01.12.2020 - 06:15 | Son Güncellenme:
milliyet.com.tr
31 Aralık 2019 tarihinde dünyaya resmen duyurulan haberin, kelimenin gerçek anlamıyla yüzyılın kabusuna dönüşebileceği o gün kimsenin aklına bile gelmemişti.
Çin'in açıkladığı koronavirüs salgını dalga dalga tüm dünyaya yayıldı, aylar içinde merkez üssü Avrupa'dan Kuzey ve Güney Amerika'ya ulaştı, sonbaharla birlikte yeniden Avrupa'ya döndü.
Son verilere göre 63 milyonu aşkın insana bulaşan ve 1 milyon 465 binden fazla can alan resmi adıyla Covid-19, ilk olarak Çin'in Hubei eyaletine bağlı Wuhan şehrinde görüldü.
Amerikan CNN International, Çin'in koronavirüs salgınını dünyadan nasıl gizlediğini belgeleriyle ortaya koydu ve haberi 'Çin'in Covid kaosunun birinci perdesi' başlığıyla manşetten verdi.
'Wuhan dosyaları' adıyla duyurulan haber, Çin lideri Xi Jinping'in 10 Şubat tarihinde başkent Pekin'de gerçekleşen, yani salgının merkez üssünden tam 1200 kilometre uzaklıktaki bir hastane ziyaretiyle başlıyor:
'İç belge, lütfen gizli tutun' olarak işaretlenmiş bir belgede, virüsün ilk tespit edildiği Hubei eyaletindeki yerel sağlık yetkilileri, 10 Şubat'ta 5 bin 918 yeni vaka raporlamış.
Bu rakam, kamuoyuna duyurulan resmi sayının tam iki katı ve o dönem açıklanmamıştı. Çin'in hesap sistemi salgının boyutlarını tam da vermemiş gibi görünüyor.
Daha önce açıklanmayan bu rakam, CNN ile paylaşılan ve doğrulanan Hubei İl Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezi'nden (CDC) sızan belgelerin 117 sayfalık ifşaatları arasında yer alıyor.
Birlikte ele alındığında, belgeler pandeminin başlangıcından bu yana Çin'den gelen en önemli sızıntıyı oluşturuyor ve yerel makamların bunları ne zaman bildiklerine dair içerden ilk kanalı sağlıyor.
Çarpıcı noktalardan biri, yerel Covid-19 hastalarının teşhis edilmesindeki yavaşlıkla ilgili. Hubei'deki yetkililer, ilk salgını halka etkili ve şeffaf olarak ele almış gibi sunmuş olsalar da, belgeler yerel sağlık görevlilerinin kusurlu test ve raporlama mekanizmalarına göre hareket ettiğini ortaya koyuyor.
Belgelerde Mart ayı başlarında yer alan bir raporda, semptomların başlangıcından doğrulanmış tanıya kadar geçen ortalama sürenin 23,3 gün olduğu belirtiliyor.
CNN'e konuşan uzmanlar, bu sürenin hastalığın yayılmasını yavaşlatmak konusunda çok uzun ve sorunlu olduğunu söyledi.
CNN, belgelerde açıklanan bulgular hakkında yorum almak için Çin Dışişleri Bakanlığı ve Ulusal Sağlık Komisyonu ile bölge CDC'sini denetleyen Hubei Sağlık Komisyonu'na ulaştı ancak yanıt alamadı.
Virüsün ilk ortaya çıktığına inanılan zamanda, belgeler başka bir sağlık krizinin daha ortaya çıktığını gösteriyor: Hubei'deki grip salgını.
Belgeler, vakaların bir önceki yıl kaydedilen düzeyin 20 katına çıkmasına neden olduğunu ve zaten baskı altında olan bir sağlık sistemi üzerinde muazzam düzeyde ek stres oluşturduğunu gösteriyor.
