Dışişleri Bakanı Ali Babacan’dan talihsiz sözler

31 Mayıs 2008

Dışişleri Bakanı Ali Babacan, Avrupa Parlamentosu Dış İlişkiler Komisyonu’nda kendisine Türkiye’deki dini azınlıklarla ilgili olarak sorulan bir soruyu, “Türkiye’de sadece gayrimüslim azınlıklar değil, Müslüman çoğunluk da dini özgürlüklerle ilgili sorunlar yaşıyor” şeklinde yanıtlamış.
Bu cümlesinden dolayı da şimdi sadece muhalefet tarafından topa tutulmuyor, kendi partisinin içinden de eleştiriliyor. 

Başından savmak istemiş
“Misyonerlik paranoyası” içinde yüzen ve Hıristiyan vatandaşlarımızı sindirmeye dönük vahşi suçların işlendiği bir ülkenin Dışişleri Bakanı olarak, kanımızca, Sayın Babacan kolay yanıtlayamayacağı bir soruyu bu şekilde başından savmaya çalışmış. 
Bunu yaparken de AB çevrelerinde kapatma durumuyla karşı karşıya olan partisine duyulan sempatiyi, bilinçli veya bilinçsiz bir şekilde, kullanmak istemiştir. Zira AKP’nin kapatılması isteminin temelinde “din” konusunun yattığı tüm Avrupa’da biliniyor. 

Yazının Devamı

Miliband’a kızmadan kulak verelim

29 Mayıs 2008

İngiltere Dışişleri Bakanı David Miliband’ın Milliyet’te cumartesi günü çıkan ve bizce çok önemli olan yazısında söyledikleri ile son Türkiye-AB Ortaklık Konseyi toplantısında Ankara’ya verilen “teşvik” mesajları arasındaki örtüşme dikkat çekiyor.
Ortaklık Konseyi’nde dönem başkanı sıfatıyla AB’yi temsil eden Slovenya Dışişleri Bakanı Dimitrij Rupel’in, Türkiye’yi “AB’nin en önemli müttefikleri ve ortakları arasına” yerleştirmesi Miliband’ın sözlerini de teyit ediyor.
İki dışişleri bakanının sözleri, Türkiye’de ısrarla aksini iddia edenler olsa da Avrupa’da sanıldığı kadar yalnız olmadığımızı bir kez daha gösteriyor. Kuşkucu bir millet olarak “Bayram değil seyran değil, bizi niçin öpüyorlar?” diye bu “desteği” sorgulayanlar elbette ki çıkacaktır. 

Önemli bir öneri
Onlara peşinen şunu söylemekte yarar var. Türkiye’ye güçlü destek verenler bunu kendi ülkelerinin çıkarları için

Yazının Devamı

Avrupa’da olmadığınızı söyleyen haritaya baksın

26 Mayıs 2008

Avrupa’nın genç nesil dışişleri bakanlarına Hırvatistan Dışişleri Bakanı Gordan Jandrokovic de dahil. 1967 doğumlu Jandrokovic, resmi bir ziyaret için geçen hafta Ankara’daydı. Hırvat bakan ile ziyareti sırasında görüşme fırsatı bulduk.
Türkiye’nin AB üyeliğinin Avrupa açısından önemini vurgulayan Jandrokovic’in Avrupa’ya ait olmadığımıza inanan Avrupalılara yanıtı hazır. “Gitsinler bir haritaya baksınlar” diyen Jandrokovic’e sorduğumuz sorular ve verdiği yanıtlar şöyle:

Ülkelerimizin AB üyeliği müzakereleri sürüyor. Türkiye’nin üyeliği Avrupa’da bazıları için sorun yaratıyor. Türkiye ile aynı adaylık sepetinde değerlendirilen  Hırvatistan’ın bundan rahatsız olduğu, bu durumun kendi adaylığını olumsuz etkilenmesinden endişelendiği belirtiliyor. Doğru mu bu?
Jandrokovic: Buna katılmıyorum. AB yolu her ülke için farklıdır. Belirleyici olan da ülkelerin kendi dinamikleri ve ihtiyaçlarıdır. Biz bugün müzakerelerimizde Türkiye’den ilerdeyiz. Bu da

Yazının Devamı

Leyla Zana’nın Avrupa ile artan akortsuzluğu

24 Mayıs 2008

Leyla Zana aralarında Kürtlerin de bulunduğu masum insanları öldüren PKK için, Kürt halkının “sigortası” demiş. Son seçimler kendisini doğrulamasa da, “PKK’nın, Kürt halkı ve DTP ile bir bütün olarak ele alınması gerektiğini” belirtmiş.
Zana’nın PKK propagandasını yapmak için bu kez seçtiği yer İngiliz Avam Kamarası’nda düzenlenen bir panel. Fakat temas içinde olduğum İngiliz Parlamentosu’na yakın kaynaklar, PKK lehinde yapılan bu propagandanın İngiltere’de bu aşamada fazla sempati toplamadığını söylediler. 
Avrupa’da şu sırada teröre karşı aşırı bir duyarlılığın bulunduğunu kaydeden söz konusu kaynaklar, Kürt davasına sempati duyan İngilizlerin dahi, kendi ülkelerinin yasalarına göre “terörist” olarak tanımlanan bir örgütü savunmalarının zor olduğunu belirttiler.

