Doksan beş kritik gün...

2 Ağustos 2002


<#comment>Büyük Millet Meclisi’nin önceki günkü kararı ile "seçim sathı maili"ne giren Türkiye’nin önünde şimdi 95 kritik gün - veya kritik üç ay - var.
Gerçekten ülke, dış politika dahil, çeşitli alanlarda önemli gelişmelerin beklendiği bir dönemde seçime gidiyor.
Vatandaşın sandık başına gideceği 3 Kasım’a kadar, seçim atmosferi içinde, işleri sürdürmek, zor kararlar almak, koalisyon hükümetine düşecek.
Eskiden, Türkiye’deki seçim kampanyalarında dış politika konuları gündeme pek gelmezdi. Meclis’e girmek için yarışan partilerin ve adayların, daha çok günlük yaşamı etkileyen ekonomik ve sosyal meseleleri ele alması ve tartışması doğal. Ama bu kez, Türkiye’nin önünde, kesin tavır veya karar alınmasını gerektiren ivedi bazı dış konular var. Bu nedenle seçim gününe kadar uzanan üç aylık dönem, oldukça kritik...
* * *
ŞİMDİDEN seçim kampanyası sırasında ağırlığını hissettirecek üç önemli konu görünüyor.

Yazının Devamı

Telaşa gerek yok...

1 Ağustos 2002

Dün Türk medyasının bu konuda yayımladığı heyecan verici haberler, haklı bir kaygı ve telaş yarattı. Bu haberler sanki savaşın eşiğine geliniyor, ABD Türkiyeyi harekata katılmaya zorluyor, Ankara da buna boyun eğiyor gibi bir izlenim bıraktı...Bu spekülasyonlara yol açan olay, önceki gün, ABDnin Ankaradaki Büyükelçisi Robert Pearsonın Dışişleri Bakanlığındaki randevusu ile başlayan, daha sonra Başbakanın Genelkurmay Başkanı ile, Dışişleri Bakanının da Cumhurbaşkanı ile yaptığı görüşmeleri ile devam eden bir dizi gelişmedir...***DÜN bizim de yetkili ağızlardan duyduklarımız, bunun aslında bir "rastlantılar silsilesi" olduğudur. Örneğin ABD Büyükelçisi Dışişleri Müsteşarı ile görüşürken, Başbakanın Genelkurmay Başkanı ile toplantı halinde olması, "Irakla ilgili bir şeyler oluyor" söylentilerine yol açmış, daha sonra - hele akşamüstü Büyükelçinin yeniden Bakanlığa gelmesi üzerine - spekülasyonlar yeni bir hız kazanmıştır. Bir Türk yetkilisinin deyişi ile, "fiziki deplasmanlar" kaynağından sağlıklı haber sağlayamayan gazetecilerin "hayal gücü"nü zorlamıştır!Gerçekte ABD Büyükelçisinin yaptığı görüşmelerin bir kısmı, geçenlerde Savunma Bakan Yardımcısı Paul Wolfowitzin ziyareti

Yazının Devamı

Telaşa gerek yok...

1 Ağustos 2002


<#comment>ABD Türkiye’den Irak’a karşı askeri harekatla ilgili neler istiyor? İncirlik ve diğer bazı üslerin kullanılmasına, hatta ABD Kara Kuvvetleri’nin Türk topraklarında konuşlandırılmasına izin verilmesini mi? ABD Türkiye’nin Irak’ın olası bir karşı saldırısına karşı hava savunma sistemini güçlendirecek füzeleri vermeye hazırlanıyor mu?
Dün Türk medyasının bu konuda yayımladığı heyecan verici haberler, haklı bir kaygı ve telaş yarattı. Bu haberler sanki savaşın eşiğine geliniyor, ABD Türkiye’yi harekata katılmaya zorluyor, Ankara da buna boyun eğiyor gibi bir izlenim bıraktı...
Bu spekülasyonlara yol açan olay, önceki gün, ABD’nin Ankara’daki Büyükelçisi Robert Pearson’ın Dışişleri Bakanlığı’ndaki randevusu ile başlayan, daha sonra Başbakan’ın Genelkurmay Başkanı ile, Dışişleri Bakanı’nın da Cumhurbaşkanı ile yaptığı görüşmeleri ile devam eden bir dizi gelişmedir...
***
DÜN bizim de yetkili ağızlardan duyduklarımız, bunun aslında bir "rastlantılar silsilesi" olduğudur. Örneğin ABD Büyükelçisi Dışişleri Müsteşarı ile görüşürken, Başbakan’ın Genelkurmay Başkanı ile toplantı halinde olması, "Irak’la ilgili bir şeyler oluyor" söylentilerine yol açmış, daha

Yazının Devamı

AB, "ekmek parası" ile de ilgili...

