Papa'nın ziyaretine verilen önem...

21 Kasım 2006

Bu geziyi izleyecek 2 binden fazla gazeteci akreditasyon yarışında. Sadece İtalyan basınında değil, dünya medyasında -ve bu arada İslam dünyasındaki gazetelerde- bu ziyaretin "mana ve ehemmiyeti" üzerine sürekli yazılar yayımlanıyor.Ünlü "Time" dergisi bu hafta Papa'nın ziyaretini "kapak konusu" olarak etraflı biçimde işledi. Derginin belirttiği gibi, bu ziyaret, bundan 27 yıl önce Papa 2. John Paul'ün Türkiye'ye gelişinden farklı şartlarda yapılıyor. Şu sırada Hıristiyan ve İslam dünyası arasında bir gerilim yaşanıyor. Yeni Papa da, selefinden farklı bir kişiliğe sahip.Bu faktörler Papa 16. Benedictus'un bu ziyaretine ve burada dile getireceği görüşlere dünya çapında daha büyük önem verilmesine yol açıyor. Dünyanın dikkatleri daha şimdiden Papa 16. Benedictus'un önümüzdeki salı başlayacak olan 4 günlük Türkiye ziyareti üzerinde toplanmış bulunuyor. Papa'nın bu koltuğuna oturduktan 19 ay sonra bir İslam ülkesine ilk ziyareti için Türkiye'yi seçmesine şaşmamak lazım. Vatikan'da yakın çevresinin de belirttiği gibi, Türkiye nüfusunun büyük çoğunluğu Müslüman, anayasal düzeni laik, coğrafyası ve tarihi açısından çeşitli kültür ve medeniyetlerin bir beşiği ve Doğu ile Batı arasında

Yazının Devamı

Fransa'ya misilleme

18 Kasım 2006

Haberin duyulması üzerine, Fransız medyası olaya bir hayli ilgi gösterdi. İlk değerlendirmelerde dondurulmasına karar verilen askeri ilişkilerin neleri kapsadığı -veya kapsamadığı- sorgulandı. Örneğin, askeri ihaleler, Türkiye'ye helikopter ve diğer silahların satışı buna dahil ediliyor muydu?Açıkçası Fransızlar işin bu "ticari" tarafıyla daha çok ilgileniyorlar. Karşılıklı ziyaretlerin, ikili toplantıların ve ortak tatbikatların askıya alınacağını zaten bekliyorlardı. Nitekim gelecek ay yapılması gereken yıllık ortak askeri toplantının iptal edildiği Paris'te biliniyordu.Aslında askeri temasların dondurulduğuna dair açıklama, biraz da "tesadüfi" olarak yapıldı. Eğer KKTC'nin kuruluş yıldönümü resepsiyonunda gazeteciler Orgeneral Başbuğ ile karşılaşıp bu konuda kendisine bir soru sormasalardı, belki TSK'nın bu kararı henüz öğrenilemeyecekti. Çoğu zaman bu tür önemli açıklamalar, komutanlar tarafından belirli vesilelerle gazetecilerle karşı karşıya gelmelerinde yapılıyor... Kara Kuvvetleri Komutanı Org. İlker Başbuğ'un Fransa ile askeri ilişkilerin askıya alındığına dair açıklaması Fransızları ne kadar etkiledi? Öyle anlaşılıyor ki, TSK'nın kararı, daha çok karşılıklı ziyaret,

Yazının Devamı

Irak'ta "güçsüz" güçler...

17 Kasım 2006

Ancak Kuzey Irak'taki gelişmelerin seyri, Irak'ın geleceğine bağlı. Ülke genelinde devlet otoritesi, ulusal birlik ve istikrar kurulmadan Kuzey Irak'ta PKK faaliyetinin ve bağımsızlık yönünde bir Kürt oluşumunun önlenmesi ya da kontrol altına alınması çok zor.Bu bakımdan Irak'taki olaylara sadece Kuzey Irak/PKK açısından bakmamalı, tablonun tümünü dikkate almalı.Dün Ankara'ya 6 bakanıyla birlikte gelen Irak Başbakanı Nuri Kemal el Maliki ile yapılan görüşmeler, Türk yetkililerine Kuzey Irak kadar ülke genelindeki gelişmeler ve Irak yönetiminin ülkenin geleceğiyle ilgili görüşlerini öğrenme, Türkiye'nin birleşik ve istikrarlı bir Irak için yapabileceği katkıları değerlendirme fırsatını verdi. TÜRK kamuoyu Irak sorunu denince daha çok Kuzey Irak'taki durum ve PKK'nın oradaki varlığı üzerinde odaklanma eğiliminde. Bu bir bakıma doğal. Çünkü o bölgede olup bitenler, Türkiye'nin güvenliğiyle ve siyasi duruşuyla doğrudan ilgili. Bu ziyaret Irak sorununun çok kritik noktaya geldiği bir zamana rastladı.Ülke bir iç savaş ve kaos ortamı içinde. Her gün pek çok can alan şiddetin hedefi sadece Amerikan askerleri değil, hatta daha çok Iraklı Şiiler, Sünniler, siviller ve güvenlik güçleri...

