Deprem felaketi üzerine ABD'den Almanya'ya, Japonya'dan İsrail'e, İngiltere'den Yunanistan'a kadar çeşitli ülkelerin hızla Türkiye'nin yardımına koşmasına sevinmek lazım. "İnsanlık namına" yapılan bu yardımın yanı sıra, birçok ülkenin bu vesile ile Türkiye ile dostluğa ve dayanışmaya verdikleri önemi belirtmesi de, şu sıkıntılı dönemde, yüreklere su serpiyor...
Ancak bu yardımlar konusunda - onlardan değil, ama bizden kaynaklanan -
üzücü bir husus var: O da, Türkiye'nin böyle facialarda, dış desteğe muhtaç olmasıdır. Çok şükür, yiyecek, ilaç, çadır, battaniye gibi temel ihtiyaçlar alanında değil. Ama "teknik" alanda...
Daha önceki depremlerde ve benzer afetlerde de (örneğin orman yangınlarında) görüldüğü gibi, Türkiye'nin elinde, arama - kurtarma operasyonlarını yürütecek, yangınları söndürecek yeterli modern araç ve gereçlere ve kalifiye elemanlara sahip değil.
Son 24 saat içinde, birçok ülkeden işte bu alanda yardım istenmiştir. Yabancı ekipler yanlarında özel yetiştirilmiş köpeklerle ve modern teçhizatla gelmişler ve derhal işe koyulmuşlardır.
İşin ilginç tarafı, bu ekiplerin mensup oldukları ülkelerin, bizim gibi, yüksek riskli deprem hattı üzerinde olmamasıdır. Ama onlar her olasılığa karşı hazır ve nazır. Biz ise, her depremden sonra, eksiklerimizden ve yetersizliklerimizden yakınıyor, ama fırtına dindikten sonra başkalarının yaptığını bizim de yapmamız gerektiğini unutuyoruz.
* * *
BU öncelikle bir zihniyet ve organizasyon işidir. Artık devletin, hükümetin ve halkın doğal afetlere ve benzer felaketlere karşı bir strateji belirlemek isteğini ve kararlılığını göstermesi gerek.
Doğrusu yıllardan beri - ve özellikle son zamanlarda karşılaşılan felaketlerden sonra - neden böyle bir kararlılık gösterilmediğini, gereken hazırlıkların yapılmadığını ve etkin bir organizasyonun kurulmadığını anlamak mümkün değil.
Önceki gece Fransız televizyonunda (TV - 5) Türkiye'deki depremle ilgili yayımlanan kapsamlı bir program sırasında, sunucu olay yerindeki muhabirine soruyordu: "Peki, madem ki Türkiye bu hassas deprem fayı üzerindedir, Türkler neden buna hazır değiller?" Muhabir soruyu, "Türkiye'de hükümetlerin bu soruna şimdiye kadar gerektiği gibi eğilmediğini", söylemekle yetindi.
Doğru; hükümetler şimdiye kadar bu soruna gerektiği gibi eğilmedi. Ama neden?..
* * *
YA bundan sonra?.. Bundan sonra acaba bu konu ciddiyetle ve kararlılıkla ele alınacak mı?
Bu kez, Türk halkından bu yönde büyük bir baskı geliyor. TV ekranlarında deprem felaketzedelerinden akademisyenlere ve işadamlarına kadar halkın çeşitli kesiminden gelen tepki bunu gösteriyor.
Bugünkü hükümetin de, şimdiki felaketi atlattıktan sonra daha uzun vadeli hazırlıklar ve stratejiler belirlemek eğiliminde olduğu anlaşılıyor.
Bunun nihayet gerçekleşeceğini ümit edebilir miyiz?
Yazara E-Posta: skohen@milliyet.com.tr