Ricardo Lagos

7 Ağustos 2006

Lagos, Mart 2000'de Şili Cumhurbaşkanı oldu ve 6 yıl cumhurbaşkanlığı yaptı. Bu yıl, Lagos'un yerine seçilen Michelle Bachelet ülkenin ilk bayan cumhurbaşkanı. Lagos, 1987'de kurduğu Demokrasi Partisi ile General Pinochet'nin diktatörlük rejimine ciddi biçimde karşı çıkmıştı. % 51'in üstünde bir oyla iktidara gelen Lagos ve onun modeli, uluslararası değerlendirmelerde Latin Amerika'daki en başarılı yönetim modeli seçildi.Lagos, ekonomi tahsili yaptı. Doktorasını Duke Üniversitesi'nden aldı. 1990'da Milli Eğitim Bakanı olarak hizmet verdi. Lagos, 1973'te devrilen Salvador Allende'den sonraki ilk sosyalist cumhurbaşkanı.Lagos "The 21st Century (21. Yüzyıl)" isimli kitabının başlangıcında, "Demokrasilerde, cumhurbaşkanı olmak bir ayrıcalık değil. Özgür insanların her birine, her gün hesap vermeyi kabul etmiş durumundasınız" demiş. İngiltere Başbakanı Tony Blair, Lagos'un bu kitabına yazdığı önsözde: "Dostum Lagos'un, Şili'nin bölgenin zengin ve istikrarlı ülkesi olmasında büyük rolü oldu" diyor. Şili Cumhurbaşkanı Ricardo Lagos'la tanışma ve yemek yeme fırsatını yakaladım. Lagos'un jeopolitik, tarihi, ekonomik, dini ve etnik konulara hâkimiyeti ve bu konulardaki kuşbakışı, çözümcü ve

Yazının Devamı

Neyi düzenliyor?

5 Ağustos 2006

Yazım üzerine gelen iletiler, haklılığımı gösterdiği gibi, yeni sorunları da ortaya çıkardı. Örneğin, S.B. isimli okurum özetle şöyle diyor: "EPDK'nın keyfi tutumundan dolayı 6 yıldır çalışan petrol ve otogaz istasyonum çalışamaz durumda. 1985 yılında açma ve çalışma ruhsatıyla 11 yıllık lisans almıştım. İstasyonumu 2003 yılında, 1 trilyon lira yatırım yaparak yenileyip Avrupa normlarına getirdim. İstasyonumun, TSE, Çalışma ve Sosyal Güvenlik ve ÇED onayları var. Buna rağmen, EPDK bir de otogaz için belediyeden GSM ruhsatı istiyor. Belediye, GSM ruhsatı için akla ziyan engeller öne sürerek çıkar bekliyor. "Bize değil, Kozan Belediyesi'ne yardım yapacaksın" diyorlar. Garip ki, benim istasyonum imarda, hem "Petrol ve Otogaz İstasyonu" hem de "ruhsatsız" görünüyor. Düzeltme yapılması yıllar alır. Derdimi kimseye anlatamıyorum. Başka iş bulabilmem de olanaksız. İşçilerim de öyle. 13 Haziran'dan bu yana satış yapamıyoruz. Tek umudum, sağduyu sahiplerinin durumu anlaması. Geçen günlerde bir yazı yazmış, akaryakıt ve otogaz istasyonlarının birçoğunun Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu'nun (EPDK) yasayı yanlış yorumlaması nedeniyle kapanma tehlikesiyle karşı karşıya bulunduğunu anlatmaya

Yazının Devamı

IMF gözden geçirdi

3 Ağustos 2006

Niyet mektubunun satır aralarında şunlar var:1) Önceki Performans Kriterleri'nden bazıları tutturulamadı. Bundan önceki hükümetlerle yapılan düzenlemelerde, tek bir kriter bile tutmasa programa son veren IMF, bu hükümete özel ve bilinçli bir destek vererek ilişkiye devam ediyor.2) Cari açık, rekor düzeyde giren yabancı sermayeyle finanse edilmiştir. Bu nedenle, uluslararası piyasa dalgalanmalarından en çok etkilenen ülke Türkiye olmaktadır. Bu böyle devam edemez. Hedefler ve istikrar bozulmadan kurlar artırılmalıdır. IMF İcra Direktörleri Kurulu, Türkiye için 3. ve 4. gözden geçirmelerin onaylandığını, ekonomik performansın güçlü bir seyir izlediğini ve 1.9 milyar dolarlık kredi diliminin serbest bırakıldığını açıkladı. Bu onayın elde edilmesi, hazırlanan yeni niyet mektubunun kabulü anlamına geliyor. 3) IMF tarafından emredilen düzenlemelerin pek çoğunun yerine getirilmesi ve diğerlerinin de yerine getirilmesi konusunda ciddi çabaların sürdüğünün görülmesi nedeniyle programa devam edilmektedir.4) Dalgalı döviz kuru rejimine devam edilecektir. Enflasyon oranının orta vadedeki hedefinin belirlenen sınırlar içinde tutturulması için, daha sıkı para politikası dahil, gerekli ek

