Hızlandırılmış ekonomi de raydan çıkabilir

25 Temmuz 2004

Korkunç kazanın gerçek nedenleri ortaya çıkarıldığında bu facianın sorumluluğunu kimin taşıdığını daha iyi anlayacağız herhalde ama beni kazanın kendisi kadar tedirgin eden şey, bu iktidarın benimsediği "biz yaptık, oldu" anlayışı. Yapılan bir işin ilk andaki sonucu olumlu görünüyorsa gerisini düşünmeye gerek yok bu anlayışa göre. Hızlı tren deneme seferinde raydan çıkmadıysa artık bir şey olmaz diye düşünülebiliyor. Devlet ve siyaset adamlarının kriz anlarındaki tepki ve davranışları çok şey anlatır. Başbakan Erdoğanın korkunç tren kazasını değerlendirirken takındığı tavır ve yaptığı bilimsel(!) açıklamalar, çocukken annemin anlattığı bir hikâyeyi anımsattı bana. Yaşlı bir adam elinde filesi pazara giderken yolunun üzerindeki kasabın bir kedi yavrusunu adeta çitileyerek yıkadığını görür ve kendini tutamayarak kasabı uyarır, "evladım, hayvanı böyle yıkarsan ölür" der. Kasap, "git işine babalık, kedim değil mi, istediğim gibi yıkarım" diyerek efelenir yaşlı adama. Pazardan dönerken gene kasabın önünden geçen adamcağız, bu kez dükkânın önünde kedi yavrusunun ölüsünü görünce gene dayanamaz ve "kedi öyle yıkanmaz dedim, dinlemedin, gördün mü yaptığını" diyerek kasaba çıkışır.

Yazının Devamı

Çapasız ekonomi kayalara çarpmasın

21 Temmuz 2004

Türkiyenin son 12 aydaki cari işlemler açığı 10 milyar doları aşmış durumda. 2000 yılı sonundaki cari açık 9.8 milyar dolardı ve 2001 krizi açığın 10 milyar sınırına dayandığı noktada patlak vermişti. Bir ülkenin dış ödemeler dengesi cari işlemler açığı, tanımı gereği, o ülkedeki tasarruf açığına eşittir. Cari işlemler açığının büyümesi tasarruf açığının da büyüdüğünü gösterir. Her iki açığın büyümesinin de bir sınırı vardır. O kritik sınıra doğru yaklaşıldığında öncelikle mali piyasalar bunu hissetmeye ve fiyatlarına yansıtmaya başlar. Döviz kurlarından faizlere, sonuçta her iki açığı kapatacak yönde bir hareketlenme başlar. Bu sürecin ne zaman başlayacağını kestirmek ise kolay değildir çünkü kritik sınırın nerede olduğu, piyasaların hangi noktada bu algılamayı yapacağı önceden bilinemez. Bu konudaki en güvenilir veri geçmişin deneyimleridir. Hemen belirtelim ki 2001 yılındaki koşullarla bugünkü koşullar arasında önemli farklar var ve bugün 10 milyar dolarlık cari işlemler açığına erişilmiş olması kritik sınıra gelindiğinin yeterli kanıtı değil. En önemli fark 2001 yılında krize girilirken geçerli olan çapalı kur rejiminin bugün yerini dalgalı kura bırakmış olması. Bu kur

Yazının Devamı

Enerji haritasına bak, dünyayı anla

19 Temmuz 2004

Dünyanın önde gelen enerji şirketlerinden biri olan BPnin 53 yıldır yayımladığı Statistical Review of World Energy (Dünya Enerji İstatistikleri Derlemesi) ise bu konuda en güvenilir kaynaklardan biri. Bu kaynağı (BP Statistical Review of World Energy 2004) kullanarak dünyanın enerji haritasını çıkarmanın yararlı olabileceğini düşündüm. Küresel enerji haritası, dünyadaki güçlerin jeopolitik açılımlarını anlamamıza yardımcı olan bir ayna görevi de görüyor aynı zamanda. Petrolün varil fiyatının 40 dolar dolayında dolaştığı, Iraktaki kargaşanın ve Ortadoğudaki belirsizliğin sürdüğü bir ortamda petrolün ve küresel enerji dengelerinin sürekli gündemde kalması doğal. Petrolle ve enerji dengeleriyle ilgili haberlere, rakamlara, analizlere hemen her gün rastlıyoruz. Ancak bunların hepsi güvenilir nitelikte değil. Sık sık tutarsız rakamlarla ve spekülatif değerlendirmelerle karşılaşılabiliyor. Geçen yıl dünyada 9741 milyon ton petrole eşdeğer miktarda birincil enerji tüketilmiş. Bunun % 37.3ü petrolden, % 23.9u doğalgazdan, % 26.5i kömürden ve 6.1i nükleer , % 6.1i de hidroelektrik santrallardan elde edilmiş. Dünyanın toplam birincil enerji tüketimi 2002 yılına göre % 2.9, on yıl öncesine

Yazının Devamı

Türkiye ekonomisi nereye gidiyor?

