İpekçi dosyası yeniden açılabilir

4 Şubat 2016

Katledilişinin 37. yılında hem Abdi İpekçi hem de onun temsil ettiği gazeteciliğe duyulan özlem dile getirildi. Sosyal medyada paylaşılan birçok mesajda da basın özgürlüğü ve gazetecilik bir kez daha Abdi İpekçi’yle birlikte anılırken, özellikle 37 yıldır aydınlatılamayan noktalara dikkat çekilen tweet’ler ağırlıktaydı. Nasıl olmasın ki? Abdi İpekçi suikastı Türkiye’yi 12 Eylül darbesine götüren cinayetler serisinde önemli bir halkaydı. Tetiği çeken el belli ama hâlâ bu alçak cinayeti kimlerin planladığını bilmiyoruz. Çünkü saldırıyla bağlantılı olarak birçok isim ve iddia ortaya çıktı ancak hepsi soru işareti olarak kaldı. Örneğin suikastın organizasyonunda adı geçen Mehmet Şener,Yalçın Özbey ve Oral Çelik bu cinayetten dolayı hiç sorgulanmadılar ve hiç ceza almadılar. Oral Çelik’in adını veren Abdullah Yavuz adındaki tanık, güvenliği sağlanmadığı için ifadesini geri aldı. Cinayetten önce ve sonra Ağca’nın hesabına para yatıran Yalçın Özbey Almanya’ya kaçtı. 1995’te iki MİT mensubu Özbey’i Almanya’da sorguladı ama bu tutanaklar imha edildi. Mehmet Şener hiç yakalanamadı, Oral Çelik ise üç ay hapis yattıktan sonra davası düştü.

Açıkçası “derin”eller cinayetin perde arkasının

Yazının Devamı

Gemilere bindirip geri yollamak kolay değil

1 Şubat 2016

Suriyeli sığınmacılar, dünyanın karşılaştığı en büyük krizlerden biri. Ülkelerindeki iç savaş nedeniyle milyonlarca insan yerinden yurdundan oldu. Şu anda sadece Türkiye’de 2 milyon 560 bini kayıtlı 3 milyon civarında Suriyeli var. On binlerce kadın, çocuk ve yaşlı insan da Avrupa ülkelerine sığınabilmek için Akdeniz ve Ege Denizi’ni canları pahasına aşmaya çalışıyor. Bu illegal ve riskli yolculuklarda binlerce insan boğularak can veriyor. Hemen her gün bebeklerin cansız bedenleri kıyıya vuruyor. Sahil Güvenlik Komutanlığı’nın verilerine göre sadece 2016’ın ilk ayında yaşamını yitirenlerin sayısı (28 Ocak itibariyle) 63 ve buna son üç günde eklenenlerle de 100’ü geçmiş durumda. Yani her türlü olumsuz hava koşuluna rağmen “ölüme yolculuk” devam ediyor. Çünkü bu insanların kaybedecekleri hiçbir şey yok ve onları ikna etmek çok zor. Nitekim buna biz de tanık olmuştuk. Türk Sahil Güvenlik Komutanlığı’nın tüm müdahale ve can güvenliği uyarılarına rağmen lastik botlardaki mülteciler geri dönmemek için direnmişler, hatta bebeklerini havaya kaldırıp denize atmakla tehdit etmişlerdi. (18 Kasım 2015 tarihli yazımız) O nedenle AB ülkelerinin “kapıları kapattık almıyoruz” ya da Türkiye’ye 3

Yazının Devamı

Şırnak il oldu ne oldu?

28 Ocak 2016

Tarih 16 Mayıs 1990... Güneydoğu’da artan terör olaylarına önlem olarak Milli Güvenlik Kurulu’nun tavsiyesi doğrultusunda iktidardaki Anavatan Partisi’nce Şırnak ve Batman’ın il olmalarını öngören kanun tasarısı TBMM Genel Kurulu’nun 114. birleşiminde tartışılıyor. Konuşmaların odağında da alınan kararın “güvenlik gerekçesiyle mi yoksa ekonomik amaçlı mı” olduğu var...