Yazının Devamı

Düzenleyeceğine bozuyor

31 Temmuz 2006

Gerek kanunun gerekçesinde gerek Meclis Genel Kurulu'nda yapılan görüşmelerde, açıkça, imar planından kaynaklanan sorunlar sebebiyle lisans alamayanlara 31.12.2007 tarihine kadar süre verildiği, istasyon sahiplerinin mağduriyetlerinin önlenmesi için buna gerek duyulduğu belirtiliyor.Hal böyle iken, kanun çıktıktan sonra Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu'nun (EPDK) kanun maddesini tefsiri, kanuna, kanunun gerekçesine ve Meclis görüşmelerinde açıkça belirlenen prensiplere uygun olmadı. EPDK'nın yorumu o denli farklı oldu ki, yasadan faydalanmayı bekleyen istasyonlar, neredeyse belediyelerin insafına terk edildi. LPG yasasının geçici 2'nci maddesi değiştirildi. Değişikliğin amacı, tüm güvenlik önlemlerini taşıyan ve TSE standartlarına uygun olan otogaz istasyonlarının yalnızca imar alanlarıyla ilgili sorunlar sebebiyle kapatılmasını önlemekti. Değiştirilen yasa maddesine göre, kanunun öngördüğü güvenlik gereklerine ve TSE tarafından belirlenen standartlara uyan otogaz istasyonlarından, imar planlarından dolayı GSM ruhsatı alamayanların faaliyetlerini 31.12.2007 tarihine kadar "geçici faaliyet lisansı" ile sürdürebilmelerine olanak var. EPDK, "geçici lisans" vermek için bile, her türlü

Yazının Devamı

Merkez Bankası gereksiz yere tenkit ediliyor

29 Temmuz 2006

Merkez Bankası Başkanı'nın Başbakan ile görüşmesinde eleştiri konusu olacak bir durum yoktur. Hatta, bu çeşit görüşmeler daha sık bir biçimde yapılmalıdır. Başkan, Başbakan'la da herhangi bir bakanla da görüşebilir. Gerekirse, bankanın durumunu anlatmak için Meclis veya hükümet oturumlarına katılabilir. Türk ve yabancı işadamları, üniversiteler, medya organları ve devlet kurumlarıyla da görüşülebilir. Bu ilişkiler, Merkez Bankası'nın bağımsızlığını zedelemez. Tam aksine güçlendirir. Daha önce de benzer görüşmeler yapılmış ve eleştirilmemiştir. Medyada Merkez Bankası'nın ve Guvernör Durmuş Yılmaz'ın her yaptığını eleştiren bir tutum var. Faiz artışını isteyenler, şimdi artışın fazla olduğunu söylüyorlar. Durmuş Yılmaz'ın Başbakan'la yaptığı görüşme bile eleştiri konusu oldu. Merkez Bankası'nın halen Para Politikası Kurulu üyesi olanlar bile, bankanın duruşunu eleştiriyor. Merkez Bankası bağımsızlığı, bildiğini okumak, bazı çevrelerin dediklerini yapmak veya hükümetlere karşı çıkmak olarak algılanamaz. Alınan kararlar ve yapılan uygulamalar izah edilebilir olduğu sürece bağımsızlık korunur. Aksine, iş dünyası ve yabancı yatırımcı gibi güç dengeleriyle "koalisyon" içinde olmak,

