İki TIR dolusu Ergenekon dosyası

13 Mart 2014

Berkin’i uğurladık

Türkiye yasta, sözün bittiği yerdeyiz.Duygularımıza Aziz Nesin’in bu dizeleri tercüman olabilir belki:Öyle bir ölsem/Öyle bir ölsem çocuklar/Size hiç ölüm kalmasa.


Özel Yetkili Mahke- melerin kapatılması ve tutukluluk süresini 5 yılla sınırlayan yeni kanunun yürürlüğe girmesinin ardından, Ergenekon davasındaki tahliyeler dalga dalga devam ediyor. Tıpkı yedi yıl önceki operasyon süreci gibi. O zaman da tutuklamalar dalga dalga gelmiş, yıllar süren esaretin ardından da 5 Ağustos 2013 tarihli karar duruşmasında müebbet hapis cezaları yağmıştı. O duruşmayı anımsıyorum da topu topu üç saat sürmüş, avukatlar dahil hiç kimseye söz hakkı verilmemişti. O gün, tahliyesinden beş gün sonra ölen Kuddusi Okkır'ın eşi hakkında bile "Kocama verilen ölüm cezasını unuttunuz" dediği gerekçesiyle işlem yapılmıştı. Bugün ise o mahkemenin heyeti hakkında yetki gaspı suçlaması ve gerekçeli kararı yazmadıkları gerekçesiyle HSYK tarafından başlatılan bir inceleme var. Soruşturma durumunda da görevden alınmaları söz konusu. Mahkemenin yanlı tutumunun artık deşifre olduğunu belirten avukat Celal Ülgen de yakında Ergenekon davasından tutuklu kimsenin kalmayacağını söylüyor.

Yazının Devamı

Sandıkta Başbuğ faktörü

10 Mart 2014

Böyle karmaşık bir seçim dönemi görmedik. Sandığa 20 gün kaldı ama kimse 30 Mart sonucunu ve sonrasını kestiremiyor. Bunda her gün piyasaya yenisi sürülen tapeler kadar sahte seçmen, oy sayımında paralel müdahale, siyasilere suikast iddialarının etkisi büyük. Açıkçası, ülkede yaşanan bir yerel seçim havasından ziyade tam anlamıyla olağandışılık... Daha önceki gün CHP Genel Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin bu konudaki endişelerini dile getirdi:
“Duyumlarımıza göre Başbakan, Adalet ve İçişleri bakanlarına seçim öncesi olağanüstü hal yasası uygulanıp uygulanamayacağını inceletmiş. Bu çok tehlikeli, böylesi bir yasak gelirse seçimin güvenliği ortadan kaldırılmış demektir.”
Seçim öncesi yaşananlardan endişe duyanlardan biri de eski TBMM başkanlarından Hüsamettin Cindoruk... Dün kendisiyle bu konuları konuşurken “Sandıktan çıkacak sonuca (iktidar oylarında düşüş ve koruma) göre 30 Mart sonrasındaki olasılıkları” da sorduk. Cindoruk söze, 26 aylık tutukluluktan sonra tahliye olan İlker Başbuğ paşayla başladı:
“Bir haksızlık sembolü çıktı ortaya. Önümüzdeki 20 günde Başbuğ, yapacağı konuşmalar ve alacağı tavırla önemli bir faktör olacak. Yargıtay da Anayasa Mahkemesi gibi

Yazının Devamı

‘Temiz seçim için kuşkuluyuz’

6 Mart 2014

Muhalefet partileri 30 Mart’ta yapılacak yerel seçimin güvenliği ve temizliği konusunda endişeli. Aynı kuşku eski politikacılar ve sokaktaki insanda da var. Daha üç gün önce eski milletvekillerinden Yılmaz Hastürk’ün bazı partilerin “seçime girme yeterliliğinin olmadığına” yönelik iddialarını aktarmıştık. Hastürk, önceki gün bu iddiasını Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na taşıdı ve seçime girmesi kesinleşen 27 partiden 8’inin üye sayıları ve genel merkez adreslerini istedi. Bakalım ne zaman ne yanıt gelecek?.. Gelse de ne değişecek?..
Seçimlerle ilgili en sık dillendirilen bir başka konu ise “Suriyeli sığınmacılara vatandaşlık verildiği ve 30 Mart’ta oy kullanacakları” iddiası. Muhalefet milletvekillerinin bu konuda TBMM’ye verdikleri soru önergelerine, ilgili bakanlıklardan gelen yanıtlar net ve açık:
“T.C. vatandaşı olmayan oy kullanamaz...”
Dün İstanbul İl seçim Kurulu’na bu iddiayı biz de sorduk. Aldığımız yanıt aynıydı, hatta “Geçici vatandaşlık belgesi olsa bile kullanamaz” eklentisi de vardı. Ancak, bu açıklamalara rağmen, kuşkunun giderildiğini söylemek zor...

