"W" işi bitiriyor

16 Eylül 2004

Wnun ("W", Bush taraftarlarının parti konvensiyonunda onu desteklerken kullandıkları kısaltma) Cumhuriyetçi Parti Konvensiyonunda yaptığı konuşma ve verdiği görüntü muhteşemdi. Aynı gün, Kerry görülmemiş bir hata yaparak, Wnun konuşmasını eleştirmeye kalktı. Ama, hem eleştiri güçsüz hem de görüntü zayıftı. Kerry, kravatsız, yorgun ve gözleri neredeyse kapalı bir konuşma yaptı. Üstelik, hitap ettiği topluluk çok küçüktü.Rakipleri Busha bel altından vurup, onu Vietnam Savaşından, torpil yapıp kaçmakla suçluyor. Bush ise, böyle bir aracıya başvurulduğundan bile bilgisi olmadığını söylüyor. Amerikan halkı da artık bu tip iddialara fazla önem vermiyor. Onlar için en önemli iki konu terör ve ekonomi.Bush taraftarları ise, Kerryyi bundan önce şimdi söylediklerinin tam tersini savunmakla suçluyorlar. Kerry her yerde bu iddialara cevap yetiştirmeye çalışıyor. Bununla uğraşırken de, halkın önem verdiği temel noktaları gözden kaçırıyor.Bush terörün kaynağının ülke dışında olduğunu, gelişmekte olan ülkelerde demokrasiler yerleşmedikçe terörle mücadelenin olanaksız olduğunu söylerken, Kerry ABD içinde tedbir almakla terörün önlenebileceği fikrinde. Bu durumda, Amerikan halkı, yavaş yavaş Wya

Yazının Devamı

Yeni Osmanlı mı?

6 Eylül 2004

Bu yüzyılda dünya dört büyük gücün çatışma alanı olacak. Bunlardan en büyüğü ABD. Diğerleri; AB, Rusya ve Çin.ABD, zenginliği ve uluslararası sularda hareket edebilme olanağını da kullanarak, dünyanın en güçlü ülkesi ve lideri olma özelliğini bu yüzyılda da korumak istiyor. Korumak zorunda da.AB, kendisi de Avrupa kadar büyük olan ve yeniden uyanma periyoduna giren Rusyaya doğru genişleyemez. ABnin şu anda en büyük eksiği yeterli enerji ve doğal kaynaklarının olmaması. Bu kaynakların en bol bulunduğu bölge Ortadoğu. ABnin Ortadoğuya tek çıkış kapısı ise, Rusya olamayacağına göre, Türkiye. Bu yüzden, AB Türkiyeye doğru genişlemek zorunda ve Türkiyeden vazgeçemez. Ancak, Türkiyenin ABye üyeliği bir çok sorunu beraberinde getirecek. Bu nedenlerle, AB yıl sonunda vereceği cevapta, Türkiyeyi kaybetmeyi göze almadan, sorunların hafifletilebileceği çözüm için çalışacak. Eğer AB çıkarlarıyla çelişen karar almazsa, Türkiyenin üyeliğine verilecek cevap, bazı şartları da taşıyan bir "evet" olacaktır. Bu cevap önümüzdeki dönemde Türkiyeye olan ilgiyi arttıracaktır. Bu ise, hükümetin elini güçlendirecek; muhtemelen de AK Partiyi bir erken seçime götürecek. Seçim sonucunda oluşacak aritmetik

Yazının Devamı

Faiz dışı fazlanın kalitesi

4 Eylül 2004

Şu aşağıdaki tabloya bakınız: Hükümet faiz dışı fazlanın oranını biraz olsun azaltalım derken, IMF "Madem dediğime itiraz ediyorsunuz, bırakın söylediğim oranı tutturmayı, ayrıca bir de detaya iner fazlayı her bir kalemde nasıl tutturduğunuzu sorgularım" diyor. Bu ise, Maliye Bakanlığını ve Hazineyi iyice köşeye sıkıştırmak anlamına geliyor. Aylar Hazine Aylık Ortalama Bileşik Faizi TCMB Aylık TÜFE Beklenti Anketi Beklenen Reel Faiz Hazine İç Borç Stoku Ortalama Reel Faizi(*)Temmuz 2003 46.1 20.2 21.54Eylül 2003 32.2 17.7 12.31Kasım 2003 28.6 14.7 12.11 Aralık 2003 27.9 13.9 12.29 11.91(6.53)Ocak 2004 27.12 12.4 13.09 11.39(6.81)Şubat 2004 26.27 11.7 13.04 11.21(7.85)Mart 2004 25.55 11.0 13.10 11.34(7.33)Nisan 2004 24.02 10.5 11.22 12.33Mayıs 2004 28.90 11.1 16.02Haziran 2004 30.46 10.4 18.17Temmuz 2004 26.17 10.1 14.59(21.7.2004) (*) Piyasanın ve Hazine'nin açıklamalarının ortalamasıdır. Genellikle, Hazine bu ortalama oranların üçte biri altında reel faiz verdiğini söylemektedir. Parantez içindeki oranlar Hazine'nin rakamlarıdır.Bu tablo bize şunları gösteriyor:a) Hazinemiz dünyada mevcut en yüksek reel faizleri vermeye devam etmektedir.b) Enflasyon düşme trendine girmiş olsa

