Kapitalizm ve merkez bankacılığı

24 Mart 2005

Kapitalist sistem ve onun prensipleri, bu sistemden en çok yararlanan ülke ve gruplar tarafından hararetle savunulur ve savunulmak durumundadır. Kapitalist sistemden en büyük faydayı, gelişmiş ülkeler, çokuluslu şirketler ve Avrupa Birliği gibi geniş ölçülü işbirliği anlaşmaları sağlarlar. Kapitalist sistem içinde bu güçlerin her istediklerini yapabilmeleri, her devletin oyunun kurallarına sıkı sıkıya uymaları sayesinde gerçekleşebilir. Oyunun kuralları arasında, demokratik rejimleri en geniş ölçüde yerleştirmek, insan haklarını yaygın biçimde uygulanır hale getirmek, piyasa ekonomisi uygulamalarını mümkün olduğu kadar yaygınlaştırmak, sermaye hareketlerinin ve para transferlerinin önündeki engelleri kaldırmak, kara parayla mücadele etmek, vergi ve diğer ekonomik sistemler arasında bir örneklik sağlamak vardır. IMF, Dünya Bankası, Birleşmiş Milletler, GATT gibi kuruluşlar da aslında oyunun kurallarını istenilen normlarda yerleştirmek amacıyla kurulmuşlardır.Merkez bankacılığı, ateş ve tekerlekle birlikte dünyada yapılan en büyük üç icattan biridir. Merkez bankaları sayesinde, devletler para basar ve bastıkları para kadar "senyöraj" geliri elde ederler. Yani, bastıkları para kadar

Yazının Devamı

Yapı Kredi kapalı kapılar ardında satılmamalı

21 Mart 2005

Yapı Kredinin gerçek değerine satılması, Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu (TMSF), BDDK, Çukurova Grubu, hisse senedi yatırımcıları ve bundan sonra bankalarını satacak olan diğer işadamları için çok önemli. Satışta olmayan diğer bankaların da hisse değerleri Yapı Kredi hisselerine göre değer bulacak. Bu nedenle, sektördeki herkes bu satışla ilgileniyor.Sermaye Piyasası Kurulu ve İstanbul Menkul Kıymetler Borsasının da mevcut küçük yatırımcıların haklarını savunma nedeniyle, satışa ilgileri var. Bu kurumlar, satış fiyatının gerçek değer civarında olmasını tercih etmek ve bu konuda tedbir almak durumundalar. Çünkü, Yapı Kredinin değerinin altında satılması halinde, borsada tüm mali sektör hisselerinin değeri değişebilecek. Ayrıca, satış bir ölçüde Rekabet Kurumunu da ilgilendiriyor.Yapı Kredinin sahibi Çukurova Grubu. Çukurova, bankanın % 45ine sahip. Halkın elinde % 42 ve TMSFnin elinde % 13 hisse var. Çukurovanın bankadan aldığı kredilerin vadeleri çok uzun ve faizleri de karşılaştırmalı olarak düşük. Ayrıca, bankanın elinde bulunan Turkcell hisseleri de önemli bir varlık. Bankanın çalışanlar sandığına olan borçları uzun vadede çözülebilir durumda ve fazla baskı yaratmıyor.Bütün

Yazının Devamı

Doğu Avrupadan dersler

19 Mart 2005

Doğu Avrupa (DA) ülkeleri bankalarının aktif toplamı, Alman Commerzbankın aktif toplamından bile küçüktür. Yani, bu ülkelerin Avrupa Birliğine (AB) üye olmaları, Batı Avrupanın bankacılık sistemine, rekabet yönünden hiçbir etki yapmayacaktır.Yeni AB üyesi ülkelerin bankalarının aktif ve mevduat rakamlarının milli gelirlerine oranı Türkiyeye benzerdir. Ancak, kredilendirmede Türkiye bu ülkelerin altındadır. Bu nedenle de mortgage kredilerinin geliştirilmesi Türkiye için kaçınılmaz durumdadır.DA bankacılık sektörüne 1996 yılından itibaren çok yoğun yabancı banka girişi yaşanmıştır. Halen, bölgede yabancı bankalar toplam aktiflerin % 76sını ve sermayenin % 71ini kontrol etmektedirler. DA bölgesinde ulusal bankacılık önemini yitirmiştir. Aynı gelişme ile Türkiyenin de karşılaşması sürpriz sayılmayacaktır. Ancak, Türk bankalarının halka açıklık oranları göz önünde tutulduğunda, Türkiyede yabancı banka paylarının bu denli yüksek oranlara ulaşması zor görülmektedir.Belçika, Almanya, Yunanistan, İspanya, Fransa, İrlanda, İtalya, Lüksemburg, Hollanda, Avusturya, Portekiz ve Finlandiyayı kapsayan euro bölgesinde (12 ülke) ise, yabancı bankaların toplam aktifler üzerindeki ortalama payı %

