Ege masaya yatırılıyor

31 Ocak 2002

Bu hafta, iki Bakan'ın "Ege diyaloğu"nu başlatmak üzere olduklarına dair net işaretler geldi. Atina'da Papandreu'nun ve bakanlık s"zcüsünün beyanları, Yunan basınının haber ve yorumları, bu y"nde epey mesafe kat edildiğini g"steriyor.Nitekim Cem ile Papandreu'nun "nümüzdeki hafta New York'ta, daha sonra da (12 Şubat'ta) İstanbul'da bir araya gelip diyaloğun başlamasına ilişkin hazırlıkları tamamlamaları ve bu konuda resmi bir açıklama yapmaları bekleniyor.* * * TšRKİYE ve Yunanistan'ın, son iki yılda oluşan yakınlaşma havasından yararlanarak, geçmişte sık sık gerginlik yaratan esas uyuşmazlıklarını - yani Ege sorunlarını - masaya yatırma noktasına gelmesi, çok "nemli bir gelişmedir. Şimdiye kadar diyaloğu engelleyen iki tartışmalı konu vardı: Birincisi, Ege "sorunları"nın ne olduğu, diğeri de bu anlaşmazlıkların ne şekilde ç"zümleneceği ile ilgili. Eğer Cem ve Papandreu, bildirildiği gibi, gerçekten diyaloğu başlatma noktasına gelmişlerse, demek ki bu tartışmalı konularda genel hatları ile bir mutabakat sağlayabildiler. Ama nasıl? Bu henüz açıklık kazanmış değil.* * *YILLAR boyunca Atina, Ege'de tek bir anlaşmazlık konusu bulunduğu ve bunun da sadece kıta sahanlığı sorunu

Yazının Devamı

Ege masaya yatırılıyor

31 Ocak 2002


<#comment>Türk ve Yunan - ve de dünya - kamuoyu, İsmail Cem ile Yorgo Papandreu'nun bir süreden beri gizlice Ege anlaşmazlıkları üzerinde görüştüğünü bundan iki hafta önce Başbakan Ecevit'in Washington'daki bir demecinden öğrenmişti. Bir gazetecinin sorusunu yanıtlarken Ecevit, iki Dışişleri Bakanı'nın bu konu üzerinde çalıştıklarını söyledikten sonra, "onların görüşlerini geliştirmesini bekleyelim" diye konuşmuştu.
Bu hafta, iki Bakan'ın "Ege diyaloğu"nu başlatmak üzere olduklarına dair net işaretler geldi. Atina'da Papandreu'nun ve bakanlık sözcüsünün beyanları, Yunan basınının haber ve yorumları, bu yönde epey mesafe kat edildiğini gösteriyor.
Nitekim Cem ile Papandreu'nun önümüzdeki hafta New York'ta, daha sonra da (12 Şubat'ta) İstanbul'da bir araya gelip diyaloğun başlamasına ilişkin hazırlıkları tamamlamaları ve bu konuda resmi bir açıklama yapmaları bekleniyor.
* * *
TÜRKİYE ve Yunanistan'ın, son iki yılda oluşan yakınlaşma havasından yararlanarak, geçmişte sık sık gerginlik yaratan esas uyuşmazlıklarını - yani Ege sorunlarını - masaya yatırma noktasına gelmesi, çok önemli bir gelişmedir.Şimdiye kadar diyaloğu engelleyen iki tartışmalı konu

