Burs, burs, burs

30 Ağustos 2000


       Üniversite sınavını kazanamayan yüz binlerce genç mutsuz. Evlerinde tam bir matem havası var. Peki ya kazananlar cephesinde durum ne? Hepsi sevinçli mi? Nerdeee...
       On binlerce genç, ÖSS'yi kazandığı halde, üniversiteli olmanın coşkusunu yaşayamıyor. Üniversiteye ilk adımın maliyeti en az 500 milyon lira. Oysa bu para pek çok aile için bir servet. Yurt, yemek, ders kitapları, üniversite harcı, yol masrafları bir araya gelince ortaya altından kalkılması güç bir fatura çıkıyor...
       Yurt için devlete başvuranların çoğu yine ret cevabı aldı. Devletin verdiği 15 milyon liralık burs ile ise bırakın Ankara, İstanbul, İzmir'de, Erzurum, Van, Konya'da bile geçinmek mümkün değil. O halde bu öğrencilere kim sahip çıkacak? Tarikatlar, farklı amaç güden dernekler ve terör odakları mı?..
       Her yıl on binlerce üniversiteli genç ekonomik olanaksızlıklar yüzünden heba olup gidiyor. Batık bankalara, şirketlere, hayali ihracatçılara peşkeş çekilen paraların onda biri gençlere ayrılsa, tüm sorunları çözülür. Ama onları düşünen kim! Tek

Yazının Devamı

1581 lise 1.'si açıkta kaldı!

29 Ağustos 2000


       Yüz binlerce evde dün yas vardı. ÖSS'yi kazanan 953 bin adaydan 700 bini açıkta kaldı. Üniversiteyi kazananlardan ilk 5 tercihine yerleşip gerçekten mutlu olanların sayısı ise 30 bini geçmez. Zaten sınav sonuçları da, kazandı gibi gözükenlerin, sonraki yıllarda şanslarını yeniden denediklerini açıkça ortaya koyuyor.
       Dikkat çeken en çarpıcı sonuç ise 5 bin 692 lise birincisinden bin 581'inin açıkta kalması. Yani hiçbir yeri kazanamamaları. Sadece bu veri bile sınav sisteminin sil baştan yeniden ele alınması için yeter de artar. Ama sıkı durun. Her biri vay be dedirtecek daha pek çok veri var. İşte bazıları:
       * Liseyi bu yıl bitiren adayların kazanma oranı yüzde 21'de kalırken, bu oran önceki yıllarda yerleşemeyenlerde yüzde 36'ya, daha önce üniversiteye yerleşmiş olanlarda yüzde 33'e, bir yükseköğretim kurumunu bitirmiş olanlarda ise yüzde 35'e çıktı. Anlayacağınız yeni mezunların yüzde 79'u açıkta kalırken bu işten en karlı çıkan sektör dershaneler oluyor...
       * Meslek liseleri için üniversiteye girmenin hayal olduğu bir

Yazının Devamı

Dinmeyen gözyaşı

13 Ağustos 2000


       Üniversite adaylarının tercih faslı bitti. Sonuçlar ay sonunda açıklanacak. Onbinler sevincek, yüzbinler üzülecek. Böyle geldi, böyle de gideceğe benziyor. Bu anormal duruma öyle ya da böyle alışmıştık. Ama aradan yıllar geçse de alışamayacağımız, hazmedemeyeceğimiz bir YÖK dayatması var ki, bunu hiç ama hiç unutmayacağız...
       İşte size yorumsuz bir mektup. Meslek lisesi mezunlarını nasıl hayattan koparttığımıza, nasıl umutsuzluğa sürüklediğimize, nasıl devlete, kurumlara, hukuka olan güveni sarstığımıza çok çarpıcı bir örnek. Umarız hala üç maymunu oynayan Ankara'dakilerden birinin dikkatini çeker...
       "Meslek lisesi mezunuyum. ÖSS'de 182 puanım, 162'ye düştü. Benden daha düşük puan alan arkadaşlarım büyük bir heyacanla, umutla tercihlerini yaptılar. Ama ben meslek lisesi mezunu olmam nedeniyle tercihimi yapamadım. Bunun ne zor şey olduğunu duyarsız politikacılar bilemez. Duyarsız Milli Eğitim Bakanı ve YÖK Başkanı da bilemez. Şu anda bunları yazarken gözyaşlarımı tutamıyorum.
       Bu genç yaşta hayallerim yıkıldı. Devlete,

