Nerde o eski bayramlar

14 Kasım 2004

İlk torun olarak benim de özel bir yerim vardı onun gözünde. Beni alabildiğince şımarttığı da bir gerçekti. Babaannemin beni en çok etkileyen yanı ise çevresine toplandığı herkesi sarıp sarmalayan, akıl almaz genişlikteki kucaklayıcılığı idi. Onun evi, akla gelebilecek her kesimden insanın teklifsizce girip çıkabileceği, tam bir doğallık içinde evdeki kollektif yaşama katıldığı bir yerdi. Evin işi elbirliğiyle görülür, paradan - puldan fazla söz edilmezdi. Sanki herkes "büyükhanım"a bağlı geniş bir ailenin parçasıydı. Bayram günlerinde bu geniş aile daha da genişler, bizlerin yanı sıra, "Laboratuvar" diye anılan Çemberlitaştaki aile firmasının birçok çalışanı da "büyükhanım"ın elini öpmeye gelirdi. Kendi adıyla anılacak olan ilaç firmasının temelini Cağaloğlundaki mütevazi kimya laboratuvarında atan dedem İbrahim Ethem Bey benim doğduğum yıl vefat ettiği için onunla ilgili hiç bir anım yok. Bir yandan dört erkek çocukla baş ederken diğer yandan iş hayatında eşine destek olan babaannemin ise çok özel bir yeri var anılarımda. Şımartılmış torun olarak babaannemin evinde tattığım sınırsız özgürlük, bu bayram günlerinde sınırlandığı için biraz canım sıkılır ve bu bayram ziyaretinin bir

Yazının Devamı

AB için önkoşul: Krizsiz ekonomi

10 Kasım 2004

Önceki gün Boğaziçi Üniversitesinde gerçekleştirilen konferansın konuşmacıları arasında Çek Cumhuriyetinin AB ile müzakere sürecine müzakereci olarak katılan ve daha sonra Prodi başkanlığındaki AB Komisyonunda görev yapan Pavel Telicka da vardı. Türkiyeyi tam üyeliğe götürecek olan yolun 17 Aralıkta açılacağını tahmin eden Telicka, müzakere süreci için bize şu tavsiyelerde bulundu: (1) Müzakereleri AB tarafının yönettiğini peşinen kabul edin (2) İç ve dış baskılar karşısında sağlam durabilecek, işinin ehli kişilerden oluşmuş bir müzakere takımı oluşturun (3) Gerçekçi olun, elde edebileceğinizden çok fazlasını istemeyin (4) Avrupada ve Türkiyede toplumun bu projeye desteğini sağlayın. Türkiyenin Avrupa Birliği (AB) ile bütünleşme sürecine katkıda bulunmak amacıyla ARI Grubu şemsiyesi altında oluşturulan Ekonomi ve Dış Politika Forumu (EDPF) ile merkezi Brükselde bulunan Center for European Policy Studies (CEPS) tarafından düzenlenen konferansta, Türkiyenin AB tam üyeliğine uzanan yolda öncelikle nelere dikkat etmesi gerektiği tartışıldı. EDPF ile CEPSin ortak katkılarıyla hazırlanan "Çağdaş Türkiyenin Avrupa Dönüşümü" başlıklı raporun dört yazarından biri olan Kemal Derviş ise

Yazının Devamı

Bush 11 Eylülle kazandı, akıl kaybetti

7 Kasım 2004

Başkanlık seçimi, ABDnin 11 Eylül sendromundan kurtularak aklını başına toplaması için önemli bir fırsattı aslında ama sonuçta akıl kaybetti, korku kazandı. 11 Eylülün Amerikada yaratmış olduğu korkuyu ve güvensizlik duygusunu sonuna kadar sömüren Başkan Bush, kampanya boyunca Amerikanın savaşta olduğunu vurgulayarak ve "sizi teröre karşı ben daha iyi korurum" temasını kafalara çakarak seçimi kazandı. Cumhuriyetçi Partinin güçlü örgütünün, dini örgütlerin desteğini de arkasına alarak sürdürdüğü, kültürel değerler savaşının da Bushun seçim zaferinde önemli payı var kuşkusuz ama belirleyici faktör, Amerikan halkının en az yarısının hâlâ 11 Eylül sendromunun etkisi altında bulunması oldu. Amerikanın aklını başından alan 11 Eylül eylemini planlayan büyük beyin, bu korkunç eylemin bu kadar geniş kapsamlı bir etki alanı yaratacağını hesaplamış mıydı bilmiyoruz ama bugün gelinen noktada bu etkinin dünyanın gidişatını belirleyecek boyutta olduğunu söyleyebiliriz. Başkan Bushun zaferiyle sonuçlanan ABDdeki başkanlık seçimi 11 Eylülün etkilerinin henüz aşılamadığını ve dünyanın gidişatını belirlemeye devam edeceğini gösterdi bize. 11 Eylülün son seçimle bir kez daha kanıtlanan önemli bir

Yazının Devamı

Dövizin kıtlığı mı sorun olur, bolluğu mu?