31 Temmuz 2002

Aslında Türkiyede marjinal bir grubun dışında, ABye karşı çıkan parti yok. Hatta daha birkaç yıl öncesine kadar ABye düşmanca bakan bazı partiler de şimdi Türkiyenin bu topluluğa katılmasından yana.Ancak halen Mecliste temsil edilen partiler arasında, bu arzunun ve desteğin "dozajı" farklı. Kimi, AB üyeliği için gerekli kriterleri dikkate alarak, bu desteği tam veriyor. Kimi de "evet ama" diyerek bu desteği şarta bağlıyor.Bu durum son zamanlarda koalisyon ortakları arasında, idam cezası ve Kürtçe yayın - öğretim gibi "hassas" konular üzerindeki anlaşmazlıklar ile açıkça ortaya çıktı. Bu temel "ideolojik" farklılığa, şimdi Meclisin "AB yasaları"nı görüşmeye hazırlandığı bir sırada, "politik" sürtüşmeler de eklenmiş bulunuyor. O kadar ki, seçim tarihi üzerinde mutabık kalacağı artık kesinleşen Mecliste, "AB yasaları" diye adlandırılan demokratik düzenlemelerin bir "paket" olarak mı onaylanacağı, yoksa bir kısmının kabul, bir kısmının ret mi edileceği bilinmiyor...***EĞER "AB yasaları paketi" Meclisten olduğu gibi çıkmayacaksa, bu konunun partiler tarafından bol bol seçim malzemesi olarak kullanılacağından emin olabiliriz.Özellikle "hassas konular", kampanyada hamasi ve demagojik

Yazının Devamı

AB, "ekmek parası" ile de ilgili...

31 Temmuz 2002


<#comment>ÖYLE görünüyor ki, 3 Kasım’da yapılacak parlamento seçimleri, aynı zamanda AB konusunda bir referandum niteliğini taşıyacak. Seçim kampanyasında ekonomi kadar, AB politikası da tartışılacak.
Aslında Türkiye’de marjinal bir grubun dışında, AB’ye karşı çıkan parti yok. Hatta daha birkaç yıl öncesine kadar AB’ye düşmanca bakan bazı partiler de şimdi Türkiye’nin bu topluluğa katılmasından yana.
Ancak halen Meclis’te temsil edilen partiler arasında, bu arzunun ve desteğin "dozajı" farklı. Kimi, AB üyeliği için gerekli kriterleri dikkate alarak, bu desteği tam veriyor. Kimi de "evet ama" diyerek bu desteği şarta bağlıyor.
Bu durum son zamanlarda koalisyon ortakları arasında, idam cezası ve Kürtçe yayın - öğretim gibi "hassas" konular üzerindeki anlaşmazlıklar ile açıkça ortaya çıktı. Bu temel "ideolojik" farklılığa, şimdi Meclis’in "AB yasaları"nı görüşmeye hazırlandığı bir sırada, "politik" sürtüşmeler de eklenmiş bulunuyor. O kadar ki, seçim tarihi üzerinde mutabık kalacağı artık kesinleşen Meclis’te, "AB yasaları" diye adlandırılan demokratik düzenlemelerin bir "paket" olarak mı onaylanacağı, yoksa bir kısmının kabul, bir kısmının ret mi edileceği

Yazının Devamı

Irak için alternatif planlar...

