Sami Kohen

Sami Kohen

skohen@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Savaşı kaybeden, halkını perişanlığa sürükleyen ve tüm dünyayı karşısına alan bir liderin iktidarda kalma şansı nedir?
Tabii demokratik bir ülkede bu şans sıfırdır. Zaten özgür rejimin gereği, iş bu raddeye gelmeden, iktidar değişikliği olur.
Ama totaliter sistemlerde, lider her şeye rağmen koltuğunu korur. Irak'ta, Saddam Hüseyin'in yaptığı gibi...
Acaba Yugoslavya bu bağlamda nasıl bir örnek oluşturacak?
Bütün olup bitenlerden sonra dahi, Slobodan Miloşeviç'in çekilmeye hiç niyeti olmadığı belli. İnsanlık suçundan sorumlu olarak, yakalanıp mahkemeye teslim edilmesi de pek mümkün olmuyor.
Ama Yugoslavya elbet Irak'tan farklı. Burada halk olanların bilincinde. Sırplar dünyaya daha açık. Yugoslavya'da siyasi muhalefet ve sivil toplum örgütleri var. Miloşeviç'in otoriter sistemine rağmen, bunlar seslerini yükseltebiliyorlar.
* * *
NİTEKİM böyle bir hareket başlamış bulunuyor. Niş'ten Novi Sad'a kadar birçok kentlerde Miloşeviç'e karşı gösteriler yapılıyor. Bu gösterilere gençler, işçiler, hatta bazı askerler de katılıyor. Vuk Draskoviç'ten Zoran Cinçiç'e kadar belli başlı muhalefet liderleri, sert biçimde eleştirdikleri "Slobo"nun derhal istifa etmesini istiyorlar.
Bu hareket şimdi giderek başkent Belgrad'a yaklaşıyor. Burada da önümüzdeki günlerde büyük gösterilerin düzenlenmesi bekleniyor.
Bunun en ilginç yanı, geçmişte Miloşeviç'i hararetle destekleyen Ortodoks kilisesinin de, onun çekilmesini istemesidir.
Genel kanı, artık "Slobo"nun sonunun yakınlaşmakta olduğudur. Bu "son" ya istifası, ya kaçışı, ya da zorla indirilişi şeklinde olabilir...
* * *
ASLINDA Sırp halkının da, Miloşeviç'in uyguladığı hatalı politikalarda rolü yok değil. "Slobo"nun daha baştan, "milliyetçi" görüşlerine destek sağlayan kimdi? Miloşeviç'in 10 yıl önce 1389 Kosova Savaşı'nın yıldönümünde yaptığı ateşli konuşmasını alkışlayan ve ona Sırpların üstünlüğünü kanıtlama cesaretini veren kimdi? O zaman Kliseden basına kadar, çoğunluk "Slobo"nun "Büyük Sırbistan" politikasına yeşil ışık tutmuyor mu idi?
Sırpların bu "büyüklük" hayalinin ne kadar boş ve ülke için ne kadar zararlı olduğunu görmesi için, son Kosova felaketini yaşaması gerekiyormuş...
Şimdi Yugoslavya - kendi uzmanlarının ifadesine göre - en az yarım yüzyıl geriye gitmiş durumda. Halk, ekonominin çöküşünü günlük yaşamında hissediyor. Sırplar artık hamasilik ile realite arasındaki farkı görebiliyorlar...
* * *
BALKANLAR'da garip bir "büyüklük" duygusu var.
Sırplar, öteden beri (hatta bunun başlangıcı 19. yüzyıla dayanır) bir "Büyük Sırbistan" peşindeler.
Arnvutlar arasında da bir "Büyük Arnavutluk" ideali hakim.
Yugoslavya'nın dağılmasından sonra Hırvatistan bağımsızlığını ilan ettiğinde de, bir kısım Hırvatların "Büyük Hırvatistan" hayaline kapıldıkları görüldü.
Bu "büyüklük" kompleksinin - hele Miloşeviç gibilerinin önderliğinde - nelere mal olduğu ortada. Sonuç tam tersine büyüme değil, ufalma oluyor...




Yazara E-Posta: skohen@milliyet.com.tr