Barzani ve çözüme katkı

16 Kasım 2013

Diyarbakır, bugün tarihe kayıt düşülecek günlerinden birini daha yaşayacak.
Bunun sembolik ve reel politik gerekçeleri birbirini besleyen unsurlar içeriyor.
Olayın sembolik, dolayısıyla çözüm sürecine çeşitli saiklerle temelden karşı kesimin sinirlerini zıplatan boyutu malum.
Barzani, dört parçalı Kürdistan puzzle’ının en hayati parçası.
1970’lerden bu tarafa Kürtlerin devletleşmesi için büyük mücadele vermiş bir isim. Bölgenin en akıllı ve etkili politikacılarından.
Türkiye ile arası zaman zaman bir daha hiç kapanmayacakmış gibi açılan Barzani, kimilerinin hafızalarında hâlâ Ankara’da pasaport kuyruğunda bekleyen bir PKK destekçisi.
Barzani’nin, Diyarbakır’a Kürdistan Bölge Yönetimi Başkanı sıfatıyla gelmesi, hafızalarında bu resim olanlar için zaten kabul edilebilir bir şey değil.

Yazının Devamı

Yargılanmanız akıl alır gibi değil

14 Kasım 2013

Sosyalist Enternasyonal Genel Sekreteri Ayala (sol başta) CHP’li Oran ve4 gazeteciyle birlikte Balbay’ı ziyaret etti.

Sincan L Tipi Cezaevi açık görüş salonunun dün sabahki sıra dışı ziyaretçisi, Sosyalist Enternasyonal Genel Sekreteri Luis Ayala’ydı.
CHP Genel Başkan Yardımcısı Umut Oran ile birlikte, Ergenekon davası hükümlüsü CHP İzmir Milletvekili Mustafa Balbay’ı ziyarete gelmişti.
CHP’nin ev sahipliğindeki Sosyalist Enternasyonal toplantısında sık sık adını andıkları Balbay’la görüşmeyi özellikle istemişti.
Ziyareti izleyen 4 gazeteciden biri de bendim.

Yazının Devamı

Ensarioğlu: BDP’ye gol atmak niyetinde değiliz

13 Kasım 2013

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, hafta sonu çok sayıda bakanla birlikte Diyarbakır’a gidiyor.
Çözüm sürecinin akıbetine ilişkin bulanık ortamın netleştirilmesi açısından zaten çok önemli olan bu ziyareti daha da önemli kılan gelişme, Kuzey Irak Bölgesel Yönetimi’nin Başkanı Mesud Barzani’nin de törenlere katılacak olması.
Barzani’nin 21 yıl sonra Güneydoğu’nun kalbine gelmesi, üstelik Başbakan Erdoğan ile toplu açılış töreninde yan yana olması sembolik açıdan, Türkiye’nin yeniden tahkim ettiği Irak politikası açısından, çözüm süreci ve Kuzey Suriye denklemi açısından kritik önem sahip.
Ankara, Bağdat’taki merkezi yönetimle bozulan ilişkilerin düzeltilmesi yönünde ciddi adımlar atarken eşzamanlı olarak Kuzey Irak’la uzunca bir süredir kurulan ortaklığın tabiri caizse çantada keklik sayılmaması gerektiğini gösteren akılcı bir politika izlemeye çalışıyor.
KDP ile PKK arasındaki geleneksel rekabet zaten biliniyor. Üstelik Diyarbakır ziyareti, Kuzey Suriye’deki gelişmelerin Barzani ile PYD arasındaki ilişkiyi kopardığı, bunun örgüt ve BDP’nin bakışını etkilediği bir dönemde gerçekleşiyor.
Çözüm sürecine desteğini başından beri net ifade eden Barzani’nin ziyaretinin bu

Yazının Devamı

Biz Ruhban Okulu’nu açmaya hazırlanırken

11 Kasım 2013

Selanik

10 Kasım Atatürk’ü Anma ve Barış Treni, Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, eşi, torunu, milletvekilleri, gazeteciler ve Batı Trakya Türkleri Dayanışma Derneği’nin çok sayıda üyesiyle birlikte önceki akşam saat 17.00’de İstanbul Ispartakule Tren İstasyonu’ndan ayrılırken her şey çok güzeldi. Ancak yaklaşan krizin ilk işaretlerini yolculuğun henüz başında bizzat Bakan Müezzinoğlu’ndan aldık.
Müezzinoğlu, trendeki sohbetimizde Yunan makamlarının geçmişte bu tarz heyetler için her zaman sorun çıkardığını söyledi ama iyimser bir tahminde bulunmayı da ihmal etmedi:
“Planladığımız gibi, yarın saat 9’u 5 geçe Atatürk’ün evinde olmayı umuyoruz. Yine de belli olmaz.”

9’u 5 geçe Drama’da

Yazının Devamı

Müezzinoğlu: Bülent abi duygusal biri

10 Kasım 2013

10 Kasım Atatürk’ü Anma ve Barış Treni ile İstanbul’dan Selanik’e yolculukederken Sağlık Bakanı Müezzinoğlu gazetecilerin sorularını yanıtladı.

