Dini Bilgiler Ölüm ile İlgili Hadisler ve Ayetler Nelerdir?

Ölüm ile İlgili Hadisler ve Ayetler Nelerdir? 

28.08.2023 - 16:17 | Son Güncellenme:

Kur’an-ı Kerim’e göre ölüm ahiret yolculuğunun başlangıcıdır. Her ne kadar insanoğlu bu dünyada yaşamını yitirmiş olsa da öteki dünyaya olan göçü başlamıştır. Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed’in (S.A.V) hadislerinde ve Kur’an’da ölüm ile ilgili ayetler yer almaktadır. Ölüm ile ilgili hadisler ve ayetlerle ilgili detaylı bilgilere ulaşmak için içeriğimize göz atabilirsiniz.

Ölüm ile İlgili Hadisler ve Ayetler Nelerdir

Ölüm her canlının tadacağı bir olaydır. Her ne kadar fani dünyaya insanlar kendini kaptırsa da sonunda ölümle karşılaşacaktır. Öteki dünyaya yeni yolculuğun başlangıcı olan ölüm ile ilgili Kur’an’da ve Peygamber Efendimizin hadislerinde yer verilmiştir.  

Haberin Devamı

Ölüm ile İlgili Hadisler 

  • İbn Ömer anlatıyor: 

“Resûlullah (s.a.v.) ile birlikte idim. Ensardan bir adam gelerek Hz. Peygamber’e (s.a.v.) selâm verdi. Sonra şöyle dedi: ‘Ey Allah’ın Resûlü! Müminlerin hangisi daha faziletlidir?’ Hz. Peygamber, ‘Ahlâk bakımından en güzel olanları.’ buyurdu. Sonra adam, ‘Müminlerin hangisi daha akıllıdır?’ diye sordu. Hz. Peygamber, ‘Ölümü en çok hatırlayanları ve ölümden sonrası için en güzel şekilde hazırlananları. İşte onlar en akıllı olanlardır.’ diyerek cevap verdi.” (İbn Mâce, Zühd, 31) 

  • Ebû Hüreyre’nin naklettiğine göre, Resûlullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: 

“Lezzetleri yok edeni (yani ölümü) çok hatırlayın.” (Nesâî, Cenâiz, 3) 

  • Esmâ bnt. Umeys el-Has’amiyye’nin işittiğine göre, Resûlullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: 

“...(Gaflete) dalan, gülüp oynayan, kabirleri ve toprak altında çürümeyi unutan kul ne bedbahttır! Azan, haddi aşan, nereden geldiğini ve nereye gittiğini unutan kul ne bedbahttır!...” (Tirmizî, Sıfâtü’l-kıyâme, 17) 

Haberin Devamı
  • Ubâde b. Sâmit’ten nakledildiğine göre, Hz. Peygamber (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: 

“Her kim Allah’a kavuşmayı dilerse Allah da ona kavuşmayı diler ve her kim Allah’a kavuşmayı hoş görmezse, Allah da ona kavuşmayı hoş görmez.” (Buhârî, Rikâk, 41) 

  • Enes b. Mâlik’ten (r.a.) nakledildiğine göre, Hz. Peygamber (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: 

“Hiçbiriniz başına gelen bir sıkıntıdan dolayı ölümü istemesin. Eğer mutlaka isteyecek olursa, ‘Allah’ım, yaşamak benim için hayırlı olduğu sürece beni yaşat, ölüm benim için hayırlıysa canımı al!’ desin.” (Buhârî, Merdâ, 19) 

  • Ebû Hüreyre’nin naklettiğine göre, Resûlullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: 

“Ölmek üzere olanlarınıza, ‘Lâ ilâhe illâllâh’ (sözünü) telkin edin.” (Müslim, Cenâiz, 2) 

 

Ölüm ile İlgili Ayetler 

 

Âl-i İmrân / 143. Ayet  

Hani siz, ölümle yüzyüze gelmeden önce şehit olmak için can atıyordunuz. İşte şimdi, ölenlere seyirciler gibi bakıp dururken, onu açıkça gördünüz. 

