Eğitimle barışık kent Antalya

22 Mart 2009

9. Yükseköğretim Tanıtım Ganleri ve Eğitim Fuarı için dün Antalya’daydım. Hava muhteşemdi. Denize giren turistler de vardı güneşleyenler de. Ama havadan, denizden ve doğal güzelliklerden çok daha muhteşem olanı gençlerdi.
Antalya’ya ne zaman gelsem hep mutlu dönüyorum. Çünkü soran, sorgulayan, her zaman çok daha iyisini arayan gençlerle karşılaşıyorum. Hemen her yıl ÖSS’de ilk üçe girmeleri boşuna değil.
Fen, anadolu, sosyal bilimler, klasik ve meslek liseleriyle tüm öğrencileri, istisnasız Türkiye’nin en donanımlı lise öğrencileri. Kaleiçi Rotary ve Rotaract Kulüplerinin ortaklaşa düzenlediği bu etkinliğe bir, ikisi hariç kuruluşundan bu yana geliyorum. Katılımcı üniversite sayısı bu yıl 50’ye ulaşmış. KKTC ve yurtdışı üniversitelerden temsilciler de vardı. Standlar, her yıl olduğu gibi bu yıl yine çok yoğundu. Üç günde 30 bin yakın kişi gezmiş.
Üç gün boyunca değişik konferanslar gerçekleşmiş. Bizim sohbetimizin konusu ise yeni sınav sistemi,

Yazının Devamı

YÖK’ü izlemeye devam edin

21 Mart 2009

YÖK üyeliğine atanan AKP’li milletvekili adayı Sait Bilgiç, gazetecilerin bu durumu kendisine hatırlatması üzerine “YÖK üyeliği benim için onur verici bir görev. Ben şu anda YÖK üyesiyim ve bilim adamıyım. Herhangi bir siyasi partiyle ilişkim söz konusu değil. Bana görevimle ilgili sorular sorun” demiş.
Kendini canı gönülden kutluyoruz. Hele bir de sözlerinin arkasında durursa, sadece kutlamakla kalmaz, işte bilim adamı dediğin böyle olur diye herkese örnek gösteririz.
Umarız YÖK Başkanı ve TÜBİTAK Başkanı gibi olmaz. Çünkü onların artık sizin gibi göğüslerini gere gere biz bilim adamıyız, hiçbir partiyle ilişkimiz yok diyecek halleri kalmadı. Deseler de inandırıcılıkları tükendi. Ne olur siz de onlar gibi olmayın. Bu sözlerinizin arkasında durun.
Çünkü bilim adamı gibi bilim adamlarına da hasret kaldık!..

Kolejler
Tüm Özel Öğretim Kurumları Derneği TÖDER, bugün çok önemli bir toplantıya ev sahipliği yapıyor! Gazetelere çarşaf çarşaf ilan

Yazının Devamı

‘Sayın Gül kimin Cumhurbaşkanı?’

20 Mart 2009

Başbakan Erdoğan o kadar çok konuşuyor ki, bazen ağzından maksadı aşan kelimeler de çıkabiliyor. Tıpkı Cumhurbaşkanı’nı da kendilerinden saymaları gibi. Aksini düşünmek “enayilik” olur diyenler çok çıkacaktır. Ama Başbakan da dahil hiç kimse Cumhurbaşkanlığı makamını kendi tarafı gibi görmemeli, göstermemeli!
Hatırlanacağı gibi, Akdeniz Üniversitesi Rektörü Mustafa Akaydın seçimi açık ara kazanmış, YÖK’ten Çankaya’ya gönderilen listede ilk sırada yer almış ama rektör olarak atanmamıştı. Çünkü Çankaya’dan veto yedi. O da yoğun baskılar üzerine siyasete girdi. Şimdi CHP’nin Antalya büyükşehir belediye başkan adayı. Ve elinden “çalınan“ rektörlüğünün yerine başkan olmakta kararlı. İşte bu yüzden de Başbakan Erdoğan’ın hedefi haline gelmiş. Antalya mitinginde “O zaten üniversitesini bile iyi yönetemedi, o yüzden biz onu atamadık” demiş. Akaydın şimdi soruyor:
“Biz atamadık” sözü çok tehlikeli. Bu söz Sayın Cumhurbaşkanı’na da çok ciddi bir eleştiri niteliği yarattı. Şimdi Sayın Cumhurbaşkanı Türk toplumuna izah etmek zorunda, bu ‘biz’in içinde mi değil mi? İçindeyse, AKP’nin Cumhurbaşkanı durumuna düşecektir. Eğer dışındaysa, Sayın Başbakan’ı ciddi şekilde eleştirmesi ve kamuoyuna

Yazının Devamı

Eyüboğlu bile gittikten sonra...