DYP GRUBU ADINA İSMAİL KÖSE (Erzurum):

.... “Bir yeri il yapıyoruz, bir yeri ilçe yapıyoruz, size 90 bin kadro veriyoruz, size şu kadar imkân getiriyoruz, bu vatana bağlı olun” şeklindeki düşünce yanlıştır, önce eğitim ve kültür yönüyle bu insanlarımızın bizden farklı olmadığını, bu vatanın her parçasına yerleşmiş olan insanlar olmaları dolayısıyla, İstanbul’dan Hakkâri’ye; Trabzon’dan Mersin’e kadar her ilde ve ilçede Doğulu ve Güneydoğulu insanımız vardır. Bu ülkenin her türlü nimetinden istifade eden bu insanlarımızın, bu vatanı korumak, bu bayrağa saygı duymakla mükellef olduklarını gönüllerine yerleştirmemiz lazımdır. Aksi takdirde, “Sizi il yapacağız, sizi ilçe yapacağız; bizim vatanımıza bağlı olun, PKK’nın yanında olmayın” diye yanlış bir düşünce, ülke için de, o insanlar için de yanlış olur.

ANAP

Yazının Devamı

İran’ın yeni durumu fırsat mı tehdit mi?

25 Ocak 2016

1979’daki İran İslam Devri-mi’nden bu yana inişli çıkışlı da olsa 35 yılı aşkın süredir uygulanan ambargoların kaldırılması bölgedeki hareketliliğe yeni ivme kazandırdı. Hem ekonomik hem de siyasi öngörüler açısından. Bu noktada da en çok konuşulan İran’ın “oyuna dönüşü” Türkiye açısından fırsat mı yoksa tehdit mi tartışması. Çünkü ekonomik yönden değerlendirildiğinde hemen herkes sınır komşumuz İran’la ithalat-ihracata dönük çok olumlu yansımalar olacağında hemfikir ancak “bölgedeki siyasi dengeler ve beklentiler” denildiğinde kafalar karışık. Özellikle de bataklığa dönen Suriye sorununun çözümü açısından. Niyesi de çok açık. Türkiye kesinlikle Esad’sız formülde ısrar ediyor, İran ise aksini düşünüyor. Dahası bu konuda Rusya ile de dirsek teması içinde. ABD ise Esad’sız çözümden yana görünüyor ama nasıl olacağı ve zamanlaması konusunda pek net değil. Yani işler tam anlamıyla arapsaçı ve yeni sürprizlere gebe. Örneğin eski Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Hikmet Çetin’in öngörüleri şöyle:

Ekonomik bakımdan tabii ki Türkiye’ye faydası olacaktır. Komşu ülke gaz, petrol alıyoruz, ihracat ve ithalat bakımından olumlu yansıyacaktır ama özellikle bölge sorunlarının çözülmesinde

Yazının Devamı

Musul’da 10 bin IŞİD savaşçısı var

21 Ocak 2016

IŞİD’in 47 kişiyle birlikte 101 gün rehin tuttuğu eski Musul Başkonsolosu, CHP Ardahan Milletvekili Öztürk Yılmaz,delegelerin de desteğini alarak parti meclisine girdi. Daha doğrusu genel başkanın yakın çalışma arkadaşları ya da ağır toplarını sollayarak kurultaydan sonra partinin en yüksek karar organında söz sahibi oldu. Şimdi de MYK’da dış politikadan sorumlu genel başkan yardımcılığına getirilmesi bekleniyor. Olması durumunda da Kılıçdaroğlu’nun vurguladığı ve CHP’nin 1 Kasım seçim bildirgesinde yer alan “Türkiye’nin dış politikası 180 derece değişmeli” görüşüyle bağlantılı olarak açıklamalarını sık sık duyacağız. Özellikle de Ortadoğu’da izlenen politika noktasında. Çünkü olumsuzlukları sahada bizzat gördü ve yaşadı. Bundan hareketle, biz de kurultay arifesinde Öztürk Yılmaz’a Türkiye ile Irak merkezi hükümeti arasında krize neden olan Başika’da neler oluyor, koalisyon güçlerinin müdahalesine rağmen bölgede halen varlığını sürdüren IŞİD’in gücü, Musul’un IŞİD’den temizlenmesi durumunda ne olacak diye sormuştuk. Bunlara Öztürk Yılmaz’ın verdiği yanıtların özeti de şuydu:

