Yaz aylarında olduğu gibi, şu günlerde de “Öğretmen olmak vardı” diyenlerin sayısı bir hayli fazla. Sanıyorlar ki okullar kapandı, öğretmenler evde keyif yapıyor. Evinde öğrenci olan, durumun öyle olmadığının farkında ama diğerlerine, gel de anlat...
Eğitim Ajansı, yazarlarından Türkçe Öğretmeni Gurbet Duymuş, görüşlerini öylesine çarpıcı ve öylesine etkileyici dile getirmiş ki tüm öğretmenlere tercüman olmuş:
‘Öğrenciyi özledik’
“Korona diye bir virüs geldi; toplumu, insanlığı, dünyayı altüst etti. Eğitimi de altüst etti. Sınıflarımızdan, çocuklarımızdan koptuk. Siz bilir misiniz yüz yüze olmak, bir çocuğun kafasını okşamak, bir çocuğa ‘çak yapmak’, bir çocuğun size kucak dolusu sarılması ve sınıfta bir espriye tüm çocuklarınızla ağız dolusu gülmek, bazen alakasız bir cevapla gelen yepyeni öğretme, öğrenme yöntemleri ve göz teması kurmanın keyfi hiçbir yerde, hiçbir şeyde yoktur.
‘Öğretmenler evde yatıyor’ diyorlar.
Sınavlar adayları ve ailelerini tedirgin etmeye devam ediyor. Öğretmenlik stajı yapması gerekenler okullar kapandığı için ne yapacağını bilmez halde, özel öğretim kurumlarında çalışanlar, ücretli öğretmenler ve usta öğreticiler önlerini göremiyor, gelirleri kesilen kurumlar, part-time çalışan öğrenciler, kalmadıkları yurt ve evlere kira ödeyenler, ataması yapılıp da göreve başlayamayanlar zor durumda!
İşte bu yüzden, MEB, YÖK ve ÖSYM daha etkin bir rol üstlenmeli ve ilgili kurumları daha aktif bir şekilde yönlendirmeli ve denetlemelidir!..
Açıköğretim sınavları?
Anadolu Üniversitesi Açıköğretim İktisat ve İşletme fakülteleri bahar dönemi ara sınavları, 18 Nisan-7 Mayıs tarihlerini kapsayan 20 günlük süreçte, internet tabanlı ortamda yapılacakmış!
Detaylar çok önemli!
Aynı sorularla mı yapılacak, güvenlik nasıl sağlanacak, dijital altyapı yeterli mi?
Adayların yarım milyonu son gün sınava girerse ne olacak?
Bu konuda soruların kişiye özel olacağı, tüm internet platformlarından erişimin g
Halk eğitimi gibi halk sağlığı da kamusal bir sorumluluktur ve ömür boyu sürer.
Sağlık personelimiz kendi sağlığı pahasına canla başla çalışmaya devam ediyor ama hasta olanların sayısı hızla artıyor.
Onların yükünü hafifletmenin yolu ise halk sağlığından geçiyor!
Bu konuda da acilen bir Bilim Kurulu oluşturulmalı ki salgını kontrol altına alalım. Yığılmayı önleyip, hastanelerimizi ve sağlık personelimizi rahatlatalım.
Sahada yani sokakta kaç Halk Sağlığı Uzmanı var bilmiyoruz ama koruyucu tedbirlere en çok ihtiyaç duyduğumuz günlerden geçiyoruz!
Hasta olmadan, hastalığı önleyelim!..
İlk günden bugüne, kısıtlı eleman sayısıyla, korona testlerini ve uyarıcı önlemleri başarıyla gerçekleştiren tüm halk sağlığı personelini de tıpkı diğer sağlık personelimiz gibi ayakta alkışlıyoruz...
LGS otomatiğe bağlandı
Korona ile birlikte yeni bir dünya düzeni kuruluyor.
Tüm alışkanlıklarımız gibi tatil alışkanlıklarımızda da müthiş değişiklikler olacak.
Koronavirüsün de SARS gibi sıradanlaşmasıyla, uzun vadede, belki her şey normale döner ama bu yaz çok farklı olacak.
Hâlâ tatile giden olur mu? Tatil düşünülmeli mi? Daha da önemlisi turizm sektörü ne olacak?
