Krizin son etkileri de yok oluyor

19 Ekim 2009

2 Ekim 2009 itibariyle, Merkez Bankası’nda (MB) 70.096 milyon dolar döviz rezervi ve 3.727 milyon dolar değerinde altın var. Kriz sırasında MB döviz ve altın rezervi, en çok 65. 839 milyon dolara düşmüştü. Krizde MB döviz rezerv kaybı yaşamadı.
- Bankacılık sisteminin toplam döviz mevduat hesapları, 25 Eylül 2009 itibariyle, 122. 193 milyon dolar. Kriz boyunca, küçük dalgalanma olmasına rağmen, döviz mevduat hesapları da gittikçe arttı. Üstelik, Türk Lirası mevduatlar çok daha hızlı artıyor.
- Kamu sektörü geçen yıl, 15.727 milyon dolar; bu yıl da, 7 Ekim itibariyle 9.721 milyon dolar dış borç ödedi. Bu ödemelere, Hazine’nin ve diğer kamu sektörünün ödemeleriyle MB ve IMF’ye yapılan ödemeler dahil.
- Sanıldığının aksine, Protestolu Senetler, çığ gibi büyümüyor. Ocak 2009’da 144. 585 adet senet protesto edilmişken, Temmuz 2009’da bu sayı 136. 324’e ve Ağustos 2009’da 130. 291’e düştü. Yine, tutar olarak ocak ayında 739. 2 milyar TL’lik senet protesto edilmişken, bu rakam, ağustos ayında 633. 9 milyar TL’ye düştü.
- Ülkemize gelen yatırım, krize rağmen sürüyor. 2007’de 19. 9 milyar dolar olan yabancı yatırım, 2008’in ilk 9 ayında 11. 8 milyar dolar olarak gerçekleşmişti. Ekim

Yazının Devamı

Beşiktaş’a başkan olmak

13 Ekim 2009

Beşiktaş gibi köklü bir kulübe “başkan” olacaksanız: n Önce, paranız olacak.
- Sonra, paranın miktarı yeterli olacak. Yani, mevcut borçları ödeyecek ve neredeyse eski borçlar kadar, ilave para koyabilecek güçte olacaksınız.
- Üstelik, bu parayı verdikten sonra, başkanlıktan ayrılınca da verdiğiniz parayı tahsil etmek için uğraş verecek kadar zengin ve “Kulüp Sevgisi” ile dolu olacaksınız.
- “Kulüp başkanlığı”nız nedeniyle, ailenizle ve paranızın kaynağı olan işinizle fazla ilgilenemeyeceksiniz. Bu sizin için, maddi-manevi ek kayıplar demektir.
- Parasız eski bürokrat veya siyasetçiden “başkan” olmaz. Çünkü, ya parası yoktur ya da başkasının parasıyla, düğün yapmak istemektedir. Yani, ya “kukla”dır ya da “komik”.
- Sırf “başkan” olmak için, daha önce yanında çalıştığın adamı devirmeye kalkıyorsan, boş yere kendini yıpratırsın.
- “Koalisyonlar”la kulüp idare edilmez. 3- 4 kişinin birleşmesiyle sağlanan işbirliğinin sonu hüsrandır. Hiçbir “koalisyon”un heykeli dikilmemiştir.

Yazının Devamı

Yaralar tamir ediliyor

12 Ekim 2009

Dünya borsaları genel olarak yükseliyor. Gelişmekte olan ülke borsaları daha da hızlı yükseliyor.
- Altın fiyatları yükseliyor. Bundan sonra her türlü hammadde fiyatı da yükselecek. Üretimin artması ile de, petrol ve enerji fiyatlarının yükselme eğilimine girmesi kaçınılmaz.
- Amerikan borçlanması ucuzluyor. Amerikan Hazine bonoları üzerindeki artı faiz (spread) 5 puan birden azalarak, % 3.4’e geriledi.
- Güçlü paralar arasındaki oynaklık azalıyor; pariteler istikrara kavuşuyor.
- Krizin mali zararı aşağı yukarı hesaplandı. IMF’ye göre zarar, 3.4 trilyon dolar. Banka ve şirket bilançoları toparlanmaya başladı. Bankaların tahsil edemedikleri krediler 600 milyar doları; zararı kabul edilip, sineye çekilen kâğıtlar toplamı 1 trilyon doları buldu.
- Amerikan bankalarının sermaye açığı kalmadı. Avrupa bankalarında ise hâlâ 3.4 milyar euro sermaye açığı olduğu hesaplanıyor.
- Bankalar hâlâ kredi vermekte dikkatli davranırlarken; devletler rahat borçlanabiliyor. Bizim Hazinemiz de, tarihinin en ucuz borçlanmalarını yapıyor. Bu durum bütçe açığımızın bir ölçüde de olsa azalmasını sağlayacak.

