IMF'nin jesti ne anlama geliyor?

28 Haziran 1998

      Dünyayı pembe görüp doğru yoldan sapmazsak para yerine nasihat veren IMF'nin bu jesti bile kredi notumuzu olumlu etkileyebilir.

       Uluslararası Para Fonu(IMF)'nin Türkiye ekonomisini 18 ay süreyle "yakın izleme"ye almasını öngören anlaşma kimi çevrelerde adeta bir zafer olarak değerlendirilirken olaya farklı bakanlar da var. Anlaşmanın Türkiye'nin uluslararası kredi notunu ve dış borç bulma şansını olumlu etkileyebileceğini çoğu kimse kabul ediyor ama bunu bir zafer gibi sunmanın ve Türkiye ekonomisinde her şeyin yolunda gittiği izlenimini vermenin doğru olmadığı da vurgulanıyor.
       Yetkili kişiler "IMF'yi halettik" havasını verirken Türkiye'nin IMF ile geçen yılın ikinci yarısından itibaren sürdürdüğü temasları çok yakından izlemiş olan bir eski bürokrat, Türkiye'nin IMF'den talep ettiği 10 milyar dolarlık destekten vazgeçerek bu anlaşmayı sağladığını hatırlatıyor. Dünya Bankası eski başkan yardımcısı Atilla Karaosmanoğlu da bu anlaşmanın aslında kurum olarak IMF'yi bağlamayan bir "staff monitoring program"ı gündeme getirdiğini belirterek bu anlaşmanın olası bir

Yazının Devamı

Krugman Japonya'ya enflasyon önerdi

7 Haziran 1998

       Dört yıl önce yazdığı bir makalede "Asya mucizesi"nin sağlam temellere dayanmadığını ileri süren ve ünlü meslekdaşlarının tezlerini çürüterek haklı bir üne kavuşan Amerikalı ekonomist Paul Krugman, giderek derinleşen bir bunalıma sürüklenmekte olan Japonya'ya çare olarak enflasyonu körüklemesini önerdi.
       Japonya'da hükümete ve finans kuruluşlarına duyulan güvenin sarsılması halkın gelirini harcamasını ya da mali kuruluşlar aracılığıyla sisteme sokmasını engelliyor. Halk parasını kasalarda saklıyor ya da ülke dışındaki yatırım seçeneklerine yöneliyor. ABD ve diğer Hanehalkı tasarruflarının 10 trilyon dolar mertebesinde olduğu Japonya'da iç talebin yetersizliği ve yatırımların yavaşlamış olması, ekonominin deflasyonist bir sürece girmesi sonucunu doğurmuş bulunuyor.
       Enflasyonist ortamın tersine, fiyatların düşüş gösterdiği deflasyonist bir ortamda parayı para olarak tutmanın bir getirisi var. Bugünkü 1000 yenin gelecek yılki alım gücü daha fazla olacağı için tüketimi ertelemek mantıklı bir davranış olabiliyor. Şirketlerin, talebin düştüğü bir ortamda yatırım

Yazının Devamı

Enflasyonu hallettik(!) sıra bankalara geldi

31 Mayıs 1998

      Hükümetin ömrü tartışılırken Güneş Taner'in banka sektörüyle ilgili son açıklamaları kafalardaki karışıklığa bir boyut daha kazandırdı.
       Devlet Bakanı Güneş Taner'in önceki gün Bankalar Birliği Genel Kurulu'nda aniden şahlanıp, irticalen yaptığı konuşma bankacıların kafasını iyice karıştırmışa benziyor. Türkiye gazetesi konuyla ilgili haberi "bankaları Güneş çarptı" başlığıyla verirken Yeni Yüzyıl'daki haberde şöyle deniyor: "Devlet Bakanı Güneş Taner, Bankalar Birliği Genel Kurulu'nda yaptığı konuşmayla sektörü sarstı. 22 yeni bankaya izin vermeye hazırlanan Taner, bunu haklı çıkarırcasına sektörü yerden yere vurdu, hatta bir ara tefecilikle bile suçladı."
       Sayın Taner, toplantıda bulunanların ifadesiyle, birden celallenerek yaptığı konuşmada, 12 bankanın 64. madde kapsamında olduğunu da söylemiş ve bir gün önce bazı gazetelere yaptığı açıklamayı tekrarlayarak parayı bastıranın yeni banka açabileceğini belirtmiş.
       Sayın Bakan her halde enflasyon sorununu hallettiği(!) için şimdi de bankalara el attı, yeniden ilgi odağı haline

Yazının Devamı

"Böyle gitmez" isyanı çözüm umudu yaratıyor

24 Mayıs 1998

      Avrupa Euro ile yeni bir döneme girerken Türkiye'de "enflasyon düşüyor" diye avutulan sanayici isyan bayrağını açtı.

       Uluslararası Para Fonu(IMF) heyetinin Türkiye ziyareti sonrasında bıraktığı değerlendirme notunda hükümete verilen ana mesaj açıktı:"bazı olumlu adımlar atmışsınız ama bunlar yeterli değil, yapısal reformları yapmadan enflasyon sorununu çözemezsiniz", diyordu IMF ve enflasyonla yaşamanın sosyal faturasına dikkat çekiyordu.
       IMF Direktörü Kiekens, Türkiye'de değişik kesimlerle yaptığı özel görüşmelerde de kaygılı olduğunu gizlememiş, Türkiye'nin, "sorunları halka anlatıp reformlar için gerekli desteği sağlayacak politikacılara ihtiyacı olduğunu", vurgulamış, "bunu başaramadığınız için büyük fırsatlar kaçırıyorsunuz", demiş. Türkiye'nin son on ayı iyi kullanamadığını ve enflasyonda gözlenen yavaşlamanın temelsiz olduğunu belirten Kiekens, gerekli adımlar atılmadığı için Türkiye'nin IMF ve Dünya Bankası'ndan alabileceği şaşırtıcı boyutlardaki desteği de alamadığını anlatmış.

       Geçen hafta içinde katıldığım bazı

Yazının Devamı