18 Mart 2009

Türkiye Özel Okullar Birliği Başkanı Rüstem Eyüboğlu, 10 yıldır sürdürdüğü görevinden ayrılmış. Yerine de yine bir özel okulcu olan Cem Gülan seçilmiş. Yeni başkana bu zor süreçte başarılar diliyoruz. Eyüboğlu’na da yaptıklarıyla, yapamadıklarıyla mazide hoş bir seda bıraktığı için teşekkür ediyoruz. Zor günler geçiriyor. Allah sabır versin...
Hükümet, nihayet krize yönelik paketler açmaya başladı. Otomotiv sektörü bu sayede bir anda canlandı. Tekstilciler ve turizmciler de atakta. Onlar da ısrarla sıranın kendilerine gelmesini istiyor. Peki ya eğitim sektörü? Onlar için de bir paket açılmayacak mı?
Otomobilden vergiyi indiren devlet, eğitimden alınan vergiyi düşürmeyecek mi? Hadi onlar bunu düşünmedi, birileri onlara bunu hatırlatmayacak mı?
Muhalefet partileri, sivil toplum örgütleri, dernekler, medya ne için var? Onlar da eğitimi ihmal ederse, yarın seçmenden, üyelerinden, kamuoyundan hangi gerekçeyle destek isteyecekler?
Yeni Başkan Gülan’ın ilk icraatı, eğitimdeki vergi oranlarının düşürülmesi için kamuoyu yaratmak olmalıdır. Yoksa kaçan velileri, boşalan okulları yeniden toparlamak çok zor, hatta imkânsız hale gelebilir.
Tüm ekonomik göstergeler, krizin en az bir yıl

Yazının Devamı

Bitsin artık şu Darwin tartışması

17 Mart 2009

Hani “Bir deli bir kuyuya bir taş atar bin akıllı çıkaramaz” derler ya, işte Darwin tartışması da o noktaya geldi. TÜBİTAK geri adım attı ama tartışmalar bitmek bilmiyor.
Geçen hafta, Başkan Yetiş ve eski BÜ Rektörü Sosyal neden bu konuda neden hiç konuşmuyorlar, demiştim. Onları çok iyi tanıyanlardan mail’ler yağdı. İşte bir tanesi:
“Ekte TÜBİTAK Bilim Kurulu üyelerinin yayın, atıf ve H-index’lerini göreceksiniz. 2003’ten önce atananlar ile sonra atananlar arasında dağlar kadar fark var. Özellikle Ayşe Soysal, Türkiye şartlarında inanılmaz bir başarı elde etmiş, tüm kategorilerde sıfır çekerek 50d ile işine son verilen asistanlardan bile daha az bilimsel yayın ile oraya kadar yükselebilmiş. Şimdi bu durumda kendisini TÜBİTAK Bilim Kurulu’na atayanlara bir şey diyebilir mi sizce? Tebrik etmek lazım.”
Listeyi yayımlamak istemiyorum çünkü bu kararı alan Cebeci’nin, Başkan Yetiş’in ve Sosyal’ın, neredeyse hiç yayını yok. Bu konuda yapılan diğer yorumlar ise TÜBİTAK’ı daha fazla yıpratmanın ötesinde bir işe yaramaz...

TÜBA ne diyor?
Türkiye Bilimler Akademisi TÜBA’nın bu konuda alacağı tavır da çok merak ediliyordu. Sessiz kalmadılar. TÜBİTAK’tan yana değil, bilimden yana tavır

Yazının Devamı

Dünyaya kimler yön veriyor?