Yazının Devamı

AB'den krizi önleme işareti

16 Kasım 2006

Bunlardan biri, Brüksel'de bir Komisyon sözcüsünün, Kıbrıs'la ilgili "tavsiyenin" sunulması için 6 Aralık'ı "son tarih" olarak saptadığı haberini yalanlamasıdır. Daha önce dolaşan söylentilere göre, hafta sonu toplanan Dışişleri bakanları böyle bir zaman limiti koymuş. Sözcü "böyle bir şey yok, buna ihtiyaç da duyulmuyor" diye konuştu...Bu açıklamanın ardından AB diplomatik çevrelerinden, daha önemli bir işaret geldi: Komisyon, zirve öncesinde Kıbrıs konusunda liderlere herhangi bir "tavsiye" sunmayabilir de. Çünkü bazı AB üyeleri, şimdiden Kıbrıs'la ilgili krizi önlemenin yolunu araştırıyorlar ve hatta bu konuda bir "taslak" üzerinde de çalışıyorlar. Eğer bu taslak kesinleşir ve bir "plan" şeklini alırsa, zirvede görüşülüp bir karara bağlanacak. AB'nin 14-15 Aralık'ta yapacağı zirve toplantısından bir kriz çıkmaması için, şimdiden bazı ciddi çabaların başladığına ilişkin sinyaller geliyor. İngiltere, İspanya, İtalya ve İsveç'in başını çektiği bu grup, "limanlar" konusunda anlaşmazlığı aşmak için bir formül üretmeye uğraşıyorlar. Buna göre, Türkiye'nin Gümrük Birliği yükümlülüklerinin Güney Kıbrıs'a uygulanması (limanların açılması) meselesine, "tamamen teknik olarak

Yazının Devamı

ABD yeni strateji arayışında

15 Kasım 2006

Dünkü "The Independent"ın manşeti bu "müthiş" değişikliği şöyle ifade ediyordu: "İşte Ortadoğu'daki yeni dostlarımız: 2002'nin şer ekseni mensupları, 2006'da barış simsarı oldu"...Sözü edilen iki ülke, İran ve Suriye...İkisi de birdenbire kıymete bindi!İngiltere Başbakanı Tony Blair önceki akşam yaptığı konuşmada Irak başta olmak üzere Ortadoğu sorunlarının halli için Tahran ve Şam ile temas kurulması gerektiğini söyledi.İngiliz Dışişleri Bakanı Margaret Beckett de, bu iki ülkeyi "sorunun değil, çözümün parçası" olmaya çağırdı.ABD'de ise Irak Çalışma Grubu'nun iki eşbaşkanı, James Baker ile Lee Hamilton, Başkan Bush ile yaptıkları toplantıda Irak stratejisinde değişiklik yapılmasını ve bu arada Suriye ve İran'ın da desteğinin sağlanmasını önerdiler. Seçimden sonra birçok önde gelen Demokrat temsilci ve senatör de bu doğrultuda demeçler veriyorlar. DAHA düne kadar "şer ekseni" veya "haydut devletler" listesindeydiler... Şimdi ise işbirliği yapılabilecek ülkeler sayılıyor. Irak'ta her gün daha da kötüleşen durum karşısında, Bush yönetiminin bu konuda son üç yılın en çaresiz -ve de kararsız- haline düştüğü belli.En yakın dostu Blair'in söyledikleri, İngiltere'nin de artık yeni bir