Yazının Devamı

Doğru, bazıları için şaşırtıcıdır

17 Mart 2005

Necati Doğru, "hortumcu" kelimesini Türkçeye kazandıran, takdir ettiğim, kalemi sivri bir arkadaşımdır. Ben olayları incelerken, aşağıdan yukarıya değil, yukarıdan aşağıya bakarım. Çünkü, aşağıdan bakarsanız koninin sivri ucunu göremez, koniyi bir daire, dünyayı da bir düzlem sanırsınız. Ayrıca, yalnız olaylar üzerinde ahkam kesmez, çözüm yollarını da öneririm."Roche" konusundaki görüşlerimde ısrar ediyorum. Sevgili Necati Doğru aşağıdakileri not etsin:a) Herkesi "hortumcu" veya suçlu ilan ederseniz, buna en çok gerçek hortumcular sevinir. Bu sayede, çöp ile saman karışır, hortumcular ayırt edilemez olur.b) Yolsuzlukla mücadele, gerçekleri apaçık ortaya çıkararak yapılır.c) SSK hastanelerine pahalı ilaç satılması tabii ki bir yolsuzluktur. Ama, bu yolsuzluğun suçu ne Roche da ne de SSKye aynı biçimde ilaç satan diğer ilaç firmalarındadır.d) Bir yolsuzluk varsa, bunun suçu ihale sistemindedir. İhale sistemi de devlet tarafından hazırlanmıştır.e) İhale sistemindeki bozuklukları Roche veya diğer ilaç şirketleri düzeltemez. Düzeltmeyi yine devlet yapacaktır.f) Önemli olan, yolsuzluklara olanak tanımayan sistemlerin oturtulmasıdır. Aksi takdirde, yolsuzlukların önüne geçilemez.g) Roche

Yazının Devamı

Bir gazete hangi prensiplerle yönetiliyor?

14 Mart 2005

Kamu çıkarının korunması prensibini gözetmek.Kamuyu olan bitenden haberdar etmek.Başkalarıyla yoğun rekabet altında çalışarak, kar etmek. Bu amaçları gözetirken, aşağıdakileri planlamaya çalışır: Haber atlamamak ama rakiplerine haber atlatmak. Bunun için geniş ve etkili bir muhabir ağı yaratmak gerekir.Gazetenin yapımı sırasında, öne çıkarılacak haberleri ve bunların sunum biçimini kararlaştırmak. Bu, bir çeşit haber pazarlaması işidir. Bunun için, yalnız muhabirlerle ve haber akış kaynakları ile değil, yazarlarla ve diğer haber kaynakları ile de günlük iletişim içinde olmak gerekir. Reklam atlamamak ama rakiplerine reklam atlatmak. Reklam verenlerle iyi ilişki kurmak ve yoğun reklam verenlerin haberlerine daha geniş yer vermek gerekiyor. Öte yandan, reklam alım sistemlerini geliştirmek, örneğin bir telefon merkezi ve veri bankası oluşturmak gerekebilir. Sektöre veya kuruma özel reklam biçimleri geliştirilmesi, bunun için ekler yapılması da önemli.Verilecek eklerin biçim, zamanlama, pazarlama ve reklam kapasitesini planlamak. Okurun ilgisini çekecek yazar ve çizer takımını bir araya getirmek. Ama, bunları bir araya getirmek kadar, geliştirmek ve bir arada tutmak da