Yazının Devamı

Sınav hakkı

12 Ağustos 2000


       On binlerce lise öğrencisi, hiç haberleri olmadan yükseltilen sınıf geçme notu nedeniyle mağdur durumda. Bir ay sonra okullar açılacak. Bakanlıktan hala bir açıklama yok. Yeni bir sınav hakkı mı verilecek, yoksa baraj notu mu aşağı çekilecek hiç belli değil.
       Bakanlık öğretmen açığını kapatmak için nasıl ki, Devlet Memurluğu Sınavı DMS'de puan barajını aşağı çektiyse, geç alınmış ve yeterince duyurulmamış kararından kaynaklanan sınıf geçme barajında da indireme gidebilir...
       Yüzlerce, binlerce örnek var. 2.5'la sınıf geçirilirken, not barajı bir anda 3'e çıkartıldı. Ama öğrencilerin çoğu iş işten geçtikten sonra olayın farkına varabildi. 2.90'la, 2.98'le sınıfta kalanlar oldu. Hem de çok sayıda. Bakanlık, haziranda not yükseltme sınavı vardı, öğrenciler şimdi feryat edeceklerine o zaman sınava girip notlarını yükseltselerdi diyebilir. Ama onlara da, okulların kapanmasından üç gün sonra yapılan bir sınav, ne kadar adil olur diye sormazlar mı? Öğrenci yıl boyu yükseltemediği notunu, hiç hazırlanmadan üç günde nasıl artırabilsin?..
     &

Yazının Devamı

Olacağı buydu

11 Ağustos 2000


       Düne kadar peşinde koşulan kolejlerin çoğu boş kaldı. Robert, Alman, Avusturya, Üsküdar Amerikan, Koç ve diğerleri. Hiçbiri asil kayıt döneminde kontenjanını dolduramadı. Pek çoğuna tek kayıt dahi yapılmadı. Yedeklere gün doğdu!..
       Kolej sahiplerine sorarsanız bu vahim durumun gerçek nedeni, 8 yıllık kesintisiz eğitim. Giriş sınavlarının 5'ten 8'inci sınıf sonrasına kaydırılması nedeniyle, kolejlere henüz gerçek anlamda bir talep oluşmadı. Bu yaş kuşağından koleje ilgisi olanlar zaten önceki yıllarda istedikleri okullara girmişlerdi. 8 yıllık temel eğitim, ilk mezunlarını gelecek yıl verecek. Dolayısıyla kolejler önünde yine uzun kuyruklar oluşacak diyorlar...
       Olsa olsa buna züğürt tesellisi denir. Kolejler bu kez gerçekten SOS veriyor. Eğer hala görünmezden gelinirse Türk eğitim sistemi, onarılması güç derin bir yara daha almış olacak...
       Bu nasıl eğitim politikasıysa, özel yüksek öğretim kurumları sınırsızca desteklenirken, özel ilk ve ortaöğretim kurumları adeta batıp yok olsunlar diye çaba harcanıyor. Hem de devlet,

