Borsayı kim yaktı?

14 Ocak 2005

Üyelerin, çalışanların ve yönetimin motivasyonu gittikçe düşüyor. Üstelik, borsa çalışanlarını daha kötü günlerin beklediği söyleniyor. Çünkü borsa, "kamu kurumu" sayılan kuruluşlardan da kötü durumda. Bütün "kamu kurumu" sayılan kuruluşlar Emekli Sandığına tabiyken, borsa çalışanları Sosyal Sigortalar Kurumuna (SSK) tabi. Daha önce, yapılan harcamanın % 20sini ödemeye razı olarak, istedikleri doktora gidebilen borsa çalışanları, artık muayene olmak için SSK hastanelerine gidecekler. Bu yüzden, bugünlerde borsada çalışanlar, hastalanmamaya dikkat ediyor ve SSKlıların Sağlık Bakanlığı hastanelerinde bakılmaları projesini destekliyorlar.Daha bir kaç yıl öncesine kadar, Türkiyenin en zengin kuruluşu olan borsa, bu hale nasıl geldi? Önce, Ali İhsan Karacanın Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) Başkanı olduğu dönemde, yasa değiştirilerek borsanın özerkliği yok edildi. SPK borsanın "izleme ve denetim" mercii iken, "gözetim ve denetim" mercii yapılarak, borsa tam olarak SPK güdümüne alındı. Sermaye Piyasası Kanununa göre "kamu tüzel kişiliğini haiz özel kurum" olan borsa, yasa değiştirilerek "kamu kurumu" haline getirildi. O günden beri, sorunlar da büyüyor.Şimdiki borsa başkanı Osman Birsen

Yazının Devamı

Finansal Hizmetler Yasası

10 Ocak 2005

Aslına bakılırsa, tasarıda gözden geçirilmesi gereken çok daha önemli hususlar var:a) Bankalar ve finansal kuruluşlarla ilgili yasa ve düzenlemeler çok sık değiştiriliyor. Bu durum girişimciler, borsa yatırımcıları ve yöneticiler açısından ciddi belirsizlikler yaratıyor. Artık, kişilere ve günlük ihtiyaca göre değil, gerçek ihtiyaca ve piyasa gereklerine göre, kalıcı bir yasa hazırlamalıyız.b) Bankacılık sistemimiz kredi kullandıramıyor. Sistemin krediler/aktif toplamı oranı Avrupa Birliği ülkeleri arasında en düşüğü. Yasal düzenleme mutlaka kredi kullandırmayı özendirecek biçimde yapılmalı. Bir an önce "kredi piyasası" oluşturulmalı.c) Finansal Hizmetler Yasası, sadece finansal hizmet verecek kuruluşların nasıl kurulacağını, faaliyet ve denetim esaslarını, faaliyetin nasıl sona ereceğini göstermelidir. Bu nedenle, BDDK ve TMSF teşkilatı, bütçesi, çalışanlarının özlük hakları gibi konular ayrı bir yasayla düzenlenmelidir. TMSFnin alacak takip işleri ve iştiraklerin yönetimi gibi konular da ayrı bir yasayla ele alınmalıdır. Aksi takdirde, bu konular yeterince tartışılamamaktadır.d) Yönetim Kurulu içinde, 2 üyeden oluşan bir Denetim Kurulu oluşturulmaktadır. Yönetim ve denetim

Yazının Devamı

Takiye dediğiniz

7 Ocak 2005

Normal şartlarda, hem yüksek büyüme hem de düşük enflasyon sağlanması çok zor. Çünkü, biri parasal genişleme gerektirirken, diğeri parasal daralma gerektiriyor. Şimdi elde edilen sonuç, sadece dış kaynak bulmakla elde edilebilirdi. Öyle de oldu. Evet, şimdiki ekonomik iyileşme dışarıdan çeşitli biçimlerde giren dış kaynak sayesinde elde edildi.Tarihi seviyelerde cari işlemler ve dış ticaret açığı veren bir ülkede, bu açığı kapatacak ve üstelik Türk lirasını çok değerli hale getirecek dış kaynak nereden mi geldi? Cevap: Dış borçlanma çığ gibi artıyor. 2004 yılı ekim başı itibariyle, ülkemizin 153.2 milyar dolar dış borcu var. AKP hükümeti işbaşına geldiğinde dış borç yaklaşık 127.5 milyar dolardı. Toplam dış borcumuz 1999 yılı sonunda 103 milyar dolardı. Yani, son dört yılda dış borçlanma % 50 civarında arttı.Toplam dış borç içinde kamu sektörünün payı, 2004 Ekim başı itibariyle 118.5 milyar dolar. Buna konsolide bütçe, diğer kamu kuruluşları ve Merkez Bankası borçları dahil. Kamunun dış borçları, AKP hükümeti işbaşına geldiğinde yaklaşık 82.6 milyar dolar ve 1999 yılı sonunda, sadece 53.3 milyar dolardı.Dış borçlanmada kamunun payı 1999 yılı sonunda % 51.7 ve AKP hükümeti işbaşına

