ÖSS’de katsayılar değişiyor

17 Ocak 2009

Yüz binlerce üniversite adayının dört gözle beklediği, ÖSS’ye yönelik yeni düzenlemelerin ana hatları belli oldu. Başvurular, 16 Şubat-29 Mart tarihleri arasında yapılacak. Meslek lisesi mezunlarının, en azından kendi alanlarına yönelik fakültelere eşit koşullarda girme projesi, eşleştirmede yaşanan sorunlar nedeniyle, gelecek yıla ertelendi.
Bu yıl olması muhtemel en büyük değişiklik, katsayılar arasındaki makasın daraltılması. 03-08 şeklinde olan katsayıların 06-08 haline getirilmesi bekleniyor. Böylece, alan dışı bir tercih yapan öğrencinin kazanma şansı, önceki döneme göre yüzde 50 daha artmış olacak. Örneğin, meslek lisesinden mezun olan bir öğrencinin hukuka girmesi için fazladan en az 45 soru yapması gerekiyordu. Şimdi bu sayı 25 civarına inecek.
Meslek lisesi mezunlarına, kendi alanlarıyla ilgili fakültelerde, tıpkı lise birincilerine ayırılan kontenjanlar gibi, yani öğrencilerin kendi aralarında puan sıralamasına sokulacağı yüzde 5’lik bir kontenjan ayırılması da gündemde. Ancak eşleştirme işlemi gerçekleşmediği için o da gelecek yıla kalabilir.
Peki, YÖK bütün bu düzenlemeleri neden şimdiye kadar yapmadı derseniz, eski alışkanlıktır derim. Kişiler ve bakış açıları ne

Yazının Devamı

‘Milletvekili dokunulmazlığı kalksın’

16 Ocak 2009

Genç Bakış’ta bu haftanın SMS anketi, “Milletvekili dokunulmazlığı kalksın mı, kalkmasın mı?” şeklindeydi. Müthiş bir sonuç çıktı. Katılımcıların yüzde 99’u milletvekili dokunulmazlığının kaldırılmasını istedi.
Baralor Birliği Başkanı Özdemir Özok ve emekli Albay Erdal Sarızeybek’in konuk olduğu programda, derin devletten faili meçhul cinayetlere, Türkiye üzerine oyunlar oynayan dış güçlerden Ergenekon’a kadar tüm güncel tartışmalar masaya yatırıldı.
Hemen her konuda gelinen son nokta siyasiler oldu. İşte bu yüzden de Türkiye bir arınmaya gidiyorsa, herkes gibi siyasilere de dokunulsun. Onlar da gerektiğinde yargı karşısına çıksın denildi.
Ankara’nın siyasi gerginliği üniversitelere de fazlasıyla yansımış durumda. Hacettepe Üniversitesi’nde gerçekleştireceğimiz Genç Bakış‘ı, program yapmaya elverişli bir atmosferin olmaması nedeniyle 7 yıldır ilk kez stüdyoda yaptık.
İşte programdan satırbaşları:

Erdal Sarızeybek

Yazının Devamı

YÖK katsayılar için toplanıyor

14 Ocak 2009

Ne zaman gündeme gelse büyük fırtınalar kopartan katsayılar, yarın toplanacak YÖK Genel Kurulu’nda yeniden ele alınacak. Bu toplantıda başta imam hatipler olmak üzere tüm meslek liselerine önemli avantajlar sağlanması bekleniyor.
Bu yüzden, YÖK üyelerinden bazılarının protesto amacıyla toplantıya katılmayacakları belirtiliyor. Bu üyeler, toplantının içeriğiyle ilgili olarak kendilerine henüz ne bir gündem ne de ayrıntı geldiğine dikkati çekerek, “Toplantıya gidip de neyi konuşup, neyi tartışacağız. Oldubittiye getirilip sistem değiştiriliyor. Biz buna alet olmayız dediler.”
YÖK’ten gelen bilgiler ise bu yılki değişikliğin sınırlı olacağı, asıl büyük değişikliğin önümüzdeki yıllarda gerçekleşeceği yönünde.
Meslek lisesi mezunları, bu yıl, kendi alanlarıyla ilgili fakültelere girişte düşük katsayı uygulaması nedeniyle puan kaybına uğramayacak. Ama, yapılacak büyük değişiklikten sonra herkes mezun olduğu liseye bakılmaksızın istediği yere girebilecek.

