Sami Kohen

Sami Kohen

skohen@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Türk halkı, Kosova'da göreve başlayan Türk Barış Gücü'nün Prizren kentine girişinde gördüğü coşkulu karşılamadan fevkalade gurur duydu.
Mehmetçiğin Uluslararası Barış Gücü KFOR'un bünyesindeki diğer hiçbir ülkenin askerine nasip olmayan böyle bir sevgi ve yakınlığa mazhar olması, dünyaya iki önemli mesaj veriyor.
* Birincisi, Kosova halkının önemli kısmının (yerel Türklerle beraber Arnavutların), bölgede barışın tekrar kurulmasında Türk askerine güvenmesidir. Rus birliği başta olmak üzere, Almanından Yunanına kadar çeşitli uluslara mensup askerlerin Kosova'da konuşlandırılması sırasında, ortaya çıkan rahatsızlıklar ve sürtüşmeler dikkate alınırsa, Türk KFOR taburunun olağanüstü sıcak karşılanışının manası daha iyi anlaşılır. Demek ki, Kosovalılar Mehmetçiğe "istenen asker" olarak bakıyorlar...
* İkinci mesaj, Türkiye'nin Balkanlar'daki yeni rolü ve etkinliği ile ilgilidir.
Dünkü "Milliyet"in manşetinde belirtildiği gibi, Kosova'daki sıcak karşılama, bölge halkının hasret veya nostalji duygularını yüzeye çıkardı. Kosova, Bosna - Hersek, Arnavutluk, Makedonya gibi Balkan ülkeleri, Türkiye'ye yakınlık besliyorlar ve Türkiye'nin kendilerine el uzatmasını bekliyorlar. Demek ki, bu ülkeler için Türkiye, "dostluğu aranan bir ülke"...
* * *
BU olumlu mesajları, yanlış sinyallerle gölgelememeye özen göstermek lazım.
Türk birliğinin, BM denetimindeki Uluslararası Barış Gücü bünyesinde Kosova'da göreve koşması bu ülkeye barışı getirmek, yeniden normal yaşamına kavuşmasını sağlamak amacını güdüyor. Bunu "87 yıl sonra bu topraklara dönüş" olarak nitelendirmek yanıltıcı izlenimlere yol açabilir. Hele bir gazetenin bu vesile ile Türk birliğinin "dosta düşmana korku verdi" şeklinde bir ifade kullanması, gerçeğe hiç uymuyor. Mehmetçik Kosova'ya (daha önce Bosna'da olduğu gibi) barışı, huzuru, kardeşliği yeniden kurmak üzere gitti, yoksa kimseyi korkutmak için değil...
Balkanlar'da Türkiye'yi sayan, seven geniş kütleler var. Ama kabul etmek lazım ki, Osmanlı yönetiminden ayrılan Balkan devletleri, kendi egemenlikleri ile ilgili konularda oldukça duyarlıdırlar. Yanlış mesajlar, onların bu duyarlılığını (açıkçası Türkiye Cumhuriyeti'nin "yayılmacı" veya "emperyalist" emeller beslediğine ilişkin fobilerini) kamçılayabilir. Ve sonuçta Mehmetçiğin Kosova'daki misyonu da zorlaşabilir...
* * *
BU, zaten tehlikeli bir misyon.
Görev bölgesinde Arnavutlarla Sırplar, hatta Arnavutlarla Türkler arasında bir çatışma olabilir. Mehmetçik soğukkanlılıkla barışı koruma görevini yerine getirmek ve hele herhangi bir saldırıya hedef olmamak durumundadır.
Türkiye'nin Balkanlar'ın bu hassas bölgesindeki rolü ve etkinliği, sadece "askeri" alanda kalmayacaktır. Yeni dönemde, Türkiye'nin diplomaside ve özellikle ekonomide yapabileceği çok şey vardır. Şimdi Kosova'nın ve komşu ülkelerinin yeniden yapılanması söz konusu. Batı bunun için kollarını sıvamış durumda.
Geçenlerde belirttiğimiz gibi, kamu ve özel sektörü ile birlikte Türkiye'nin "pasta"dan bir pay alması için çok çalışması gerekiyor. Dışişleri Bakanı İsmail Cem'in New York'ta bu konuda yaptığı temaslardan sonra "Türkiye'nin Kosova'nın yeniden inşası sürecinde yer almasını istedik ve bu yönde mesafe aldık" demesi cesaret vericidir.
Bundan sonra Türkiye'nin varlığını göstereceği alan da bu olmalıdır...



Yazara E-Posta: skohen@milliyet.com.tr