Yazının Devamı

Mortgage bu yıl başlıyor

3 Ocak 2005

Şimdiye kadar bir kaç yazımda sisteme eklenmesi gereken hususlardan bahsetmiştim. Benim de "pet project"im olan bu konuda diğer önemle göz önünde tutulması gereken konular şunlar:a) Bir "Şehir Planlaması Ofisi" kurulması ve bu ofiste, şehirlerin bölge bölge ayrılıp, bölgelerin alt yapılarından başlayarak, bina biçimlerine kadar inen detaylı çizimlerinin yapılması. "Yeni Türk Mimari Stili"nin yaratılması da bu ofiste yapılacak. Halen, Amerika Birleşik Devletleri(ABD)nde 45 bölge ofisinde 30.000 üye bu konuda çalışıyor. Üstelik, bu ofisler özel sektöre kurduruldu. b) Nasıl otellere yıldız veriliyorsa, binalara ve dairelere de bulunduğu yere ve sağladığı kolaylıklara göre sınıflandırma yapılmaya başlanılması. Bu sınıflandırma, otoritelerin kontrolünde önde gelen emlak şirketleri tarafından da yapılabilir. Sınıflandırma kredilendirmenin ve vergilendirmenin daha objektif biçimde yapılmasını sağlar.c) Gelişmiş ülkelerde çok yaygın olarak uygulanan, devlet arsalarının alt yapıları ve planları belirlenerek ve hatta üzerinde yapılacak gayrimenkul planları da verilerek, uzun vadeli olarak kiralanması(leasehold) sisteminin başlatılması gerekiyor. Halen, devlet arsa ve arazileri işgal edilmiş

Yazının Devamı

İyi bir yıl geçirdik

1 Ocak 2005

Ekonomik verilerle ilgili tahminler her zaman yapılır. Hatta, zaman zaman bunlar revize edilir. Birçok kişi ve kurum da tahminlerini açıklamaz. Özellikle, bankalar ve büyük kuruluşlar açıklamasalar da, mutlaka tahmin yaparlar. Bazı kişilerin ise bu konuda özgüvenleri yoktur. "Ya yanlış yaparsam?" korkusuna kapılır, eleştirir ama tahmin yapmazlar. Oysa, adı üzerinde, yapılan tahmindir. Tahmin, mutlaka tutacak değildir. Verilerin tutarlı olması ve yaklaşılması yeterlidir. Sadece, ekonomiyi yönetenler tahmin yapmazlar, yapmamalıdırlar. Ama, bazen onların da tahminler yapıp tutturamadıklarını görürüz.Geçen yıl hem siyasi hem de ekonomik olarak, olası sayılan hiçbir olumsuz olay gerçekleşmedi. Komşudaki savaş bize sıçramadı. Siyasi belirsizlik yaşanmadı. Hükümet sıkıntı çıkaracak tartışmalar yaratmadı. IMF anlaşması sürdürüldü. Avrupa Birliğinden tarih alındı. Cari işlemler açığı nedeniyle bir kriz havası oluşmadı. İç ve dış borçlanmada sorun çıkmadı. Enflasyon beklenenden ve tahmin edilenden düşük çıktı. Büyüme beklenenin, hatta istenilenin üzerinde gerçekleşti.Şimdi, 2005 için çok iyimser tahminler yapıyoruz. Bu yıl siyasi bir istikrarsızlık beklemiyoruz. Bazı çevreler, erken seçim