Neden kafalar karışık?
Eski politikacılardan, Temiz Seçim Platformu sözcüsü Yaşar Okuyan da hala

Yazının Devamı

‘Tabela partileri seçime girmemeli’

3 Mart 2014

YSK, 30 Mart yerel seçimlerine girecek parti sayısını 27 olarak belirledi. Kurayla yapılan partiler arası sıralama sonrasında da ortaya oldukça uzun bir oy pusulası çıktı. Bu yani çok seslilik, demokrasinin gereği... Ancak 17. dönem İstanbul Milletvekili Yılmaz Hastürk’ün buna itirazı var:
“Bu, çok seslilik değil, vatandaşı aldatmak. Çünkü seçime giren ve alternatif gibi görünen bazı partilerin Ankara’da değil ilçe, genel merkez binaları dahi yok. Üye sayıları da yetersiz.”
Bu iddiasına yönelik olarak bugün Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na başvuruda bulunacağını ve 27 parti arasından 8’inin kayıtlı üye sayılarını talep edeceğini belirten Hastürk’ün, “Seçime girme yeterliliği engelini nasıl aşıyorlar?” sorusuna verdiği yanıt da ilginç:
“Siyasi partilerin seçimlere katılabilmeleri için en az 41 ilde teşkilatlanmaları ve il kongrelerinde seçilen delegelerle kurultaylarını yapmaları şart. Ama bu yeterliliğe sahip olmayan bazı partiler Çankaya İlçe Seçim Kurulu’na yaptıkları başvuruda kurucular kurulunu kongrede seçilmiş gibi tescil ettiriyorlar. İl seçim kuruluna itiraz olmayınca da hileli bir “hakkı müktesebi” kullanıyorlar. Savcılık üye sayıları hakkındaki başvuruma

Yazının Devamı

Sandığa çeyrek kala kafalar karıştı

27 Şubat 2014

Ortalık toz duman... Sabah dinlenen binlerce kişinin listeleri gazetelerde yayınlanıyor, akşamında Başbakan ile oğlunun arasında geçen konuşma olduğu iddia edilen ses kayıtları sosyal medyaya düşüyor... Bir yanda HSYK, İnternet, MİT yasaları tartışmaları, öte yanda dikey, paralel yapılanma, kutuplaşma ya da hesaplaşma iddiaları... Böyle bir ortamda sokaktaki insanın kafasının karışmaması mümkün mü? Üstelik de sandığa bir ay kalmışken ve yarın ne yaşanacağı belirsizken...

Bu durumda ne olacak? En büyük hakem denilen vatandaş kimin ya da hangisinin doğru olduğu konusunda nasıl ikna edilecek? Dahası liderlerin meydanlarda yapacakları konuşmaların etkisi var mı? Ve de 30 Mart’ta vatandaş oyunu neye göre verecek? Dün bu konuda konuştuğum ve böyle bir ortamın ilk kez yaşandığını belirten birçok eski politikacının da fikirleri net değil. Ancak, dünün ve bugünün kamuoyu araştırmacılarının 30 Mart için daha somut düşünceleri var:

Bülent Tanla (PİAR kurucusu): Böyle bir ortamda seçim dönemini hiç yaşamadım. Bu kaotik durum büyükşehirleri ve şehir merkezlerine yakın kesimleri etkiler ama Anadolu’nun bazı yerlerinde seçimin sonucu aşağı yukarı belli olmuştur zaten. Çünkü oralarda