SELANİK

Batı Trakya Türkleri Dayanışma Derneği’nin organize ettiği program çerçevesinde 10 Kasım Atatürk’ü Anma ve Barış Treni ile İstanbul’dan Selanik’e yolculuk ederken trende Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu ile sohbet ettik.
Doğal olarak en can alıcı soru Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın öğrenci evleri konusunda Başbakan’la yaşadığı gerginliğe ilişkindi.
Bakan Müezzinoğlu’nun bu çok özel Selanik gezisi ve bizim de dahil olduğumuz nostaljik seyahate ilişkin izlenimleri sizlerle yarın paylaşacağız. Ancak öncelikle Müezzinoğlu’nun Arınç’ın açıklamalarıyla su yüzüne çıkan gerginlikle ilgili sorularımıza verdiği yanıtları aktarayım:

Yazının Devamı

Süreç hâlâ rodeo atı gibi

9 Kasım 2013

BDP Grup Başkanvekili Pervin Buldan, ‘Ben, hiçbir zaman umudumu yitirmedim, yitirmeyeceğim de sonuna kadar. Ateşkesin sürmesi bile çok önemli bir nokta’ dedi.

Kızlarla erkeklerin mutlaka yan yana olması gereken bir konuda; çözüm sürecinde, bugünden itibaren yeni bir hareketlenme başlayacak.
12. heyet, son anda bir değişiklik olmazsa bugün İmralı’ya giderek Abdullah Öcalan ile görüşecek.
Bundan sonraki heyetlere, “BDP heyeti” diyemeyeceğiz.
Çünkü Öcalan’ın talimatıyla, bayrağı devralmak için partileşen, yerel seçimde BDP’yle ortaklaşacak olan HDP de artık heyette temsil edilecek.
Devlet-İmralı eksenli süreçte BDP’den HDP’ye geçişin ilk adımı atılmış oluyor.

Yazının Devamı

Normalleşmeyi hemen normalleştirelim

2 Kasım 2013

Kimse kendisini kandırmasın. Dört kadın milletvekilinin, başörtüsü ile Meclis Genel Kurul salonunun arka sıralarına, kısmen tedirgin bir ruh haliyle gelip oturmasından sonra oluşan manzara bildiğimiz anlamda normalleşmeyi ifade edemez.
Ben de oradaydım.
Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın dediği gibi, Ak Parti cephesinde bir zafer ya da nümayiş havası estirilmesinin önüne özellikle geçilmeye çalışılmıştı ama hiç de normal olmayan şeyler oluyordu.
Başörtülü vekillerimizin yanına gelip kafasını uzatanlar kuyruk olmuş fotoğraf çektiriyor, bir yerlerden belli belirsiz “çak” sesleri duyuluyor, tebrik tokalaşmaları bir türlü bitmiyordu.
“Öteki sosyal medyayı” hizaya getiren mesajlar, kabine üyelerinin büyük çoğunluğu salonda vs.
Bunların yaşandığı bir manzarayı normalleşme ile tarif etmek herhalde doğru olmaz.
İnandığı gibi yaşama özgürlüğünün insanlık için küçük ama Türkiye için büyük bir adımını ifade eden önceki günkü manzara normalleşme olarak tariflenemez.

Yazının Devamı

Özel’in şifreleri

31 Ekim 2013

Genelkurmay Başkanı Orgeneral Necdet Özel’i, 29 Ekim resepsiyonunda, “bu konuda konuşmayacağım” dedikten hemen sonra, bugüne kadarki en kritik açıklamaları yapmaya iten nedenlere yeniden bakmak gerekiyor.
Çünkü Özel’in yaptığı değerlendirmeler sadece haksız ithamların yarattığı bir infialin dışavurumunu ifade etmiyor. Değişim sancıları içindeki Türkiye’nin, bu en pederşahi, en patriarkal kurumunun kendine çeki-düzen verme çabasının zorluğunu ve ciddi uyarıları içinde barındırıyor.
Adım adım gidelim:

“Değişim” vurgusu
1- Orgeneral Özel’in, Genelkurmay Başkanı olduğu günden bu yana temel amacının TSK’yı hedef olmaktan çıkarmak, siyasetin dışında tutmak olduğuna kuşku yok. Özel’in, “Silahlı kuvvetlerin her türlü siyasi akımdan uzak durması gerektiğine inanıyorum“ sözü açık.
2- Orgeneral Özel’in, 29 Ekim resepsiyonundaki açıklamalarından medyaya yansımayan bir cümleye özellikle dikkat çekmem gerekiyor. Özel, sohbet sırasında, Türkiye’nin bir normalleşme sürecinde olduğu yolundaki bir yorum-soruya yanıt verirken “değişim” vurgusu yaptı. “Tabii her değişim sancılı olur” dedikten sonra değerlendirmelerine devam etti. “Ben buraya elimi taşın altına koyarak geldim. Çok

Yazının Devamı