Sami Kohen

Sami Kohen

skohen@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


İran'da birkaç günden beri süren gösteriler, Tahran'daki rejimin iki başlı yapısı kadar, toplumun bölünmüş halini yüzeye çıkarmış bulunuyor.
Tahran Üniversitesi kampusunda başlayan ve giderek olaylı biçimde ülkeye yayılan öğrenci eylemi, iktadırın iki kanadını artık hissedilir ölçüde karşı karşıya getiriyor: Bir yandan katı şeriatçı Ayetullah Ali Hamaney'in emrindeki ordudan polise, parlamentodan gizli servise ve yargıya kadar, devletin etkin kurumları... Diğer yandan da, reformcu Cumhurbaşkanı Muhammed Hatemi'nin başını çektiği hükümet... Gösteriler karşısında "devlet organları"nın çelişkili davranışları işte bu iki başlılığın bir sonucu.
Toplum da aynı çizgilerle bölünmüş durumda: Bir yandan Hameney'e "rehber" olarak bakan militan bir kütle. Bunların başında son üniversite olaylarında saldırıları gerçekleştiren "Ansari Hizbullah" ve "Devrim Muhafızları" gibi eylemci gruplar yer alıyor... Diğer yandan da, Hatemi'ye güvenen veya bir umut kanağı olarak bakan, reform, özgürlük yanlıları. Bunların ön safında son olaylarda aktif roy oynayan üniversite gençliği bulunuyor. İki yıl önceki seçimlerde Hatemi'yi iktidara getiren Iranlı kadınlar ve aydınlar da bu grubun içinde...
* * *
TAHRAN'daki öğrenci eyleminin nedeni, ilk bakışta Hatemi'ye destek veren "Selam" gazetesinin kapatılmasıdır. Geçen perşembe Amirabad kampusundaki ilk çatışma, bu olayın protesto edilmesi üzerine çıkmıştı.
Ama olay, sadece bir gazetenin kapatılmasından duyulan rahatsızlığın sonucu değil. Bir süredir, Ayetullah Hamaney'e bağlı devlet organlarının, Hatemi'nin gerçekleştirmek istediği reformlara karşı birtakım önlemler aldığı ve bu arada ifade özgürlüğünü de kısıtlayan yasalar çıkarmaya çalıştığı görülüyor. "Selam" gazetesi, basını "yola getirmeyi" amaçlayan bir yasaya karşı çıktığı ve bunda Hameneyci bir gizli servis ajanının oynadığı rolü ifşa ettiği için kapatıldı.
Diğer bir deyişle, üniversiteli gençlerin başlattığı hareketin esas nedeni, doğrudan rejimin geleceği ile ilgilidir. Nitekim gösterilerdeki sloganlarda demokrasi ve özgürlük konusunun işlenmesi - ve de Hamaney'in sert dille eleştirilmesi - bunu açıkça gösteriyor.
Gene ilk bakışta, göstericiler Hatemi'nin "liberal" ve reformcu görüşlerini savunuyorlar. Ancak gençlerin ve şimdi onlara takılan halk kitlelerinin, Hatemi'yi de aşarak (hatta bir kısmı onu sözünü tutmamakla suçlayarak) gerçek özgürlük ve demokrasi istedikleri görülüyor. Bu belki, radikal bir sistem değişikliği - yani bir karşı devrim - anlamına gelmiyor olabilir. Ama gençler ve onların safında yer alan İranlılar, sistem kökünden değişmeden de, daha geniş ifade özgürlüğünün ve daha demokratik bir ortamın sağlanabileceğine inanıyorlar.
Şimdi sokaklara dökülenlerin hedefi budur.
* * *
İRAN'daki bu yeni hareketin başarı şansı nedir? Gösterilerin iç çatışmalara dönüşmesi tehlikesi var mı? Karşı karşıya gelen güçlerden hangisi sonunda geri adım atacak?
Bu aşamada yanıtlanması çok zor sorular bunlar.
Ancak bir gerçek var: İran'da artık ok yaydan çıkmıştır. Özgürlük mücadelesini verenler kolay kolay susturulamaz. Yönetimin militan kanadının buna kalkışması, İran toplumunu daha da böler ve hatta kanlı olaylara da sürükleyebilir.
İran devrimi, 20 yıl sonra, yeni bir evrim geçirmek üzeredir...




Yazara E-Posta: skohen@milliyet.com.tr