Nisâ / 78. Ayet  

Her nerede olursanız olun, isterse tahkim edilmiş sağlam ve yüksek kaleler içinde bulunun ölüm mutlaka gelip sizi yakalar. Onlar bir iyiliğe kavuşsalar: “Bu, Allah’tandır” derler. Başlarına bir kötülük gelince de “Bu, senin yüzündendir” derler. De ki: “Nimet de, belâ da hepsi Allah’tandır!” Fakat bu adamlara ne oluyor ki, bir türlü sözü anlamaya yanaşmıyorlar? 

Enbiyâ / 34. Ayet  

Rasûlüm! Senden önce biz hiçbir insana ölümsüzlük vermedik. Şimdi, sen öleceksin de, senin ölümünü dört gözle bekleyen o inkârcılar dünyada ebedî mi kalacaklar?  

Haberin Devamı

Enbiyâ / 35. Ayet  

Her nefis mutlaka ölümü tadacaktır. Biz sizi, gerçek değerinizi ortaya çıkarmak için şerle de hayırla da imtihan ediyoruz. Sonunda zâten bize döneceksiniz.  

Cum'a / 8. Ayet  

De ki: “Kendisinden kaçıp durduğunuz ölüm var ya, sonunda o, mutlaka gelip sizi bulacaktır. Sonra duyuların ötesinde olan şeyleri de, duyular sahasına giren her şeyi de çok iyi bilen Allah’ın huzuruna çıkarılacaksınız; O da size yaptıklarınızı tek tek haber verecektir.”  

Mülk / 2. Ayet  

O ki, hanginizin daha güzel işler yapacağını denemek için ölümü ve hayatı yarattı. Kudreti dâimâ üstün gelen ve günahları çok bağışlayan yalnız O’dur.  

Hâkka / 8. Ayet  

Şimdi sen onlardan arda kalan bir kimse görebiliyor musun?  

Âl-i İmrân / 185. Ayet  

Her nefis ölümü tadacaktır. Yaptıklarınızın karşılığı ancak kıyâmet günü tastamam verilecektir. Kim cehennemden uzaklaştırılıp cennete konulursa, gerçekten o kurtuluşa ermiştir. İyi bilin ki, bu dünya hayatı, aldatıcı bir faydadan başka bir şey değildir.  

Nisâ / 18. Ayet  

Yoksa hayatı boyunca günah işleyip işleyip de, nihâyet kendisine ölüm gelip çattığında: “Ben şimdi tevbe ediyorum” diyenlerin ve kâfir olarak ölenlerin tevbeleri kabul edilmeyecektir. Biz, böyleleri için can yakıcı bir azap hazırladık.  

Haberin Devamı

En'âm / 60. Ayet  

O Allah, sizi geceleyin ölü gibi uyutuyor, gündüzleyin ne yaptığınızı biliyor, sonra sizi belirlenmiş ecelin tamamlanması için sabah vaktinde uyandırarak yeniden diriltiyor. En sonunda dönüşünüz O’na olacak, o da size yaptıklarınızı bir bir haber verecektir.  

En'âm / 62. Ayet  

Sonra alınan o canlar gerçek sahipleri olan Allah’ın huzuruna getirilirler. İyi bilin ki, bütün hüküm ve tasarruf yetkisi yalnız O’na aittir ve O hiç geciktirmeden, en çabuk bir şekilde hesap görendir.  

İbrahim / 18. Ayet  

Rablerini inkâr edenlerin durumu şuna benzer: Onların bütün yaptıkları, fırtınalı bir günde rüzgârın şiddetle savurduğu bir kül yığını gibidir. Böylece onlar, kazandıkları hiçbir şeyin faydasını göremezler. İşte bu, doğru yoldan tamâmen uzak ve derin sapıklığın ta kendisidir.  

Haberin Devamı

Ahzâb / 16. Ayet  

De ki: “Eğer ölmekten veya öldürülmekten kaçıyorsanız, bilin ki bu kaçışın size bir faydası olmayacaktır. Çünkü bugün ölümden kaçsanız bile, dünya nimetlerinden ancak pek az bir süre faydalanacaksınız.”  

Zümer / 30. Ayet  

Rasûlüm! Gerçek şu ki sen de öleceksin, onlar da ölecekler.  

Zümer / 42. Ayet  

Allah, ölümleri anında ruhları bedenlerden çekip alır. Henüz ölüm vakti gelmemiş olanların ruhlarını ise uyudukları sırada alır; sonra ölümüne hükmettiği kimselerin ruhlarını berzah âleminde tutar; diğerlerini de belirlenmiş bir süreye kadar yaşamaları için serbest bırakır. Elbette bunda, etraflıca ve sistemlice düşünen bir toplum için nice dersler ve ibretler vardır.  