Terörizm artık görülüyor
Özetle, Zana, Avrupa ile artan bir “akortsuzluk” içinde ilerliyor. Kendisine Saharov Ödülü’nü veren Avrupa Parlamentosu

Yazının Devamı

Avusturyalılara göre Türkler geri kalmış ve saldırgan

22 Mayıs 2008

Cumhurbaşkanı Gül’ün Avusturya Cumhurbaşkanı Fischer onuruna verdiği yemek için önceki akşam Çankaya Köşkü’ndeydik. Bu vesileyle, Fischer’e refakat eden heyet üyeleriyle konuşma fırsatı bulduk.
Konuştuğumuz konuların başında tabii ki “kapatma davası” geliyordu. Ancak bunu sona bırakıyorum. Önce bir bankacı ve bir bilişim profesörüyle yaptığım sohbet sırasında ifade ettikleri diğer bazı görüşleri aktarmak istiyorum.
“Avusturya halkı AB üyeliğimize gerçekten karşı mı?” diye sorunca, ikisi de tereddüt etmeden bunu doğruladılar. Türkiye’ye çok sık geldiğini söyleyen bankacı muhatabımız bunun nedenleri hakkında şunları kaydetti:
“Vasat bir Avusturyalı sosyal âdetleri, kültürü ve zarafet anlayışı açısından kendisini üstün görür. Buna karşılık, dünya hakkında sanıldığı kadar bilgili değildir. Türkiye hakkında bildiğini sandığı şeylerin çoğu da yakıştırmadır.”  

Türklerin gettolaşması
Avusturyalıların Türkler hakkındaki

Yazının Devamı

Türkiye AKP’nin kapatılmasını zor izah edecek

19 Mayıs 2008

Batı’nın AKP’yi kapatma davasıyla ilgili telkinleri artıyor. Konunun Avrupa ve ABD ile ilişkilerimizin gündemine oturduğu görülüyor. ABD Dışişleri Bakanlığı Müsteşarı Yardımcısı Matt Bryza’nın sözleri bunun sadece son kanıtı.
Milliyet’e konuşan Bryza, seçmenin AKP konusundaki görüşlerini iki kez ortaya koyduğuna işaret ederek, “Bir demokraside geleceği seçmenler belirler (Ö) Biz, demokratik kurumların tarafını, Türk seçmeninin tarafını seçiyoruz” demiş. 
Kapatma davası, Türkiye ziyaretinde Kraliçe’ye refakat eden İngiltere Dışişleri Bakanı David Miliband’ın gündeminde de vardı. İngiliz Büyükelçisi Nick Baird CNN Türk’e verdiği demeçte de bunu açıkça ortaya koydu. 

Batı da Araplar da izliyor
“Demokratik laikliği korumanın en iyi yöntemi parti kapatmak mıdır? Bunu çağdaş Türkiye’yi destekleyen bir ülke olarak söylüyoruz” sözleriyle Baird, Miliband’ın Ankara’ya ilettiği mesaj hakkında ipucu da vermiş oldu. 

Yazının Devamı

İngilizlerin ‘Türk muhipliği’ depreşti

17 Mayıs 2008

Kraliçe Elizabeth II’nin yaş gününü Majestelerinin de katılımıyla, İngiltere’nin Ankara Büyükelçisi Nick Baird ve eşi Caroline tarafından dün verilen görkemli “garden party” ile idrak ettik. Adeta bir “protokol şöleni” şeklinde cereyan eden davette, bazı şeyler, haliyle,  dikkatimizi çekti.
Bunların arasında, Batı ile kavgası giderek büyüyen CHP Başkanı Deniz Baykal ile Batı aleyhtarı Ankara Ticaret Odası Başkanı Sinan Aygün de dahil olmak üzere, Ankara’daki “İngiliz muhiplerinin” çokluğu söylenebilir.
Başbakan Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan ile katıldığı davette diğer bir hoşluk ise “TSK Big Band”inin (adı öyle değilse mutlaka olmalı) konukları coşturan canlı repertuvarıydı. Ancak, Glenn Miller, Tommy Dorsey ve Duke Ellington gibi Amerikan big band devlerinin parçalarını nefis bir şekilde icra eden orkestranın, niçin Humphrey Lyttleton veya Ivor Novello gibi ünlü İngiliz big band dâhilerinden de melodilere yer vermediklerini merak etmeden geçemedik.
İçimizdeki

Yazının Devamı

İsrail’in bize yanıtı

15 Mayıs 2008

1 Mayıs 2008 tarihinde çıkan, “Türkiye’nin Suriye-İsrail barışını sağlaması zor” başlıklı yazıma İsrail’den yanıt geldi. Bize sık sık gönderdiği bilgi notlarıyla Türkiye’de medyayla ilişkilerden de sorumlu olduğu anlaşılan İsrail İstanbul Başkonsolosluğu’nun mektubu şöyle:
“Yazınızda belirtmiş olduğunuz bazı noktalarla ilgili olarak İsrail tarafının fikirlerini sizinle paylaşmak istiyoruz. Yazınızda, İsrail-Filistin sorunun çözülmesi için gerekli temel meseleleri belirtmiştiniz. Fakat belirttiğiniz noktalar arasında çok önemli bir noktaya, İsrail’in güvenliğine yer vermediniz.
(Oysa yazımda,  ‘İsrail bugün, güvenliğini teminat altına alarak, Golan’ı Suriye’ye iade edecek olsa...’ ifadesi açıkça yer alıyor. S. İ.)  

Varoluşsal tehdit altında
İsrail kurulduğu günden beri barış içinde yaşamak istemesine rağmen, sürekli olarak komşularının saldırılarına maruz kalmıştır. Sürekli olarak komşularının saldırılarına maruz kalmış olan İsrail’in, stratejik derinliğinin de

Yazının Devamı