Önleri açılsın ama!..
Bu yılki düzenlemeyle, hangi meslek liselerinden mezun olanların hangi fakültelere başvuracağına yönelik eşleştirme ise YÖK tarafından gerçekleştirilecek. Bu çerçevede, bazı meslek liselerinin başvuru

Yazının Devamı

Dershane zincirine yargı freni (2)

13 Ocak 2009

Dershane sektöründe fırtınalar kopuyor. Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin aldığı “Dershane Zinciri”ne dur kararı, pek çok endişeyi de beraberinde getirdi. Zincir dershanelerin kapanmasının yanı sıra Maliye’nin de devreye girerek, geriye dönük yüklü miktarda vergi çıkaracağı dilden dile konuşuluyor. Milli Eğitim Bakanlığı ise sessizliğini koruyor. Bu arada MEB’in de 625 sayılı Özel Öğretim Kurumları Yasası değişmeden, yasal olmayan bir şekilde zincir dershanelere izin verdiği gerekçesiyle başının ağrıyacağını söyleyenlerin sayısı artıyor.
Bu konudaki gelişmelere geçmeden önce, isterseniz, Yargıtay’ın aldığı kararın son bölümüne bir göz atalım:
“556 sayılı KHK’de de markanın nerelerde kullanılacağı gösterilmiş bulunduğundan, bunun dışında markanın işletme adı olarak kullanılması yasal bir kullanım olarak kabul edilemez. Şubelerle ilgili olarak TTK’nın 50. maddesi ve bazı özel kanunlarla düzenlemeler getirilmiş olup, (5174 SK, 5411 SK) yukarıda da belirtildiği üzere marka lisansı şube olma yetkisi vermez. Bu itibarla davalının dayandığı marka lisansının kendisine sadece marka kullanma hakkı vereceği, buna rağmen davalının işlettiği dershane girişine işletme adı olarak Özel K.

Yazının Devamı

Dersane zincirine yargı freni

11 Ocak 2009

Dersanecilik öyle kârlı bir sektör oldu ki, tekelleşmeyi de beraberinde getirdi. Büyük dersaneler pıtarak gibi yayıldı. Büyük kentlerde ve Anadolu’da yüzlerce şubeye ulaşanlar var. Zincir büyüdükçe de yerel dersaneler yok olma noktasına geldi.
İşte bu noktada ticaret mahkemeleri devreye girdi. Bazı dersanelerin, aynı isim altında yüzlerce şube açarak ya da isim satarak haksız rekabete yol açtıkları gerekçesiyle yargıya gitmeleri ve yargının da onları haklı bulması, bu sektörde çok önemli gelişmelere neden olacak.
Söz konusu davanın iki tarafıyla da uzun uzadıya konuştum. Kazanan taraf, yargı kararının, Milli Eğitim Bakanlığı tarafından bir an önce dikkate alınması gerektiğini söylüyor. Aksi takdirde, gelişmelere göz yumduğu ve yargı kararlarını yerine getirmediği için MEB hakkında da yeni bir davanın açılacağının sinyallerini veriyor.
Kaybeden taraf ise zaten yanlış bir projeydi, faturası bize de ağır oldu, elbette yargı kararına uyulacaktır, gereği yerine getirilecektir duyarlılığında.
Gelişmeleri hep birlikte izleyip, göreceğiz...

Nerden nereye?..

Yazının Devamı

Gürüz, Aygün, Ergenekon, yargı ve Ankara?..