Yazının Devamı

Ortadoğu dengeleri zorlanıyor

30 Ocak 2002

Şu sırada dengeleri zorlayan başlıca fakt"r, giderek bir savaşa d"nüşmekte olan İsrail - Filistin çatışmalarıdır. Ama tek etken bu değil. ABD ile Suudi Arabistan arasında yüzeye çıkan anlaşmazlıklar da eski dengeleri değiştirebilecek nedenlerden biri.ABD'nin müdahale tehditleri ile karşılaşan Irak' ın Rusya'dan Çin'e, Arap Birliği'nden İran'a kadar çeşitli ülkelerden destek arayışı da, dengeleri etkileyebilecek bir başka olgu.Nihayet buna İran' ın da ABD'ye Afganistan'daki harekat sırasında verdiği dolaylı desteğe karşın, şimdi kendi emellerine y"nelik politikalar uygulaması da (Afganistan'ın güneyindeki b"lgeyi kendi nüfuzu altına almak gibi) bu fakt"rlere eklenebilir.* * *AYLARDAN beri tırmanarak süregelen İsrail - Filistin çatışmaları, artık yerel boyutları aşıyor. Bunun sebebi sadece hemen hemen her gün cereyan eden saldırıların ve misillemelerin çok kanlı bir savaş halini alması değil. İsrail'in Yaser Arafat'ı saf dışı etmesi, ABD'nin Şaron'un bu politikasına yeşil ışık yakması, Filistin'de radikal "rgütlerin giderek kontrolü ele alması, son yakalanan silah gemisi olayında g"rüldüğü gibi bunun arkasında İran'ın bulunması gibi gelişmeler, olayı b"lgesel, hatta

Yazının Devamı

Ortadoğu dengeleri zorlanıyor

30 Ocak 2002


<#comment>Ortadoğu'daki stratejik dengelerde, yeni sarsıntıların işaretleri geliyor.
Şu sırada dengeleri zorlayan başlıca faktör, giderek bir savaşa dönüşmekte olan İsrail - Filistin çatışmalarıdır.
Ama tek etken bu değil. ABD ile Suudi Arabistan arasında yüzeye çıkan anlaşmazlıklar da eski dengeleri değiştirebilecek nedenlerden biri.
ABD'nin müdahale tehditleri ile karşılaşan Irak'ın Rusya'dan Çin'e, Arap Birliği'nden İran'a kadar çeşitli ülkelerden destek arayışı da, dengeleri etkileyebilecek bir başka olgu.
Nihayet buna İran'ın da ABD'ye Afganistan'daki harekat sırasında verdiği dolaylı desteğe karşın, şimdi kendi emellerine yönelik politikalar uygulaması da (Afganistan'ın güneyindeki bölgeyi kendi nüfuzu altına almak gibi) bu faktörlere eklenebilir.
* * *

Yazının Devamı

Tam iyi giderken...

29 Ocak 2002

AB'nin Laeken zirvesinde, Türkiye'nin son zamanlarda gerçekleştirdiği atılımlar sayesinde, AB ile üyelik müzakerelerinin başlama noktasına "yaklaştığı" belirtiliyordu. Türkiye'ye Avrupa'nın geleceğini belirleyecek olan "konvansiyon"a katılma olanağı veriliyordu... Bu arada Kıbrıs'ta ciddi bir müzakere süreci başlıyor, bu y"nde inisiyatifi alan Türk tarafı uluslararası camiada takdir topluyordu... Türk - Yunan diyaloğu da gelişiyor, artık Ege sorunlarının da ele alındığı g"rülüyordu... İşte tam bu sırada, Türkiye'nin düzelen imajına g"lge düşürebilecek bazı olumsuzlukların meydana gelmesi, gerçekten bir talihsizlik. Bu olumsuzluklardan birini, "mini demokrasi paketi" veya uyum yasaları konusunda ortaya çıkan pürüzler oluşturuyor. Diğer ters bir olay da son günlerde (gazetecilere karşı açılmış yeterince dava yokmuş gibi) ünlü yazar ve çizerlerin eserlerinin toplattırılmasıdır.Listeyi uzatmayalım, ama zamanlama olarak dahi, bundan daha k"tüsü olamazdı...* * *AB, uyum yasaları konusundaki hoşnutsuzluğu ve kaygısını resmen bildirdi. ™nce AB'nin Ankara'daki üç temsilcisi ("troika") Başbakan Ecevit'e s"zlü olarak, daha sonra da Dışişleri Bakanlığı'na yazılı olarak, düşüncelerini

Yazının Devamı

Tam iyi giderken...