Yazının Devamı

Zor karar

10 Ağustos 2000


       Bir milyona yakın genç ve aileleri için yarın tarihi bir gün. Özenle hazırlanan tercih listelerine, bugün son şekli verilerek, ÖSYM'ye iletilmek üzere yarın lise müdürlüklerine teslim edilecek.
       Hemen ardından sınav maratonunun en zor dönemi başlayacak. Kimin nereyi kazandığı açıklanıncaya kadar her gece kabusa dönüşecek. İlk 100'e girenlerin dışında hemen hemen hiç kimsenin istediği yeri kazanması yüzde yüz kesin değil. Nitekim, geçen yıl yabancı dilde Türkiye birincisi olan öğrencinin ilk tercihine giremediğine de şahit olduk. İşte bu yüzden tercihlere son şeklini verirken, gelin listelere son bir kez daha birlikte göz atalım. Eldeki puana göre girilebilecek en iyi yere girmenin yollarını arayalım...
       Eğer aşağıdaki soruların bir tekine bile hayır cevabı veriyorsanız, bilin ki üzerinde daha düşünmeniz gerekiyor...
       * Tercih listesine aldığınız herhangi bir fakülteyi kazandığınızda, en az ilk tercihinizi kazandığınız kadar sevinebilecek misiniz?
       * Kazandığınız bölümde zevkli ve

Yazının Devamı

Boğaziçi, Çankaya, Gürüz

9 Ağustos 2000


       Boğaziçi Üniversitesi'nde önceki akşam rektörlük devir teslim töreni vardı. Diğerlerinden çok farklıydı. Sımsıcak duygular hakimdi. Eski rektör Üstün Ergüder de, yeni rektör Sabih Tansal da göz yaşlarını tutamayanlar arasındaydı...
       Tören, org resitaliyle başladı, piyona resitaliyle devam etti ve bahçede gecenin geç saatlerine kadar nostaljik parçalar çalan orkestranın hoş nağmeleri arasında veda dansıyla noktalandı.
       Boğaziçi, ülkemizin en köklü ve Batı'ya en yakın kurumlarından biri olmasına karşın, böylesi bir törene ilk kez ev sahipliği yaptı. 35 yıldır suskunluğa bürünen tarihi org da ilk kez İbrahim Yazıcı ile hayat buldu.
       Üstün Ergüder, 1992'de rektörlük koltuğuna oturduğunda, bu zorlu görevinde yardımına ilk koşanlardan biri de seçimdeki rakibi Sabih Tansal olmuş. Önce rektör yardımcısı olarak, ardından da dekan olarak Ergüder'in hep yanında yer almış. Şimdi aynı koltukta Ergüder'e karşı iki dönem seçim kaybeden Sabih Tansal oturuyor. Ona her türlü desteği vaat eden ilk isim de bu kez eski rektör Üstün Ergüder.

Yazının Devamı

Olmadı Sayın Bakan

8 Ağustos 2000


       Milli Eğitim Bakanı Metin Bostancıoğlu açıkladı: Anadolu liseleri, fen liseleri ve süper liseler kapanıyormuş. Projeye göre, 70'i aşkın lise türü üç tip lise çatısı altında toplanacakmış.
       Anadolu liseleri, fen liseleri ve süper liseler genel lise, turizm, ticaret, kız teknik ve erkek teknik liseleri meslek lisesi, imam hatip ve bezeri okullarda imam hatip liseleri adı altında öğrenimlerine devam edeceklermiş.
       Şimdi bu da nereden çıktı demeyin. Koskoca bakan öyle diyor. Gazeteler manşetten duyurdu. Televizyonlar da ilk haber olarak verdi. Siz hala duymadıysanız. Yuh olsun size. Eğitimin ne kadar da uzağındasınız!..
       İki gündür veliler, öğrenciler, dershaneler, öğretmenler, eyvah okullarımız kapanıyor diye panik içinde. Oysa ortada somut hiçbir şey yok. Bakan Bostancıoğlu, eğitimin binlerce sorununa çözüm getireceğine, yeni sorunlar yaratma peşinde. Tamam son Milli Eğitim Şurası'nda benzeri tavsiye kararları alındı. Ama ona gelinceye kadar daha yapılacak o kadar çok iş var ki!..
      

Yazının Devamı