10 Ocak 2009

Kemal Gürüz’ü 25 yıldır tanıyorum. Doğramacı’ın, Mehmet Sağlam’la birlikte çok sevdiği gençlerden biriydi. Aynı dönemde Sağlam’ı 19 Mayıs’a, Gürüz’ü de Karadeniz Üniversitesi’ne rektör yaptı. Daha sonra, sırasıyla her ikisini de YÖK Başkanlığı’na getirdi. Gürüz, akademik hayatı tercih etti. Sağlam ise siyasete girdi. Önce DYP’den Milli Eğitim Bakanı oldu. Şimdi de AKP milletvekili olarak TBMM Milli Eğitim Komisyonu Başkanı. Gürüz ise gözaltında. Nereden nereye...
Sinan Aygün gözaltına alındığında da aynı duyguyu yaşamıştım. Aygün gibi, Gürüz de başkentin önde gelen isimlerinden biri. Görüşmedikleri, konuşmadıkları kimse yoktu. Eğer onlar suçluysa, tüm Ankara, suçlulara yataklık etmekten sorgulanmalı.
Dahası, ülkenin altına oyacak, farklı noktalara götürecek ve en önemlisi de düzeni bozacak kadar işi ileri götürdülerse, bu nasıl Ankara ki bugüne kadar uyumuş! Yok eğer varsayımlardan yola çıkılarak bu noktaya gelindiyse o da ayrıca tartışılmalıdır.
Aygün ve Gürüz’ün ortak noktaları, dobra dobra konuşmaları. Kimileri gibi etrafı kollayıp, dinlenip dinlenmediğinden emin olup ondan sonra mangalda kül bırakmayanlardan değiller. İçinden geçenleri olduğu gibi söylerler. Gizlileri

Yazının Devamı

“Gazze’ye barış zor gelir!

9 Ocak 2009

Dünyayı ayağa kaldıran Gazze’deki insanlık dramı, görünen o ki daha uzunca bir süre devam edecek. Uzadıkça da duyarlılıklar azalacak, ilgi yok olacak. Televizyon reytingleri toplumun aynası gibi. Önceki gece Gazze’deki dramı ele aldığımız Genç Bakış ile aynı saatte, bir başka kanalda magazin programı vardı. Ve gördük ki, magazin dünyasının şatafatlı kareleri, Gazze’deki facidan daha fazla ilgi görmüş. Hayret ki hayret!..
Bir başka ilginç nokta ise Gazze’ye asker göndermeye yönelik SMS anketiydi. Her ne kadar Başbakan Erdoğan, bu boynumuzun borcu demeye getirse de, halkın ancak yüzde 51’i onay verdi.
İstanbul Ticaret Üniversitesi öğrencilerinden önemli bir bölümü tartışmaların çok uzağında kalırken, bir bölümü “Hamas’a terörist diyenler, 3 gün aç susuz kalsalar bakalım ne yaparlar?“ noktasındaydı.
İşte programdan satırbaşları:

Mithat Bereket (Gazeteci)
- Ben bu filmi üçüncü kez izliyorum. Sürpriz bir durum yok. Bir güç mücadelesi var. Bir yerde İsrail, bir yerde Hamas, arada Gazzeliler eziliyor.

Yazının Devamı

Hani herkes daha özgür olacaktı?

7 Ocak 2009

AKP, iktidara “daha fazla özgürlük“ sloganıyla geldi. “Bireylerin özgürlüklerini sınırlayan oldubittilere karşı dur diyeceğiz” sözü verdi. Diğer alanlarda ne yaptıkları uzun uzadıya tartışılır. O ayrı bir konu. Ama öğretim üyeleri için getirilen “Sivil toplum örgütlerine üye olmadan önce izin alın“ kararı tam anlamıyla bir gözdağı.
YÖK bu konuda üniversite rektörlerine diyor ki: “Çeşitli kamu kuruluşlarının veya meslek kuruluşlarının yönetim veya denetim organlarında görev yapmak üzere ilgili kurum hükümleri uyarınca görev alan üniversite öğretim elemanlarının bu görevi yerine getirebilmeleri ancak YÖK kanununun 38. maddesi kapsamında görevlendirmeleriyle mümkün olacaktır. Aksi takdirde, 2547 sayılı YÖK kanununun 36. maddesi çerçevesinde görev yapan öğretim elemanlarının söz konusu kuruluşlarda görev yapmaları mümkün olmayacaktır.”
YÖK Başkan Vekili İzzet Özgenç imzasıyla gönderilen bu yazı ne anlama geliyor? İşte meali:
“Ey rektörler, hocalarınıza sahip çıkın! Bizi ya da iktidarı eleştiren kurumlara veya sivil toplum örgütlerine gidip de başımızı ağrıtmasınlar. YÖK’ün ya da iktidarın başı ağrırsa, sizin de başınız ağrır. Haberiniz ola.”
YÖK kanununun söz konusu 38’inci

Yazının Devamı