Ege Hayallerin peşini bırakmayanlar

Hayallerin peşini bırakmayanlar

21.02.2022 - 07:01 | Son Güncellenme:

.

Hayallerin peşini bırakmayanlar

Büyük hayaller kurun. Çünkü sadece büyük hayaller insanları harekete geçirecek güce sahip olurlar.

Haberin Devamı

Marcus Aurelius

Bugünü biriktirdiğim öykülerle, özlü sözlerle dükkanı açıp kapatacağız. Şu dertli dünyada yeterinden fazla sorun yaşayarak tükenen insana biraz umut ne katar ki? Olsun. En azından umuda para ödenmiyor. O kendinden, bir içten geliş. Elektrik, doğal gaz istemiyor. Üstüne KDV’si de yok. O halde başlayalım.

Pablo Picasso ve “4”

“1881-1973 yılları arasında yaşayan Pablo Picasso’nun öğrencilik yıllarında matematik öğretmeni ile aralarında ilginç bir sorun yaşanıyormuş. Picasso, matematik dersinde ne zaman “4” sayısı ile karşılaşsa “4”ü öne doğru fırlamış bir burun olarak gördüğünden hemen geri kalan uzuvları da çizmeye başlıyormuş. Öylece matematik dersinde çözmesi gereken problemleri yarıda bırakıp “4” ile uğraşıyormuş. Öğretmeni onun bu davranışına ne yaptıysa engel olamamış. Her seferinde Picasso, bunu yapmak için dayanılmaz bir istek duyduğundan ve gözünün o anda başka bir şey görmediğinden bahsediyormuş. Hayal gücü oldukça geniş bu öğrenci, ilerki yıllarda yaptığı büyük eserler sayesinde sanat tarihinde önemli bir yere sahip olmuştur. ‘Hayallerinizi gerçekleştirmek için size sihirli gücü verecek aslan, her birimizin içinde yatıyor. Onu salıvermenin şimdi tam zamanıdır’ diyor Tony Robbins.”
Sürdürelim. Bizde hikaye çok. Okuyacak zaman ayırırsanız, sadece seviniriz.

Haberin Devamı

Hayallerin peşini bırakmayanlar

‘Rüyamın gerçekleştiğini görüyorsunuz’

“Guguk Kuşu’nun Yuvasının Üzerinden Biri Uçtu” filmindeki Hemşire Ratched rolüyle Film Akademisi Ödülü’nü alan Louise Fletcher, ödül törenini evde televizyondan izleyen, kulakları duymayan anne ve babasına hem konuşarak hem de elleriyle işaret dili kullanarak şu duygu yüklü mesajı göndermişti: “Bana hayal kurmayı öğrettiğiniz için size teşekkür ederim. Rüyamın gerçekleştiğini görüyorsunuz.”
Çocukluğumda Metin Oktay’ı, Lefter Küçükandonyadis’i, Can Bartu’yu düşlerdim. Giritli Saliha Hanım (annem olur) dürterdi, “Hadi sallanma. Pazar tezgahını kurmaya gidiyoruz”. Pazar tezgahlarını da kurduk, hayalleri de sürdürdük. Ama bir türlü Metin Abi’ye, Can Bartu’ya, Ordinaryüs Lefter’e ulaşamadık, uzanamadık. Onlar çok yüksekteydiler. Ulaşılamayanlardı. Onları çok özlüyorum.

Haberin Devamı

Bir hikaye daha

Kendisi, ünü büyük, ismiyle hala yaşayan Walter Elias Disney. 1901 yılında Chicago’da kendi halinde çiftçilik yapan bir ailenin çocuğu olarak dünyaya geldi. Onu diğer çocuklardan farklı kılan şey, hayal dünyasının oldukça geniş olmasıydı. Çevresindeki hayvanları inceliyor, onların insanlara benzeyen özelliklerini düşünüyor ve öyle ki hayalinde bir deve kuşuna bale yaptıracak kadar kafasında bunları canlandırıyordu. Disney, hayvanat bahçesinde uzun süre araştırmalar yaptı. Hatta hayvanların konuşmalarını anlayacak kadar onlarla birlikte olduğu söylenir. Çizimlerini gösterdiği Kansas City Star’ın yayın müdürü, yeteneğinin olmadığını söyleyerek umutlarını yıktı. Artık çok az bir paraya kilise için resimler çiziyor ve stüdyo olarak da babasının garajını kullanıyordu. Bir gün yine garajda resimler çizdiği esnada ortaya çıkan bir farenin hareketlerini izlemeye başladı. O güne kadar ki gözlemlerini ve hayal dünyasının zenginliğini de kullanarak bu fareyle ilgili çizimler yapmaya başladı. İşte dünyaca ünlü çizgi film kahramanı Mickey Mouse’un doğuşu böyle oldu. Ardından Neşeli Tavşan Oswald derken tüm Disney karakterleri... Walter Disney hayal gücü, gözlem ve yeteneğin birleştirilmesiyle ortaya ne muazzam şeyler çıkabileceğini bize göstermiş oluyordu aslında.
Hikayelerin bütünü Akın Halıcı’nın, “Hayata Yön Veren Öyküler” isimli kitabından alıntılanmıştır.
Esen kalın. Aydınlık günler.

Haberin Devamı

Diyalog

Bir gün, bir evde, bir kedi
Vardı.
O gün, bir evde, o kedi
Benden sıcaklığını esirgemedi.

O gün, evdeki o kedi
Beni bana götürdü, getirdi.
Ona şarkılarımı söyledim;
Uyudu, bakıyordum, benimleydi.

Bir ikilem oldu beklenmedik;
Geçmiş günlerin yumaklarını didikledi.
Var mıydı, yok, var gibi,
Kucağımdaydı kedi.

Gözlerindeydi gözlerim,
Gözleri gözlerimdeydi.
Ellerimi tırmalıyordu elleri...
Ürperdim, birden içim titredi.

Bir gün, bir evde, bir kedi
Vardı.
O gün, bir evde, o kedi
Beni ta çocukluğumdan aldı.

O gün, o evdeki, o kedi,
Bak-işte, neler olmuş der gibi,
Getirdi beni gençliğime bıraktı.
Anı bahçelerinde üşümek sıcaktı.

Haberin Devamı

(Özdemir Asaf)