Cum'a / 6. Ayet  

De ki: “Ey yahudiler! İnsanlar içinde yalnızca kendinizin Allah’ın dostları olduğunu sanıyorsanız ve bu iddianızda samimi iseniz, haydi ölümü arzu edin de görelim!”  

Bakara / 19. Ayet  

Yahut onların misâli, semadan boşanan ve içinde karanlıklar, gök gürültüsü ve şimşek bulunan sağanağa yakalanmış kimselerin hâli gibidir. Yıldırımların saçtığı dehşetle ölüm korkusundan parmaklarını kulaklarına tıkarlar. Halbuki Allah, kâfirleri çepeçevre kuşatmıştır.  

Bakara / 56. Ayet  

Sonra ölümünüzün ardından belki şükredersiniz diye sizi tekrar diriltmiştik.  

Bakara / 94. Ayet  

Onlara şöyle de: “Eğer âhiret yurdunun saâdeti, başkalarına değil de Allah yanında sadece size ait ise ve siz de bu inancınızda da samimi iseniz, haydi ölümü isteyin de görelim!”  

Bakara / 95. Ayet  

Fakat onlar, daha önce işledikleri günahlar yüzünden hiç bir zaman ölümü isteyemezler. Allah, o zâlimleri çok iyi bilir.  

Bakara / 133. Ayet  

Yâkub son nefesini verirken yoksa siz de orada mıydınız? O sırada Yâkub oğullarına: “Benden sonra kime kulluk edeceksiniz?” diye sormuş, onlar da: “Sadece senin ilâhına; ataların İbrâhim, İsmâil ve İshâk’ın ilâhı olan tek Allah’a kulluk edeceğiz. Biz sadece O’na teslim olmuşuz” demişlerdi.  

Bakara / 164. Ayet  

Göklerin ve yerin yaratılışında, gece ile gündüzün birbiri ardınca gelişinde, insanlara faydalı şeyler taşıyarak denizde akıp giden gemilerde, Allah’ın gökten indirip de kendisiyle ölümünden sonra yeryüzünü dirilttiği ve üzerinde dolaşan her türlü canlıyı yaydığı yağmurda, gökle yer arasında emre hazır bekleyen rüzgarları ve bulutları farklı yönlerde evirip çevirmesinde aklını kullanan bir topluluk için elbette Allah’ın varlığını ve birliğini gösteren deliller vardır.  

Bakara / 180. Ayet  

Birinize ölüm yaklaştığı vakit, eğer geride mal bırakıyorsa, anaya, babaya ve yakın akrabaya meşrû bir biçimde vasiyette bulunmak size farz kılındı. Bu, takvâ sahiplerinin yerine getirmesi gereken bir borçtur.  

Bakara / 243. Ayet  

Sayıları binlerce olduğu halde ölüm korkusuyla yurtlarını terk edip gidenleri görmedin mi? Allah onlara: “Ölün!” buyurdu; öldüler de sonra onları yeniden diriltti. Doğrusu Allah, insanlara karşı çok lutufkârdır, fakat insanların çoğu şükretmez.  

Bakara / 259. Ayet  

Veya şu kimsenin hâline bakmaz mısın ki o, altı üstüne gelip harap olmuş ıpıssız bir şehirden geçerken: “Allah, harabeye dönmüş bu yeri acaba nasıl diriltecek?” demişti. Bunun üzerine Allah onu öldürüp yüz yıl sonra diriltti. Sonra da kendisine “Burada ne kadar kaldın?” diye sordu. O da: “Ya bir gün, yahut daha az” dedi. Allah şöyle buyurdu: “Hayır, yüz sene kaldın. Şimdi yiyeceğine ve içeceğine bak, hiç bozulmamış! Bir de eşeğine bak, kemikleri nasıl çürümüş! Biz seni insanlara yeniden dirilmenin gerçekliğine dâir bir delil kılalım diye böyle öldürüp dirilttik. Şimdi de şu kemiklere bak, onları nasıl da birleştirip yerli yerine koyuyor, sonra da onlara et giydiriyoruz!” O kişi, gerçek bu şekilde kendisine apaçık belli olunca: “Artık çok iyi biliyorum ki Allah, her şeye hakkıyla güç yetirendir” dedi.  

