Sermaye piyasası konusunda hem düzenleyici kurumlarda hem de piyasayı paylaşanlar arasında ciddi bir bilgi birikimi oluştuğunu görmekten mutluluk duydum. Bu birikim, ülkemizde çok az sektörde var. Arkadaşlardaki heyecan, yenilik yapma isteği ve canlılık sürüyordu. İMKB ve İstanbul Altın Borsası yönetimleri üzerindeki SPK hakimiyeti son haddine gelmişti. Şapkalar değişmişti. Öyle ki, artık bunları "kamu kurumu" olmaktan kurtarıp özerk kılmak veya özelleştirmek SPKnın en önemli sorunları arasındaydı. İMKB Başkanının yurtdışına gitmek için Başbakanlıktan izin almaması gerektiğini, SPK Başkanı savunuyordu. Öyle ya, İMKB Başkanı daha çok ve daha rahat yurtdışına gidebilmeliydi. Oysa, daha birkaç yıl önce SPKnın bundan önceki yönetimi, İMKB üzerindeki etkinliğini artırmak için yasa değiştirmişti.Şimdiki Başkan Doğan Cansızlar eleştiriye açık ve kendine güvenen biri.Bilgi birikimi bakımından da sisteme hakim olduğunu gördüm. SPK yönetiminde tespit ettiğim en önemli olgu, lisan bilen ve iyi yetişmiş bir kadroyu koruyor olması. SPK kurumsallaşmayı sağlamış ve bu kişiliğiyle öne çıkmış. Karşılaşıp konuştuğum her SPKlının aynı şeyleri, bilinçli ve inanarak savunduğunu gördüm. SPKnın piyasa
İnsanlar arasında da, politikacılar arasında da, şirketler arasında da, ekonomiler içinde de balon olanlar vardır. Bunların bilinçli yönetimlerle zaman zaman havaları veya gazları alınır. Havaları veya gazları alınmayanlar gittikçe şişer ve sonunda patlarlar. Geçtiğimiz dönemde patlayan birçok kişi, politikacı, şirket gördük. Bunlar günbegün şişirilmişlerdi. Ama, şişirildiklerinin pek farkında değillerdi. Uçan balonlar gibi yükseldikçe yükseldiler. Gazla yükselirken, dış basınç da artınca, hep birlikte patladılar.Bazen, kişiler ve politikacılar patlamaları için yükseltilirler. Bunların yükseklerde patlaması epey eğlenceli olur. Zaten, patlamazlarsa bile, çok yukarıdan düştükleri için parçalanırlar. Genellikle, politikacıların etrafını bir kılıf gibi saran ve onların yanlarına kimseyi yaklaştırmayan yağcılar sayesinde şişme ve yükselme sağlanır. Bu operasyonda, medya da sıklıkla yer alır. Balon parçalandığındaysa, etrafında kimse kalmamıştır.Ekonomilerde de sık sık balonlarla karşılaşırız. Bazen ekonominin tümü, çoğu zaman da bazı bölümleri balon yapar. Balonu veya balon yapan bölümü zamanında söndüremezseniz veya söndürme yöntemlerini bilmiyorsanız ya da söndürmek için birilerine
SPK, hazırladığı yasa tasarısında, sistemin faydalarını aşağıdaki başlıklarla fakat sıralama yapmadan anlatıyor. Bu sayede:a) Konut finansmanı sorunu çağdaş finansal yöntemlerle çözülecek.b) Planlı kentleşme sağlanacak.c) Konut sahipliği artacak.d) Kaçak yapılaşma ve niteliksiz konut üretimi önlenecek.e) Kayıt dışılık ve ruhsatsız konut sorunu kalkacak.f) Deprem tehlikesi azalacak.g) Konutlar zamanında tamir ve tadil edilecek.h) Düşük gelir grupları da konut sahibi olabilecek.i) Karşılığında sağlam teminat olduğundan, düşük faizli kredi verilebilecek.j) Uluslararası fonlar ülkemize daha rahat ulaşabilecek.k) Kalkınmanın lokomotifi sayılan inşaat sektörü canlanacak.l) İnşaat sektörüne bağlı 200den fazla alt sektöre iş olanakları sağlanacak.m) Finansal piyasalar gelişecek.n) İnşaat şirketleri ve müteahhitler kayıt dışı faaliyet gösteremeyecek.o) Belirlenecek standartlara uygun konutlar üretilebilecek.p) İpoteğe dayalı menkul kıymetler, yatırımcılar için yeni ufuklar açacak. Borsa ve piyasalar gelişecek.q) Finansal işlemlerin vadeleri uzayacak. Vadeli işlem piyasaları da büyüyecek.r) Devletin ve yerel yönetimlerin gelir ve emlak vergileri artacak.SPKya göre, yapılması gerekenler