Yazının Devamı

Gayrimenkul sektöründe fiyatlar ve riskler

27 Temmuz 2006

Türkiye'de gayrimenkul sektöründe yaşanan gelişmenin merkezinde İstanbul var. İstanbul'da özellikle, büyük toplu konut projeleri, iş ve alışveriş merkezleri yabancı yatırımcıların gözdesi durumunda. Yabancılar bu yapıları hem daha sonra satmak üzere satın almak, hem kredilendirmek ve hem de satın alıp kiraya vermek üzere hazırlar. Çünkü, gelişmiş ülke yatırımcıları, prensip olarak paralarının 1/3'ünü gayrimenkulde veya gayrimenkul fonlarında tutma eğilimindeler. Sadece, ekim- kasım aylarının geçirilip döviz kurunun yerleşmesi bekleniyor. Gayrimenkul sektörü Türkiye'de ve dünyada yeni bir gelişme dönemine giriyor. Globalleşmenin giderek yoğunluk kazanması nedeniyle, yabancı yatırımlar gayrimenkul üzerinde de yoğunlaşırken, taşınmazların alım satımı, kredilendirilmesi ve güvence altına alınması uluslararası kurallar içinde yapılabilir hale geliyor. Gayrimenkul değerlemesi, denetimi, tapu garantisi, kredi derecelemesi ve şahıslara kredi notu gibi uygulamalar, bu gelişmelere paralel olarak, ülkemizde de gündeme yerleşiyor. Yabancıların tercihi, hemen hemen büyük arsa kalmayan İstanbul'un Avrupa yakası. Bu bölgedeki, depreme dayanıklı, ruhsatlı, iskânlı, tapu garantili, inşaatı bitmiş

Yazının Devamı

Olan biteni anlamak

24 Temmuz 2006

a) Dünya haritası şimdiki gibi mi kalmalı yoksa, haritanın Ortadoğu ve Orta Amerika gibi bazı bölgeleri küçük ve zararsız demokrasilerden mi oluşmalı?b) Bir ülkenin maden ve petrol kaynakları o ülkenin yönetimine bırakılmalı mı yoksa, bunlar global çıkar için mi kullanılmalı?c) Neden doğal kaynakları bol olan ülkelerde, zenginliğe rağmen siyasi ve ekonomik istikrar sağlanamıyor?d) İsteyen ülkeler nükleer güce (weapons of mass destruction) sahip olabilmeli mi yoksa, nükleer güce sahip olma sınırlandırılmalı mı?e) İllegal örgütlerin bazıları neden bazı ülkeler tarafından, terörist gruplar olarak kabul edilmiyor?f) Devlet düzeninde, siyasette ve ekonomide dünya genelinde tek model mi hakim olmalı yoksa, şimdiki gibi farklı uygulamalar sürdürülmeli mi? Dünyada olup biteni değerlendirirken, aşağıdaki soruları cevaplamanız gerekiyor: g) Toplumlar, devletler ve toplum içindeki sınıflar, yönetenler ve yönetilenler diye ayrılmalı mı yoksa, mümkün olduğu kadar eşitlik mi?h) Çokuluslu şirketlerin hâkim olduğu ve devletlerin bu düzeni sürdürebilmek için var olduğu bir dünya sistemi kabul edilebilir mi?ı) "Gelişmekte olan" ülkeler yüzyıllar geçtiği halde neden bir türlü "gelişmiş ülke"

Yazının Devamı

Cep telefonu karmaşası

20 Temmuz 2006

Başıma benzeri görülmemiş bir olay geldi. Amerika Birleşik Devletleri (ABD) vatandaşı bir dostum, turist olarak İstanbul'a gelmişti. Arkadaşımın ABD'deki telefon operatörünün Türk operatörlerle bir anlaşması olmadığı için telefonu Türkiye'de çalışmadı ama kullandığı telefon cihazı Türkiye'de kullanılmaya uygundu. Bu nedenle, arabamdaki telefonda bulunan ve az kullanılan Turkcell sim kartımı arkadaşımın telefonuna taktım. Ulaştırma Bakanlığı, Türk Telekomünikasyon Kurumu, klonlanmış telefonları bloke etmeye başladı. Türkiye'den satın alınmamış tüm telefon cihazları, gönderilen bir sinyalle Turkcell, Telsim, Avea görüşmelerine kapatılıyor. Telefon bu sim kartla çalıştı. Ancak, yaklaşık 4 gün sonra bloke edildi. Arkadaşımın telefon cihazı kullanılamaz hale geldi. Birkaç gün sonra arkadaşım ülkesine geri döndü ve beni telefonla aradı. Elindeki telefon cihazı, artık ABD'deki telefon operatörü (ABD sim kartı) ile de çalışmıyordu. Telekomünikasyon Kurumu'nu aradık. Bize söylenen şuydu: "Telefonunuzun Türkiye'den satın alınmamış olduğunu ama Türk sim kartı ile çalıştığını tespit ettik. Bunu klonlanmış telefon saydık ve görüşmelere kapattık. ABD'de çalışması lazım. Çalışmıyorsa, ABD'deki

Yazının Devamı