- Musul’a Ninova vilayeti derler. Ninova vilayetinin 14 tane ilçesi vardır. Şu anda bir tek Telafer

Yazının Devamı

Mülteciler arasındaki gizli Esad’cılar

18 Ocak 2016

Suriyeli sığınmacı gibi gelen Sultanahmet bombacısı Nabil Fadli’nin eski El Muhaberat’çı yeni IŞİD’li olduğuna yönelik haberlerin ardından dikkatler “Esad’ın adamları Türkiye’de cirit atıyor” iddialarına odaklandı. Aynı konu Ankara patlamasından (10 Ekim 2015) sonra da gündeme gelmiş, o günlerde İstanbul Ataşehir, Pendik ve Zeytinburnu’nda yapılan operasyonlarda da eylem hazırlığında olan Suriye İstihbarat Servisi El Muhaberat’ın 3 elemanı yakalanarak MİT’e teslim edilmişti. Hatta birinin Suriye’den Türkiye’ye mülteci olarak giriş yaptığı ve Zeytinburnu’nda mültecilerle kaldığı belirlenmişti. Yani Sultanahmet bombacısı gibi onlar da savaştan kaçan masum Suriyeli sığınmacıları kamuflaj olarak kullanmışlardı. O nedenle aynı konumda başkalarının olma olasılığı çok yüksek. Dün konuştuğumuz terör uzmanı bir polis müdürünün “milyonlarca insan çok kontrolsüz bir biçimde geldi, bunların arasında Esad’ın adamlarının olmaması mümkün değil” sözleri de bunu doğrular nitelikte. Dahası bu kara tablonun terör eylemlerinin yanı sıra diğer suçlarda da artışa yol açma durumu söz konusu. Çünkü hala kayıt dışı yüzbinlerce Suriyeli var ve bunlar organize suç örgütleri, çeteleri adına her türlü suçun

Yazının Devamı

HDP kendi ayağına sıkıyor

11 Ocak 2016

7 Haziran seçiminde yüzde 13.16 oy alarak 80 milletvekili çıkaran HDP’yle ilgili en doğru tahmini yapan kamuoyu araştırmacısı Adil Gür’dü. Üç ay öncesinden (16 Mart 2015 tarihli yazımız) şöyle demişti:

HDP,bu seçimde yüzde 13-14 oy alabilir. SHP’lileşebilirse, söylemi duruşuyla Türkiye partisi olabilirse de önümüzdeki seçimde ana muhalefet olur.

Adil Gür’ün beş ay sonraki HDP’nin baraj tartışmalarının yaşandığı ve oy oranının yüzde 10.8’e düştüğü 1 Kasım seçimine dönük öngörüsü (30 Temmuz 2015 tarihli yazımız) ise şu yöndeydi:

HDP’ye oy veren yüzde 13’ün neredeyse 11’i ideolojik tercih yapan seçmen. Bu insanlar kararını değiştirmez. Belki HDP’nin son zamanlardaki tavrı barajı geçsin diye oy veren beyaz Türkleri etkileyebilir. Yani HDP’nin baraj konusunda sıkıntısı olmaz

Özetle Adil Gür’ün iki öngörüsü de doğru çıktı. HDP yükseldi ama Türkiye partisi olamadığı için beş ay içinde bile oyları düştü. Peki ya özerklik ilanları, hendek ve barikatlarla savaş ortamının yaşandığı ve de PKK’nın HDP’yi baraja gömeceği, bazı vekillerin dokunulmazlıklarının kaldırılacağının konuşulduğu bugün? Sorunun yanıtı yine Adil Gür’den:

Bugün eldeki verilere bakarak bu parti barajı kesin

Yazının Devamı