Yazının Devamı

Murphynin diğer kuralları

12 Mart 2005

Amerikalı Paul Dickson, "The Murphy Center"ı kurarak, birçok kişinin de paylaşımıyla, Murphynin diğer kurallarını geliştirmeye çalışmış. İşte, bunlardan bazıları: Bir devlet, Shakespearein eserlerinin çok iyi bir baskısını yapabilir ama o eserleri asla yazamaz.Bürokratla aşık atılmaz. Tanrı bile günahları affeder, bürokrat hiçbir şeyi affetmez. Kamudaki bürokrasi, sonunda özel sektörde de bürokrasi yaratır.Patron "İsterseniz yapın" diyorsa, bu "İstemeseniz bile yapın" demektir.Patron olmadan patron gibi düşünmeye kalkma, patron olamazsın.Önceki patrona sizin yaptıklarınızı, astlarınızın size yapmalarına asla izin vermeyin.Bir günde durup dinlenmeden sekiz saat çalışıyorsanız, sonunda patron olur ve günde yirmi saat çalışmaya başlarsınız.Patronunuzun patronunu, patronunuzun sırtından alabilirseniz, patron olursunuz.Bir sirkin tümünü yönetmek durumundaysanız, palyaçoyu oynamak kolay değildir.Şirket adına gelen mektupları bizzat kendi açan bir patronla çalışılmaz.İşçilerine fındık fıstık alacak kadar para verirsen, onlardan da maymun kadar verim beklersin.Danışman, saatinizi ödünç alan ve sorduğunuzda saatinize bakarak, size zamanı söyleyen kişidir.Bir işi yapamayan veya öğretemeyen,

Yazının Devamı

Yine sağlık sorunları

10 Mart 2005

a) Sağlık sorunları yeni ortaya çıkmamıştır. Sorunlarla başa çıkabilmek için tüm ekip geceli gündüzlü çalışmaktadır.b) SSK hastanelerinin devri sırasında, genellikle geçmişte de yoğun biçimde problem yaşanan hastanelerde sorunlar ortaya çıkmıştır. Bu hastanelerin sayısı yurt çapında 10-12dir. Birkaç ay içinde sorunlar tamamen çözülmekle kalmayacak, doktorların hasta başına ayırabildikleri süre iki katına çıkarılacaktır. Devirden önce 2628 olan muayene oda sayısı, devirden sonra şimdiden 3314e çıkarılmıştır.c) Devirden sonra, bürokratik işlemler hızla kaldırılmaktadır. Hasta kayıt - kabul işlemleri tek bankoda toplanmış, kayıt esnasında hastadan sadece bir belge istenmesi sağlanmıştır. Çalışanlar sevk kağıdı ile emekliler ise sağlık karneleri ile doğrudan hizmet alabilir hale gelmiştir.d) SSKli hastalardan alınan katkı payı eczanelerde alınmaya başlanmış ve böylelikle bekleme ortadan kaldırılmıştır. Reçetelerde tasdik ve mühür işlemi de kaldırılmıştır. Provizyon sistemindeki küçük aksaklıklar dışında hastalar eczanelerden ilaçlarını rahatlıkla alabilmektedir. Bu küçük aksama da Sağlık Bakanlığı ile doğrudan ilgili değildir.e) Hastane devirlerinin sorunsuz gerçekleşmesi için bir

Yazının Devamı

Global eğilim bizi kurtarıyor

7 Mart 2005

Uluslararası değerlendirmelerimiz (reytingler) yükseliyor. Ama, hala Endonezyayla aynı seviyedeyiz. Son bir yıldır tüm gelişmekte olan ülke reytingleri yükseltiliyor.Hazinemiz 5 yıl gibi uzun vadeli borçlanmaya başladı. Ama, borçlarını ödemeyeceğini ilan etmiş ve daha krizden yeni çıkmaya çalışan Arjantinde 5 yıl vadeli borçlanabiliyor. Gelişmiş ülkelerde uzun vadeli faizlerin çok düşük olması ve likidite bolluğu bu sonucu doğuruyor.Gelişmekte olan piyasaların tümüne sıcak para girişi var. Bütün gelişmekte olan ülkeler kolay borçlanıyorlar. Bu nedenle, borsalar yükseliyor ve ülkelere ihtiyaçlarının üzerinde borç veriliyor. Bu trend bir yıldır devam ediyor. Türk Hazinesi de ihtiyacının üzerinde borçlanmış vaziyette ve bu ek borç için de faiz ödüyor.Bütün gelişmekte olan ülkelerin temel ekonomik göstergeleri düzeliyor. Türkiye de bu global iyileşmeden payını alıyor. IMF ile olan anlaşmanın sürmesi ekonomimizin çok yakından kontrolü anlamına geleceği için ülkemize sıcak para girişi artarak devam edecek gibi gözüküyor.Global likidite bolluğu ve başta Amerika Birleşik Devletleri (ABD) olmak üzere gelişmiş ülkelerden sermaye kaçışı var. ABDde faizlerin ve özellikle 10 yıl ve üstü vadeye

Yazının Devamı