Yazının Devamı

Sıfırcı hocalar savaşının gerçek yüzü

2 Eylül 2004

Bu açıklamaya piyasa sert tepki verdi. Bakan Babacan, Moodysin analizlerinde, bilgi eksikliğiyle değerleme yaptığını söyledi. Bu tepkiler üzerine Moodys yeni bir açıklama yaparak, eleştiri dozunu yumuşattı.Moodysten bir hafta sonra, Standard and Poors (S&P) bardağın dolu tarafını ön planda tutan ve sadece risklerden bahseden bir açıklama yaptı. Daha sonraki hafta, Fitch ve JCRnin yine bardağın dolu tarafını öne çıkaran açıklamaları geldi. İşin ilginç yanı, bardağın dolu tarafını da, boş tarafını da görmek isteseler bütün "sıfırcı hocalar" notumuzu arttırdı. Daha ilginci ise "sıfırcı hocalar"ın Türk ekonomisi üzerinde canlarının istediği gibi ve sorumsuzca yorum yapmakta serbest olduklarını hissetmeleri.Gerçekte, "sıfırcı hocalar"ın bu savaşının arkasında, Türk bürokratlar ve siyasilerin savaşı yatıyor. Moodys tam anlamıyla Merkez Bankasıyla dirsek temasında. Dikkat edilirse Moodysin açıklaması Merkez Bankasının tartışmalı açıklamasının ardından geldi. Moodys gibi Merkez Bankası da açıklamalarını yumuşatmak zorunda kaldı. Bu yüzden her ikisinin de ne demek istediği iyi anlaşılamadı. Her ikisinin de söz birliği yaparak gerçekleştirmek istedikleri şey ise hükümeti sıkıştırıp IMFyle,

Yazının Devamı

Bana yakışmayan sorular

30 Ağustos 2004

Birincisi, hiçbir beklenti ve tesirle veya kasıtla yazı yazmam. Buna nedenim yok.İkincisi, kime neyin yakışacağı konusunda Sayın Ertürk karar veremez.Üçüncüsü, yalnız Çukurova değil, diğer bazı uygulamaları için de TMSFyi eleştirdim.Dördüncüsü, TMSFnin her konudaki cevabını aynen yayımladım.Beşincisi, TMSFnin işinin zor olduğunu ve Sayın Ertürkün cesaretle olayların üstüne gitmeye çalıştığını biliyorum.Altıncısı, aslına bakılırsa, iyi değerlendirilirse bizim eleştirilerimiz TMSFnin kurumsal kimliğini korumak için yapılıyor. Çünkü, hukuk devletinde kapalı kapılar ardında iş yapılamaz. Bir süre sonra, hesap önünüze gelir.Yedincisi, ben Türkiyenin en liberal kişilerinden birisiyim. Ama, devletin alacaklarını tahsille görevlendirilen bir kişinin, borçlu ağzıyla konuşmasını içime sindiremiyorum.Sekizincisi, TMSF her borçluya eşit mesafeyle yaklaşmak zorundadır.Dokuzuncusu, TMSF şeffaf olmak zorundadır.Onuncusu, TMSF yargı kararlarına uymak zorundadır.On birincisi, TMSF eleştirileri hoşgörüyle karşılamak ve cevaplamak zorundadır.Şimdi, TMSFye soruyorum:a) TMSFnin ilk protokolle rehin aldığı hisseler ve kıymetler, yeni protokolle yediemin sıfatıyla borçlunun adamlarının yönetimde