Âl-i İmrân / 168. Ayet  

Kendileri evlerinde oturup savaştan geri kaldıkları yetmiyormuş gibi, üstelik savaşıp şehit düşen kardeşleri hakkında da: “Sözümüzü dinleselerdi öldürülmezlerdi” dediler. Onlara de ki: “Eğer doğru söylüyorsanız, haydi ölümü kendi başınızdan savın da görelim!”  

Nisâ / 15. Ayet  

Kadınlarınızdan fuhuş yapanlara karşı içinizden dört şâhit getirin. Bunlar şâhitlik ederlerse, o kadınları, ölüm kendilerini alıp götürünceye veya Allah haklarında bir çıkış yolu belirleyinceye kadar evlerde tutun, dışarı bırakmayın.  

Nisâ / 100. Ayet  

Kim Allah yolunda hicret ederse, yeryüzünde barınacak pek çok güzel yer ve maddî-manevî genişlik ve bolluk bulur. Kim de evinden Allah ve Rasûlü’ne hicret etmek niyetiyle çıkar, sonra da hedefine varmadan kendisine ölüm yetişirse, artık onun mükâfatı şüphesiz Allah’a aittir. Allah çok bağışlayıcıdır, engin merhamet sahibidir.  

Mâide / 106. Ayet  

Ey iman edenler! Birinize ölüm gelip çattığı zaman vasiyet esnâsında sizden adâletli iki kişi; şâyet ölüm musîbeti yolculuk yaparken sizi yakalarsa sizden olmayanlardan iki kişi aranızda şâhitlik yapsın. Eğer şâhitlerden şüphelenirseniz, namazdan sonra onları alıkoyun ve kendilerine şöyle yemin ettirin: “Vallahi, akrabamız bile olsa biz yeminimizi hiçbir menfaat karşılığında satmayız ve Allah’ın emâneti olan bu şâhitliği de asla gizlemeyiz. Böyle yaparsak mutlaka günahkârlardan oluruz.”  

En'âm / 61. Ayet  

O, kullarının üzerinde her istediğini yapma kudret ve kuvvetine sahiptir. Ayrıca üzerinize, yaptıklarınızı kaydeden ve sizi koruyan melekler gönderir. Nihâyet birinize ölüm gelip çattığında elçilerimiz onun canını alırlar; vazîfelerini yerine getirirken de en küçük bir kusur ve ihmalde bulunmazlar.  

En'âm / 93. Ayet  

Allah hakkında yalan uyduran veya kendisine hiçbir şey vahyedilmediği halde “Bana vahiy geliyor” iddiasında bulunan kimseden, bir de: “Allah’ın indirdiğinin benzerini ben de indiririm” diyenden daha zâlim kim olabilir? Sen o zâlimlerin ölümün şiddetli sıkıntıları içinde can çekiştikleri ve meleklerin onlara pençelerini uzatarak: “Haydi çıkarın canlarınızı! Allah hakkında gerçek dışı sözleriniz ve O’nun âyetlerini büyüklük taslayıp kabul etmeyişiniz yüzünden bugün aşağılayıcı bir azapla cezalandırılacaksınız” dedikleri zaman onların hâlini bir görsen.  

En'âm / 162. Ayet  

De ki: “Şüphesiz benim namazım, bütün ibâdetlerim, hayatım ve ölümüm, Âlemlerin Rabbi Allah içindir.”  

Enfâl / 6. Ayet  

Gerçek apaçık ortaya çıktıktan sonra onlar, sanki göz göre göre ölüme sürükleniyorlarmış gibi, hâlâ savaş konusunda seninle münâkaşa edip duruyorlardı.  

Hûd / 7. Ayet  

Sizi imtihan edip hanginizin daha güzel amel işleyeceğini ortaya çıkarmak için gökleri ve yeri altı günde yaratan O’dur. Arşı ise daha önce su üzerinde idi. Buna rağmen şayet: “Siz öldükten sonra kesinlikle diriltileceksiniz” diyecek olsan, inkâra saplananlar muhakkak: “Bu düpedüz bir büyüden başka bir şey değil” derler.  

İbrahim / 17. Ayet  

O berbat suyu azar azar yudumlamaya çalışacak, fakat bir türlü boğazından geçiremeyecek. Ayrıca ölüm onu dört bir yandan kuşatacak; fakat, ölmek istese bile, asla ölüp kurtulamayacak! Ardından da daha şiddetli bir azap gelecek.  