30 Temmuz 2002

Buna göre, ABD şimdiye kadar belirtildiği gibi, geniş bir askeri operasyona girişmekten vazgeçebilir. Hatta bu yıl içinde Irakı vurma planlarını erteleyebilir.Bu yöndeki haberler "Washington Post" ve "New York Times" gibi güvenilir gazetelerden geldiğine göre, Bush yönetiminin yeni stratejik değerlendirmeler yapmakta olduğu, hatta eskisinden farklı düşünmeye başladığı sonucunu çıkarmak mümkün.***WASHINGTON Postun haberi, üst düzey ABDli generallerin ve amirallerin, Pentagonun Iraka karşı olası bir askeri müdahalesi ile ilgili planlarına "yeni bir şekil" vermekte olduğunu açıklıyor. Genelkurmaydaki bu yeni düşünceye göre, siyasal yollardan Saddam rejimini tecrit etme siyasetin terk edilerek savaş stratejisine geçilmesi riskli olacak.New York Timestaki habere göre ise, Pentagon şimdi Iraka karşı kapsamlı bir savaş yerine sınırlı bir operasyon seçeneği üzerinde çalışıyor. Örneğin, Bağdatı ve önemli bazı askeri komuta merkezini ele geçirmeyi öngören bir plan üzerinde duruluyor. Gazeteye göre, ABDli yetkililer bunun için başta düşünüldüğü gibi 250 bin kişilik bir Amerikan gücüne ihtiyaç olmayacağı, operasyonun süratle tamamlanabileceği ve dolayısı ile bölge ülkelerinin tepkisini de

Yazının Devamı

Irak için alternatif planlar...

30 Temmuz 2002


<#comment>CUMARTESİ günkü yazımızda, Irak’a karşı olası bir ABD askeri harekatı konusunda "gün geçmiyor ki Washington’dan veya Londra’dan yeni bir haber gelmesin" demiştik. Nitekim bu hızlı haber akışı sürüyor ve şimdi öncekilerden daha farklı "taze bilgiler" geliyor.
Buna göre, ABD şimdiye kadar belirtildiği gibi, geniş bir askeri operasyona girişmekten vazgeçebilir. Hatta bu yıl içinde Irak’ı vurma planlarını erteleyebilir.
Bu yöndeki haberler "Washington Post" ve "New York Times" gibi güvenilir gazetelerden geldiğine göre, Bush yönetiminin yeni stratejik değerlendirmeler yapmakta olduğu, hatta eskisinden farklı düşünmeye başladığı sonucunu çıkarmak mümkün.
***
WASHINGTON Post’un haberi, üst düzey ABD’li generallerin ve amirallerin, Pentagon’un Irak’a karşı olası bir askeri müdahalesi ile ilgili planlarına "yeni bir şekil" vermekte olduğunu açıklıyor. Genelkurmay’daki bu yeni düşünceye göre, siyasal yollardan Saddam rejimini tecrit etme siyasetin terk edilerek savaş stratejisine geçilmesi riskli olacak.
New York Times’taki habere göre ise, Pentagon şimdi Irak’a karşı kapsamlı bir savaş yerine sınırlı bir operasyon seçeneği üzerinde çalışıyor.

Yazının Devamı

Vuracak, ama neden?

27 Temmuz 2002

Bu ayın başlarında ABD basınına "sızan" (veya kasten sızdırılan) Pentagonun bu konudaki "planları"nın yayımlanmasının ardından, bütün söylenenler ve yazılanlar, Bush yönetiminin "Irakı vurmak" konusunda kesin niyetli olduğunu gösteriyor. Bunun ne şekilde, ne zaman yapılacağı ise henüz belirsiz.Önceki gün İngiliz Başbakanı Tony Blair ülkesinin de böyle bir harekata katılacağını söylerken kullandığı terimler dikkati çekti. Blair, "harekat yapıldığı zaman" şeklinde konuştu. Yani "harekat yapıldığı takdirde" demedi. Blair bu yüzden parlamentoda muhalefet tarafından soru - ve eleştiri - yağmuruna tutuldu. Dün de havayı yumuşatmak için operasyonun "hemen yakın" ("imminent") olmadığı teminatını verdi.Bu terimin de ne anlama geldiği belli değil. Bu yılın sonuna doğru mu? Gelecek yılın başlarında mı? Her olasılık düşünülebilir...* * *IRAKa karşı olası bir savaş durumundan etkilenecek ülkelerin başında Türkiye geliyor. Ankara bunun hesaplarını yapmış ve bu konudaki kaygılarını da ABD ile (özellikle Savunma Bakan Yardımcısı Paul Wolfowitzin ziyareti sırasında) paylaşmıştır. Konu önceki gün Milli Güvenlik Kurulunun toplantısında da etraflıca görüşülmüştür.Türkiye (bu sütunda da defalarca

Yazının Devamı