"İpotekli emlak kredisi senedi" borçlusu, bu krediyi almakla kredinin anaparasını, faizini, sigortasını; emlakin vergisini, kapsamlı afet sigortasını ödemek ve emlaki bakımlı bir biçimde tutmak sözü vermektedir. Bu nedenlerle, teminat gösterilen emlak ve borç üzerinde sürekli bir kontrol gerekmektedir.İpotekli emlak kredisi senetleri ya doğrudan banka ve bankerlere satılabilir ya da karşılığında "mortgage backed securities" adı verilen "ipotekli emlak kredisi senedi karşılıklı sertifika" çıkarılarak yatırımcıya ulaşılabilir. İşin bu yanı borsayı ilgilendirmektedir. Bu enstrüman sayesinde devlet yardımı olmadan sistemin kendi kendisini finanse etmesi sağlanır. İşte, Sermaye Piyasası Kurulunun görevi burada başlamaktadır. Öte yandan, sistem çalıştırıldıktan sonra büyük gayrimenkul sahibi firmalar isterlerse "ipotekli emlak kredi bonosu (mortgage bond)" çıkararak firmalarına finansman da bulabileceklerdir.Birçok uygulamada devlet, vergisini ve kredisini zamanında ödeyen "ipotekli emlak kredisi senedi (mortgage)" borçlularına ödedikleri verginin bir bölümünü kredi borcuna sayma kolaylığı getirmiştir. Mortgage uygulamasında, devletten beklenen budur. Doğal olarak, mortgage kredisi
2006nın gündemi, "Mortgage kredisi" olacak. Çünkü, milyonlarca kişi bu sayede kira öder gibi ödeme yapıp ev sahibi olmak istiyor. Konu herkesi ilgilendiriyor. AKP, ister beğenin ister beğenmeyin, böyle projelerle gündemi tuttuğu sürece, umutları ve dolayısıyla iktidarını sürdürecek. Böyle projeler sürdüğü sürece, AKPye kolay kolay kimse alternatif olamaz."Mortgage" sistemi sadece aileleri ev sahibi yapmakla kalmayacak, gecekondu yapımına da son verecek. Giderek bütün gecekondular ortadan kalkacak. Gecekondu sorununun da tek ve gerçekçi çözümü "Mortgage" kredisi sistemidir. Bunun nasıl gerçekleştirilebileceğini sonraki bir yazımda ele alacağım."Mortgage" sisteminin gelişmiş ülkelere en büyük katkısı ise, "Borçlandıran, yönetir" prensibidir. Gelişmiş ülkenin insanı, devletini korumaya uğraşır. İsteseniz de ona vergi kaçırtamazsınız. Yalnız kendisinin değil, komşusunun, işyerinin haklarını da korur. Yaşadığı çevreyi, işyerini temiz tutar; buraların yeni kalması, görüntüsünün bozulmaması için uğraş verir. Sokaktaki çiçekleri kopartmaz, evini her yıl boyar, arabasını bakımsız bırakmaz, trafik kurallarına uyar. Gelişmiş ülke insanının bu davranışı, "Kapitalist Düşünce Biçimi"ne