15 Mart 2009

Dünden bugüne dünyayı değiştiren o kadar çok olay var ki bunların en başında da bilimsel buluşlar geliyor. İlk çağlarda en büyük buluş ateş ve tekerdi. Sonra içinde bulunulan yüzyıla göre çağa damga vuran icatlar da değişti. Buharlı makineler, elektrik, telefon, televizyon, internet ve daha neler neler. Bu konuda binlerce örnek sayılabilir. Pek çoğu da bugün, çocuk oyuncağı gibi alaya alınabilinir. İlk icat edildiklerinde de alındılar. Ama tüm bunlar gelişmeleri durduramadı.
Örneğin ilk otomobiller ve bilgisayarlar bulunduğunda bunları kim kullanmak ister ki diyenler çok oldu. Ama her ikisi de yaşamımızın bir parçası haline geldi. Aslında bu konuda bir listeleme yaparkan, yaşadığımız çağları 50’şer yıllık, 100 yıllık dilimlere ayırıp ona göre bir değerlendirme yapmak gerekir. Hatta içinde bulunduğumuz son 100 yılı, 10’ar yıllık peryodlara ayırmak belki de en doğrusu olur. Son 3 bin yılda kat edilen teknolojik gelişmelerden çok daha fazlasının son 50 yılda gerçekleştiğini söyleyen bilim insanlarının sayısı bir hayli fazla.
Görünen o ki, önümüzdeki 5-10 yılda gelinen nokta da son 50 yıldan çok daha ileride olacak. Aslında şu sorunun cevabını aramak galiba en doğru olacak: Dünyanın

Yazının Devamı

Abdest suyunda zaman aşımı

14 Mart 2009

Önceki yılın en önemli tartışmalarından biri de abdest suyu ile ilgili tartışmalardı. Bugün nasıl Darwin tartışılıyorsa, dün de o tartışılıyordu. Abdest suyunun alyuvarları artırıp artırmadığına yönelik tartışmalar öyle bir noktaya gelmişti ki mutlaka bir “kurban“ verilmesi gerekiyordu ve verildi de. Meğerse yalanmış.
Bakan Çelik, hemen her konuda olduğu gibi bu konuda zeytinyağı gibi olayların üzerine çıkıverdi. Sanki konunun muhatabı hiç kendisi değilmiş gibi sorumluları hep başka yerde aradı. Baskılar artınca da, söz konusu bölümün okutulmaması için genelge yayımlayıp Talim Terbiye Kurulu Projeler Dairesi Başkanı Namık Sönmez’in görevden alınması için de soruşturma açtırdı.
Aradan onca zaman geçtikten sonra anlaşıldı ki, Namık Bey hâlâ görevinin başında ve muhtemelen abdest suyuyla ilgili bilgiler hâlâ okutulmaya devam ediyordur.
Ankara’da ne zaman bir olay ortaya çıksa hep aynı yöntem izlenir. Tepkiler artıp tansiyon yükselince, kamuoyunu rahatlatmak için bazı kararlar alınır, daha doğrusu alınır gibi yapılıp yine bildiklerini okurlar. Tıpkı bu konuda olduğu gibi. İşte bu yüzden de herkes bildiğini okumaya devam eder. Mahkeme kararları uygulanmaz, yasalar da görmezden

Yazının Devamı

Saadet, AKP’ye ‘dur’ diyecek

13 Mart 2009

Gül ve Erdoğan gibi, Saadet Partisi kadroları da Erbakan Hoca’nın talebeleri. Ama yollar çoktan ayrılmış. SP Genel Başkanı Prof. Dr. Numan Kurtulmuş ve İstanbul adayı Prof. Dr. Mehmet Bekaroğlu, isteselerdi AKP’ye katılıp, bugün çok önemli koltuklarda olabilirlerdi. Ama bunu hiç düşünmemişler. Değişmeyip, aynı çizgide kalmayı tercih etmişler.
Kurtulmuş ve Bekaroğlu önceki gece Haliç Üniversitesi’nde Genç Bakış’ın konuklarıydı. Hedeflerinde ise eski “yoldaşları” vardı. İktidarı her açıdan başarısız buluyorlar. Alternatif olarak da kendilerini görüyorlar.
SMS anketinden ise çok çarpıcı bir sonuç çıktı. AKP’nin yüzde 40’ın altında kalacağı iddialarını sorduk. Yüzde 80 evet dedi. Artık temenni mi yoksa tespit mi, 29 Mart’ta göreceğiz.
İşte programdan satırbaşları:

Numan Kurtulmuş:
- Bu topraklarda özgürlük ve bağımsızlık içinde yaşayan herkes, en az Kurtuluş Savaş’ına duyduğu saygı kadar Mustafa Kemal Atatürk’e de saygı duymalıdır. Bu, bu ülkenin çocuğu olmanın vermiş olduğu bir görevdir.

Yazının Devamı