Yetkililerin belgede belirttiği üzere grip 'salgını' Aralık ayında yalnızca Wuhan'da değil, aynı zamanda komşu şehirler Yichang ve Xianning'de görüldü. Grip artışının Covid-19 salgını üzerindeki etkisi veya bağlantısı belirsizliğini koruyor.
Belgelerde de iki paralel krizin bağlantılı olduğuna dair herhangi bir öneri bulunmamakla birlikte, Hubei'deki grip patlamasının boyutları da henüz kamuoyuna açıklanmadı.
Belgeler, 10 Şubat ve 7 Mart olmak üzere iki güne ait çok geniş verileri gösteriyor ve bunlar da Çin'in dünyaya söyledikleriyle çelişiyor.
Analistler, bu tutarsızlığın büyük olasılıkla oldukça işlevsiz bir raporlama sistemi ve kötü haberleri bastırma refleksinin birleşiminden kaynaklandığını vurguluyor.
Bu belgeler, yetkililerin bildikleri ancak kamuoyuna açıklamaktan kaçındıkları şeyleri gösteriyor. 10 Şubat'ta Çin, ülke çapında 2,478 yeni teyit edilmiş vaka bildirdiğinde, belgeler Hubei'nin aslında farklı bir toplamla 5,918 vaka raporladığını gösteriyor.
Dahili sayı, o sırada Hubei'nin teşhis metodolojisinin tam kapsamı hakkında fikir veren alt kategorilere bölünmüş. O ay, Hubei yetkilileri günlük 'doğrulanmış vaka' sayısını açıkladılar.
Daha sonra da doktorlar tarafından 'klinik tanı kondu' şeklinde teşhis edilen ağır hastaların sayısını belirtmeden açıklamalarına "şüpheli vakalar"ı dahil ettiler.
Belgeler, testlerin başından beri hatalı olduğunu ve yeni vakaların teşhisinde haftalarca süren gecikmeler içeren bir raporlama sistemine yol açtığını gün ışığına çıkardı.
10 Ocak'ta, belgelerden biri, test tesislerinin denetimi sırasında yetkililerin yeni virüsü teşhis etmek için kullanılan SARS test kitlerinin etkisiz olduğunu ve düzenli olarak yanlış negatifler verdiğini belirtiyor.
Ayrıca bu belge, yetersiz seviyedeki kişisel koruyucu ekipmanların, virüs örneklerinin testten önce etkisiz hale getirildiğini de ifade ediyor.
Testlerdeki yavaşlık da başka önemli bir sorun. Ortalama 23,3 gün süren test sürecine ilişkin konuşan Johns Hopkins Sağlık Güvenliği Merkezi'nden Dr. Amesh Adalja, kalıcı gecikmenin halk sağlığı müdahalelerini yönlendirmeyi muhtemelen çok daha zor hale getirdiğin söyledi ve ekledi:
"Üç haftalık verilere bakıyorsunuz ve bugün için bir karar vermeye çalışıyorsunuz."
Rapor, Hubei Hastalık Kontrol Merkezi'ni yetersiz finanse edilmiş, doğru test ekipmanından yoksun ve Çin'in geniş bürokrasisinde genellikle göz ardı edildiği düşünülen motive edilmemiş personele sahip olarak nitelendiriyor.
CDC iç raporu, Hubei eyalet hükümetinin operasyonel finansmanının olmamasından şikayet ediyor ve personel bütçesinin yıllık hedefinin yüzde 29 altında olduğunu belirtiyor.
Rapor ayrıca, personelin resmi süreçler tarafından kısıtlandığının ve uzmanlıklarının tam olarak kullanılmadığını belirterek, CDC'nin salgın ilk çıktığında olayı araştırmadaki rolünün azaltıldığının altını çiziyor.
Rapor, CDC personelinin kontrolü almak yerine 'pasif bir şekilde' üstleri tarafından verilen görevi tamamlamaya zorlandıklarını da öne sürüyor.