Roche, NeoRecormon adlı ilacı üç ayrı kuruma üç ayrı fiyattan satmış. Ama, fiyatlardan hiçbiri Sağlık Bakanlığının bu ilaç için belirlediği fiyatın üstünde değil. Yani, aslında Roche, kar marjını azaltarak ilacı bazı yerlere iskontolu satmış. Roche, bu düşük fiyatlı işlemleri "müşteri bağlama (promosyon)" amaçlarını güderek yaptığını, bu tür piyasa koruma davranışlarının her ilaç firması tarafından yapıldığını söylüyor. Zaten, ucuz fiyatla yapılan satışlar toplam satışların yaklaşık kırkta biri.Bakanlıkça titizlikle belirlenen üst fiyat aşılmadığı için, Rocheu kusurlu ilan etmek ve firma itibarını zedelemek gerçekten haksızlık. Ama belki de, bu kurgu rakip firmaların işine de geldi. Bu iddialardan sonra, eczaneler ve özellikle de SSK, Roche markalı ilaç alımlarını azalttı. NeoRecormon adlı kanser ilacı, Rocheun dünyadaki toplam gelirlerinin % 3.8ini oluşturuyor. Türkiyede iki rakibi daha var ama Rocheun ilacı rakip eşdeğer ilaçların toplamından fazla talep görüyor.Rekabet Kurumu Başkanlığı, Rocheun eski çalışanının başvurusu üzerine konuyu inceledi ve Rekabet Kurulu oybirliğiyle Rocheu aklama kararı aldı. İddia, Rocheun ayrımcılık yaparak hakim durumunu kötüye kullandığı
a) Bankalarca kredi verilecek konutların sigorta edilmiş olmaları gerekli. Sadece deprem sigortası yapılması yeterli olmuyor. Her durumu kapsayan geniş bir bina sigortası zorunlu. Şimdiki uygulamada bankaların şart koştukları hayat sigortası ise aslında zorunlu değil. Bazı bankaların ek olarak istedikleri "kefil" uygulaması ise, tamamen gereksiz ve zaten sistemin ruhuna aykırı.b) Bankalar ve kredi kullanan bakımından en önemli husus, kredinin faizi olacak. Faiz sabit veya değişken olabilir. Faiz değişken olsa bile, "bankalararası para piyasası" gibi bir piyasa faizine endekslenmiş olmalıdır. Bankalar, faizin değişken olması nedeniyle, istedikleri faizi uygulama serbestisi içinde olmamalıdır. Öte yandan, sabit faizli kredilerin değişken faizlilerden daha pahalı olması normal. Yine, vade uzadıkça faiz oranı da artacaktır. Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu(BDDK) bu kredilerde uygulanacak faiz sistemini düzenlemeli ve denetlemelidir.c) Faizlerin düşmesi halinde, kredi kullanınca, tamamen geri ödenip yeniden alınabilir veya yeni faizle uzatılabilir. Ancak, faizlerin ani olarak yükselmesi halinde sabit faizli kredi kullandırmış olan bankaların zor duruma düşmeleri durumuyla
Bakın, bu sistemin uygulanabilmesi için hangi şartların oluşturulması gerekli:a) Gayrimenkulün bulunduğu arsanın kadastrosu yapılmış, tapusu çıkarılmış, arsa veya arazi üzerindeki binanın iskanı ve ruhsatı alınmış olmalı. Yani, alınan kredi geri ödenemediği takdirde zorlanmadan satılabilmeli.b) Tapu kayıtlarının doğruluğu, önceki sahiplerinin bu gayrimenkul üzerinde bir haklarının bulunmadığı tespit ve sigorta edilmeli. Buna "tapu kayıtları sigortası (title insurance)" deniliyor. Bu sigorta olmadan gayrimenkul kredisi verilmesi bir banka için son derece riskli oluyor. Çünkü, bu krediler genellikle mutlaka geri ödenen veya ödenemezse gayrimenkul satılarak bedeli kolayca tahsil edilebilen krediler kabul edilip, bu nedenle faizleri düşük tutuluyor. Tapu kayıtları sigortası sağlayan şirketlerin kurulma ve çalışma şartları düzenlenmek zorunda.c) Ülkemizdeki tapu hakları ile uluslararası tapu hakları benzeştirilmelidir. Örneğin, ülkemizde tapular toprak altındaki veya üstündeki değerlerin mülkiyetini kapsamamaktadır. Sizin arsanızda çıkan bir su kaynağı, petrol veya maden devletindir. Buna benzer başka sıkıntılar da vardır. Bu sıkıntıların tümü Avrupa Birliği uyumu sırasında