3 Kasım 2004

Özellikle ithalatı frenlemek ve dış açığın daha fazla büyümesini önlemek için iç talebi denetime alacak önlemlere gerek var.İç talebi sınırlamak gerekirken maliye politikası gevşetilirse, dış ticaret açığı ve cari işlemler açığı öngörülen hedefleri delip geçebilir ve GSYİHnın % 5ini bularak tehlike yaratabilir.Dış açığın hızla büyümesi Türkiyenin dış borçlanma gereksinimini ve uluslararası piyasalardaki riskini artırabilir.Bu arada Avrupa Birliği (AB) cephesindeki gelişmeler beklendiği kadar olumlu olmazsa ve IMF ile anlaşma da gecikirse bu durum dış açığın finansmanında önemli rol oynayan kısa vadeli sermaye hareketlerini olumsuz etkileyebilir ve tehlikeli bir kırılganlığa yol açabilir. Türkiyenin dış ticaret açığının ve ona bağlı olarak dış ödemeler dengesi cari işlemler açığının tehlikeli bir tırmanış içinde olduğunu ileri sürenlerin sayısı hayli fazla. Ercan Kumcu ve Faik Öztrak gibi görüşlerine değer verdiğim ekonomist - yazarların da son günlerde bu tehlikeyi yeniden tartışma gündemine getirdikleri görülüyor. Bu görüşte olanların dile getirdikleri kaygıları birkaç maddede özetlemek mümkün: Ekonomideki ve ona bağlı olarak ödemeler dengesindeki gelişmeleri farklı okuyan ve

Yazının Devamı

Küreselci Kerry mi dinci Bush mu?

1 Kasım 2004

AMERİKAda başkanlık seçimi yarın yapılacak ve ABD vatandaşlarının oyları iki adaydan birini Beyaz Saraya taşıyacak. YA BEYAZ SARAYda dört yıl daha kalmak isteyen, Cumhuriyetçi Partinin adayı George W. Bush kazanacak bu seçimi, ya da Demokrat Partinin başkan adayı John Kerry. MÜTHİŞ bir kutuplaşmanın yaşandığı Amerikada her iki adayın yandaşları da seçim mücadelesini bir ölüm-kalım savaşı gibi görüyor ve bu seçimin yalnızca Amerikalılar için değil bütün dünya için farklı bir önem taşıdığı vurgulanıyor. BUSHUN DÜNYASI Dünyaya hükmetme hevesindeki Başkan Bush, dünyayı yönetme yetkisini Amerikanın gücünden kaynaklanan doğal bir hak gibi görüyor ve küresel bir meşruiyet aramadan bu hakkı kullanmak istiyor. Başkan Bushun yeniden seçilmek için tamamen bu anlayışla düzenlenmiş bir kampanya sürdürdü. Amerikalı seçmenin dini inançlarını, korkularını, zaaflarını ve 11 Eylül sonrasında açığa çıkan milliyetçi reflekslerini sömürerek oy toplamaya odaklanmıştı Bush kampı. "Amerikanın düşmanlarına karşı sizi en iyi ben korurum" diyerek seçimi kazanmaya çalıştı George W. Bush. Dünya kamuoyunun, neredeyse bütünüyle kendi aleyhine dönmüş olmasını dikkate bile almak istemeyen Bush, kendi

