sole Mio" şarkısını söylemiş. Bunu duyunca birkaç gün önce izlediğim
Banyo adlı Çin filminde aynı şarkıyı söyleyen gürbüz delikanlı geldi aklıma. Sıkılgan Çinli genç, ancak geleneksel Çin hamamındaki duşun altına girince çekingenliğini atıp "O Sole Mio" diye bağırmaya başlıyor, su kesilince onun sesi de kısılıyordu.
Çin'de geleneksel yaşamdan modern yaşama geçişin hüzünlü sancılarını yansıtan Banyo, 19. Uluslararası İstanbul Film Festivali'nde gösterilmekte olan çok sayıda ilginç filmden yalnızca biri. Festival'in ilk haftasında izleme olanağını bulduğum diğer filmler arasında özellikle ilgimi çekenler Atom Egoyan'ın
Felicia'nın Yolculuğu ve Çinli yönetmen Chen Kaige'nin
İmparator ve Katil adlı filmleri oldu. İzlediğim filmlerin hepsi 1999 yapımıydı ve ortak özellikleri, farklı çağlarda, farklı ülkelerde, farklı konumlarda bulunan insanları ele almalarına karşın hepsinin, "insanın yalnızlığı" temasına odaklanmış olmalarıydı. Küreselleşme olgusu "yalnızlık" temasını bir kez daha öne çıkartıyor galiba.