Yazının Devamı

TMSF hatasını kabul etti

26 Ağustos 2004

"Çukurova Grubuyla yaptığımız anlaşmaya ilişkin tereddütler konusundaki cevaplarımız aşağıdadır. Öncelikle "ana borç" olarak tanımladığınız meblağ, "kullanılan kaynak" anlamında ana para olmayıp Pamukbankın Fona devredildiği tarihe kadar işlemiş faizleri de içeren borç meblağıdır. Bu nedenle, bu meblağın altına inilmesinin anaparadan iskonto yapıldığı şeklinde yorumlanması yanlış olur.İlk protokolde borcun asgari üçte birinin ödenmesi halinde iskonto yapılacağı hükmü bu protokolün de şartları arasındadır. Bugün itibariyle borcun üçte birinin ödenmiş olmasını aramamız elbette mümkün değildir, ama eğer borcun üçte birine ulaşılmadan "default" durumu oluşursa o güne kadar ödenen borç tutarının iskontodan yararlanması mümkün değildir. Bu da protokole uyulmamasının parasal müeyyidesidir.Türkçe ile İngilizce versiyonlar arasındaki farklılık ise öyle "derin" sebeplere bağlanabilecek bir farklılık değildir. İngilizce versiyonu, 4 Ağustos tarihinde yaptığımız Türkçe basın açıklamasına dayanmaktadır. Oysa Türkçe açıklama Web sitemize konulurken biraz detaylandırılmış. Bu nedenle İngilizce versiyon ile Web sitemizdeki Türkçe açıklama arasında bir farklılık oluşmuş. Çok basit bir sebep. Bu

Yazının Devamı

Yabancılar, Çukurova metnini eksik okuyor

25 Ağustos 2004

a) Ana borç (protokol tarihine kadarki anapara ve faizi) 3.2 milyar dolar. 31.3.2003 tarihli ilk protokolle bu borcun libor artı yarım faizle 15 yılda ödenmesi üzerinde anlaşılmış. Ana borç 15 yıllık faiziyle birlikte 3.6 milyar dolar oluyor. Buraya kadar iyi. Ancak, 4.8.2004 tarihinde yapılan yeni ek protokolle borç toplamı yüzde 10.2 ile iskonto edilerek 26 aylık yeni ödeme planı için faiz dahil 2.1 milyar dolara düşürülüyor. Her şey iyi de, borç faizi dahil nasıl oluyor da ilk anaparanın altına düşüyor? Hem de çok altına. İlk sözleşmede, borcun üçte biri ödenirse borçta iskonto yapılabileceği hükmü varmış. İyi de, birincisi borcun 1/3ü ödenmemiş, ikincisi bu iskonto (faizin de yüzde 10.2 olduğu düşünülse) neredeyse yüzde 50ye yaklaşıyor. Çukurovanın Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonuyla (TMSF) yaptığı protokolün açıklanan bölümünü incelediğimde, anlayamadığım birkaç husus var: b) TMSF, ilk kez, biri Türkçe, biri İngilizce iki açıklama yaptı. Bu da doğal. Ancak, açıklamalardaki bilgiler birbirini tam olarak tutmuyor. Daha doğrusu, yabancı kreditörlere yönelik olduğu anlaşılan İngilizce açıklamada bazı atlanmış bölümler var. Türkçe açıklamadaki seçilmiş hükümler, İngilizcesinde yok.

Yazının Devamı

Hoppala

23 Ağustos 2004

Tarih, 2 Ocak 2004. Merkez Bankası basın bildirisi, madde 15: "Merkez Bankası, 2004 yılında da dalgalı kur rejimi altında örtük enflasyon hedeflemesine devam edecektir. Bu çerçevede parasal büyüklüklere de dikkat edilecek, ancak öncelik, gerçekleşecek olan enflasyonun hedeflenen düzeye yakınsanması olacaktır."Tarih, 19 Ağustos 2004. Merkez Bankası basın bildirisi, madde 2: "Öte yandan, açık ya da örtük biçimde enflasyon hedeflemesi uygulamasına geçilmesini engelleyen en önemli olgu, maliye politikasının yeteri kadar disiplin altında olmamasıdır. Hele, bu ekonomilerde bir de kamunun borç stoku çok yüksekse, açık veya örtük bir enflasyon hedeflemesinden söz etmek dahi mümkün olmayacaktır."Merkez Bankası şimdiye kadar "örtülü enflasyon hedeflemesi" uyguladığını söylerken, geçen hafta aniden "ne açık ne de örtülü enflasyon hedeflemesi" uygulamadığını söylemeye başladı.Ayrıca, bu basın bildirisinde bakın neler diyor:a) Maliye politikası yeteri kadar disiplin altında değildir. Yani, Unakıtan ve ekibi işini iyi yapamıyor.b) Kamu borç stoku yüksek ve disiplinsiz maliye politikası uygulayan bizim gibi ülkelerde, faiz yükseltilirse,- Hazine borcunun sürdürülebilirliği hakkındaki şüpheler

Yazının Devamı