29 Ocak 2002


<#comment>Her şey o kadar da iyi gidiyordu...
AB'nin Laeken zirvesinde, Türkiye'nin son zamanlarda gerçekleştirdiği atılımlar sayesinde, AB ile üyelik müzakerelerinin başlama noktasına "yaklaştığı" belirtiliyordu. Türkiye'ye Avrupa'nın geleceğini belirleyecek olan "konvansiyon"a katılma olanağı veriliyordu... Bu arada Kıbrıs'ta ciddi bir müzakere süreci başlıyor, bu yönde inisiyatifi alan Türk tarafı uluslararası camiada takdir topluyordu... Türk - Yunan diyaloğu da gelişiyor, artık Ege sorunlarının da ele alındığı görülüyordu...
İşte tam bu sırada, Türkiye'nin düzelen imajına gölge düşürebilecek bazı olumsuzlukların meydana gelmesi, gerçekten bir talihsizlik.Bu olumsuzluklardan birini, "mini demokrasi paketi" veya uyum yasaları konusunda ortaya çıkan pürüzler oluşturuyor. Diğer ters bir olay da son günlerde (gazetecilere karşı açılmış yeterince dava yokmuş gibi) ünlü yazar ve çizerlerin eserlerinin toplattırılmasıdır.
Listeyi uzatmayalım, ama zamanlama olarak dahi, bundan daha kötüsü olamazdı...
* * *
AB, uyum yasaları konusundaki hoşnutsuzluğu ve kaygısını resmen bildirdi. Önce AB'nin Ankara'daki üç temsilcisi ("troika") Başbakan Ecevit'e

Yazının Devamı

Esas uyum AB ile olmalı

26 Ocak 2002

Bu uyum işi nereden çıktı?Türkiye'nin AB ile adaylık müzakereleri sürecine girebilmesi için, "ncelikle bazı k"klü anayasal değişiklikler yapması gerekiyor. Bunlar geçen yıl Ankara'da ilan edilen Ulusal Program'da yer alıyor.İlk aşamada, TBMM olağanüstü bir hızla, geçen ekimde Anayasa değişikliğini gerçekleştirdi. Bu, AB kıstasları ile uyum sağlamak için atılan ilk "nemli adımdı.Ancak, iş Anayasa reformu ile bitmiyor. Ceza Kanunu başta olmak üzere, çeşitli yasaların da aynı doğrultuda yeniden düzenlenmesi - yani Anayasa ile yasalar arasında uyum sağlanması - gerekiyor.* * *İŞTE bu amaçla, AB Genel Sekreterliği'nin "ncü çalışmaları, diğer kurumların ve bakanlıkların da katkısı ile, bir "uyum yasaları paketi" hazırlandı. Diğer adı ile "mini demokrasi paketi", hükümet içinde g"rüşüldü ve Meclis'e sevk edildi. Ancak bu arada çok y"nlü "uyum egzersizleri" cereyan etti. Koalisyonda "zellikle yasal değişiklikler üzerinde farklı düşünen MHP ile diğer iki ortağı arasında uyum sağlamak için "rneğin TCK'nın ünlü 159. ve 312. maddeleri "t"rpülendi". Bu kez, Meclis'te, Adalet Komisyonu'nda uyumsuzluk ortaya çıktı. Bunun ardından, "nceki gün g"rüşmelerini tamamlayan komisyon "paketi" Meclis

Yazının Devamı

Esas uyum AB ile olmalı

26 Ocak 2002


<#comment>Bugünlerde "uyum" adına bir dizi "uyumsuzluk" örneği ile karşı karşıya bulunuyoruz.
Bu uyum işi nereden çıktı?
Türkiye'nin AB ile adaylık müzakereleri sürecine girebilmesi için, öncelikle bazı köklü anayasal değişiklikler yapması gerekiyor. Bunlar geçen yıl Ankara'da ilan edilen Ulusal Program'da yer alıyor.
İlk aşamada, TBMM olağanüstü bir hızla, geçen ekimde Anayasa değişikliğini gerçekleştirdi. Bu, AB kıstasları ile uyum sağlamak için atılan ilk önemli adımdı.
Ancak, iş Anayasa reformu ile bitmiyor. Ceza Kanunu başta olmak üzere, çeşitli yasaların da aynı doğrultuda yeniden düzenlenmesi - yani Anayasa ile yasalar arasında uyum sağlanması - gerekiyor.
* * *

Yazının Devamı