Yazının Devamı

Ekonomik diyalog

6 Ekim 2009

IMF-Dünya Bankası toplantıları kapsamında, Avrupa ülkelerinin ekonomik sorunları hakkında görüşler üreten Euro 50 Group ile yıllardan beri ekonomik ve sosyal sorunlarımızı dünyaya iletmede önemli rol oynayan Economic Dialogue Turkey, bundan sonraki uluslararası para akımlarının yol haritasının tartışıldığı bir panel düzenledi. Panelde, IMF, Avrupa Merkez Bankası, Uluslararası Sermaye Piyasası Birliği, Deutsche Bank, Tudor Investment gibi kurumlar ile New York, Şikago, Kopenhag üniversitelerinin, her biri profesör olan temsilcileri konuştular.
Panelistlerin hemen hemen tümünün paylaştığı çok önemli görüşler ortaya atıldı. Bu önemli görüşleri, kendi yorumlarımı da katarak, kısaca sizlerle paylaşıyorum:
- Ülkelerin düzenleme ve denetim kurumlarına tabi olmayan piyasa ve pazarlar, gittikçe büyüyor. Düzenleme ve denetim dışında gerçekleştirilen yatırımlar, düşük yatırım masrafı ve vergiler nedeniyle, düzenlenmiş piyasa ve pazarlardaki enstrümanlara göre, çok daha fazla getiri sağlıyor. Ancak, bu yatırımların riskleri de yüksek.
- Piyasaları düzenleyip denetleyen (SPK ve BDDK gibi) ulusal ve uluslararası kurumlar arasında da ciddi bir rekabet var. Bu kurumlar, denetimlerindeki

Yazının Devamı

Citibank’ın piyasa değeri

5 Ekim 2009

Borsaya açık bir şirketin, borsadaki hisselerinin fiyatları esas alınarak hesaplanan değerine, o şirketin “piyasa değeri(market capitalization)” deniliyor. Bu değer, o şirketin hisse senetlerinin satın alınmasında bakılan kriterlerden birisi. Uluslararası piyasalarda, genel olarak, 100 milyon dolardan fazla “piyasa değeri” olmayan firmaların hisselerine yatırım yapılmıyor. Çoğu yatırımcı ise, “piyasa değeri” 1 milyar doların altında olan şirketlerin hisselerine sıcak bakmıyor.
Global kriz sırasında, birçok güçlü kuruluşun “piyasa değeri”, olması gerekenin çok altına düşünce, borsalar kaçınılmaz olarak çöktü. Örneğin, birçok kritere göre ABD’nin en büyük banka grubu sayılan Citigroup’un “piyasa değeri”, Eylül 2007’de 232 milyar dolar iken, Şubat 2009’da 8 milyar dolara kadar düştü. Kısacası, birkaç ay için Citigroup’un “piyasa değeri”, Türk bankalarının bazılarının altında kaldı. Mart 2009’dan itibaren, Citigroup’un hisse değerleri yükselmeye başladı ve Banka’nın “piyasa değeri”, mayıs ayında 21 milyar dolara kadar geldi.