18 Temmuz 2004

Devlet İstatistik Enstitüsünün (DİE) önceki gün açıkladığı veriler, Arı Hareketinin 10. yılı nedeniyle düzenlenen davette, ekonomimizdeki gelişmeleri biraz da kaygıyla izleyen dostlarla konuştuklarımızın üzerine tuz biber ekti adeta. DİEye göre bu yılın ilk beş ayında dış ticaret açığımız, geçen yılın aynı dönemine göre % 92 büyüyerek 13.8 milyar doları aşmış ve ihracatımızın ithalatı karşılama oranı % 60ın altına inmiş. Tüketim malları ithalatındaki artış mayıs ayında % 114e, ilk beş ayda % 111e yaklaşmış. Öte yandan DİEnin Hanehalkı İşgücü Anketine göre 2003 yılının ilk çeyreğinde % 12.3, ikinci çeyreğinde % 10.0, üçüncü çeyreğinde % 9.4, son çeyreğinde % 10.3 olan işsizlik oranı bu yılın ilk çeyreğinde % 12.4e yükselmiş, genç nüfustaki işsizlik oranı ise % 23.7ye tırmanmış. Bu veriler ekonomimizin, dış açığı hızla büyüten, buna karşılık istihdamı pek artıramayan, hatta hizmetler kesimindeki (niteliği tartışmalı) istihdam düşüşü nedeniyle işsizlik oranını artıran bir büyüme sürecinde olduğunu gösteriyor. On yıl önce "katılımcı demokrasiyi yerleştirmek ve geleceğin toplum liderlerini yetiştirmek" amacıyla ANAP bünyesinde örgütlenen ancak daha sonra ANAPtan umudunu keserek kendi

Yazının Devamı

Yeni TL ile doğan fırsatı iyi kullanalım

14 Temmuz 2004

Şükrü Binay, mevcut paralardan YTLye geçişin nasıl olacağını da anlatmış Erdal Sağlama ve bu arada bu konunun halka anlatılması için TRT ile birlikte bir tanıtım stratejisi planladıklarını belirtmiş. Türkiye 2005 yılına yeni bir para birimiyle ve yeni paralarla girecek. TC Merkez Bankası Başkan Yardımcısı Şükrü Binayın Erdal Sağlama yaptığı açıklamaya göre, bu yılın sonuna kadar 470 milyon adet Yeni TL (YTL) banknotu basılacak, gelecek yılın ocak - şubat aylarında basılacak banknotlarla birlikte bu sayı 530 milyon adedi bulacak. 2005 başında piyasaya sürülecek olan YTL banknotlarının toplam değeri 12 katrilyon lirayı bulacak, bu rakam 15 - 16 katrilyonluk bir tedavül hacmine ulaşılacak. Buna ilaveten 530 ila 570 trilyon liralık madeni para da basılacak ve tedavüle girecek. Banknotlar 1, 5, 10, 20, 50 ve 100 YTLlik kupürler halinde basılacak ve yüksek kupürün değeri, kurlarda anormal bir gelişme olmazsa, 65 dolar dolayında olacak. (Referans gazetesi, 12 Temmuz 2004). Bu tanıtımda öncelik, eski TLden YTLye geçişin herkesi ilgilendiren yönüne verilecek doğal olarak. Yediden yetmişe herkesin kafasında yüzlerce soru var şimdiden. Bu soruların neler olduğu iyi saptanıp hepsine cevap

Yazının Devamı

Bush kâbusu bitiyor mu?