Nahl / 65. Ayet  

Allah, gökten su indirir de onunla ölümünden, kuruyup katılaştıktan sonra yeryüzünü diriltir. Elbette bunda gerçeğe kulak verecek bir toplum için açık bir işaret ve mühim bir ders vardır.  

İsrâ / 75. Ayet  

O takdirde biz de sana hem yaşarken hem de ölünce kat kat acılar tattırırdık. Sonra bize karşı sana yardım edecek kimseyi de bulamazdın.  

Enbiyâ / 8. Ayet  

Biz peygamberleri, yeme içme ihtiyacı olmayan birer bedenden ibaret kılmadık. Hem onlar ölümsüz de değildiler.  

Mü'minûn / 99. Ayet  

Nihâyet o kâfirlerden birine ölüm geldiği zaman şöyle der: “Rabbim, ne olur, beni hayata geri döndür!”  

Ankebût / 57. Ayet  

Her nefis ölümü mutlaka tadacaktır. Sonra da bizim huzurumuza döndürüleceksiniz.  

Ankebût / 63. Ayet  

Yine onlara: “Gökten suyu indirip, ölümünden sonra yeryüzünü onunla dirilten kimdir?” diye soracak olsan, mutlaka “Allah’tır” derler. Buna karşılık sen de onlara de ki: “Bütün deliller kendisinin yegâne Rab ve İlâh olduğunu gösteren Allah’a hamdolsun!” Fakat insanların çoğu akıllarını kullanıp gereği gibi düşünmezler.  

Rûm / 19. Ayet  

O, ölüden diriyi çıkarır, diriden ölüyü çıkarır ve kışta ölümünün ardından baharda yeryüzünü tekrar diriltir. İşte siz de öldükten sonra böyle diriltilip, kabirlerinizden çıkarılacaksınız.  

Rûm / 24. Ayet  

O’nun varlığının delillerinden biri de size, hem korkuya kapıldığınız hem de yağmur geleceği umuduyla sevindiğiniz şimşeği göstermesi ve gökten su indirerek onunla ölümünden sonra yeryüzünü diriltmesidir. Gerçekten aklını kullanmasını bilen bir toplum için bunda nice dersler ve işaretler vardır.  

Rûm / 50. Ayet  

Şimdi bak Allah’ın rahmet eserlerine ki, ölümünün ardından yeryüzünü nasıl diriltiyor! Şüphesiz bunu dirilten, ölüleri de kesinlikle diriltecektir. O’nun her şeye gücü yeter.  

Secde / 11. Ayet  

De ki: “Sizin için tâyin edilen ölüm meleği sizi öldürecek, sonra da Rabbinizin huzuruna çıkarılacaksınız.”  

Ahzâb / 19. Ayet  

Onlar, Allah yolunda size yardımcı olmada çok cimri ve pek isteksizdirler. Korku dolu anlar geldiğinde onları, üzerlerine ölüm baygınlığı çökmüş kimsenin bakışı gibi, gözleri korkudan yerinden fırlamış bir halde yardım için sana baktıklarını görürsün. Korku hâli geçtiğinde ise, elde edecekleri mala karşı aşırı hırslı kimseler olarak keskin dilleriyle sizi incitirler. Onlar gerçekte iman etmiş değillerdir. Bu yüzden Allah da onların bütün yaptıklarını boşa çıkarmıştır. Şüphesiz bu, Allah için pek kolaydır.  

Sebe' / 14. Ayet  

Süleyman’ın ölümünü takdir edip canını aldığımızda, son derece ağır işlerde çalışan cinler, onun öldüğünü ancak üzerine dayandığı değneğini kemiren bir ağaç kurdu sayesinde fark edebildiler. Değnek kırılıp Süleyman yere yıkılınca anlaşıldı ki, eğer cinler gerçekten duyularının ötesinde olup bitenleri bilmiş olsalardı, Süleyman öldüğü halde, kendilerini böyle zelil ve perişan eden ağır işleri yapmaya devam etmezlerdi.  