Yazının Devamı

Yeni BM: Birleşmiş Medeniyetler

14 Kasım 2006

Medeniyetler İttifakı diye anılan bu proje dün 36 sayfalık bir rapor şeklinde İstanbul'da ortaya kondu.BM Genel Sekreteri Kofi Annan'ın desteği ile Türkiye ve İspanya başbakanlarının girişimi sonunda çeşitli uluslara mensup 20 "akil adam"ın hazırladığı bu proje, "medeniyetlerin çatışması" tehlikesinden söz edildiği bir dönemde, "medeniyetler arasında birlik" sağlamayı amaçlıyor.Gerçekten bütün insanlığın dört elle sarılması gereken ideal bir hedef bu.Aslında esas amacı daha çok Batı ile İslam dünyası arasında yakınlaşmayı sağlamak olan bu proje için, "ittifak" ("alliance") terimini kullanmak fazla iddialı veya erken... Ama olsun. Önemli olan projedeki öneriler doğrultusunda farklı inançlara ve kültürlere sahip insanların birlikte barış içinde yaşamaları için ilk adımların atılmasıdır... Böyle bir örgüt yok tabii. Şimdilik sadece bir "ittifak" projesi var. Böyle bir projenin yaşama geçirilmesi, Kofi Annan'ın da dünkü basın toplantısında belirttiği gibi, kısa zamanda mümkün değil. Özellikle son yıllarda yaşanan savaşlar, çatışmalar, yaygınlaşan öfke ve nefret, ne yazık ki silinmesi zor olan çok derin izler bırakıyor. Annan'ın deyişi ile, rapor kendi kendine gerçekleşemez, bunun için

Yazının Devamı

ABD ile yeni durum

11 Kasım 2006

Türkiye'de çok kişinin aklında olan bu soruya resmi ağızların verdiği yanıt şöyle: "Türk-ABD ilişkileri, ittifak çerçevesi içinde devam edecek... İki taraf da işbirliğine büyük önem veriyor".Önceki akşam Türk-Amerikan İş Konseyi'nin (TAİK) İstanbul'a gelen Türk-Amerikan Konseyi Başkanı emekli general Brent Scowcroft'un onuruna verdiği yemeğe katılanlar, kendi aralarında yaptıkları konuşmalarda bu sorunun yanıtını aradılar.Tabii ilk akla gelen, yeni seçilen Demokratlar arasında Temsilciler Meclisi başkanlığına geleceğine muhakkak gözüyle bakılan Nancy Pelosi'nin "Ermeni soykırım tasarısı"nı gündeme getirip getirmeyeceğidir. ABD'deki Kongre seçimlerinin sonucu Türk-Amerikan ilişkilerini nasıl etkiler? Sohbet ettiğimiz Scowcroft ve Amerikalı diplomatlar, açıkçası böyle bir şey bekliyorlar. Kaliforniyalı politikacı, seçim kampanyasında buna söz verdi.Peki, böyle bir karar suretinin mecliste kabul edilme şansı ne? Buna verilen yanıtta, bu olasılığın büyük olduğudur. Daha önceki mecliste de bazı Demokratlar bu tasarıyı gündeme getirmişti. Ama o zaman Cumhuriyetçi Meclis Başkanı Dennis Hastert, Bush yönetiminin de müdahalesiyle, girişimi "bloke etmeyi" başarmıştı. Şimdi ise Nancy Pelosi,

Yazının Devamı

"Topal" Bush!

10 Kasım 2006

Bu, eskiden beri kullanılan bir terim. Bunun nedeni, bir daha adaylığını koyamayan Başkan'ın, ikinci ve son dönemde -hele partisinin ara seçimlerde başarısızlığa uğraması halinde- siyasi gücünü yitirmeye başlamasıdır.Geçen salı günü ABD'de yapılan ara seçimlerde Cumhuriyetçi Parti'nin Temsilciler Meclisi ile Senato'da yenilgiye uğraması, buna karşılık Demokratların Kongre'nin her iki kamarasında da çoğunluğu ele geçirmesi, Başkan George W. Bush'u -kelimenin tam anlamıyla- iyice "topallaştırmış" bulunuyor!Başkan'ın bu ikinci döneminin ikinci yarısında, artık Kongre'de iki ayağının üstünde sağlam duracağı bir Cumhuriyetçi çoğunluk desteği yok.Bu durumda önünde iki seçenek var: Ya "kör topal" bildiğini okuyup yoluna devam edecek... Veya fazla "topallamamak" için, Demokratlarla işbirliği yapıp onları bir nevi koltuk değneği olarak kullanacak. ABD'de iki kez üst üste seçilen bir Başkan, son görev süresi içinde, "topal ördek" (lame duck) diye anılır. Kongre için yapılan seçimler, Başkan Bush'un politikaları için bir nevi referandum sayıldığı için, alınan sonuç da doğrudan onunla ilgili. Bir bakıma Amerikan seçmeni oyunu Cumhuriyetçilere karşı kullanarak Bush'u cezalandırmak

Yazının Devamı