Yazının Devamı

Ankara’daki oto galerileri kalkıyor

24 Şubat 2014

Kent merkezlerindeki oto galerileri İstanbul, Ankara başta olmak üzere bütün şehirlerimiz için büyük sorun. Nasıl olmasın ki, apartmanların girişleri, kaldırımlar, yollar binlerce aracın işgali altında... İnsanlar yürüyemiyor, evlerine giremiyor. Bu engelleme ve görüntü kirliliğinin yanı sıra can ve mal güvenliği açısından ciddi bir risk de var. Dahası bu gerekçelerle tüm oto galerilerinin şehir merkezlerinden kaldırılmalarına yönelik İçişleri Bakanlığı’nın yayımladığı bir genelge bile mevcut. Ancak yıllar önce yayımlanan bu genelgenin dikkate alındığını söylemek zor...
Örneğin, Ankara’da kaldırımları işgal eden, yolları tıkayan 780 oto galerisi varmış. Bunların 280’i de oto alım satımının yanı sıra market, emlakçı, berber gibi “her işi yaparım” cinstenmiş... Bunlar bilginin kötüsü. İyisi ise, tamamının gelecek yıl kent dışına çıkacak olması.
Peki bu nasıl gerçekleşecek, binlerce araç nereye gidecek? Bu soruların yanıtları da Başkent Otomotivciler Derneği (BOD) Başkanı Aydın Erkoç’tan:
“Ankara trafiğini rahatlatmak ve kaldırımları işgalden kurtarmak için Türkiye’nin değil, Avrupa’nın en büyük otomobil dünyası projesi Otonomi’yi hayata geçirdik. 2013’ün mayıs ayında

Yazının Devamı

Başkent’te küçük konut denklemi

22 Şubat 2014

Milliyet hep “ilk”lerin gazetesi oldu. İlk ekonomi ve eğitim sayfaları. İnternet gazeteciliğinde öncülük... Yılın sporcusu, ilkokullararası bilgi, liselerarası müzik yarışmaları gibi... Şimdi bunlara ülke ekonomisinin lokomotifi konumundaki gayrimenkul sektörü ‘dev’ lerinin “Ankara Buluşması” da eklendi. Biz de Milliyet Ekonomi Servisi’nin önderliğinde çarşamba gecesi başkentin tepesi Çankaya’daki Swiss Otel’de gerçekleştirilen bu “ilk” zirvenin katılımcıları arasındaydık. Gece boyunca konut, AVM, otel, ofis projeleriyle başkentin çehresini değiştiren “marka” firmaların sahipleri ve temsilcilerini dinledik. Onlar, projelerini, hızla dönüşen Ankara’yı ve sorunlarını anlattı, biz de kafamıza takılanları sorduk...
Ankara kökenli bir gazeteci olarak gördüklerim ve duyduklarımdan çok etkilendiğimi öncelikle belirtmekte yarar var. Nedenine gelince; benim bıraktığım Ankara’nın gecekondularıyla özdeşleşen semtleri milyon dolarlık markalı konut projeleriyle artık gözde yerler olmuş. Kendi, orman ve göllerini yaratan “çevre dostu” sitelerle, geçmişte kalorifer ya da duvardan duvara halı diye ayrıcalık olarak gösterilen “lüks”ün tanımı da değişmiş.
Öyle ki kayak pistiyle sakinlerine

Yazının Devamı

Genelkurmay: Yeni uçak şarttı

20 Şubat 2014

‘Mecburi hizmet süresi dolan pilotların ordudan ayrılmasından yakınan TSK’nın askeri pilotları, sivil havacılığa kazandırmaya yönelik kurs açması tezat değil mi?” diye sormuştuk. Dahası “Kara Havacılık Komutanlığı bünyesinde bulunan başta ABD olmak üzere birçok ülkede kullanılan 26 adet Cessna tipi U-17B model, 23 adet Cessna tipi T-41 model uçak olmak üzere toplam 49 adet uçağın kaydı silinerek Türk Hava Kurumu’na hibe edilmiştir. Bu uçaklar hala dünyada birçok ülkede ve Türk Hava Kurumu’nda uçmaktadır. Bu uçakların yerine 2009 yılında 46 adet Cessna tipi T-182 tipi uçak alınması doğru mudur? demiştik. Bu sorularımıza Genelkurmay Basın ve Halkla İlişkiler Daire Başkanlığı’ndan gelen yanıt şöyle:
- K.K.K.lığı sabit kanatlı hava aracı pilot ihtiyacını karşılamak üzere 2009 yılına kadar temel eğitim uçağı olarak U-17 ve T-41 uçakları kullanılmıştır. Bahse konu uçakların gövde ömrünü doldurarak envanterden çıkarılması ile birlikte, sabit kanat hava aracı eğitim ihtiyacına yönelik olarak 46 adet T-182T uçağı tedarik edilmiştir.
- Sözkonusu uçaklarla; Subay Pilot Temel Kursu, UH-1H helikopter intibak safhası öncesinde başlangıç uçuş eğitimi verilmektedir. Ayrıca kıtalarda

Yazının Devamı