Yazının Devamı

YTL ile yalan dünyadan çıkma umudu

31 Ekim 2004

Türkiye 30 yılı aşan bir süre yalan dünyada yaşadı. "Enflasyon canavarı" ile haşır neşir olup ondan kurtulmanın yolunu bir türlü bulamadığımız bir dönemdi bu. Biz biz olduğumuz için "enflasyon canavarı"nı da kendimize uydurduk ve "Brezilya dizisi"ni tam yaşayamadık, yani dört haneli enflasyonu göremedik. Üç haneli enflasyonu birkaç kez yaşadık ama enflasyonumuz % 100leri aşınca, bünyemizin bundan fazlasını kaldırmayacağını şu ya da bu şekilde hisettik ve hiperenflasyona geçmedik. Belki biraz da bu nedenle enflasyonla birlikte yaşama serüvenimiz çok uzun sürdü. Hiperenflasyon yaşamadığımız için enflasyona yıllarca tahammül ettik ve paramızdan sıfır atmayı da bugüne dek erteleyebildik. Kendine özgü bir enflasyonla yaşama modeli geliştirdik. Bunca yıl enflasyonla birlikte yalan dünyada yaşamanın ağır bir bedeli olduğunu ise ancak şimdi daha iyi kavrıyoruz. Yüksek enflasyonlu yaşamın yalan dünyasında yaşayan bir ülkenin bir kere parası gerçek bir para olmaktan çıkar, paranın işlevlerini yapamaz hale gelir. Söz konusu ülke hangi kur rejiminde olursa olsun, parası sürekli değer yitirir ve sıfırları çoğalır. Sürekli değer yitiren bu para, gündelik alışverişe aracı olmanın dışında bir

Yazının Devamı

Euro banknotları deneyimi ve YTL

27 Ekim 2004

Euro, Avrupa Birliği üyesi 12 ülkenin ortak parası olarak 2002 yılından itibaren tedavül etmeye başladı. Euroya geçmeyi kabul eden 12 ülkenin her birinin diğerinden farklı değerde olan parası, farklı pariteler uygulanarak euroya çevrildi. Yıllardır alıştıkları bir para birimiyle alışveriş yapan Avrupalılar için hayli zahmetli bir süreçti bu. Alman markıyla, Fransız frangıyla, Avusturya şiliniyle ya da İtalyan liretiyle alışveriş yapmaya alışmış olan insanlar euro fiyatlara intibakta bazı sorunlar yaşadılar. Bu arada farklı dönüşüm pariteleri nedeniyle oluşan küsuratlı fiyatları yukarı doğru yuvarlayarak gizli zamlar yapanlar da oldu. Bu etki özellikle nakit alışverişe konu olan, yaygın tüketilen ve birim fiyatı düşük olan ürünlerde gözlendi. Yılbaşında başlayacak olan Yeni Türk Lirasına (YTL) geçiş çok daha basit olacak. Kafa karıştıracak pariteler, oranlar söz konusu değil. Halen kullanılmakta olan TLden 6 sıfır atılarak YTLye geçileceği için 1 milyar TL 1000 YTLye, 1 milyon TL 1 YTLye, 500 bin TL 50 kuruşa, 10 bin TL 1 kuruşa tekabül edecek. Örneğin 1 milyon 950 bin TL olan bir ürünün yeni fiyatı 1.95 YTL olacak. 2 milyon TL değil de 1 milyon 950 bin TL olan ürün bulmak zaten

Yazının Devamı

Doların düşüşünü Kerry durdurur mu?

25 Ekim 2004

Doların değer kaybetmesinde ABD ekonomisinin büyüme temposundaki yavaşlamanın Federal Rezerv Bankasının faiz artırımlarını frenleyeceği izlenimini yaratması da etkili oldu ama olayın temelinde ABDnin dev boyutlardaki dış açığının (cari işlemler açığının) finansmanı yatıyor. ABD, bu yıl 600 milyar doları aşması beklenen dış açığını tamamen borç enstrümanlarıyla finanse ediyor. Ancak bu yolla ABDye akan dış kaynak bu yılın ilk çeyreğinde ayda 85 milyar dolardan ikinci çeyrekte 71.6 milyar dolara, üçüncü çeyrekte ise 61.5 milyar dolara düştü. ABDnin dış ticaret açığı ve cari işlemler açığı ise genişlemeye devam etti. Petrol fiyatlarının yükselmesiyle kabaran petrol faturası da buna katkıda bulundu.Doların düşüşünü durdurmak için umutlar John Kerrynin başkanlık seçimini kazanmasına bağlandı şimdi. Kerrynin seçimi kazanması dolara da biraz zaman kazandırabilir ama kalıcı bir toparlanma için yeni başkanın yaratacağı yeni beklentileri beklemek gerekebilir. Bu yılın mart ayından beri 1.18 - 1.25 bandında hareket eden dolar/euro paritesi son on gün içinde bu bandın dışına çıktı ve euronun değeri 1.27 dolara yaklaştı. Türkiyenin Avrupa Birliği (AB) tam üyeliğine giden yolun açılmasını

Yazının Devamı