Yazının Devamı

Yaşasın Yeni Türk Lirası

30 Aralık 2004

Kitap, "Eğer bir şeyin taklidini yapacaksanız, en kolayı bir banknotu taklit etmek zannedilir" diye başlıyor söze. 1999da sadece ABDde ele geçirilen sahte banknotun değeri 52.7 milyon doları buluyor. Bir banknotta renk sayısı arttıkça, taklidi zorlaşıyor. Bu yüzden, şimdi çoğu gelişmiş ülke parası 8 renkli basılıyor. Dolar sadece 2 renkli olduğu için kalpazanların taklit için tercih ettikleri banknotların başında geliyor. Yine, ABD dışında piyasaya sürülen sahte dolarların ABDdekilerden fazla olduğu da hesaplanıyor.ABDde sahte banknotların bir bölümü bilgisayarlarda ve gençler tarafından üretiliyor. Oysa, bir süre öncesine kadar kalpazanların çoğu büyük matbaaların çalışanları arasından çıkıyordu. Columbia Üniversitesinde, 1 dolarlık banknotları çamaşır makinesinde mürekkep söken ilaçlarla yıkayıp düz banknot kağıdını elde ettikten sonra, bu kağıdın üzerine bilgisayarından daha yüksek kupürlü banknot basan genç talebeler yakalandı. Yine, banknotların renkli fotokopilerini çekip bunları para bozma makinelerinde kullanan kişiler vardı. Neyse ki, yeni Amerikan banknotlarında bütün bu risklere karşı tedbirler alınmış vaziyette.Türk banknotlarında da bulunan kabartma baskı bu

Yazının Devamı

Merkez Bankası iyi şeyler yapıyor

27 Aralık 2004

a) Amerikan Federal Reserve benzeri bir Para Politikası Kurulu oluşturulması,b) Faizlerin 2 puan düşürülmesi,c) Döviz alım ihalelerine başlanması,d) Enflasyon hedeflemesi uygulamasına başlanması,e) Yeni Türk Lirasından "Yeni" sözcüğünün kalkmasıyla birlikte, banknotların daha güvenlikli ve yeni desenlerle basılacak olması.Para Politikası Kurulu oluşturulması, piyasanın önünü görebilmesi bakımından çok önemli. Artık, piyasa Merkez Bankasının yarın ne yapacağını düşünmeyecek. Çünkü, para politikası kararları ayda bir ve belirtilen tarihte alınacak. Bizde de, gelişmiş ülkelerde olduğu gibi, o gün açıklanacak kararlar beklenecek ve hatta, bankalarda Merkez Bankası kararlarını tahmin eden kişiler istihdam edilebilecek. Alınan kararlar kolayca değiştirilemeyecek. Aslında, bunu yapmak için Banka Meclisi varken yeni bir kurul oluşturulması gereksizdi. Para Politikası Kurulu kurulması yasa değişikliği gerektirebilir veya Banka Meclisi yetki devri yapmak durumunda kalır. Öte yandan, önümüzdeki nisan ayında Banka Meclisinde hükümetin çoğunluk sağlayacağı düşünülürse, alınan bu kararın olumlu yönleri daha da önem kazanıyor.Faizlerin 2 puan düşürülmesinin zamanlaması çok uygun oldu. Reel

Yazının Devamı

Ne mutlu Avrupalıyım diyene!

24 Aralık 2004

Cumhuriyetimizin kurucusu Atatürkün "Ne mutlu Türküm diyene" sözüyle yıllardır birbirine kenetlenen insanımız, Avrupa Birliğine üyelik süreci içinde mevcut bütün değerlerini sorgulayacak. Brükselden yönetilince, Atatürkçülük diye bir görüş kalmayacak. Öğrencilerimiz sabahları "Türküm, doğruyum, çalışkanım..." diye başlayan andı söylemeyecek.Bu konuların hepsi tesadüfen 13 Kasım tarihli İngiliz Economist dergisinde yer almış. Avrupa Birliğiyle başlatılacak ve asgari 2014e kadar sürecek olan müzakere süreci boyunca, bizden Kürt devletinin kurulmasına, ülkemizde isteyenin istediği dili konuşmasına, isteyenin Türk olmadığını istediği biçimde ilan edip, ırkının propagandasını yapmasına razı olmamız istenecek. Economiste göre artık "Türk" olmakla değil, "Türkiyeli" olmakla övüneceğiz. Muhtemelen de, "Ne mutlu Türküm diyene" yerine "Ne mutlu Türkiyeliyim diyene" ya da "Ne mutlu Avrupalıyım diyene" diyeceğiz.Kokoreçten de, sokak satıcılarından da vazgeçebiliriz. Ama, sabahları öğrencilerimizin "Türkiyeliyim, doğruyum, çalışkanım, yasam... Avrupayı ve halklarını özümden çok sevmektir" demelerini ne kadar kabullenebiliriz? Brüksel Zirvesi Sonuç Bildirisinin Türkiye başlıklı bölümünde yer

Yazının Devamı