101 milyar dolar
Citigroup’un ABD Hazinesi’nin Banka’ya koyduğu sermayeyi geri ödeme planının açıklanmasıyla, Banka’nın “piyasa değeri” yeniden artarak,

Yazının Devamı

Bağımsızlık

29 Eylül 2009

“Bağımsızlık”, “aklına her estiğini yapmak” değilse: n Ne yapacağını bileceksin.
- Nasıl yapacağını bileceksin.
- Yaptığın, seçenekler arasında “en doğru olan” olacak.
- Uygulanan politikanın “hangi çevrenin çıkarına” olduğunu bileceksin.
- Politikan, ülkenin hem ekonomik hem de siyasi çıkarına uygun olacak.
“Bağımsızlık”, “aklına her estiğini yapmak” değilse:
- Eleştirilere açık olacaksın. Seni eleştirenleri dışlamayacaksın; kötülemeyeceksin.

Yazının Devamı

Kuyuya bu taşı kim attı?

28 Eylül 2009

Geçen hafta, Sağlık Bakanlığı’nın başlattığı uygulamayı anlatmış ve bu uygulamanın ulusal ilaç firmalarını nasıl zorda bırakacağından bahsetmiştim. Bilindiği gibi, yeni ilaç geliştiren araştırmacı firmalar, piyasaya sürdükleri ilaçların fiyatlarını yaklaşık 20 yıl boyunca, istedikleri gibi belirleyebiliyorlar.
20 yıldan sonra, bu ilaçlarla tıpatıp aynı olan “jenerik”leri piyasaya sürülebiliyor. Türk ilaç firmaları, sadece, “jenerik” ilaçları üretip satıyorlar. Bakanlık, yeni başlattığı uygulamayla yabancı ilaç firmalarının orijinal ilaçlarının fiyatlarını aynen kabul ederken; ulusal firmaların ürettiği ilaçların fiyatlarını, orijinal fiyatlarının yüzde 80’inden, yüzde 60’ına çekti.
Hatta, çeşitli uygulamalarla, fiyat çok daha fazla düşüyor. Böylece, ulusal firmaların çoğu ciddi zararlar edecek. Uygulama ile bütçe açığının kapatılmasına yardımcı olunması düşünülüyor.
Eleştirilerime, AİFD (Araştırmacı İlaç Firmaları Derneği) Başkan Yardımcısı Engin Güner katkıda bulundu; özetle diyor ki:
- Beşeri İlaçların Fiyatlandırılmasına Dair Karar’da yapılan değişiklik hastalarımızın ilaca erişimini zorlaştırabilecek ve ülkemiz ilaç endüstrisini büyük sıkıntıya sokacak boyutlar

Yazının Devamı

Aydın Doğan ve Gelir İdaresi

22 Eylül 2009

Maliye Bakanlığı Gelir İdaresi Başkanlığı’nın en son Faaliyet Raporu’nu okuyorum. “Misyonumuz”, adalet, tarafsızlık ve verimlilik ilkeleri çerçevesinde vergi toplamaktır, diyor.
İdarenin “vizyon”u olarak da ekonomik yapı ve aktiviteyi geliştirmek, küresel boyutta öncü ve örnek olmak; ifadeleri var. “Temel değerler” arasında, güvenirlilik, adalet, tarafsızlık, sorumluluk bilincinde ve çözüm odaklı olmak gibi değerler yer alıyor.
Gelir İdaresi Başkanlığı, tüm 2008 yılı vergi incelemeleri sırasında 4.692.368.482 TL tutarında vergi tarh etmiş. Geçen yıl 113.073 rapor yazılarak Türkiye çapında bu kadar vergi toplanabilmiş.
Geçen yıl 113.073 rapor yazılarak tarh edilen vergi toplamı kadar, Aydın Doğan’a vergi tarh edilmeye çalışılıyor.

Toplamın dört katı ceza
2008 yılındaki vergi incelemeleri sonucunda bulunan Kurumlar Vergisi matrah farkları üzerinden tarh edilen vergi 1.377.186.046’dır. Görüldüğü gibi, 2008 yılında, Türkiye genelinde tarh edilen tüm Kurumlar Vergisi’nin yaklaşık 4 katı Aydın Doğan’a tarh edilmeye çalışılıyor. 2008 yılı için, 640.679 faal kurumlar vergisi mükellefi sayısı var. Aydın Doğan, bunlardan birisi sadece.
Gelir İdaresi Başkanlığı’nın raporuna göre,

Yazının Devamı