Fâtır / 9. Ayet  

Allah odur ki, rüzgârları gönderir, onlar da bulutları harekete geçirir. Derken biz o bulutları ölü bir beldeye sevk ederiz de, ölmüş olan toprakları bulutlardan inen yağmurlarla diriltiriz. Ölülerin diriltilmesi de işte böyledir.  

Sâffât / 59. Ayet  

“Dünyadan ayrılırken tattığımız o ilk ölümümüzden başka? Azaba da uğratılmayacağız, değil mi?”  

Zümer / 31. Ayet 

Sonra siz kıyâmet günü Rabbinizin huzurunda duruşmaya çıkacak ve orada birbirinizle dâvalaşacaksınız.  

Duhân / 35. Ayet  

“Bir kez öldük mü artık her şey bitmiştir; bir daha diriltilecek falan değiliz.”  

Duhân / 56. Ayet  

Dünyadaki ilk ölüm dışında artık orada bir daha ölüm tatmazlar. Allah onları kızgın alevli cehennem azabından da koruyacaktır.  

Câsiye / 5. Ayet  

Gece ile gündüzün peş peşe gelmesinde, Allah’ın gökten yağmur indirip onunla yeryüzünü ölümünden sonra diriltmesinde ve rüzgârları değişik yönlerden estirmesinde de aklını kullanan bir toplum için nice deliller vardır.  

Câsiye / 21. Ayet  

Yoksa kötülükleri işleyip duranlar, kendilerini iman edip sâlih ameller yapanlarla bir tutacağımızı mı sanıyorlar? Hayatları, ölümleri ve ölümden sonraki durumları aynı olacak, öyle mi? Ne kötü hüküm veriyorlar!  

Muhammed / 20. Ayet  

İman edenler: “Keşke savaşa izin veren bir sûre indirilseydi” diyorlardı. Fakat mânası açık, hükmü kesin bir sûre indirilip de içinde savaş emri zikredilince, kalplerinde hastalık bulunanların, üzerine ölüm baygınlığı çökmüş birinin baktığı gibi sana baktıklarını görürsün. Halbuki onlara yakışan şuydu:  

Kaf / 11. Ayet  

Kullarımıza rızık olsun diye. Biz o yağmurla ölü toprağa can veriyoruz. İşte öldükten sonra kabirlerden çıkışınız da böyle ola­caktır.  

Kaf / 19. Ayet  

Derken ölüm sarhoşluğu tüm gerçekliği ile gelip çatacak: “Ey insan! İşte bir ömür boyu kendisinden nefret edip kaçtığın şey budur!” denecek  

Vâkıa / 17. Ayet  

Etraflarında hiç yaşlanmayan gençler hizmet için âdeta per­vâne olur;  

Vâkıa / 60. Ayet  

Aranızda ölümü şaşmaz bir plan çerçevesinde takdir eden biziz. Engel olabilecek hiçbir güç yoktur sizi öldürmemize.  

Hadid / 17. Ayet  

Şunu bilin ki Allah, ölümünden sonra yeryüzünü nasıl tekrar diriltiyorsa, aynı şekilde yer gibi katılaşmış kalplerinizi de zikir ve Kur’an tilâvetiyle yeniden diriltir. Şüphesiz biz, aklınızı kullanmanız için kudretimizi gösteren delilleri böylece açıklamış bulunuyoruz.  

Cum'a / 7. Ayet  

Oysa onlar işledikleri günahlar yüzünden ölümü asla istemezler. Allah ise, o zâlimleri çok iyi bilmektedir.  

Münâfikûn / 10. Ayet  

Sizden birine ölüm gelip de: “Rabbim! Ne olurdu ecelimi biraz daha erteleseydin de sadaka verip iyi kullardan olsaydım!” diye yalvarmadan önce size verdiğimiz rızıklardan Allah yolunda harcayın. 

Hâkka / 27. Ayet  

“Ah, keşke ölüm her şeyi bitirmiş olsaydı!”  

Müddessir / 47. Ayet  

“Böyle gaflet içinde yaşayıp giderken kaçınılması mümkün olmayan ölüm gerçeği geldi çattı.”  

Kıyamet / 29. Ayet  

Ölüm acısıyla kıvranıp, bacağı bacağına dolaşacak.  

Tekâsür / 1. Ayet  

Mal, evlat ve akraba çokluğu ile övünmek sizi öyle aldatıp oyaladı ki,  

Tekâsür / 2. Ayet  

Nihâyet kabirleri ziyâret ettiniz.