12 Temmuz 2004

Kerrynin Başkan Yardımcısı adayı John Edwards, umut ışığı oldu... Bush yönetiminin dünyayı felakete sürüklediğini hissedenler için ise çok önemliydi bu seçim. Amerika dünyanın kaderini etkileyecek bir seçim yapacaktı bu kez. Bushun yenilmesi, dünyanın geleceği için gerekliydi. Ama bütün başarısızlıklarına karşın hâlâ hatırı sayılı bir seçmen desteğine sahip olan Bush yenilebilecek miydi? Hiç de karizmatik olmayan Demokrat Partinin başkan adayı John Kerry bunu başarabilecek miydi? DÖRT YIL ÖNCE rakibi Al Goredan daha az toplam oy almasına karşın mahkeme kararıyla başkanlık seçimini kazanmış sayılan George W. Bush, 11 Eylül şoku sonrasında attığı adımlarla ABDye "dünyanın en sevilmeyen ülkesi" unvanını kazandırdı. ABDnin başına buyruk bir kararla Iraka savaş açması bütün dünyada yaygın protestolara yol açtı. Ancak Bush yönetiminin dünyayı nasıl bir kabusun içine sürükleyebileceğini herkes aynı ölçüde hissetmedi galiba. Kürenin tek süpergücü olarak kabul edilen ülkenin, yani ABDnin yönetimini ele geçiren ekibin yalnızca Amerikanın değil dünyanın bugünü ve yarını için ne kadar büyük bir tehdit oluşturduğunu hissedenlerin yaşadığı derin umutsuzluğu herkes yaşamadı. Bush yönetimiyle

Yazının Devamı

Rusyada pişer, bize de düşer mi?

11 Temmuz 2004

Rusyada Putin yönetiminin, devletin elindeki varlıkları talan ederek kısa sürede dolar milyarderi olan "yeni zenginleri" her yöntemi kullanarak hizaya getirme ve banka sistemini sıkı bir denetime alma çabalarının hangi noktada sistemden sermaye kaçışına yol açacağı ve bu kaçışın hangi boyutlarda olacağı bir süredir merak konusuydu. Sistemden bir miktar sermaye çıkışı olmuş, ancak bu hareket yaygınlık kazanmamıştı. Geçen hafta ise farklı boyutta bir olay yaşandı Rusyada ve özel bankalardaki paralarını çekmek isteyen mevduat sahipleri bankalar önünde kuyruklar oluşturmaya başladı. En büyük özel bankalardan biri olan Alfa Bankın başkanı Peter Aven, çekilen mevduatın 700 milyon doları bulabileceğini belirtirken derecelendirme (rating) kuruluşu Moodys 18 Rus bankasının uzun vadeli notunu düşürebileceğini açıkladı. Rusya Merkez Bankası, bankaların tutmak zorunda oldukları mevduat karşılıkları oranını yarı yarıya düşürerek sisteme likidite sağladı ve paniği önlemeye çalıştı ama bunun mevduat sahiplerinin kuşkularını gidermeye yetip yetmeyeceği henüz bilinmiyor.Mevduat sahiplerinin tedirginliği, kara para aklama operasyonlarına bulaştığı iddiasıyla bankacılık lisansı iptal edilen

Yazının Devamı

Avrupalı, Türkiyeyi Avrupalı sayacak mı?

7 Temmuz 2004

Eski Finlandiya Cumhurbaşkanı Martti Ahtisaari, eski Fransa Başbakanı Michel Rocard, Avrupa Birliği (AB) Komisyonunun eski üyesi Hans van der Broek ve özellikle "Üçüncü Yol" konusundaki çalışmalarıyla tanıdığımız Anthony Giddens gibi akil adamlardan oluşan Bağımsız Türkiye Komisyonu, Türkiyenin ABdeki yerini değerlendiren raporunu 6 eylülde açıkladıktan sonra AB başkentlerinde bir dizi toplantıya katılarak görüşlerini Avrupalı siyasetçilerle, sivil toplum kuruluşlarıyla, akademisyenlerle paylaşacak. Geçen hafta sonu İstanbulda tanışmak olanağını bulduğumuz komisyonun başkanı Ahtisaari, "bizim görevimiz aslında AB Konseyinin aralıkta yapacağı ve Türkiye ile ilgili kararını açıklayacağı toplantıya kadar sürecek, bu işin peşini bırakmayacağız", diyor. Ortaokuldan beri arkadaşım olan Can Paker, son dönemde ortaya koyduğu önemli çalışmalarla dikkati çeken TESEVin Yönetim Kurulu Başkanı. Aynı zamanda George Sorosun kurmuş olduğu Açık Toplum Enstitüsünün Türkiyedeki Danışma Kurulunun da başkanı olan Can, Enstitünün desteğiyle oluşturulan Bağımsız Türkiye Komisyonunun çalışmalarına büyük önem veriyor ve şu uyarıyı yapıyor: "Türkiyede hem hükümette, hem toplumda bu iş bitti, AB bize tarih

Yazının Devamı