Tek tek ela alalım:
Hâlâ tatile giden olacak mı? Evet olacak ama hemen herkesin kendine göre özel koşulları olacak. Örneğin, yazlıklara yönelme ve ev kiralama tavan yapabilir. Çünkü bireysel tatil öne çıkacak!
Otel ya da tatil köylerinde de turistlerin bir araya gelmeyeceği, çok farklı modeller oluşacak. Havuz gibi ortak alanların kullanımı minimuma inecek, açık büfe tarih olacak, tek kullanımlık servis malzemeleri zorunlu hale gelecek, açık ve özellikle de kapalı eğlence mekânları en uzak durulacak nokta olacak!
Bir milyon Açıköğretim Fakültesi (AÖF) öğrencisinin 18-19 Nisan’da bahar dönemi sınavı var ve hâlâ ertelenmedi!
Rektör, “Açıköğretimde dersler şu anda devam ediyor. Sınavla ilgili, koronavirüsün size engel olamayacağı bir çözüm üretmeye çalışıyoruz” demiş!
İlginç hem de çok ilginç bir açıklama!
MEB ve YÖK de keşke bu dâhiyane çözümü bekleseydi!
Çok merak ettim: Bir milyon öğrenciyi koronavirüsten etkilemeden nasıl bir sınav olacak?
Sanal sınav mı?
Çok zor ama imkânsız değil!
Merakla bekliyoruz!..
Zor günlerden geçiyoruz. Ne kadar önlem alınsa da gözden kaçanlar oluyordur.
Hemen paniğe kapılmayın, demoralize olmayın, umudunuzu kesmeyin. Size uzanan bir el mutlaka olacaktır!..
Başta ücretli öğretmenler olmak üzere eğitimin hiçbir alanında, öyle ya da böyle, kesinlikle mağduriyet yaşatılmamalı!
Hiç kimse keyiften evinde oturmuyor, otursa da öğrencisiyle bağını kopartmıyor.
Devlet, mağdur yaratmaz, tam aksine kucaklar ve eminiz ki öyle de yapacaktır!
Biz bugüne kadar hep böyle gördük, böyle de devam edecektir...
Annelerin perişanlığı
En fedakâr anneler bile isyanda. Çünkü eve hapsolmak hiç de kolay değil.
Üniversite sınavları bir ay sonraya, 25-26 Temmuz’a ertelendi! Üniversite sınavıyla aynı tarihe gelen KPSS alan sınavları da muhtemelen ertelenecek.
LGS tarihi ve içeriği konusunda da gelişmeler söz konusu. Milli Eğitim Bakanı Selçuk “LGS kapsamındaki merkezi sınav sadece birinci dönem müfredatından yapılacak. Sınav tarihi değişmeyecek” dedi.
Adaylar, diğer sınavlar konusunda da açıklama bekliyor! ÖSYM Başkanı bu konuyla ilgili bir duyuru yapacak.
YÖK, doğru zamanda, doğru olanı yaptı. Kamuoyunun merakla beklediği sorulardan bazıları, bizzat YÖK Başkanı Saraç tarafından cevaplandırıldı.
Saraç, “Üniversite sınavda sorulacak sorular, bu soruların kapsamı ve alanları, MEB’den gelen teklife göre şekillenecek” dedi. “Bahar dönemi uzaktan öğretimle, uygulamalı dersler de yaz okulunda gerçekleşecek” diye konuştu.
Umarız, MEB de bu konuda bir an önce açıklama yapar.
Gelen duyumlar, Liselere Giriş Sınavı LGS içeriğinin, yüz yüze eğitim yapılan konularla alakalı olacağı yönünde.
Uzaktan öğretimle
Bu söz eskiden beri hep söylenir. Haklı çıkartacak o kadar çok örnek var ki bugün bir kez daha dile getirmek zorunda kaldık.
Uzaktan eğitim şu günlerin en popüler kavramı! MEB bir yandan, YÖK ve üniversiteler öte yandan harıl harıl uzaktan eğitim yapıyor. Beğeneni bulmak ise çok zor.
Öyle ya da böyle başladı ve gidiyor. Umarız daha da iyi noktalara gideceğiz.
Öğretmenin ve özellikle de okulun önemi bir kez daha anlaşıldı. Bu bile sevindirici... Şimdi sizi 2005’e ait bir haber metniyle baş başa bırakıyorum. Okuyun, sonra hep birlikte, nereden nereye sorusunun cevabını arayalım!